• Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
TRT Haber 11.05.2021 13:55

Ülke Profili: Somali

21 yıl süren iç savaşın ardından toparlanmaya çalışan ve jeostratejik öneme sahip olan Somali, iç siyasi ve askeri kargaşayla uğraşmaya devam ediyor.

Ülke Profili: Somali
[Harita: TRT Haber]

Somali, Eritre, Cibuti ve Etiyopya’nın bulunduğu Afrika kıtasının kuzeydoğusunda yer alan ve Afrika Boynuzu olarak adlandırılan bölge; Avrupa, Afrika, Ortadoğu ve Asya’yı birbirine bağlayan küresel deniz ticaret yolu konumundaki Kızıldeniz’i kontrol etmesi dolayısıyla jeostratejik öneme sahip.

1960 yılında bağımsızlığını kazanan Somali, 1991 yılında General Muhammed Siad Barre rejiminin yıkılması ile birlikte iç savaşa sürüklendi ve tüm devlet kurumlarının çökmesiyle Soğuk Savaş sonrasının ilk “başarısız devlet” örneğini oluşturdu.

Şimdi gelin, Somali'ye biraz daha yakından bakalım.

Grafik: TRT Haber / M. Furkan Terzi[Grafik: TRT Haber / M. Furkan Terzi]

Yakın tarih

19’uncu yüzyılın sonuna değin Geledi Sultanlığı, Majeerteen Sultanlığı, Harar Emirliği ve Osmanlıların egemenlik sürdüğü bölgede Umman ve Zanzibar yayılmasının da zaman zaman etkileri 19’uncu yüzyıl içinde görüldü.

Eski ve Ortaçağ’da kavşak noktası olarak Doğu Afrika kıyıları kritik bir konumdayken, Süveyş Kanalı’nın 1869 yılında açılmasından ve Mısır’ın İngilizlerin ele geçmesinden sonra Bab’ül Mendep (Hüzün Kapısı) Boğazı tekrar gündeme geldi.

Sömürgeciliğin ilgisi de unutulmuş gözüken bu topraklara yöneldi. Batılı sömürgecilerin Somali’ye saldırıları 19’uncu yüzyılın son çeyreğinden sonra başladı. Bu anlamda kıta Afrikası’nda sömürgecilikle en geç karşı karşıya gelen topraklar bu bölge oldu.

1884 yılında, İngiltere kuzey Somali’yi, 1892 yılında İtalyanlar Güney Somali’nin bir bölümünü, 1927 yılına kadar da güney Somali’nin kalan bölümünü, 1894 tarihinde de Fransızlar Bab’ül Mendep Boğazı’nı işgal etti.

Bu tarihten sonra sömürgeci kuvvetler Somali’yi beş ayrı bölgeye bölmüşlerdir: İngiltere iki parçasını alarak İngiliz Somalisi’ni, İtalyanlar Güney Somali’yi alarak İtalyan Somalisi’ni, Fransızlar ise Cibuti’yi işgal ederek Fransız Somalisi’ni oluşturdu.

İngilizlerin işgal ettiği bölge İngiliz Somalisi, İtalyanların işgal ettiği bölge İtalyan Somalisi ve Fransızların işgal ettiği bölgede Fransız Somalisi olarak adlandırıldı.

Osmanlıların 1882’de Mısır’ı hıdivlik yönetimi kapsamında özerk bırakıp İngiltere’ye terk etmeleri bu bölgedeki güç kaybının ana nedeni oldu ve Trablusgarp Savaşı’na kadar Kızıldeniz’de küçük bir deniz gücü bulundurmalarına rağmen bölgede daha fazla tutunamadılar.

Yeni Sömürgecilik Dönemi olarak adlandırılan 1’inci Dünya Savaşı’ndan sonra Mussolini döneminde İtalyanlar bölgede İtalyan Doğu Afrikası kurarak Etiyopya içlerine kadar ilerledi.

2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra Yeni Sömürgecilik Dönemi yıkılırken, 1960 yılının haziran ayında İtalyan Somalisi, temmuz ayında İngiliz Somalisi bağımsızlığını elde etti.

İngiliz Somalisi'nin bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte, her iki Somali birleşerek bağımsız Somali Cumhuriyeti'ni kurdu.

Siyasi durum

1990’ların başlarından itibaren 20 yılı aşkın süre devam eden iç savaş ve siyasî kaos Somali’ye büyük zararlar verdi. Bugün Somali’nin en çok ihtiyaç duyduğu şey, dış güçlerin müdahalesinden kurtulmak ve siyasî istikrarı sağlamak.

Somali’nin siyasî yapısında ülkedeki klanlar etkin rol oynuyor. 2016 yılı sonunda iki kanatlı olarak yeniden kurulan Federal Parlamento’nun alt kanadı olan 275 sandalyeli Millet Meclisinde Hawiye, Darod, Dir ve Rahanweyn (Digil-Mirifle) 61’er sandalyeye, diğer kabileler ise toplamda 31 sandalyeye sahip.

İç savaş sona ermiş gözükse de ülkedeki siyasî atmosfer ve güvenlik şartları kırılganlığını koruyor. 2007 yılından bu yana Somali’de faaliyet gösteren Afrika Birliği Somali Misyonu’nda (AMISOM) Kenya, Uganda, Burundi, Cibuti ve Etiyopya askeri görev yapıyor.

Ülkede devam eden yeniden yapılanma sürecinde Türkiye de etkin rol oynuyor. Mayıs 2017’de Londra’da düzenlenen ve Türkiye’nin de başbakanlık düzeyinde iştirak ettiği üst düzey toplantıda uluslararası toplumun 2017-2020 dönemine yönelik taahhüt ve beklentilerini içeren Yeni Ortaklık Antlaşması kabul edildi.

Oluşturulmaya çalışılan yeni siyasi yapı içerisindeki öncelikli meseleler, ülkede güvenliğin tam olarak sağlanması, işler bir devlet yapısının oluşturulması, bölge ülkeleri ile ilişkilerin düzeltilmesi, ordunun yeniden yapılandırılması El-Şebab’la mücadele, kamuda aksayan maaşların ödenmesi, kuraklık ve açlıkla mücadele ve anayasa reformu.

İç savaş

1991 yılında Siad Barre rejimi düştükten sonra Somali’de kabileler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle siyasi otorite uzun süre yeniden tesis edilemedi ve 2017 yılına kadar geçen 26 seneye iç karışıklıklar, yolsuzluklar, dış müdahaleler ve sürekli tekrarlanan açlık krizleri damgasını vurdu.

Krizlerle boğuşan ülkede diplomatik çalışmalarla uzlaşma çabaları da görüldü. Bunlar ilk meyvelerini 2004'te verdi.

2004’te Kenya’da yapılan görüşmelerde farklı gruplar arasında imzalanan bir anlaşmayla yeni bir parlamento kuruldu. Ancak 2006’da hükümetin otoritesini paylaşmaya başlayan isyancılar güneyin büyük kısmında kontrolü ele geçirdi. 2006’nın sonlarında ise geçiş hükümetine bağlı birlikler Etiyopya ordusunun da yardımıyla ülkede yeniden kontrol sağlamayı başardı.

Ancak hükümetin bu üstünlüğü uzun sürmedi. 2008’de Eş Şebab başta olmak üzere İslamcı gruplar ülkenin güneyinde kontrolü yeniden ele geçirdi. Etiyopya birliklerinin Ocak 2009’da geri çekilmesiyle birlikte stratejik kentlerden biri olan Baidoa’yı ele geçirdi.

Somali Parlamentosu Ocak 2009 sonunda komşu Cibuti’de bir araya geldi. Parlamentoya muhalif Somali’yi Yeniden Özgürleştirme İttifakı’ndan yeni 149 üye katıldı. Parlamento Federal Geçiş Hükümeti'nin süresini de iki yıl daha uzattı. Yeni başkan olarak da eski isyancılardan ılımı İslamcı Şeyh Şerif Ahmed seçildi.

Ancak askeri gücü gittikçe zayıflayan hükümet, Mayıs 2009’da İslamcı gruplar tarafından bozguna uğratıldı. Bu gruplar başkent Mogadişu’ya saldırdı.

İçlerinde en güçlüsü olan Eş Şebab, Ekim 2009’da rakibi Hizbul İslam’ı liman kenti Kismayo’dan attı. Örgüt, Ağustos 2011’de başkent Mogadişu’dan taktiksel olarak çekildiğini açıkladı.

Ekonomi

Ülkedeki uranyum, doğalgaz, demir, bakır, boksit, ve kalay yataklarının çoğu henüz işlenmemiş durumda. Somali petrol açısından da zengin bir ülke. Ancak petrol yatakları işlenemediği için, bunun ülke ekonomisine bir etkisi yok.

İç savaşın ardından ülkeyi terk eden büyük petrol şirketleri, güvenlik ortamı sağlanamadığı için ülkeye geri dönme konusunda isteksiz. 2013'ün son aylarında Mogadişu yönetimi, bu şirketleri geri dönmeleri yolunda ikna etmeye çalışsa da, bu girişimlerden henüz bir sonuç alınamadı.

Somali, zengin hayvan popülasyonu, tarıma elverişli toprakları, yer altı kaynakları, binlerce kilometrelik sahil şeridi ve yüksek genç nüfusu ile yalnızca Afrika’nın değil dünyanın en büyük ekonomik potansiyeline sahip ülkelerinden biri konumunda.

Ancak Batılı küresel sistemin uzun yıllardır ülkede uygulamış olduğu politikalar, Somali’yi derin bir kaosa sürükledi ve mevcut potansiyelini kullanamaz hale getirdi. IMF ve Dünya Bankası politikaları ile ülke ekonomik krize sürüklenirken, tüm varlıkları ipotek altına alındı, iç savaşı körükleyen siyasî kararlarla ülke siyasî açıdan kaotik bir zemine hapsedildi.

Ülkede ekonomi büyük oranda tarım ve hayvancılığa dayalı. Ancak milyonlarca hektarlık tarım arazilerinin tarım yapılabilen bölümü bugün yüzde 5’in altında. Batılı devletler tarafından endüstriyel tarım sahası olarak kullanılmak istenen Somali toprakları biyoyakıt üretimi için tahsis edilmeye çalışıldı ve böylece Somali’de tarım sektörüne büyük darbe vuruldu.

Dünyanın en büyük doğal hayvan depolarından biri kabul edilen Somali’de BM’ye bağlı Dünya Tarım Örgütünün (FAO) 1989 yılında yaptığı sayımda 10 milyonluk nüfusa karşın 40 milyon küçük ve büyükbaş hayvan varlığı tespit edildi ki bu oranı dünyada yakalayabilen ülke sayısı çok az.

Öte yandan Afrika’nın okyanusa en uzun sınırı olan ülkesi konumundaki Somali, binlerce kilometrelik alanda dünyanın en yüksek kaliteli balıklarına sahip. Ancak savaş yıllarından üretilen korsanlık sorunu ile balıkçılık yapılamaz hale geldi ve Somali kıyıları küresel aktörlerin nükleer ve kimyasal atık sahası haline getirildi, değerli balık varlıkları da talan edildi.

Ülkede uzun yıllar devam eden iç savaş ülkeyi kaçınılmaz olarak ekonomik krize sürükledi, üretim durdu, işsizlik çok yüksek boyutlara ulaştı ve halk yoksullaştı.

Öte yandan iç savaş boyunca tahrip olan altyapı ve binaların yeniden yapılması için inşaat sektöründe önemli bir açık gözükmekte. Bununla birlikte enerji sektörü dışa bağımlı olup, son yıllarda çevre ülkelerde tespit edilen petrol ve doğal gaz rezervleri Somali’yi de umutlandırıyor.

Coğrafya

Somali Afrika kıtasında bulunuyor. Afrika’nın doğusunda Aden Körfezi ile Hint Okyanusu arasındaki hörgüç biçimli Afrika Boynuzu üzerinde yer alan ülkenin kuzeybatısında Cibuti, güneybatısında Kenya, kuzeyinde Aden Körfezi ve Yemen ile doğusunda Hint Okyanusu, batısında ise Etiyopya bulunuyor.

Tropik ve astropik kuşaklar arasında yer alan Somali’de yıl boyunca tek düzelik gösteren bir iklim hüküm sürer. Somalilere göre, ülkelerinde yaz ve kış mevsimi yoktur, “jilaal-kurak mevsim” ve “gu-yağmur mevsimi” vardır.

Ülkede mevsimler bariz bir şekilde görülmemekte, çöl sıcakları hükmetmektedir. Ülkedeki yağış ve sıcaklık miktarı büyük ölçüde güneybatı ve kuzeydoğudan esen muson rüzgârlarına göre değişir.

Mevsim değişiklikleri düzenli değildir; mart-haziran ve eylül-aralık arasında iki yağış mevsimi vardır. Bu mevsimler de bazen kurak geçer. Somali’de yağmur demek hayat demektir.

Doğal kaynaklar

Somali, çoğu henüz el değmemiş halde altın, uranyum, demir, kalay, bakır, boksit ve doğalgaz yataklarına sahiptir. Arap Yarımadası'na yakınlığı nedeniyle petrol açısından zengin olduğu varsayılıyor.

Yapılan araştırmalar sonucunda, kuzeydeki Puntland bölgesinde 5-10 milyar varillik petrol rezervi saptandı ve Somali Petrol Şirketi kuruldu.

Somali hem bitkiler hem hayvanlar açısından rengârenk, çok çeşitli ve zengin bir manzaraya sahip. Ülkede çok sık olarak bilinen akasya ve baobap ağaçları serinlik ve gölgelik yapar. Kuzey bölgelerdeki 'günlük' ağaçları önemli bir buhur ve tütsü kaynağıdır.

Somali dünyanın en büyük günlük ve sarı sakız bitkileri üreticisi. Bundan başka kokanat, palmiye, çam ve ardıç ağaçları bulunuyor. Ülkenin Juba ve Şabel nehirleri arasındaki bölge yeşil bitki örtüsüyle örtülü. Ormanlık bölgenin pek bulunmadığı ülkenin başlıca hayvan çeşitleri, deve, koyun, keçi, sığır, fil, timsah, arslan, leopar, pars ve gazeldir.

En yaygın kuş türleri; deve kuşu, toy kuşu, Afrika tavuğu, balıkçıl, keklik ve yeşil güvercindir. Ülkenin etrafındaki denizler, rengârenk tropikal balık cinsleriyle doludur. Özellikle ton balığı ve köpek balığı oldukça fazla avlanıyor.

ETİKETLER
Sıradaki Haber
Almanya'da ayrımcılıkla ilgili şikayetlerde yüzde 78,3 artış
Yükleniyor lütfen bekleyiniz