Çok Bulutlu 23.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Yaşam
TRT Haber 08.07.2022 12:40

Bu seneki kırkikindi yağmurları soğuk kışın habercisi mi?

Kırkikindi yağmurları kış ve yaz ayları başlarında görülen konveksiyonel yağışların halk arasındaki ismi. Binlerce yıllık bir gözlemin ürünü ve bu sene tam anlamıyla Ankara'da yaşandı. Bu yağmurların yoğunluğu, kış aylarının da şiddetini belirliyor.

okuma süresi
Okuma süresi
Bu seneki kırkikindi yağmurları soğuk kışın habercisi mi?
[Getty]

Mayıs ayından haziran sonuna kadar özellikle Ankara'da yaşanan yağış ve soğuk hava geçişleri bu sene öyle yoğun yaşandı ki, başkent kimi zaman yağışlarıyla ünlü Londra'ya benzetildi.


Yağışlar hala devam ediyor. Ancak kırkikindi yağmurları denilen bu yağışlar her sene aynı şiddette yaşanmıyor. Şiddetli yaşanması ise bir sonraki kış ayıyla ilgili önemli bir bilgi veriyor. Nasıl mı? İklim Bilimci Okan Bozyurt, başkentin konveksiyonel yağışlarının yıllar içindeki değişiminden elde ettikleri verilerin, bu durumu gözler önüne serdiğini anlatıyor.

Ankara'da en sert kışlar en yağışlı yazdan sonra yaşandı

1984 yılının nisan ayı... Ankara o yıl haziran sonuna kadar çok şiddetli konveksiyonel yağışların etkisi altında kalmıştı. 1986 yılındaki mayıs haziran ayları da aynı şekilde yoğun yağış etkisi altında geçti. Ankara en şiddetli kışlarını da o yağışların devamındaki aylarda yaşadı. 1987 kışı sadece Ankara değil, İstanbul için de unutulmazdı.

Fotoğraf: Arşiv[Fotoğraf: Arşiv]

Ankara'daki konveksiyonel yağışları inceleyen İklim Bilimci Bozyurt, 2023 kışının bu veriler doğrultusunda soğuk geçme ihtimalinin yüksek olduğunu anlatıyor:

Bu seneki kırkikindi yağmurları soğuk kışın habercisi mi?

"Bu sene tam anlamıyla kırkikindi yağmurlarını yaşadık. Ankara için söylüyorum, eğer bir sene konveksiyonel yağışlar bu seneki gibi çok şiddetli olursa, bir sonraki kış çok soğuk ve yağışlı geçiyor. Biz bunu istatistiklerle tespit ettik. Bu modele göre Ankara'da önümüzdeki kış çok soğuk geçecek. Ama bu veriler tabii ki değişebilir çok uzun zaman olduğu için. Hava sıcaklığı eksi 15, 20 santigrat derece aralığında olur diye düşünüyorum."

Bu yıl yaşanan kırkikindi yağmurları öyle şiddetli ki, Ankara kimi zaman yağışlarıyla ünlü İngiltere'nin başkenti Londra'ya benzetildi. Okan Bozyurt bu benzerliğin coğrafi olarak kurulamayacağını, Ankara ikliminin hiçbir zaman Londra'ya benzemeyeceğini söylüyor:

"İki şehri neden benzettiler? Son dönemde mayıs ve haziran aylarında yaşanan kırk ikindi yağmurlarından dolayı benzettiler. Londra okyanusal iklimin etkisi altında. Ama biz tam tersi 40'ıncı enlemlerde Doğu Akdeniz Havzası'nda yer alan ve karasal iklim hüküm süren bir yerdeyiz. Dolayısıyla yağış rejimlerinden sıcaklığa, karın yerde kalmasından basınç konumlarına kadar pek çok iklimsel süreç birbirinden farklı."

Şehirleşme, dikey mimari, şehir ısı adası gibi nedenler, yaşanan kırkikindi yağışlarının etkisini artırıyor.

"Ankara iyice betonlaştı, toprak alanı son derece azaldı. Toprak son derece önemli. Gökyüzünden gelen yağış miktarını emen en önemli araç topraktır. Toprağın azalması, betonlaşmanın artması, suyun emilecek ortamına zarar vermeniz anlamına geliyor. Böylece en ufak bir yağışta seller meydana geliyor."

2021'den beri dünyada kısa süreli soğuma var

2021 yılından beri dünyanın küresel ortalama sıcaklarında belirgin bir düşüş yaşanıyor. Bunun en önemli nedeni dünyanın La Nina soğuk evresine girmiş olması. Ancak Türkiye'nin de nasibini aldığı bu soğuma kısa süreli... Okan Bozyurt bu konuya da açıklık getiriyor:

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

"Pasifik'te La Nina demek atmosferden aşırı derecede sıcaklık emilmesi anlamına geliyor. Son yılların en uzun La Nina yıllarını yaşıyoruz. Dünyada küresel ortalama sıcaklıklarda belirgin bir düşüş yaşattı. Küresel ısınmayla bu durum tezat diyebilirsiniz ama bu küresel soğuma çok küçük bir salınım. İklim değişiklikleriyle iklim salınımlarını bir biriyle asla karıştırmamak lazım."

"Küresel ısınma nedeniyle soğuk kışlara hasret kalabiliriz"

Ancak kısa süreli soğumalar sizi yanıltmasın. Küresel ısınma ılık kış ve tarihi sıcaklıkta yazlar getirmeye hazırlanıyor.

"Bu geçici bir dönem ama genel eğilim yeniden ısınma yönünde olacak diye düşünüyorum. Artık bu soğuk geçen yıllara ileride biz hasret kalacağız. Kışlar ileride daha ılık ve daha sıcak geçecek. Yağış rejimleri giderek düzensizleşecek. Bizim güneyimizde çöller var. Bunlar küresel ısınmayla beraber giderek kuzeye doğru genişleyecek. Belki ileride Akdeniz Havzası'nı da etkisi altına alacak."

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

2023 kışı Türkiye'de yaşanacak sayılı soğuk kıştan biri olabilir. Küresel ısınmaya yönelik adımlar hızlanmazsa, kış ayları tüm dünyada daha ılık geçmeye başlayacak. Bunun etkisi son yıllarda görülmeye başlandı. Okan Bozyurt bu konuda Ankara kışlarını örnek gösteriyor:

"Herkes bu kışın ne kadar soğuk geçtiğinden yakınıyordu ama sıcaklık değerlerine baktığımız zaman 1980'li yıllardaki kadar düşük değerler değildi. Önümüzdeki kışın da elimizdeki ham verilere göre soğuk geçeceğini söyleyebiliriz. Eskiden oldukça sert kışlara maruz kaldığını görüyoruz Ankara'nın. 1942 yılbaşında Ankara soğuk sisteme maruz kalmış ve eksi 25 derecelere kadar düşmüştü. 1950'lerin başlarında, 1953 ve 1954 yıllarında bu soğuk sistem başkenti etkisi altına almıştı. Ancak en soğuk yıllardan biri 1979-1980 kışı olarak kabul ediliyor. 15, 16 Ocak 1980'de merkezde hava sıcaklığı eksi 20'nin altına düşmüş, Esenboğa'da ise bu düşüş -32 dereceleri görmüştü. 1985 yılının Şubat ayında ise son yılların en soğuk kışı yaşanmıştı. Ancak son yıllarda artık kış ayları bu kadar soğuk geçmiyor."

Kurban Bayramı'nda yağmur bekleniyor

Tüm dünyanın 2021 yılından beri kısa bir soğuma döneminde olduğunu anlatmıştık. Peki önümüzdeki aylarda Türkiye'de sıcaklık değerleri nasıl olacak? Okan Bozyurt; bu seneki yazın, daha önceki çok sıcak yazlara göre biraz daha normal değerlerde geçeceğini söylüyor.

"20 Temmuz'a kadar aşırı sıcaklar beklemiyorum. Kurban Bayramı'nda yağış bekliyorum. Ama Temmuz ayının 20'si ila Ağustos ayının 10'u arasında Türkiye genelinde sıcaklıklar mevsim normallerinin bir hayli üstüne çıkacak. Bu sene kuraklığı çok fazla telaffuz etmeyeceğiz çünkü karasal iklimin etkisi altındaki yerler mayıs haziran aylarındaki yağışlar barajlardaki su seviyesini oldukça olumlu yönde etkiledi. Dolayısıyla geçtiğimiz yazlar gibi çok kuraklık kelimesi telaffuz edilmeyecek.

Konveksiyonel yağışlar genelde yılın iki döneminde oluyor. Bozyurt yazdan sonbahara geçerken mayıs ve haziran kadar kuvvetli olmasa da eylül ekim aylarında da kuvvetli yağışlar beklenebilir diyor.

Küresel sıcaklık artışı mülteci akınına yol açabilir

1 santigrat derece artan küresel sıcaklık, hava olaylarının artmasına yol açıyor. Dünya artık alarm veriyor. İklim Bilimci Okan Bozyurt küresel sıcaklıklığın artışıyla ilgili olası senaryoları anlatıyor:

"1 santigrat derece çok önemli mi? Evet, dünya ortalama sıcaklığı açısından son derece önemli. Kasırgaların, hortumların, birçok doğal afetin sayısında artış demektir. İstatistiklere, meteorolojik verilere baktığımız zaman son 25 yılda doğa olaylarında inanılmaz bir artış var."

Peki küresel sıcaklıktaki daha büyük artışlar ne gibi felaketler doğurabilir?

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

"Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) senaryolarına göre, 2100 yılına kadar iyimser tahminler dünya ortalama sıcaklığı 3 ila 4 santigrat derece, kötümser tahminlere göreyse 4 ila 6 santigrat derece artacak. Sadece 1 santigrat derecede doğa olayları bu kadar artıyorsa, 6 santigrat derecede ne olur hayal bile edemiyorum. Pek çok canlı türü yok olur. Hindistan, Sahra Altı Afrika açlık ve kıtlıkla burun buruna gelir. Yeni salgınlar, yeni virüsler bu bölgelerde ortaya çıkar. Ve insanlar daha yaşanabilir yerlere göç etmek isteyecek. Bugün yaşanan mülteci dalgasının belki ileride daha devasa boyutlarını yaşayacağız. Ancak bu kez nedeni iklim değişikliği olacak. Bu da diplomatik krizlerden sıcak savaşlara kadar yol açabilecek noktalara gelebilir."

Doğa olayları, can kayıpları, mülteci akınları belki sıcak savaşlar... Küresel ısınma dünyayı hızla bir kaosa sürüklerken, alınacak her önlem büyük önem taşıyor.

"Paris İklim Anlaşmasına uymamız lazım. İklimde geri dönülemez noktaya çok az kaldı. Eğer sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar radikal şekilde azaltmazsak bu sefer iklimde ne yaparsak yapalım ileride dünyada kitlesel yok oluşlar yaşayabiliriz diye düşünüyorum."
 

Sıradaki Haber
Serebral Palsili oğluna hem annelik hem babalık yaptı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz