Çok Bulutlu 24.7ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
TRT Haber 12.04.2021 12:42

Terör örgütü DEAŞ'ın Afrika'daki varlığı

Terör örgütü DEAŞ, Irak ve Suriye'de yenilgiye uğrayıp işgal ettiği topraklardan çıkarıldıktan sonra Afrika'daki varlığını artırmaya başladı. Terör örgütü halihazırda, kıtanın birçok bölgesinde saldırılar düzenliyor.

okuma süresi
Okuma süresi
Terör örgütü DEAŞ'ın Afrika'daki varlığı
[DEAŞ'lı teröristler propaganda için sık sık videolar paylaşıyor.]

Terör örgütü DEAŞ, 2018 yılına doğru Irak ve Suriye’deki etkinliğini kaybetmeye başladı. Örgüt, 2013’ten itibaren söz konusu iki ülkede kazandığı alan hakimiyetini neredeyse tamamen kaybetmek üzereydi.

Esasen, terör örgütünün “Vilayet” olarak nitelendirdiği “DEAŞ’ın Irak ve Suriye” dışındaki kolları da tam olarak bu dönemde daha önemli hale geldi.Yayımladığı videolar ile genişlediği, güçlü olduğu ve nihayetinde varlığını devam ettirdiği izlenimi vermek isteyen DEAŞ için “Vilayetler” oldukça önemliydi.

Bu kapsamda ilk örnekleri Afganistan ve Filipinler’de görüldü. DEAŞ, daha önce diğer terör örgütleri içinde terör faaliyeti yürüten teröristlerin kendisine bağlanması ile yayılmayı öncelik haline getirdi.

Ancak Afganistan, sert kayaya çarptığı ilk bölge oldu. Hem El Kaide hem de Taliban, örgütün ülkede varlığını artırmasına izin vermedi. Filipinler’de ise DEAŞ güçlü ve düzenli bir ordu karşısında tutunamadı.

Bu iki örnek, terör örgütü DEAŞ’ın Afrika kollarını daha da önemli hale getirdi. Yani örgüt, varlık umudunu Afrika’daki terör saldırılarına, işgallere bağlamıştı denilebilir.

DEAŞ günümüzde Kuzey Afrika’daki Libya ve Sina’dan, güneydoğudaki Mozambik’e kadar, kıtanın kırılgan devletlerine karşı artan bir şekilde tehdit oluşturuyor.

"DEAŞ'ın 3 Vilayeti"

Terör örgütü DEAŞ, Afrika’da genel olarak 3 önemli kolla terör faaliyetlerini sürdürüyor. Bunlar, kendilerinin isimlendirmeleri ile “Batı Afrika Vilayeti”, “Orta Afrika Vilayeti” ve “Sina Vilayeti”.

DEAŞ, Afrika’da otorite boşluğu, zayıf ordular ve uzun süredir devam eden devletler arası mücadeleden de faydalanarak, yalnızca saldırılar düzenlemekle kalmadı. Aynı zamanda bazı bölgelerde toprakları da işgal etti.

Şimdi, bu söz konusu 3 DEAŞ kolunu sırasıyla inceleyelim.

Grafik: TRT Haber / M. Furkan Terzi[Grafik: TRT Haber / M. Furkan Terzi]

Boko Haram’dan DEAŞ’a

Afrika ülkelerinden Nijerya’da 2000’li yılların başından itibaren varlık gösteren ve 2009’da İbni Teymiyye merkezinin basılması, kurucusu Muhammed Yusuf’un da gözaltında öldürülmesiyle 2009’dan itibaren kitlesel şiddet eylemleri düzenlemeye başlayan Boko Haram’ın bugüne kadar düzenlediği saldırılarda 20 binden fazla insan hayatını kaybetti ve 5 milyondan fazla kişi de göç etmek zorunda kaldı.

Resmî adı “Selef Yöntemi Üzerine Ehl-i Sünnet Davet ve Cihad Cemaati” olan örgüt, “Batı eğitimi Haram” anlamındaki “Boko Haram” adıyla tanınıyor.

Boko Haram içinde 2016’da başlayan liderlik krizi örgütün Ebu Musab el-Barnavi ile Ebubekir Şekau arasında bölünmesine neden oldu. Barnavi eylemlerine Batı Afrika Eyaleti İslam Devleti (ISWAP) adıyla ayrı bir grup olarak devam ederken, Şekau ise Boko Haram ismini kullanmayı sürdürdü.

Şekau grubu saldırılarında, kendi düşüncesinde olmayan Müslüman sivilleri de hedef aldı. ISWAP kanadı ise bu tür saldırıları reddederek sadece güvenlik güçleriyle onlara destek verenleri hedef alıyor.

Diğer taraftan Şekau grubu Borno eyaletinin başkenti Maiduguri yakınlarındaki Sambisa Ormanı ve Kamerun sınırında faaliyet gösterirken, Barnavi liderliğindeki ISWAP ise daha kuzeyde Çad Gölü havzasında etkili oluyor.

Öyle ki, örgüt Aralık 2018'de Nijerya'nın Çad Gölü tarafındaki bir askeri üssü ele geçirdi ve 5 yıl önceki işgallerinden bu yana görülmemiş bir güce ulaştı.

DEAŞ ise Batı Afrika kolunu 2019'da diğer kollardan daha çok destekledi.

Şüphesiz bu desteği, lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin öldürülmesinin ardından ISWAP’ın 10 Hristiyan ve 1 Müslümanı Guantanamo tarzı hapishane üniforması giydirilerek öldürmesine borçluydu.

DEAŞ’tan örgüte müdahale

DEAŞ’ın müdahalesi, Barnavi’nin Şekau’dan liderliği devralmasının akabinde danışmanı Mamman Nur üzerinden oldu.

Nur, Sudan’da terör faaliyetlerinde bulunan El Kaide ile irtibata geçmek ve Nijerya ile müzakereler yürütmekle suçlanıyordu.

Nur’un bu müzakereler neticesinde, dünya kamuoyunun da yakından takip ettiği, kaçırılan 105 kız öğrenci serbest bırakılmıştı. Bu bardağı taşıran son damla oldu ve DEAŞ, Nur’un infaz emrini verdi.

Örgüt bununla da yetinmedi. Lider Barnavi gözetim altında tutulurken, yardım kuruluşu çalışanı 2 kadının da infaz edilmesi konusunda örgütü teşvik etti.

Uzmanlar, Irak ve Suriye’de irtifa kaybeden DEAŞ’ın ISWAP’ı şiddeti tırmandırmaya teşvik ederek, dünya genelindeki etkisini korumayı hedeflediğini belirtiyor.

ISWAP Sahel

Haziran 2019 itibarıyla ISWAP, DEAŞ'ın en güçlü dış eyaleti haline geliyordu. Bu dönem yayımlanan DEAŞ propaganda videoları da ISWAP’ın Nijerya, Nijer, Çad ve Kamerun’daki işgallerini anlatan klasik Arapça konuşmaları içeriyordu. Ancak konuşmasının ardından Batı Afrika Eyaleti'nin Sahel merkezli savaşçıları da Bağdadi'ye sadakat sözü veriyordu.

Bu olaydan 3 ay önce terör örgütü DEAŞ, Batı Sahra'lı cihatçı Adnan Ebu Velid el-Sahravi'nin 2016'dan o yana ilk kez Bağdadi'ye bağlılık vaadini yeniden duyurmuştu. Ayrıca DEAŞ lideri Bağdadi yayımladığı son videosunda da Nisan 2019'da Sahravi'yi öven bir konuşma yapmıştı.

DEAŞ, nihayetinde Mart 2019'da Sahravi liderliğindeki Mali, Nijer ve Burkina Faso’daki Sahel merkezli militanların ISWAP’a katıldığını duyurdu. Sahravi’nin terör örgütü tarafından ön plana çıkarılmasında, Barnavi liderliğindeki Batı Afrika kolunun El Kaide ile iletişim halinde olmasının da etkili olduğu söyleniyor.

Grafik: TRT Haber / M. Furkan Terzi[Grafik: TRT Haber / M. Furkan Terzi]

Ensar'ul Sunna’dan DEAŞ’a

2007 yılında silahlı olmayan bir örgüt olarak ortaya çıkan Ensar'ul Sunna'nın 2017'den itibaren yaptığı terör saldırılarında artış gözleniyor. Örgüt 2018’de terör örgütü DEAŞ’a bağlılığını ilan etse de DEAŞ, Nisan 2019’da yayımladığı ses kaydına kadar bu bağlılığı kabul etmedi.

Bu tarihten itibaren örgüt, DEAŞ’ın Orta Afrika kolu olarak anılmaya başladı ve büyük çaplı katliamlara girişti.

Öte yandan örgütün saldırılarındaki artış ile DEAŞ’a bağlılığını ilan etmesi aynı tarihlere denk geliyor. Sansasyonel eylemlere yönelen ve şiddetin dozunu artıran örgüt, geçtiğimiz yıl bir spor sahasında 50 kişiyi vahşice öldürdü. Ancak terör örgütünün Mozambik’teki eylemleri bununla da sınırlı kalmadı.

Mozambik, doğal gaz ve değerli maden kaynaklarının bulunduğu Tanzanya sınırındaki Cabo Delgado'da 4 yıl önce ortaya çıkan terör örgütü Ensar'ul Sunna'ya karşı Rus ve Güney Afrikalı paralı askerlerden yardım alıyor.

Örgütün saldırılarında bugüne kadar 2 binden fazla kişi hayatını kaybederken, 1,3 milyon kişi güvenlik kriziyle karşı karşıya yaşıyor.

Mozambik'te Ensar'ul Sunna örgütünün sivillere yönelik terör saldırıları nedeniyle 670 bin kişi evlerini terk etti.

Söz konusu saldırıları düzenleyen ve terör örgütü DEAŞ ile bağlantılı olduğu ileri sürülen silahlı grup, yerel halk arasında "Eş-Şebab" olarak isimlendiriliyor.

Sina: Ensar Beyt el-Makdis

Mısır’ın kuzeyindeki Sina Yarımadası’nda terör faaliyetleri yürüten birçok örgüt var. Bunlardan biri de Ensar Beyt el-Makdis’ti. Örgüt bölgede Mısır ordusuna karşı terör saldırıları gerçekleştiriyor.

Sina'da Ensar Beyt el-Makdis militanları. Fotoğraf: DEAŞ'ın propaganda videosundan alındı.[Sina'da Ensar Beyt el-Makdis militanları. Fotoğraf: DEAŞ'ın propaganda videosundan alındı.]

Mısır ordusunun Sina’da sürdürdüğü operasyonlar örgütü zaman zaman geriletse de örgüt eylemlerine devam ediyor.

Ensar Beyt el-Makdis, kurulduktan sonra ilk önce El Kaide’ye ardından da 2014’te terör örgütü DEAŞ’a bağlılığını ilan etti ve örgüt tarafından “Sina Vilayeti” olarak anılmaya başlandı.

Örgüt, kiliseler, trenler ve sivillere yönelik düzenlediği saldırılarla adını sık sık kamuoyunun gündemine taşıdı. Mısır ordusu 2018’de başlattığı büyük operasyon ile örgüte büyük bir darbe vurdu.

DEAŞ'ın son büyük saldırısı: Mozambik

24 Mart’ta Mozambik’in Palma kenti, yüzlerce DEAŞ militanının saldırısına uğradı. Onlarca kişi hayatını kaybetti, onlarcası da yaralandı.

Palma'daki saldırıdan sonra bölgeye çok sayıda asker sevk edildi. Fotoğraf: Reuters[Palma'daki saldırıdan sonra bölgeye çok sayıda asker sevk edildi. Fotoğraf: Reuters]

Palma’da neler oldu?

Mozambik’in kuzeyindeki liman kasabası Palma, 24 Mart’ta onlarca insanın hayatını kaybettiği ve binlerce insanın ise saldırılardan kaçmaya çalıştığı görüntülere sahne oldu.

Saldırının bir kısmı, Amarula Otel’in kuşatılması şeklinde kendini gösterdi. İçlerinde yabancıların da olduğu 7 kişi otelden kaçmaya çalışırken öldürüldü.

Olayı terör örgütü DEAŞ üstlendi.

Palma'da saldırıdan kaçan insanlar uzaklaşmak için tekne bekliyor. Fotoğraf: Reuters[Palma'da saldırıdan kaçan insanlar uzaklaşmak için tekne bekliyor. Fotoğraf: Reuters]

Saldırıların ardından Palma’da halk, büyük bir panik yaşadı. Yerel kaynaklar, insanların çevre köylere sığınmak için yollarda konvoylar oluşturduğunu söylerken, binlerce insanın teknelerle bölgeden kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı.

Mozambik ordusu ise bölgeyi terör örgütünün elinden aldı.

Paralı askerler: Wagner

Adlarını Libya'da sık sık duyuran Wagner milisleri, 2018'de DEAŞ terör örgütüne tabi olduğunu açıklayan Ensar es-Sünne örgütünün faaliyetlerine sahne olan Mozambik’te de faaliyet yürütüyor.

Mozambik, 2019'dan bu yana Wagner'le anlaşma yaptı. Bölgede 160 ile 300 arasında Rus paralı milisi bulunurken, bunların insansız hava araçları (İHA) ve yüksek teknolojili askeri veri analiz araçlarıyla donatılmış olduğu ifade ediliyor.

Wagner unsurlarının ayrıca Afrika'daki en büyük yatırım alanı olan, uluslararası büyük şirketlerin açık deniz gaz sahalarından yararlanmak için 60 milyar dolar yatırım yaptığı Cabo Delgado bölgesindeki Mocimboa da Praia liman kenti ile Cabo Delgado bölgesi yakınlarındaki Nacala ve Namialo bölgelerinde konuşlandığı öne sürülüyor.

Ancak terör örgütünün son saldırısında da görüldüğü üzere, Wagner’in bölgedeki varlığı terör saldırılarını engelleyemiyor. Uzmanlar, bu saldırının bölge ülkelerinde, terör ve istikrarsızlık nedeniyle varlık gösteren Wagner’e bakışı değiştirebileceğini söylüyor.

Sıradaki Haber
Kamerun, koronavirüs aşılarının ilk partisini teslim aldı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz