Çok Bulutlu 27.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
TRT Haber, Financial Times, BBC, AA 12.05.2022 10:53

Rusya ile Avrupa Birliği arasında yeni 'soğuk savaş'

Rusya ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında soğuk savaştan bu yana en gergin günler yaşanıyor. Moskova ve Brüksel'in Skripal vakasından, Navalny’in hapse atılmasına ve diplomatik misilleme krizlerine uzanan yakın tarihli gerilimlerini anlattık.

okuma süresi
Okuma süresi
Rusya ile Avrupa Birliği arasında yeni 'soğuk savaş'
[Fotoğraf: Reuters]

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Doğu Avrupa coğrafyası, NATO ve AB gibi Batı’yı temsil eden birliklerle Rusya arasında önemli güç mücadelelerine sahne oldu.

2008’de Gürcistan üzerinden kızışan bu mücadele, Ukrayna ile yaşanan gerilimlerle etkisini sürdürdü.

2018’de Londra ve Moskova arasında başlayan ancak kısa sürede küresel bir diplomatik misilleme savaşına dönen Skripal krizi ve Rus muhalif Aleksey Navalny’nin hapse atılmasıyla yüklesen tansiyon, Çekya’nın mühimmat deposu patlamasından Rusya’yı sorumlu tutmasıyla yerini adeta yeni bir soğuk savaşa bıraktı.

Peki Avrupa Birliği ile sınır uzunluğu bakımından en büyük komşusu ve üçüncü büyük ticari ortağı Rusya arasında gerilim neden düşmüyor, yeni bir uzlaşma dönemi sağlamak mümkün mü ve taraflar ilişkileri onarmak için neler talep ediliyor?

Bu sorulara cevap vermeden önce, Rusya ile AB’yi karşı karşıya getiren yakın tarihli krizlere kısaca göz atalım.

Son diplomatik kriz nasıl başladı?

Moskova ile Brüksel arasında yaşanan son büyük diplomatik kriz geçtiğimiz günlerde Çekya'nın 2014 yılında bir mühimmat deposunda meydana gelen patlamadan Rusya'yı sorumlu tutarak, 18 Rus diplomatı sınır dışı etmesiyle başladı.

Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, 20 Nisan'da olayla ilgili şu açıklamayı yaptı:

"Mevcut kanıtlar, Rus istihbarat görevlilerinin Vrbětice'deki mühimmat deposunda meydana gelen patlamaların arkasında olduklarını açıkça göstermektedir. Bu, sadece masum Çek hayatlarının kaybına, genel bir tehdide ve muazam maddi zarara yol açan ciddi bir suç değil, aynı zamanda Çek egemenliğinin ve uluslararası hukukun açık bir şekilde ihlalidir.”

Çek Hükümeti, NATO ve Avrupa Birliği üyelerine de Rus diplomatları sınır dışı etmeleri çağrısında bulundu.

Rusya ile batılı ülkeler arasında başlayan diplomat krizi sonucu, 15 Nisan itibarıyla Çek Cumhuriyeti, ABD, Polonya, Slovakya, Bulgaristan Litvanya, Ukrayna, İtalya, Letonya, Estonya ve Romanya'dan 105 Rus diplomat sınır dışı edildi. 47 Diplomat da misilleme olarak Rusya'dan gönderildi.

Grafik: TRT Haber / Hafize Yurt [Grafik: TRT Haber / Hafize Yurt ]

Rus diplomatların sınır dışı edilmesi "düşmanca eylem" olarak nitelendiren Rusya, Rus diplomatları sınır dışı etmesinde ABD'nin etkisinin bulunduğunu iddia etti.
Rus Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında "Rusya'ya yaptırım uygulayan ABD'yi memnun etme isteği" ile Prag'ın bu tutumu izlediği ifade edildi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova ise, Rusya ile Avrupa Birliği arasındaki diyalog seviyesinin Brüksel'in hatasıyla rekor seviyeye düştüğünü söyledi.

Mühimmat deposundaki patlama ve Skripal olayı bağlantısı iddiası

Prag, 2014 yılında ülkenin güneydoğusunda bulunan Vrebetice köyü yakınlarında bir mühimmat deposunda patlama yaşandı. Patlama sonucu askeri tesisleri kullanan özel bir şirkette görevli iki kişi yaşamını yitirdi. Çek medyası, söz konusu depoya saldırının o dönemde yurt dışına planlanan mühimmat sevkiyatı ile bağlantılı olduğunu iddia etti.

Dışişleri Bakanlığı görevini vekaleten yürüten Jan Hamacek ise 2018 yılında çifte ajan Sergey Skripal ve kızının zehirlenmesi olayı ile patlama arasında bağlantı bulunduğuna işaret etti.

Çekya polis yetkilileri patlama ile bağlantılı olarak pasaportlarında isimleri Aleksandr Petrov ve Ruslan Boşirov olarak belirtilen iki Rus vatandaşının arandığını açıkladı.

Rus askeri istihbaratı GRU görevlisi olan bu kişilerin İngiltere'de Skripal'e yönelik suikast girişiminin şüphelisi olarak arandığı belirtildi.

Aleksandr Petrov ve Ruslan Boşirov (Fotoğraf: Reuters)[Aleksandr Petrov ve Ruslan Boşirov (Fotoğraf: Reuters)]

Küresel misilleme krizinin başlangıcı: Skripal olayı

Avrupa Birliği ile Rusya arasındaki bir önceki diplomatik misilleme krizi, 2018 yılında Skripal'e suikast girişimi sonrası yaşanmıştı.

66 yaşındaki Sergey Skripal ve 33 yaşındaki kızı Yulia, 4 Mart'ta İngiltere'nin Salisbury kentindeki bir bankta bilinçsiz halde yatarken bulunmuş, ikilinin Noviçok sinir gazıyla zehirlendiği belirlenmişti.

İngiltere, Skripal ile kızının zehirlenmesinde, Rusya tarafından imal edildiği ileri sürülen, askeri nitelikte ve sinir sistemi üzerinde etkili bir kimyasal maddenin kullanıldığının kesinlik kazandığını duyurmuştu.

Bu maddenin, Sovyetler Birliği tarafından 1970 ve 1980'lerde geliştirilen "Novichok" adlı kimyasal grubunun üyesi olduğu belirtilmişti.

İngiltere suikast teşebbüsünden Rusya'yı sorumlu tutmuş ve 23 Rus diplomatı sınır dışı etmesiyle yeni bir diplomatik krizin kapısını aralamıştı.

ABD ve Kanada'da dahil olmak üzere yaklaşık 30 ülke Rus diplomatları sınır dışı etmiş, Rusya da misilleme olarak aynı ülkelerden aynı sayıda diplomatın sınır dışı edilmesine karar vermişti.

Rus Muhalif Aleksey Navalny'nin tutuklanması 

Avrupa ile Rusya arasında yaşanan yakın tarihli bir diğer kriz ise Rus Muhalif Aleksey Navalny'nin tutuklanmasıyla başladı.

20 Ağustos 2020’de Tomsk şehrinden Moskova’ya dönüşünde zehirlendiği iddiasıyla özel bir uçakla Berlin'deki Charite Hastanesi'ne nakledilen Navalny, burada tedavi görerek iyileşti.

“Putin’in talimatıyla Rus istihbaratı tarafından zehirlendiği” iddiasını öne süren Navalny Moskova’ya dönüşünde havalimanında pasaport kontrolünde iken gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Tutuklama kararına ilk tepki Avrupa Birliği'nden (AB) geldi.

Moskova'ya geri adım atma çağrısı yapan Birlik, Dışişleri Bakanları aracılığıyla da yaptırım sinyali verdi.

Almanya'da Rus gazını Almanya'ya taşıması planlanan Kuzey Akım 2 doğalgaz boru projesinin durdurulması kararı alındı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, protestolara katılanların gözaltına alınmasını "otoriter sapma" ve "hukuk devletine kabul edilemez saldırı" olarak değerlendirdi.

Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda, AB’yi, Rusya’nın Navalny’e olan müdahalelerinin ardından, Rusya’ya yaptırımların artırılması çağrısında bulundu, “Çatışmayı önlemenin tek yolu, uluslararası hukuku dikkate almaktır” dedi.

Avrupa Halk Partisi (EPP) Avrupa Birliği (AB) Komisyonu başkanı Manfred Weber da Rusya’nın, “mali” yaptırımlarla da karşılaşması gerektiğini söyledi.

Rusya’ya yönelik tepki AB ile sınırlı kalmadı. Biden yönetimindeki ABD, Rusya ile ilk gerilimini tutuklama kararının ardından yaşadı. ABD'nin Moskova Büyükelçiliği, tutuklu Navalny'nin serbest bırakılması için hafta sonu düzenlenen gösterileri destekleyen paylaşımlar yaptı.

Elçiliğin sosyal medyasından yapılan açıklamada, “Rusya’nın 38 kentinde düzenlenen protesto eylemleri ile ilgili haberleri takip ediyoruz. ABD, tüm insanların barışçıl protesto hakkını, ifade özgürlüğünü destekliyor. Rus yetkili makamlarının aldığı önlemler ise söz konusu hakları bastırmaya yönelik” ifadelerine yer verildi.

Avrupa Birliği normalleşme için ne talep ediyor?

Avrupa ile Moskova yönetimi arasında yaşanan bu krizler, çözüm yolunu tıkıyor.

Birlik, AB-Rusya ilişkilerinin düzelmesi için ilk olarak, Minsk Anlaşmasının kayıtsız şartsız uygulanması gerektiğini söylüyor.

Bu anlaşma 2014’te Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) girişimleriyle savaşın tarafları arasında Belarus’un Minsk kentinde yapılan kapsamlı görüşmelerin ardından imzalandı.

Ukrayna’nın doğusundaki çatışmaları durdurmaya ve bölgenin güvenliğini sağlamaya yönelik bir çözüm arayışı olarak öne çıkan anlaşma her ne kadar günümüze kadar beklenen başarıyı sağlayamamış olsa da oluşabilecek bir düzen için hukuki bir temel teşkil etmeye devam ediyor.

İnsan hakları ihlalleri ve siber saldırılar

AB’nin Rusya ile ilişkilerini düzeltmek için öne sürdüğü ikinci talep, insan hakları ihlalleri ve suikastlarla ilgili.

Bahis konusu olan tartışma, yukarıda anlatılan Skripal olayı ile başladı ve Aleksey Navalnıy ile devam etti.

Brüksel’in ilişkileri normalleştirme yolunda Moskova’dan üçüncü ve son talebi, AB üyesi ülkelere Rusya merkezli yapılan siber saldırılar ve casusluk eylemleriyle ilgili.

Bu tartışmalar aslında 2007’de Estonya’da Sovyet döneminden kalma bir asker heykelinin kaldırılması sonucunda Rus bilgisayar korsanlarının AB üyesi Estonya’ya yönelik siber saldırısıyla başlamıştı.

Daha sonra 2015’te, Alman Federal Meclisi’ne yapılan siber saldırılar sonucunda Alman Meclisi’nin bilişim altyapısı çökmüş ve bu saldırıların arkasında Rus Askeri İstihbarat Servisi’nin (GRU) olduğu iddia edilmişti.

2018’de de İngiliz hükümeti, Moskova’yı siber casusluk yürütmekle suçlamıştı.

Benzer bir durum ise geçtiğimiz ay AB’nin kurucu üyelerinden İtalya ile Rusya arasında yaşanmıştı.

Roma’da bazı gizli bilgilerin para karşılığında Rusya’ya satıldığı iddiasında bulunan İtalya, iki Rus diplomatı sınır dışı etme kararı almıştı.

Bu iddialara karşın Moskova hükümeti, bahsi geçen olaylarla hiçbir ilişkilerinin olmadığını savunsa da Brüksel yönetimi buna ikna olmadı.

Nitekim bu iddiaya istinaden AB, bazı GRU çalışanlarının AB ülkelerine girişini yasakladı ve mal varlıklarını dondurdu.

Siber saldırı ve casusluk iddialarına paralel olarak Rusya’nın Avrupa ülkelerinde panik yaratmak için dezenformasyon kampanyaları yürüttüğüne dair iddialar da gündemdeki konular arasında yer alıyor.

Rusya ise Brüksel ve Kuzey Amerika’dan gelen talepleri redderken, yaptırımlara aynı şekilde karşılık vermeyi sürdürüyor.

Krizlere rağmen süren iş birlikleri

Tüm bu gerilime rağmen taraflar arasında enerji başta olmak üzere pek çok konuda iş birlikleri de devam ediyor.

2018 verilerine göre, AB’nin ham petrol ihtiyacının yüzde 30’unu ve doğalgaz ihtiyacının yüzde 40’ını Rusya’dan karşılıyor.

Litvanya, Bulgaristan ve Macaristan gibi bazı AB üyesi ülkeler doğalgaz ihtiyaçlarının neredeyse tamamını Rusya’dan alıyor.

Enerjinin yanında AB ve Rusya’nın yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınına karşı da yakın zamanda iş birliğine yöneldiği görülüyor.

AB üyesi ülkelerin, Rus aşısının temini konusunda uzun bir süre devam eden görüş ayrılıklarına rağmen, Macaristan, Danimarka, Avustralya ve Almanya Rus aşısına yeşil ışık yaktı.
 

Sıradaki Haber
Kolombiya'da siber saldırı: Başkanlık ve Senato hesapları hacklendi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz