Açık 3.7ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
19.02.2019 21:20

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güvenli bölge formülü mülteciler için en pratik çözümdür

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Krizin ilk yıllarında gündeme getirdiğim güvenli bölge formülü, Suriyeli mültecilerin geri dönüşleri için en pratik çözüm yoludur." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güvenli bölge formülü mülteciler için en pratik çözümdür

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı'nda konuştu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Bugün dünya genelinde 260 milyona yakın göçmen, 68 milyonun üzerinde yerlerinden edilmiş kişi ve 25 milyonu aşkın mülteci bulunuyor. Bu sayı ekonomik nedenler yanında açlık, kıtlık, iç savaşlar, terör saldırıları ve siyasi belirsizlikler gibi sebeplerle gün geçtikçe artıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güvenli bölge formülü mülteciler için en pratik çözümdür

İnsanlar sadece daha iyi bir iş daha iyi standartlar için değil, hayatta kalabilmek, karınlarını doyurabilmek için göç ediyorlar. Çıkılan bu umut yolculukları ise çoğu zaman ölümle sonuçlanıyor. Altını çizerek söylüyorum, son 6 senede 18 binin üzerindeki kişinin hayatını kaybettiği Akdeniz'i mülteci mezarlığına dönüştüren bu çaresizliktir.


 

"Filistinli mültecilere yardımları kesmek insanlık dışıdır"

Kaderlerini bir derme çatma botla azgın dalgaların insafına bırakanlar, bunu adrenalin tutkusundan değil, umutsuzluktan, artık başka seçenekleri kalmadığından yapıyor. Her şeyini geride bırakmış bu insanları açık hava hapishanelerine mahkum etmek vicdanlara sığmaz. Hele hele bu insanların dramları üzerinden siyaset yapmak ön yargıları kaşıyarak siyasi rant peşine düşmek çok daha utanç vericidir.

Filistinli mültecilere verilen yardımları kesmek, onları yokluk ve yoksullukla terbiye etmeye çalışmak da insanlık dışıdır. 70 yıldır evlerinden, vatanlarından uzakta hayata tutunmaya çalışan insanları siyaset malzemesi yapmak, son derece yanlıştır. Ben bütün bunları çatışmaların ve düzensiz göç hareketlerinin uzağında bir ülkenin cumhurbaşkanı olarak söylemiyorum. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan bir ülkenin cumhurbaşkanı olarak ifade ediyorum. Hemen her gün şahit olduğumuz insani trajediler, göç meselesinde aysbergin, yani buz dağının görünen yüzüdür. Göç ve mülteciler konusunu sadece güvenlik perspektifinden ele almak, indirgemeci bir yaklaşım olacaktır. Daha yüksek duvarlar inşa etmenin, daha fazla dikenli tel çekmenin düzensiz göçü önlemek için çözüm olmadığı aşikardır.


 

"Mevcut düzen göçe iten sebeplere çözüm üretemiyor"

Şayet bu meseleyi doğru bir değerlendirmeye tabi tutacaksak görünenle, özellikle suyun altında kalan kısma, yani asıl problemlere odaklanmalıyız. Burada öncelikle şu tespiti yapmakta fayda görüyorum; Göç, güvenlik boyutu da olan insani ve siyasi bir meseledir. Bu meselinin özünde, adalet açığı ve empati eksikliği vardır. Bugün dünyanın en zengin toplumları ile en fakirlerini kimi zaman bir deniz kimi zaman bir nehir kimi zaman belli belirsiz bir sınır ayırıyor. Bir tarafta insanlar lüks içinde yaşarken sınırın diğer tarafında açlık kol geziyor. Bu ortamda göçü tamamen bitirmek mümkün değildir. Güç üzerine, güçlü olanın haklılığı üzerine kurulu mevcut küresel sistem ise bu adaletsizliği daha da kurumsallaştırıyor. Mevcut düzen ne çatışmalara ne istikrarsızlıklara ne de insanları göçe iten sebeplere hiçbir çözüm üretemiyor.


 

Daha yüksek duvarlar inşa etmenin, daha fazla dikenli tel çekmenin düzensiz göçü önlemek için çözüm olmadığı aşikardır. Dünyada hak ihlalleri, çatışmalar sürdükçe, zenginle fakir arasındaki uçurum genişledikçe, göçmenler her zaman yeni yollara yöneleceklerdir.

"Varil bombaları üzerlerine yağdığı için topraklarını terk etmek zorunda kaldılar"

Az gelişmiş ülkelerin kaynakları, yer altı, yer üstü zenginlikleri, altını, elması, madeni, petrolü halen eski sömürgeci güçlerin kasalarına akıyor. Kimse gücenmesin. Açık ve net söylüyorum. Acaba bu Afrika'nın altını, elması, bütün bakırları, kromları kimler tarafından bugüne kadar sömürüldü, kimler tarafından bunlar oralardan alınıp ülkelerine taşındı. Tabi bunlar konuşulmuyor bunların hepsi ortada. Buralarda yüzbinler yeri geldi milyonlar öldürüldü. Burada şimdi göçü konuşanlar nereden hareketle konuşacak, buradan hareketle konuşacak. Benim ülkeme gelenler acaba keyifle mi geliyor? Varil bombaları üzerlerine yağdığı için, işte bu katil Esed'in o yağdırdığı varil bombaları neticesinde ülkelerini, evlerini, topraklarını terk etmek zorunda kaldılar. O yüzden 3 milyon 600 bin Suriyeli benim ülkemde. Ve biz onlara ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz.

"Az gelişmiş ülkelere destek verme noktasında dünyanın bir numarası Türkiye'dir"

Dünyada hak ihlalleri, çatışmalar sürdükçe, zenginle fakir arasındaki uçurum genişledikçe, göçmenler her zaman yeni yollara yöneleceklerdir. Uluslararası toplum Libya, Suriye, Yemen, Afganistan başta olmak üzere çatışmalara son vermenin yollarını bulmaya mecburdur. Hiçbir ülkenin günümüz dünyasında bu sorunlara coğrafi uzaklık, yakınlık merceğinden bakma lüksü yoktur. Milli gelire oranla az gelişmiş ülkelere en az gelişmiş ülkelere destek verme noktasında dünyanın bir numarası Türkiye'dir. Bunu biz söylemiyoruz OECD rakamları söylüyor. Çünkü biz bütün bu adımları atarken hep bir şeyi hedefledik. Eğer biz veren el olmazsak yarın aynı duruma biz de düşeriz. Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü böylesi bir dönemde artık Avrupa'nın kaderi Afrika'nınkinden bağımsız değildir.

Öte yandan yoksulluk, kıtlık, iç savaşlar gibi sorunlar insan tacirlerine sömürebilecekleri uygun bir zemin sunuyor. Milli güvenliğimizi tehdit eden bu suç türüyle kararlı bir mücadele ortaya koymamız şarttır. Çözüm için mülteci botlarını batırmak sorunu çözümsüzleştirmek demektir. Bunun için göç meselesinin sağlıklı bir zemine oturtulması en çok batılı ülkelere yarayacaktır.

Sığınmacılar için kendi milli imkanlarımızla harcadığımız rakam, BM kriterlerine göre şu an itibarıyla 37 milyar doları aştı.


 

Dünyada şu anda, Batı'da özellikle sözde 'Ermeni soykırımı' adıyla bazı propagandalar yapılıyor. Biz de diyoruz ki bu tarihçilerin işidir. Hayatımız boyunca, tarihimiz boyunca, bu millet hiçbir zaman, hiçbir etnik unsura karşı bir soykırımda bulunmamıştır.


 

Suriye kaynaklı göç probleminin tek çözüm yolu, mültecilerin bizim sınırlarımız içinde tutulması olarak görülemez. Yeni bir göç dalgası yaşanması halinde artık biz bunu tek başına göğüsleyemeyeceğiz. Krizin ilk yıllarında gündeme getirdiğim güvenli bölge formülü, Suriyeli mültecilerin geri dönüşleri için en pratik çözüm yoludur.

Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı Küresel Göç Mutabakatı'nın kabul edilmesinden bu yana göç alanında yapılan en önemli üst düzey etkinliktir. 2006 yılından beri Türkiye olarak başkanlığını yürüttüğümüz Budapeşte Süreci, göç üzerine kaynak ve hedef ülkeler arasında iş birliğini amaçlayan değerli bir platformdur. Sürecimiz, bugüne kadar 5 bakanlar konferansı, 26 kıdemli memurlar toplantısı gerçekleştirerek, rüşdünü ispat etmiştir. 6. Bakanlar Konferansı sırasında vereceğimiz mesajlar ve alınacak kararlar, tüm dünyada milyonlarca insanın hayatını etkileyecektir. Buradaki tüm dostlarımın, meseleye bu hassasiyetle baktığına inanıyorum.

Kaynak: TRT Haber

Sıradaki Haber
Meclis yeni Başkanını seçecek
Yükleniyor lütfen bekleyiniz