Son Dakika Haberler
  • Gündem
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Yaşam
  • Çocuk
  • Özel Haber
  • Diğer
    • Arama
    • Son Haberler
    • Podcast
    • VIME
    • Dosya Haber
    • Kültür-Sanat
    • Sağlık
    • Teknoloji
    • Eğitim
    • Çevre
    • Dünya Dışı
    • Güncel
    • Hava Durumu
    • Koronavirüs
    • TRT'den Haberler
    • TRT Vot World
    • TRT Arşiv
Dünya
Haber Giriş: 29 Aralık 2021 Çarşamba 22:37Son Güncelleme: 30 Aralık 2021 Perşembe 00:14 Kaynak: AA

Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının yüzde 17'si belgeleniyor

  • Facebook Paylaş
  • Twitter Paylaş
  • LinkedIn Paylaş
  • Telegram Paylaş
  • Whatsapp Paylaş
  • E-Posta Paylaş
Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının yüzde 17si belgeleniyor
[Fotoğraf: TRT Haber]
ABONE OL
Follow @trthaber

2020 Avrupa "İslamofobi Raporu"nun sunumu çevrim içi yapıldı. Sunumda, salgının İslam düşmanlığının yayılması üzerindeki etkisi değerlendirildi.

Bu yıl "İslamofobi ve Avrupa'da İnsan Haklarına Saldırı" başlığıyla sunulan ve 2015'ten beri yayımlanan raporun sunumu için gerçekleştirilen çevrim içi etkinliğin moderatörlüğünü Türk-Alman Üniversitesi'nden Doç. Dr. Enes Bayraklı üstlendi.

Raporun yazarları arasında bulunan Georgetown Üniversitesi'nden Prof. Dr. Farid Hafez, Keele Üniversitesi'nden Dr. Amani Hassani ve İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nden Amina Smits, etkinliğe konuşmacı olarak katıldı.

Bayraklı, COVID-19 salgınının gölgesinde çıkan raporu 2021 bitmeden yayımlayabildikleri için mutluluk duyduklarını söyledi.

Müslüman karşıtı nefret suçlarıyla belgeleler arasında büyük tutarsızlık var

Prof. Dr. Farid Hafez, 2020'de Almanya'da 146'sı camileri, 48'i ise fiziksel olarak kişileri hedef alan 901 Müslüman karşıtı nefret suçu işlendiğini hatırlattı.

"Bu rakamlar Alman federal polisinden ve hepimiz biliyoruz ki sayılar çok daha yüksek. Fundamental Rights Agency tarafından birkaç yıl önce yapılan bir araştırma, Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının yalnızca yüzde 17'sinin belgelendiğini gösteriyor."

Müslüman karşıtı nefret suçlarıyla belgelenen sayılar arasında büyük tutarsızlık olduğunu, bu nedenle verileri karşılaştırmanın kesinlikle imkansız olduğunu anlatan Hafez, "Almanya'da Müslümanlara yönelik nefret suçlarının Fransa'dakinden daha fazla olduğunu konuşmak yerine, Fransız polis yetkililerinin genel olarak nefret suçlarını ne kadar ciddiyetle belgelediğini sorgulamak lazım" dedi.

Salgının nefret suçları istatistiklerine hiç etkisi olmadı

Hafez, Almanya'da Pegida gibi Müslüman karşıtı toplumsal hareketlerin, 2020 boyunca salgına rağmen mitinglerini düzenlediğini ve Almanya örneğinin gösterdiği gibi salgının nefret suçları istatistiklerine neredeyse hiç etkisi olmadığını kaydetti.

Avusturya'da aşırı sağcı bir politikacının İslam'a karşı savaşı vurgulamak için salgını kullandığını söyleyen Hafez, "Bu kişi bir etkinlik sırasında 'Koronavirüs tehlikeli değil, Kur'an daha tehlikeli.' dedi. Dolayısıyla, pandeminin İslam düşmanlığını yaymak açısından nasıl kullanıldığı veya görmezden gelindiği konusunda tam bir dinamik olduğunu görüyoruz" dedi.

"Fransa'daki Müslümanları siyasetten arındıracağını savunuyorlar"

Halka açık sayfalarına COVID-19 virüsü yerine Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un fotoğrafını koymayı tercih ettiklerini dile getiren Hafez, Macron'un Müslüman sivil toplum örgütlerine yönelik baskıyı meşrulaştırdığını savundu.

Ayrılıkçı yasayı eleştirenlerin bunun bir zemin oluşturmasından korktuklarını aktaran Hafez, "Haklı olarak, bu yasanın gelecekteki İslami kuruluşların herhangi bir yasal işlem veya yasal süreç olmaksızın faaliyetlerinin yasaklanacağını, böylece Fransa'daki Müslümanları siyasetten arındıracağını, ırkçılık karşıtı sivil toplum örgütlerinin kontrol edileceğini ve hatta Fransa'da uzun süredir var olan başörtüsü yasaklarını genişleteceğini savunuyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Hafez, Fransa'nın bu politikalarda yalnız olmadığını, Avusturya ve Almanya'da da benzer durumların yaşandığını söyleyerek, "Paylaşılan ana fikir, Müslümanların yasayı çiğnemeleri veya şiddet uygulamaları değil. Müslümanların yasayı Avrupa ulus devletlerini yıkmak için kullandıkları ya da başka bir deyişle, bireyler ve STK'ların siyasi sisteme demokratik katılımlarında gizli bir gündemleri olduğuna dair bir miktar şüphe olduğudur" açıklamasını yaptı.

"Müslüman toplumun hükümete güvenme konusunda çok büyük sorunları var"

Amina Smits, 2020'de İslam düşmanlığının Hollanda'daki durumu üzerine konuştu.

İslam düşmanlığı ve genel olarak ayrımcılık ve kutuplaşmanın ülke genelinde yayıldığını ifade eden Smits, insanların salgın nedeniyle pek dışarı çıkmadığını, bu sebeple fiziksel saldırılara daha az rastlandığını ama yine de camilere benzer saldırıların gerçekleştiğini, Müslüman okullarının hem fiziksel olarak hem de medyada hedef alındığını söyledi.

"Sorun, psikolojik olarak sorunlu kişilere indirgeniyor 'genel bir problem yok' deniyor"

Hollanda nüfusunun yaklaşık yüzde 27'sinin her gün ayrımcılığa maruz kaldığını aktaran Smits, "Araştırma, özellikle eğitim ve iş çevrelerinde bu rakamın önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Yabancı kökenliler, özellikle Türk ve Faslılar, bu araştırmada çok fazla ayrımcılık ve tacizle karşı karşıya kaldıklarını, aslında hayata aktif olarak katılmak istemediklerini, yapmak istedikleri ya da okudukları alanın dışında bir işe girmeye karar verdiklerini, yalnızca çünkü Müslüman kimlikleri ya da göçmen kökenleri nedeniyle toplumdan ve hayatın belirli alanlarından dışlandıklarını belirtiyorlar" diye konuştu.

Smits, söz konusu İslam düşmanlığına karışan kişiler olduğunda konunun ciddiye alınmadığını şu sözlerle anlattı:

"Ancak konu İslam düşmanlığına fiilen katılan insanlara gelince, onlar genellikle yalnız kurtlar ya da psikolojik sorunları olan insanlar olarak kabul edilirler. Yani Müslümanlara yönelik saldırılarda, saldırganlar çoğu zaman psikolojik sorunları olan kişilerdir. Ne zaman saldırı yapıldığına dair bir haber okusanız, hep aynı şey. Bunlar gözaltına alınıp bir psikologla görüşmesi şartıyla tekrar serbest bırakılıyor. Bu, Müslümanların tehdit olduğu ancak Müslüman olmayanların masum olduğu algısını besliyor. Sorun, bu psikolojik olarak sorunlu kişilere indirgeniyor, 'onlar barış ortamını ve huzuru bozuyor, genel bir problem yok' deniyor."

Etiketler: İslam Düşmanlığı
Bu haberler ilginizi çekebilir:
Dışişleri'nden Danimarka'ya tepki
Dışişleri'nden Danimarka'ya tepki
Almanya’da aşırı sağcıların işlediği suçlar yeniden artışta
Almanya’da aşırı sağcıların işlediği suçlar yeniden artışta
Son Haberler
Tümü
  • 23:46
    ABD'den uyuşturucu ticareti yaptıkları gerekçesiyle Esed'in kuzenlerine yaptırım
  • 23:43
    Blinken, Afganistan'dan çekilmeye ilişkin gizli belgeyle ilgili Kongrede ifade vermeye çağırıldı
  • 23:47
    TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı: Medya etik ilkelerinin sosyal medya mecraları için de geçerli olması hayatidir
  • 23:39
    BM: Terörizmle mücadelede insan hakları çabaların merkezine konulmalı
  • 23:37
    Azerbaycan Büyük Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Fazıl Mustafa'ya silahlı saldırı
Dünya Son Haberler
  • Japonya'nın uzay aracı Ay yörüngesinde çarpıcı bir manzara yakaladı
  • Amazon kuryesi polis operasyonu sırasında kargo teslim etti
  • Göktaşının çarptığı Soyuz MS-22 uzay aracı, Dünya’ya geri döndü
  • Fransa'da emeklilik reformu karşıtı gösterilere sert müdahale
  • Fransa'da yapay su havzalarına karşı çıkan çevreci topluluğun fesih prosedürü başlatıldı
Foto Galeri
Cumhurbaşkanı Erdoğan iftarda Mehmetçik ile bir araya geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan iftarda Mehmetçik ile bir araya geldi
Video Galeri
Kuvvetli rüzgar çatıyı uçurdu
Kuvvetli rüzgar çatıyı uçurdu
Sıradaki Haber
ABD'de başkan adayı olabilecek cumhuriyetçi isimler
Yükleniyor lütfen bekleyiniz