Çok Bulutlu 23.9ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Yaşam
14.10.2018 11:29

Meydanlarda "Yazıyor, yazıyor!" dediği günleri özlüyor

"Yazıyor, yazıyor!" diye bağırarak otobüs terminali ve meydanlarda gazete satan Sami Çetinel, o yıllarda gazete satmayı bir gönül işi olarak gördüğünü söylüyor.

Meydanlarda "Yazıyor, yazıyor!" dediği günleri özlüyor

Gazete dağıtıcılığı ile başladığı kariyerinde müdürlüğe kadar yükselen ve 40 yıl hizmet ettikten sonra emekli olan Sami Çetinel, şimdi ise İstanbul Beylikdüzü'nde emlakçılık yapıyor.

Nevşehir'de 1954 yılında dünyaya geldiğini, askerlik yaptıktan sonra İstanbul'a geldiğini belirten Çetinel, bir hemşehrisinin teklifi üzerine Türkiye gazetesine adımını attığını söyledi.

Gazetenin imtiyaz sahibi Enver Ören ile tanıştığından bahseden Çetinel, "Bana 'Gazeteyi satar mısın?' dedi. Ben de 'Satarım, neden satmayayım?' dedim. Aldım ilk gün elime 50 tane gazete satmaya başladım. Saat 17.00'den sonra çıkıyordum, 'Yarınki gazete, yarınki gazete!' diye satış yapıyordum" dedi.

Meydanlarda "Yazıyor, yazıyor!" dediği günleri özlüyor

"Gazeteci, gazete ver"

O dönemde en çok şehirler arası otobüs terminallerinde gazete satıldığını anlatan Çetinel, şöyle konuştu:

"Gazete şunu yazıyor, bunu yazıyor diye bağırıyorduk kalabalık yerlerde. 'Gazeteci, gazete ver' diyenler uzaktan seslenenler olurdu. Mesela vapurda satıyorsun, adam köşede oturuyor. 'Gazeteci getir' diyor. Hemen sevinçle gazete götürüyorduk."

Çetinel, o dönemde gazete satıcılığının bir gönül işi olduğunu, sadece para kazanma kaygısıyla yapılmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Gazete satmak bir dava işiydi. Bu bilinç içerisindeydim, bunun için bu gazeteyi sattım. İlk günlerde 50 gazete ile başladık, 200 gazeteye çıkardık satışı. Çevrem de genişledi. Muhabirlere ve yazarlara da gazetenin daha fazla satması için önerilerde bulunuyorduk. Arkadaşlar da yazı işleri de bize itimat ediyordu. Söylediklerimizi yapıyorlardı. 'Bu haberi girelim daha çok satılıyor' diye önerilerde bulunurduk."

"Sıcak haberler gazete satışını artırdı"

Çetinel, gazetenin yazarlarıyla yaptıkları sohbetleri de unutamadığını anlatarak, dönemin duayen köşe yazarlarının kendisinden, "Benim yazım okunuyor mu?", "Vatandaş bu işe ne diyor?" şeklinde görüş aldığını belirtti. 

Sıcak haberlerin gazete satışını artırdığını anlatan Çetinel, "Haydarpaşa açıklarında gemi yandı. O yanan gemiyi biz haber yaptık. Bin tane bastıralım dedik. Arkadaşım Harem'de satıyor, ben Sarayburnu'nda. Sahil insanlarla dolu. 'Yanan gemiyi yazıyor!' diye bağırıyoruz. Bitiyor tekrar getiriyoruz. İnsanlar gidiyor başkaları geliyor. Sarayburnu sahili dolup taşıyor, yanan gemiyi seyrediyor millet. Satışlarımız devam etti. Orada çok gazete sattık. O günü hiç unutmuyorum" dedi.

Meydanlarda "Yazıyor, yazıyor!" dediği günleri özlüyor

"İnsanlar o zaman en çok günlük olaylarla ilgileniyordu..."

O yıllardan bu yana gazeteciliğin çok değiştiğinden bahseden Çetinel, şunları söyledi:

"O zamanlar bu kadar fazla haber yoktu. İnsanlar o zaman en çok günlük olaylarla ilgileniyorlardı. Şimdi internet çok genişledi. İnternete girdiğim zaman her şeyi bulabiliyorum ama bu durum gazete satışını çok etkiledi, tirajları çok düşürdü. İnternet, gazetenin yerini tutmuyor. Gazetenin daha farklı bir sıcaklığı var. Ben her sabah gazetemi alırım önce baş sayfalarına bakarım sonra beğendiklerim varsa köşe yazarlarını okurum."

Kaynak: AA  

Sıradaki Haber
Mersin'de tedavi edilen deniz kaplumbağaları suyla buluştu
Yükleniyor lütfen bekleyiniz