Az Bulutlu 16.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
AA 24.11.2020 18:05

AK Parti Sözcüsü Çelik: Bu aramalar hukuk dışı, korsan aramalardır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Türk gemisine yapılan hukuk dışı aramaya tepki gösterdi, "Aramayı şiddetle protesto ediyoruz. Bu aramalar korsan aramalardır" dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik: Bu aramalar hukuk dışı, korsan aramalardır
[Fotoğraf: AA]

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 15.40'ta toplandı.

Toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklama yaptı.

Çelik'in açıklamasından öne çıkanlar:

(CHP'li Çeviköz'ün açıklamaları) Bu tür açıklamalar sonrasında 'Bu kadar da olmaz, acaba tashih etme imkanı söz konusu olabilir mi?' diyerek biraz bekledik. Mesele sadece eleştirmek ya da köşeye sıkıştırmak için siyaset yapmak değil, doğruyu çoğaltmak için Türkiye'nin milli menfaatleri konusunda bilinci pekiştirmek için de buna dikkat etmek gerektiğini düşünüyoruz. Eleştirmek, köşeye sıkıştırmak siyasetin hiçbir zaman ana motivasyonu olmamalı.

Burada temel bir eleştiri getirdik, 'Yabancı devlet başkanından, yeni seçimden çıkmış bir devlet başkanından demokrasi talep etmek, bu şekildeki bir yaklaşım son derece yanlıştır. Demokrasi bir mal değildir, bir ithal ürünü değildir. Türkiye demokrasisi için bedel ödemiş, başbakanını şehit vermiş, bakanlarını şehit vermiş bir ülkedir. Milletimiz en son 15 Temmuz darbe girişiminde demokrasisine nasıl sahip çıktığını, demokrasisi, milli iradesi konusunda ne kadar kıskanç olduğunu bütün dünyaya gösterdi' dedik. Tabii bununla da kalmıyor mesele, aynı zamanda S400'leri iptal edeceklerini söylüyorlar iktidara geldikleri zaman.

"Türkiye'nin hava savunma sistemi ne olacak?"

Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki; 'İktidara gelirsek S400'leri iptal edeceğiz' diyor. Peki, Türkiye'nin hava savunma sistemi ne olacak? Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçları ne olacak? Bütün bunlarla ilgili olarak ortaya çıkan tablo şu; Bu bir 'kes-kopyala-yapıştır' siyasetidir, bu bir tercüme siyasetidir. Tercüme siyaseti olduğu için ithal ikameci bir demokrasi arayışıdır bu. Tamamen ithal ikameci bir siyaset anlayışıyla demokrasiyi bir mal gibi görüp, bir yerden bir yere ithal edebileceklerini zannediyorlar. Çünkü kendi vesayetlerini de aynı mantıkla yurt dışına ihraç kararı almışlar gibi bir tablo ortaya çıkıyor.

Şimdi şöyle bir noktaya geliyor iş, yani niçin Türkiye'nin hava savunma ihtiyacı için tedarik ettiği sistemleri iptal edeceksiniz ya da Türkiye'nin Libya da meşru çıkarlarını korumak için giriştiği mücadeleyi niye eleştiriyorsunuz? Eğer Türkiye oradaki meşru yönetime destek vermezse, burada Libya ile yaptığımız anlaşmayı berhava edecek, milli çıkarlarımıza halel getirmek isteyen bir Hafter yönetimi orada söz konusu. Aynı şekilde Suriye'den asker çekmemizi istiyorlar. Peki, Suriye'den asker çektiğimiz zaman ne olacak? Bütün bu tablonun içerisinde demokrasi talebini, Biden'a dönük olarak demokrasi vurgusu yapacağız şeklindeki sözü değerlendirdiğinizde, doğrusunu söylemek gerekirse bunun siyasi bilinçten yoksun ve ahlaki olarak da asla kabul edilemeyecek bir söz olduğunu ifade ediyoruz. Yani bir siyasi partinin tarihine böyle bir bilinçsizlik, demokratik açıdan böylesine bir saygısızlık, ahlaki açıdan böyle bir kabul edilemezlik keşke geçmeseydi ama geçti.

