Yapay zeka uygulamalarıyla sohbet eden, sırlarını anlatan, hatta öfkesini boşaltanların sayısı her geçen gün artıyor. Kimilerine göre bu, modern çağın kaçınılmaz psikolojik refleksi; kimilerine göre ise toplumsal yalnızlığın yeni bir yüzü.
Peki, insanın gerçek bir bağ kuramadığı algoritmalara yönelmesi ne anlama geliyor? Uzmanlar, TRT Haber’e anlattı.
İletişimci ve Yazar Betül Şatır’a göre, yapay zekayla kurulan dijital dostluklar, çağımızın en temel sorunlarından biri olan görünmez yalnızlık duygusunun dışavurumu.
“Bu dijital dostluklar, gösterişli yalnızlığın yansıması gibi. İnsan, fıtratı gereği bir başka ‘ben’le var olur. Gerçek bir muhatap bulamayan birey, ekran gerisinden gelen sanal çağrılara yöneliyor.”
Bu bağlamda, klasik dostluk tanımının da dönüşüme uğradığını söyleyen Şatır, dijital ilişkilerin “erişilebilir ama yüzeysel” olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:
“Klasik dostluk, emek ister; yüz yüzelik, sabır ve güven biriktirmeyi gerektirir. Oysa dijital ilişkiler hızla kurulup hızla tüketiliyor. Derinlik değil, fayda ön planda.”

29 Mayıs Devlet Hastanesi’nde Psikolog Murat Akkaya ise bu eğilimi, bireyin duygusal boşluklarını doldurma çabası olarak yorumladı.
“Yapay zeka kişiyi yargılamaz, ayıplamaz, terk etmez. Bu durum birçok insan için güvenli bir alan sağlar. Sosyal kaygısı olan bireyler, reddedilme korkusu yaşamadan bir etkileşim kurabildikleri için yapay zekayı tercih ediyor.”
Ancak bu ilişkilerin gerçek bağların yerini tutamayacağını da açıkça belirten Akkaya, “Yapay zekayı bir dostluk formu gibi görmeye başlamak, sosyal izolasyonu artırabilir. Bu da sağlıksız bir başa çıkma biçimi haline gelir.”dedi.

Betül Şatır, genç kuşakların dijital dünyaya doğmuş olmalarının ilişkilerinde sanal zemini normalleştirdiğini ifade etti.
“Yüz yüze ilişkiler zorlayıcı geldiğinde, daha ‘kontrollü’ dijital dostluklara yöneliyorlar. Görülmek, anlaşılmak ve kabul edilmek istiyorlar. Bu da onları algoritmalarla kurulan bağlara daha açık hale getiriyor.”
Psikolog Murat Akkaya, bazı bireylerin yapay zekaya bağırmasının ya da hakaret etmesinin de duygusal boşaltım ve güç kontrolü arayışıyla ilişkili olduğunu belirtti.
“Gerçek hayatta hissettiği güçsüzlük duygusunu, algoritma karşısında mutlak kontrol sağlayarak telafi etmeye çalışıyor olabilir. Bu, empati becerisi gelişmemiş ya da saldırganlık dürtülerini bastıran bireylerde ‘duyarsızlaşmış saldırganlık’ biçiminde ortaya çıkabilir.”

Uzmanlara göre, yapay zeka geçici olarak bir rahatlama sağlayabilir; ancak kalıcı bağların ve duygusal gelişimin yerini tutması mümkün değil.
Sonuç olarak, dijital dostluklar modern çağın hızlı çözümlerinden biri gibi görünse de uzmanlar bu bağların yalnızca geçici rahatlık sağladığını; kalıcı çözümün ise yine insana, yüz yüze ilişkilere ve anlamlı bağlara yönelmekte olduğunu vurguladı.