Çok Bulutlu 18.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber-AA 25.05.2021 14:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İslam düşmanlığı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Başta Batı olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İslam düşmanlığı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır
[Fotoğraf: AA ]

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da düzenlenen 1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nda konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı'nın desteğiyle RTÜK, Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT, Erciyes Üniversitesi ve SETA tarafından düzenlenen bu toplantının icrasında emeği geçen herkesi tebrik ederim.

 


 

"İslamofobi değil düpedüz İslam düşmanlığı"

Sözlerime, İslamofobi yani İslam korkusu değil düpedüz İslam düşmanlığı olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Başta Batı olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır.

Fotoğraf: AA[Fotoğraf: AA]

'Batı, bataklıktan kurtulmak yerine derine gömülmeyi tercih ediyor'

Amerikan yönetiminin 11 Eylül saldırılarının ardından başlattığı 'Müslümanları şeytanlaştırma' stratejisi, pek çok toplumun kültürel yapısında zaten var olan İslam düşmanlığı virüsünü tetikleyen bir işlev görmüştür. Daha düne kadar 'marjinal' kabul edilen kimi ırkçı akımların artık siyasetin merkezine yerleşmeleri, Batı'nın içine düştüğü bataklıktan kurtulmak yerine derine gömülmeyi tercih ettiğinin işaretidir. 

Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e, Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselama, Müslüman kadınların ve erkeklerin kıyafetleri başta olmak üzere dini tercihlerini ifade eden sembollere yönelik saldırılar, bizzat devletler tarafından himaye edilmekte, dolayısıyla desteklenmektedir.

"Batı'da İslam düşmanlığı son 5 yıl içinde yüzde 250 arttı"

Yakın tarihte İslam düşmanlığının yol açtığı acıların sayısız örneği vardır. Dini tercihleri ifade eden sembollere yönelik saldırılar, bizzat devletler tarafından desteklenmektedir. Batı'da ırkçı ve İslam düşmanı saldırılar son 5 yıl içinde yüzde 250, bu saldırıda hayatını kaybedenlerin oranı yüzde 700 artmıştır.  Yine son 5 yıl içinde en büyük 5 Avrupa Birliği ülkesinde sivil toplum kuruluşlarına 15 binin üzerinde İslam düşmanlığı hadisesi bildirildi.

Fotoğraf: AA[Fotoğraf: AA]

"Batı'da kamu otoriteleri adeta bir İslam düşmanlığı yarışına girişmiştir"

Müslümanlara yönelik bu yeni ırkçılık İslamofobi adıyla yumuşatılmak istense de biz gerçekte yapılanın İslam düşmanlığı olduğunu gayet iyi biliyoruz. Batı'da tüm vatandaşlarının güvenliğini sağlamakla sorumlu kamu otoriteleri adeta bir İslam düşmanlığı yarışına girişmiştir. Özgürlüklerin ortadan kalktığı bir yerde refahın da uzun süre varlığını sürdüremeyeceği gerçeğine sırtını dönenler aslında İslam'a değil kendi geleceklerine düşmanlık etmektedir. Batı medyasını yakından takip edenler, İslam'ı terör dini olarak gösterme gayreti içinde olduklarını göreceklerdir.

"İslam düşmanlığının küresel bir tehdit olduğunu anlatmalıyız"

Kendilerini kültürel olarak üstün görenler, Müslümanlar başta diğer tüm grupları ötekileştirmekten imtina etmiyor. Asırlar boyu bizzat aydınlarını kullanarak kuşaklar boyunca kendi toplumlarını İslam'la özdeşleştirdikleri Türk korkusuyla yetiştiren Avrupa, böylece siyasi dağınıklığının yol açtığı sorunları saklamayı başarmıştır. Dünyadaki 7,5 milyarı aşkın insanın her birine İslam'ın değil, İslam düşmanlığının küresel bir tehdit olduğunu anlatmalıyız. Bize düşen görev, elimizdeki imkanları kullaarak gerçekleri anlatmaktır. Hayati öneme sahip İslam düşmanlığının önüne geçilmesi için çalışmalar ortak mekanizma ile yürütülmelidir.

 


 

'Mücadelede medya sektörüne önemli görevler düşüyor'

Bu mücadelede üzerinde en çok durulması gereken unsurların başında medyanın geliyor. İsrail'in Filistin şehirlerinde yol açtığı yıkımın ve gerçekleştirdiği katliamın üstünü örterken, kendi hayat hakkını koruyan insanların direnişine terör yaftası yapıştırılabilen bir medya düzeninde işimizin zor olduğu ortadadır.

Türkiye'nin terör örgütlerine karşı yürüttüğü bu mücadeleyi insan hakları ihlali kapsamına sokmaya çalışanlar, kendilerine yönelik en küçük bir tehdide karşı sergilenen orantısız gücü ise olabildiğince yüceltiyorlar. Bu vesileyle 28 yıl önce, 24 Mayıs 1993 tarihinde PKK tarafından Bingöl-Elazığ yolunda otobüslerinin önleri kesilerek alçakça şehit edilen 33 sivil ve silahsız askerimizi rahmetle yad ediyorum.

"Uluslararası alanda güçlü bir iletişim ağı kurmaları şarttır"

Dünyanın her yerindeki vicdan sahibi siyasetçileri, aydınları, medya mensuplarını, din adamlarını, bu arada kendi din adamlarımızı, İslam düşmanlığı hastalığına karşı harekete geçirmemiz gerekiyor. Bu tehdide maruz kalan tüm toplumların ve ülkelerin bir araya gelerek, uluslararası alanda güçlü bir iletişim ağı kurmaları şarttır. İnsanlığın tamamının huzuru ve güvenliği için hayati öneme sahip 'İslam düşmanlığının önüne geçilmesi çabaları', oluşturulacak ortak akıl mekanizmaları ile yürütülmelidir. Aksi takdirde, çok vakit ve enerji harcandığı halde oldukça az neticenin alındığı verimsiz bir tabloyla karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır.

Dünyadaki mültecilerin çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyor, iç çatışmalarda en çok Müslümanlar ölüyor, sefalet en çok Müslümanlar arasında görülüyorsa ortada öncelikle çözülmesi gereken birlik beraberlik ve dayanışma sorunu var demektir. İslam dünyası kendi arasında vahdeti tesis ettiğinde İslam düşmanlığına karşı verilecek mücadelenin kısa sürede neticeye ulaşması mümkündür. Aksi takdirde hep konuşulan, hep tartışılan ama işe yarar tek bir adımın bile atılamadığı mevcut kısır döngü hali sürüp gider.

Sıradaki Haber
Bakan Ersoy: Rusya ile görüşmeler olumlu, vaka sayısında 5 binin altını görmeliyiz
Yükleniyor lütfen bekleyiniz