Flarmoni Orkestrası

Ukrayna daha çok topa sahip oldu (54-46), daha kontrollü ve hızlı hücum etti , gol girişimi daha fazlaydı (11-10). Özellikle ikinci yarı seyir zevki yüksek bir maç izledik. Sahada neşeli, agresif, rengarenk, cıvıl cıvıl, düşünce dünyamıza gonca güller serpen bir futbol vardı. İkinci yarıda Ibrahimovic (İsveç) ve Şevçenko’dan (2) gelen gollerle maç 2-1 Ukrayna‘nın üstünlüğüyle sona erdi.

Şevçenko, takımının kokpitine hala tam anlamıyla sahip. Takımıyla 48’inci golünü de atmış oldu böylece. İsveç’e gelince, Elmander’in maçın başında olmaması da büyük kayıptı İsveç için. Çünkü yanındakileri oynatan, arkadaşlarına pozisyon hazırlayan, ayağında top tutup arkadaşlarını dinlendiren, rakibin kucağında oynayabilen  çok güçlü bir oyuncu.  İbrahimovic takımdan kopuk göründü. Zor bir oyuncu doğrusu.

Grupta ilk maçtaki (İngiltere - Fransa) futbolu görünce yakışmadı demiştik. Futbol adına bu tek sesli darbuka konseri, yerini flarmoni orkestrasına bıraktı. Blohin’in manevraları da senfoniye çevirdi.  Blohin takımını çok iyi hazırlamış. 2006 Dünya Kupası’nda da takımına çeyrek final oynatmıştı.

Hakemimiz Cüneyt Çakır’a gelince. Pozisyonlara çok yakındı ve iyi süzdü, yardımcılarıyla uyum içindeydi, oyuncular üzerinde inandırıcılığı üst düzeydeydi. Kontörü bitmek üzere olan futbolumuzu, çölde birkaç yudum su misali az da olsa ferahlattı. Cüneyt Çakır’ın mıknatısına kapıldık gidiyoruz. En az yarı final görürse kimse şaşırmasın.

Taner Sancay / Yorumcu