"ABD'ye geçmişteki yönetim zamanındaki hataları yapmayın" mesajı

Demokrasinin evrensel niteliğine dönük olarak, demokrasinin dünyaya açıklığına dönük olarak bir dayanışma meselesinden biz bahsetmiyoruz, tam tersine bir başka odaktan demokrasi talebi, ithal-ikameci bir siyasi anlayışla bir ithalat demokrasisi, demokrasiyi ithal etme şeklindeki bir yaklaşımdan bahsediyoruz. Tabii şunun gündeme gelmesi gerekiyordu, demokratik dayanışma konusunda bir talep başka türlü ifade edilir, demokrasiyi ithal etme konusundaki talepse bunların söylediği gibi ifade edilir.

Mesela şunun söylenmesi gerekiyor yeni Amerikan yönetimine, 'Geçmişteki yönetim zamanındaki hataları yapmayın'. Yeni yönetime şunu söylemek lazımdı, 'Trump döneminde PKK/PYD terör örgütüne tırlar, uçaklar dolusu silahlar verdiniz, bir terör örgütünü desteklediniz, üstelik bir NATO müttefikine karşı bunu yaptınız, dolayısıyla yeni yönetimden en büyük beklentimiz, bize sunması gereken en önemli politik yaklaşım, PYD/PKK terör örgütüne verilen silahların toplanması, bunların elinden alınması, PKK/PYD terör örgütüne dönük olarak eğitim çalışmalarının sona erdirilmesi, PKK'ya gerçek bir terör örgütü muamelesi yapılarak bundan sonra da silah verilmemesidir' denilmesiydi. Ama bunun yerine demokrasi vurgusu diye dayanışma olmayan, tamamen ithalata dayanan bir yaklaşımdan bahsediliyor.

Biz demokratik olarak dayanışmak istiyoruz, demokrasilerimizi karşılıklı olarak güçlendirmek istiyoruz diyene söylenmesi gereken şudur; Türkiye'nin milli iradenin yegane temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, milli iradenin tecellisi ile seçilmiş olan seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamının bombalanmasında, bu şekildeki suçlarda doğrudan fail olan Fetullahçı Terör Örgütü'nün aynı DEAŞ terör örgütüne yapılan muameleye tabi tutulması müttefiklerimize söylenmeliydi. Yani oradaki Fetullahçı Terör Örgütü'nün ekonomik faaliyetlerine göz yumulması, terör örgütü liderinin orada barınması gibi hususların bizim demokrasimize tehdit oluşturduğunu, dolayısıyla bizimle demokratik dayanışma içerisinde olanların yapması gereken ilk şeyin DEAŞ terör örgütüne ne yapılıyorsa, Fetullahçı Terör Örgütü'ne de aynı şeyi yapmaları gerektiği ifade edilmeliydi.

"Türkiye'nin demokrasisi bir müzakere konusu değildir"

(Biz iktidara gelirsek S400'leri iptal edeceğiz) gibisinden karşı tarafın yapması gerekenleri hatırlatmayıp kendi kendisine karşı tarafa taviz veren, Türkiye'nin güvenliğinden ve demokrasiden taviz veren bir yaklaşım ortaya koyuyorlar. Türkiye'nin demokrasisi bir müzakere konusu değildir, Türkiye'nin güvenliği herhangi bir şekilde pazarlık konusu değildir. Peki S400'ü verdiğiniz zaman bu hava savunma sistemimizle ilgili olarak bu söylediğiniz müttefiklere diyor musunuz ki 'Bize aynı şartlarda hemen Patriot temin edin' veya biz Patriot almak istediğimizde bunun engellenmesi ile ilgili olarak bir sorgu ortaya koyuyor musunuz? Bunların hiçbirisi söz konusu olmuyor ya da bu vesileyle hem de tam tersi bir yöne girip, Türkiye'ye F-35 verilmesini engellemelerini eleştiriyor musunuz? Bütün bunların gündemlerinde olması gerekirdi.

Kapalı Maraş

Kapalı Maraş'ın açılmasının gayrimeşru ne tarafı var ki işi gücü yokmuş gibi Rum tarafındaki siyasi partilerle yarışacak bir dil kullanıp Türkiye'nin ana muhalefet partisi Kapalı Maraş'ın açılmasına karşı çıkıyor?

Türk gemisine hukuk dışı arama

Avrupa Birliği tarafından yürütülen İrini Harekatı çerçevesinde Alman savaş gemisi tarafından gemimize çıkılarak yapılan aramayı şiddetle protesto ediyoruz. 22 Kasım'da 'Hamburg' isimli Alman savaş gemisi, hiçbir nezaketi gözetmeksizin, Ambarlı limanından Misrata'ya boya malzemesi ve insani yardım malzemesi taşıyan, bayrağımızı taşıyan gemiye müdahale etmiştir. Çeşitli şekillerde bu müdahaleleri meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Fakat şu net bir durumdur, burada herhangi bir şekilde bu ambargoyu delen taraf Türkiye tarafı değildir, tam tersine Türkiye Birleşmiş Milletlerin destek verdiği meşru yönetime destek veriyor. Gayrimeşru yönetim olan Hafter yönetimine destek verenler, onların kimler olduğu bellidir, zaten bunu alenen yapıyorlar.

Oradaki İrini Harekatı çerçevesinde faaliyet icra eden gemilerin o ülkelerin gemilerini arama konusunda son derece hassas olması gerekir. Çünkü oradaki toplu katliamların ve gayrimeşru işlerin arkasında Hafter tek başına durmuyor, belli ülkelerin desteğiyle duruyor ve bunun içinde hangi Avrupa Birliği ülkelerin olduğu da net bir şekilde biliniyor, onların devlet başkanları bunu net bir şekilde ifade ediyor. Şimdi o toplu mezarların getirdiği yükten ve suçtan kurtulmak için Türkiye'ye karşı bu kara propaganda yürütenler, bu tip yanıltıcı bir takım haberler üretiyorlar.

Bu aramalar hukuk dışı, korsan aramalardır. Son derece yanlış bir iş yapmışlardır. Tabii ülkemizin itirazı üzerine sonlandırdılar. Sonra ne dediler, açıklama olarak 'gemide itiraza kadar yapılan aramalarda ve gözlemlerde de yasadışı herhangi bir malzemeye veya yüke rastlanmadı' dediler. Zaten öyle. Sizin yasadışı yük ve malzeme arayacağız gemilerin hangi ülkeler olduğunu, hangi Avrupa ülkeleri olduğunu açık ve net bir şekilde biliyorsunuz. 

İrini Harekatı, orada meşru yönetimi desteklemek konusundaki girişimleri engellemeye dönük taraflı bir operasyona dönüşmüştür. Avrupa Birliği kendi üyesi olan bazı ülkelerin bu gayrimeşru girişimlerinin peşinden gitmemeli, Avrupa Birliği'ne leke sürmemeli ve İrini Harekatı esasında sonlandırılmalıdır.

"Avrupa'nın DEAŞ'ı oradaki faşistlerdir"

(Fransa'da artan İslamofobi) Yanlış uygulamaların aynen devam ettiğini görüyoruz. Irkçılığı, nefret suçlarını daha da kışkırtacak, Müslüman kimlikleri hedef haline getirecek bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Avrupa'nın DEAŞ'ı oradaki faşistlerdir. 

(Karabağ'da Azerbaycan zaferi) Azerbaycan'ın belirleyeceği bir yerde Rusya'yla birlikte ortak merkez kurularak Türk ordusu, Türk askeri orada barışın kazanımlarının korunması konusunda gözlem gücü yapacak.

Kongrelerimize bir müddet ara vermiş bulunuyoruz, 15 gün kadar. Sonra yeniden değerlendireceğiz. Çalışmalarımızı bu şekilde sürdürüyoruz.

Maske, mesafe, temizlik çağrısı

(Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları) Böyle bir günde öğretmenlerin siyasi tercihlerine göre meşru gruplar ya da gayrimeşru gruplar gibi ayrıştırılması son derece üzücü bir husustur.

(Bülent Arınç'ın istifası) MYK'mız Sayın Arınç'ın kamuoyunda öne çıkan görüşlerinin, yaklaşımlarının kabul edilmediği, doğru bulunmadığı yönünde mutabakata sahiptir. İstifalarını sundular, Cumhurbaşkanımız kabul etti.

 


 

(Ekonomi ve hukuk reformları) Bakanlıklarımızın ilgili çalışmaları var. Bunlar değerlendirilecek aşamaya geldi. Arkadaşlarımızın çalışmaları olgunlaşmış görünüyor. Her zaman için yaklaşımımız şu; vatandaşlarımızın arzularının devlet hayatına daha çok yansımasıdır. Devlet hayatı bunun için var. 

Maske, mesafe, temizlik konusu çok dikkat etmemiz gereken bir meseledir. Herkesten sevdikleriyle daha güzel günlere kavuşmaları için bu konuda hassasiyet göstermelerini istiyoruz. 

Sıradaki Haber
Bakan Ersoy'dan Parscan için taziye mesajı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz