"Hayatını ganimet bil birkaç gün sana fırsattır.
Eğer sen akıllı isen sana verilen bu fırsat ganimettir."
Dîvân-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî’nin tasavvufî öğretilerini içeren ve Türk tasavvuf edebiyatının en eski örneklerinden biri. Eserde İslamî öğretiler, peygamber sevgisi, dervişlik hayatı, cennet ve cehennem tasvirleri gibi konular yer alıyor.
Hoca Ahmed Yesevî’nin Dîvân-ı Hikmet eserinin Afganistan'da bir nüshası daha bulundu ve okundu. Nüshanın şiirlerine bakıldığında daha çok Herat’ta istinsah edildiği düşünülüyor.
Nüshayı bulan Afganistan Kabil Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nasratullah Morad, nüshanın özelliklerini, diğer nüshalardan farklarını, Türk Dünyası ve tarihe katkısını ilk kez TRT Haber'den Ayşe Şimşek'e anlattı.
Nasratullah Morad, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Bursu ile Türkiye'ye geldi ve burada Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptı. Halihazırda aynı üniversitede doktora öğrencisi olan Morad'ın doktora tez konusu da Ahmed Yesevi...
Nasratullah Morad, aynı zamanda Azerbaycan Kültür Merkezi’nin Azerbaycan Türkçesi kursunda da eğitimlerine devam ediyor.
Dîvân-ı Hikmet’in Afganistan Nüshası'nın kendisine hediye edildiğini söyleyen Morad, bu süreci şu sözlerle anlattı:
"Dîvân-ı Hikmet’i Dr. Aminullah Nail Xankeldi 2021 yılında dört el yazma nüshası ve kendisinin yeni yayımladığı eseri ile bana hediye etmişti. Nüsha kendisine nesilden nesile ona miras kalmış. Nüshanın şiirlerine bakıldığında daha çok Herat’ta istinsah edildiği düşünülüyor. İlk önce nüshaların içinde Dîvân-ı Hikmet olmasını beklemiyordum. Nüshaları inceledikten sonra hikmet başlıkları ve mahlaslarını görünce farkına vardım."
Nüshanın yazılış tarihinin kesin olmadığını söyleyen Morad, kağıdın özellik ve şekline bakarak 18. yüzyılın sonunda istinsah edilmiş olabileceğini belirtti ve ebcet hesabına göre nasıl belirlediğini anlattı:
Hikmetler, sade ve yalın bir dille yazılmış olup, halkın anlayabileceği şekilde dini ve ahlaki öğütler veriyor.
Nüsha imla bakımından daha çok Çağatay Türkçesi dönemine ait metinlerin yazım özelliklerini taşıyor. Eser, hem aruz hem de hece ölçüsü kullanılarak yazılmış.
Eser, karton kapaklı olup üzeri pamuk ipinden dokunmuş bez ile sarılı.
Arkalı önlü toplam 47 yaprak 94 sayfadan oluşuyor:
Birbirini takip eden sayfaları göstermek için reddâde veya müşʿire sistemi kullanılmış. Metin birkaç şedde dışında harekesiz.
44a sayfasında iki küçük mühür bulunuyor. Aynı sayfada bir önceki şiir bittikten sonra besmele ile yeni bir şiir başlıyor.
Dîvân-ı Hikmet, bir nevi Kur'an ve Hadis tercümesidir. Nitekim Yesevi kendisi bir hikmetinde “Defter-i sâni” (ikinci defter) olarak nitelendiriyor.
Nüshanın farklılığı ve yeniliği Dîvân-ı Hikmet’in Afganistan Nüshası açısından hiç çalışma yapılmamış yeni bir el yazma eseri olmasıdır.
Nasratullah Morad, nüshayı 11 farklı el yazma nüsha ve basılmış eserlerle mukayese ettiğini söyledi:
"Mukayese neticesinde 84 hikmetten oluşan Afganistan nüshasındaki 36’sı Türkçe ve 11’i Farsça olmak üzere toplam 47 hikmeti günümüzde Türkiye’de yapılan çalışmalar içinde yer almayan hikmetleri barındırıyor. Diğer 37 hikmet büyük oranda benzerlik göstermiş olsa da aynı değildir.
Nasratullah Morad, bu çalışmanın Türk Dünyası ve Afganistan’daki Türklerin dil ve edebiyatına katkı yapmasını ümit ediyor.