Çok Bulutlu 24ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 11.07.2020 15:26

Bahçeli: ABD'nin Ayasofya yorumu cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz bir itham

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Ayasofya'nın cami olarak olarak ibadete açılmasıyla tarihi bir sorumluluğun yerine getirildiğini belirtti, ABD'den gelen yorumlara tepki gösterdi: “Hayal kırıklığı” yorumu cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz bir ithamdır.

Bahçeli: ABD'nin Ayasofya yorumu cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz bir itham
[Fotoğraf: AA Arşiv]

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Belediye Başkanları Toplantısı’nın ardından yazılı açıklama yaptı.

Ayasofya’nın ibadete açılması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, “Ayasofya’nın, vakfeden kutlu ecdadımızın emaneti doğrultusunda kesintisiz cami olarak kullanılması bağlılık ve vefayla yerine getirilmesi şart olan tarihi bir sorumluluktur. Vakıf senedi hukuk gücündedir. Nitekim vakfedilen Ayasofya’nın niteliği ve kullanım amacı değiştirilemeyecektir. Bu durum aynı zamanda herkes için bağlayıcıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin vakfedenin iradesine uygun olarak vakıf varlığının kullanılmasını sağlama hususunda çok açık mükellefiyeti olduğu kuşkusuzdur. Nihayet Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı’nın mülkiyetinde olan Ayasofya Camisi’nin kilitleri açılmış, maziyle atinin manevi kucaklaşması temin edilmiştir” dedi.

"Fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçmiştir"

“Türk-İslam alemi yeni bir diriliş ve yükseliş müjdesini İstanbul’dan parlayan ışık huzmesinden almıştır” ifadesini kullanan Bahçeli şöyle devam etti:

“567 yıldır devam edegelen fetih sürecimiz yeni bir safhaya geçmiş, bütün Türk ve İslam beldeleri ayağa kalkmıştır. Türkiye onun bunun dayatmalarıyla tarihi gerçeklerine sırt çevirmeyecektir. Kudüs’te menfur senaryoları tedavüle sokanların Ayasofya özelinde bize ikaz dolu mesajlar vermesi nafile bir çabadır.”

"Cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz bir itham"

ABD yönetiminin Ayasofya açıklamasına da tepki gösteren Bahçeli, “ABD yönetiminin “Hayal kırıklığı” yorumu cibilliyetsiz ve ciddiyetsiz bir ithamdır. 1987’den 2019’a kadar silah ambargosu uyguladığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne, birden bire askeri eğitim desteği vereceğini ve kaynak sağlayarak güvenlik ilişkilerini geliştireceğini duyuran ABD, Türkiye’yi sıkıştırmak maksadıyla hamle üstüne hamle yapmaktadır. Doğu Akdeniz ve Libya’da bütün muhasım odakları karşısına alan ülkemizin tarihi ve egemen haklarını koruma gayesi varoluş onurudur” dedi.

Eleştirilere tepki gösterdi

Karara yapılan eleştirilere dikkat çeken Bahçeli açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bir yazar müsveddesinin, “Ayasofya’yı yeniden camiye çevirmek dünyanın geri kalanına artık seküler değiliz demektir” ifadesi kafasının her zerresi dikenle sarılmış Pamuk soyisimli bir şahsın mesnetsiz sızlanmasıdır.
Böylesi köksüzler düştükleri aidiyet krizinde hamiyet ve haysiyet imhası yaşamışlardır. “Osmanlı hukuku Cumhuriyet hukukunun yerine geçti” diyen sözde akademisyenler de aslında cehaletlerinin ve ideolojik taassuplarının kurbanı olmuşlardır. İnanç hakkı insan hakkıdır. Bunu tasdik ve tasvip etmeyen insanlık değerlerine düşmandır. Bunun hilafına her söz, her tavır, her eylem boşluktadır, hukuken de ağır kusurludur. Egemen sınırlarımız içinde nerede ibadet edeceğimiz, nereyi ibadete açacağımız sadece bizim tayin ve tespit edeceğimiz bir konudur.”

Yunanistan'a yanıt: Ayasofya Camisi Türk milletinin emanetindedir

Bahçeli Yunanistan’dan gelen tepkileri ise şöyle değerlendirdi: “Son zamanlarda Yunanistan Başpiskoposunun kontrol dışı hezeyanları elbette hiçbir şeyi değiştirememiştir. Ayasofya Camisi Türk milletinin emanetindedir. Bu emanetin üzerinde şaibe oluşturmak ve şüphe uyandırmak hiç kimsenin haddi ve harcı değildir.

Küstah bir dille, 'Türkler Ayasofya’yı ibadete açmaya cesaret edemezler' diyen Yunanistan Başpiskoposu, bundan sonra ağır bir mahcubiyet ve mağlubiyet travmasına gömülecek, nifak saçan ağzını bıçak bile açamayacaktır. Atina’da tek bir cami bulunmazken, Türkiye’nin dört bir tarafında 400’e yakın Kilise, Sinegog veya Havra’nın bulunması aziz milletimizin din ve vicdan hürriyetine duyduğu hürmetin muteber bir sonucudur. Batı dünyası hala ehl-i salip mantığıyla hareket etmektedir. Gizli emeller ve gizil hedeflerin saklanması mümkün değildir. Asırlar evvel İstanbul’da kurulan Latin Devleti’nin veya yeni bir Bizans’ın hayallerini kuranların hain hevesleri haram kursaklarında kalacaktır.”

"Borell'in açıklamaları ibretliktir"

AB Yüksek Temsilcisi Josep Borell’in “Haçlı zihniyeti” açıklamalarına da değinen Bahçeli “Borell’in geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşması bizim nazarımızda ibretliktir. Avrupa Parlamentosu’nun çatısı altında, 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’ndan önce Haçlı donanması teşekkülünü isteyen Papa 5.Pius’u gördüğünü eleştiri tonu yüksek bir şekilde haykırması bir bakıma itirafnamesidir.
Hatta bahsi geçen savaşta Haçlı donanmasına komuta eden kişiyi işaret ederek; “Avusturyalı Johann arıyorsanız bana bakmayın” sözleri hem sağduyulu bir devlet adamı tutumu, hem de içinde bulunduğumuzun vahim sürecin hazin özetidir” dedi.

Çoklu baro tartışmaları

Bahçeli Meclis’ten geçen baro düzenlemesi ile ilgili ise şu açıklamayı yaptı: “Çoklu baroyla birlikte baroların siyasileşeceğini iddia edenler, bugünkü şartlarda baroların siyasetten başka ne iş yaptığını hangi ara itiraf edeceklerdir? Yollarda yürüyen, duvar diplerinde bekleyen, parklarda nöbete giren bazı barolar, şimdiye kadar vatan ve millet için hangi fedakârlıkları yapmışlardır?

"Asıl taşeron ve teşrifatçı bellidir"

CHP Genel Başkanı’nın çoklu baroyu üniter yapının kalbine sokulan hançer olarak tanımlaması iflas etmiş, saman altından ihanete payanda olmuş, yüzeye çıkınca da çanak tutmuş müflis bir siyasetçinin pespayeliğidir. Şahsımı egemen güçlerin taşeronu diyerek iftirayla itham eden Kılıçdaroğlu yalnızca terbiye muhalifi değil, aynı şekilde PKK-FETÖ’nün muhibbi, muhteris yüzlü mihmandarıdır. Asıl taşeron ve teşrifatçı bellidir.

Sıradaki Haber
Türkiye'nin en yüksek köprüsü açıldı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz