Çok Bulutlu 26.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem

"Ayakkabı Kutusu Partisi diyelim"

Bahçeli, miting öncesinde kent girişinde partililer tarafından karşılandı.

"Ayakkabı Kutusu Partisi diyelim"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu son seçimde çekilen kurada oy pusulasının en sonunda Milliyetçi Hareket Partisi var. Dolayısıyla üç hilal orada. Sandığa gittiğimiz zaman şöyle bir baktığımız vakit, en sonda MHP vardır diye başınızı oraya çevirip mührü vuracağınız sırasında gönlünüzden bir şey geçeceğinden eminim. O da Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı şu günkü siyasi, sosyal ve ekonomik ortamda 'en son ümidim sensin MHP' demek içindir" dedi.

Bahçeli, Eskişehir mitingi öncesinde kent girişinde partililer tarafından karşılandı. Daha sonra bir süre otelde dinlenen Bahçeli ve beraberindekiler, mitingin yapılacağı Odunpazarı Meydanı'na geldi.

Bahçeli, burada yaptığı konuşmada, 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak mahalli idareler seçimleri dolayısıyla Türkiye'yi ilçe ilçe, il il gezdiklerini belirterek, Eskişehir'de partililerle birlikte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Demokrasilerin vazgeçilmez unsurları olarak kabul ettikleri siyasi partililerin, milletin aziz evlatları tarafından dünya görüşü çerçevesinde oluşturulan siyasi kurumlar olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:

"Her birine saygı duyulmalıdır. Her siyasi parti, demokratik hakkını kullanma ve seçimlerde yarışmak için vardır çünkü, hedefleri doğrultusundan bir başarıyı elde etmek istemektedirler. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk siyasi hayatının güzide bir siyasi kurumudur. Gelenekli, köklü, ilkeli, dürüst, temiz yönetim, temiz siyaset,. temiz toplum hedefleriyle 45 yılı bulan varlığıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu seçimlere de Milliyetçi Hareket Partisi, çok önceden siyasi partilerimizin henüz daha aday belirleme sürecine girmedikleri, ön hazırlıklara başlamadıkları bir dönemde Milliyetçi Hareket Partisi, bütün ilçe, belde, illerde ve büyükşehirlerde aday belirleme sürecini erkenden başlatmıştır. Faaliyetlerimiz hızla ilerlemektedir. Eskişehir'in nüfusu 779 bin 724'tür. Yüzölçümü ise 13 bin 925 kilometrekaredir. Bunun manası şudur; Büyükşehir olarak öncelikle 779 bin 724 Eskişehir'imizde yaşayan insanlarımıza hizmet sunulacaktır."

"Artık, yeni bir mührün vurulması gerekiyor"

Bahçeli, geniş kapsamlı alanda yeniden oluşacak bir büyükşehrin, nasıl kurulacağı, kim tarafından yönetileceği, yönetecek olan kişinin birikimini, tecrübesini iyi araştırdıklarını bildirdi.

Eskişehir'in en ücra köyünden, en ücra mahallesinden bir hizmetin sunulabilmesi Eskişehir'i çok iyi tanımanın gerektiğini anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Eskişehir'de ilçelerin gelişmişlik seviyesini bilmek, köylerde ve mahallelerde kimler yaşamaktadır, bunları daha sonra büyük bir göç olayıyla muhatap olmuşlar mıdır, nereye gitmişlerdir, ne kadar Eskişehir'e gelmişlerdir, dün suyu, elektriği olmayan ama bugün var olan fakat içinde hayat bulunmayan köylerimize, nasıl kalan yaşlı büyüklerimize hizmet sunulabilmesini de düşünerek öyle bir belediye başkanlığı adayı bulmalıyız ki bu hizmetleri sunabilsin'. 6 yıldan bu yana vali olarak köyden kente, merasından dağına, ovasına, şehrine kadar hizmet etme aşkıyla çalışmış olan bir şahıs, 6 yıldan sonra bu tecrübesini bu geniş kapsamlı bir belediye başkanlığından halkımıza tekrar hizmet olarak sunabilir mi?' diye düşünülmektedir. Bu görevi sadece Eskişehir ili ve merkez ilçeleriyle dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de yapabilecek insanlar vardır. Eskişehir'in tozlu yollarından köylere kadar, ilçelere, mahallelere kadar, orada kalmış büyüklerimize ellerini sıkarak, hallerini sorarak, 'suyun, elektriğin, aşın var mı?' diyerek dün yapılmış hizmetleri, bu defa büyükşehrin kaynaklarıyla götürebilmek için bir şahıs bulunmalıdır ki işte bu, Sayın emekli vali Kadir Çalışıcı'dır. Odunpazarı Belediye Başkan adaylığına Emine Edizgil'i aday olarak koyuyoruz. Tepebaşı Belediye Başkan adaylığına ise değerli bir arkadaşımız Sayın Murat Sanlar beyefendi adayımız olarak takdim ediliyor. Emine hanımefendi ile Eskişehir'de Murat'a ulaşmak için Kadir bey ile üçlü bir yapıda burada artık, yeni bir mührün vurulması gerekiyor."

"Üç hilal orada"

Bahçeli, seçmenlerin sandığa gittiğinde karşısına bir oy pusulasının geleceğine değinerek, şunları söyledi:

"O oy pusulası Yüksek Seçim Kurulu'nun kurasıyla partilerin nerede, hangi sırayla yer alacağı belirlenmektedir. Bu son seçimde çekilen kurada oy pusulasının en sonunda Milliyetçi Hareket Partisi var. Dolayısıyla üç hilal orada. Sandığa gittiğimiz zaman şöyle bir baktığımız vakit, en sonda MHP vardır diye başınızı oraya çevirip mührü vuracağınız sırasında gönlünüzden bir şey geçeceğinden eminim. O da Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı şu günkü siyasi, sosyal ve ekonomik ortamda 'en son ümidim sensin MHP' demek içindir. Bahçeli, Eskişehir'de bundan böyle MHP olacak. Her tarafta sanki milli iradeyi iki kafese hapsetmişler gibi bazı televizyonlar, bazı araştırmalar hep bu sloganı söylüyorlar, 'Bu seçimler AKP ile CHP arasından olabilir'. Pekala seçime 25 siyasi parti giriyor. Onlar bu aziz milletin evlatları tarafından kurulmamış mıdır? Onların adayı yok mudur? Onların siyasi varlığı devam etmiyor mu? Bunların içerisinde bir de gelenekli ve güçlü, milletimizin özünden gelen bir Milliyetçi Hareket Partisi var. Onun hiç mi hakkı yok? Kalan 13 gün içerisinde, yarın 12'den hedefi vurmak için 'ne AKP, ne CHP ille de MHP' diyeceğiz."

"Bu seçimler bir kaderin değişmesinde başlangıç olacak"

Bu seçimlerin geleceğin belirlenmesinde, siyasetin yeniden şekillenmesinde, bir kaderin değişmesinde başlangıç olacağını ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:

"Çünkü, mahalli idareler seçimlerinden hemen sonra daha evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde seçilmiş Cumhurbaşkanlığı, bir yasa değişikliğiyle artık, halk tarafından seçilecektir. Bunun ilki 28 Ağustos 2014'te yapılacaktır. Bundan sonra bir siyasi olay daha olmaktadır ki o da 25. dönem milletvekilliği genel seçimleridir. Bu seçimin de 2015 yılı en geç 12 Haziran'a kadar yapılması gerekiyor. Milli irade olarak siz değerli vatandaşlarımızın 30 Mart'ta sandığı gittikten sonra bir sürece giriyorsunuz. O süreç arka arkaya devam edecek ve Türkiye'nin 2015 yılından sonra siyasi kaderini, siyasi yönetimini ve siyasi tercihlerini değiştirecek büyük bir iradeyi, hamleyi, atılımı ortaya koymuş olacaksınız. O sebepten dolayı 30 Mart'ta belediye başkanlarımızı seçelim. Bunu yaparken yüksek bir katılımla gerçekleştirelim. Meşruiyet tartışılır bir hale gelmemelidir. O sebepten dolayı 18 yaşında oy kullanmaya başlayan gençlerimizi de yanınıza alarak sandığa gidiniz, oylarını kullanınız. Gönlünüzden geçecek olan hangi siyasi anlayışsa, iyi değerlendirip, iyi tartışıp, ondan sonra vicdanınızın süzgecinden geçirerek, oylarınızı kullanınız."

"Sandıktan uzaklaşmayın"

Bahçeli, seçimlerde sadece oy kullanmanın da yeterli olmadığını, oya sahip çıkmanın da önemli olduğunu vurguladı.

Oya sahip çıkabilmek için partilerin görevlendirdiği sandık kurulu üyelerine büyük sorumlulukların düştüğünü anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"O bakımdan, Eskişehir'de ilçe teşkilatlarımızın sorumlu kıldığı sandık görevlileri sabahın erken saatinde görevli olduğu sandığa ulaşmalı, akşama kadar orada görev orucu tutmalı, 'yok karnım acıktı bir yemek yiyeyim, sıkıldım biraz çay içeyim' gibi davranışlarla sandıktan uzaklaşmamalıdır. Sandık görevini sürdürürken gelenleri, güler yüzlü, yaşlılarımıza ellerinden tutarak yardımcı olup yol gösterici göreviyle onlara hizmet ederek, onların da iradesinin sandığa yansımasına katkıda bulunmalıdırlar. Hepsinden çok daha önemlisi oyların sayımı sırasındadır. Siyasi kültürümüzün gelişmesine paralel olarak oy sayımının dürüst, adil olması gerekir ancak arada sırada bazı hileler ve çalmalarla karşı karşıya kalıyoruz. Oy çalımda maharetli olanlar, bununla da kalmıyorlar hasbelkader bir de sorumluluk üstlendikleri takdirde, bu alışkanlıkları sorumlu mevkide de devam ediyor. Çalmaya, çırpmaya, hırsızlığa orada da devam ediyorlar."

"AK Parti, 11 yıldır Türkiye'yi yönetiyor"

Bahçeli, Türkiye'nin 11 yıldır AK Parti tarafından yönetildiğini hatırlattı.

"11 yıldan bu yana AKP'ye oy veren yüzde 34 ile başlayarak yüzde 49'ları aşan bir gelişme seyri içerisinde olan Adalet ve Kalkınma Partisi, Meclis'teki sayısal çoğunluğuyla oraya dayalı olarak tek başına hükümet kurmak yoluyla Türkiye'yi yönetmektedir" diyen Bahçeli, şunları söyledi:

"Bütün insanlarımız 'yeni bir iktidardır, yeni bir partidir. Önemli ekonomik sıkıntılar içerisinden geliyoruz. Dar boğazdayız, kurtuluş arıyoruz. Şimdilik bunu deneyelim' diyerek, böyle bir kıvrılmayla Adalet ve Kalkınma Partisi'ni iktidar yapmışlardır. Adalet ve Kalkınma Partisi, bu iktidarıyla milletimize Meclis'te sayısal çoğunluğu tek başına hükümet olmakla, ne vaadetmişse, programında ne projesi varsa, halkın yeni sorunları ne şekilde gelişmişse, onların hepsini çözmeye mukadder olduğunu görmek lazımdır. Ancak aradan geçen 11 yıl içerisinde bu meydanı şereflendiren aziz vatandaşlarım başta olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi'ne bu desteği vermiş olan kardeşlerimize bir soru soracağım. 2002 yılının 3 Kasım'ından sonra 14 Kasım 2002'de 58. hükümetle başlayan bir AKP yönetimi ülkede sürdürülmektedir. Şimdi ekonomik yönden büyük sıkıntılara düşmüş, gelir dağılımdan dolaylı aralarında uçurum olan, işsiz, aç, yoksul insanlarımız 2002'den 2013'e kadarki süre içerisinde gelir dağılımının dengeli bir hale gelmesiyle gelir seviyelerinin yükseldiğini söyleyebilirler mi? Ailelerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir huzura, güvene, gelire sahip olduk diyebilirler mi? 'Çocuklarım yetişti, 8-9 yaşındaydı, şimdi 20 yaşına doğru geldi, eğitimini tamamladı, zor güçle okuttuk, işe girmesi lazım geliyor' iş bulabiliyorlar mı? O zaman bugünkü iktidara şu soruyu sormak lazım. 'Bizi niye aldattın, bizi niye kandırdın? Biz size ekonomik yönden gelişeceğimizi, ailemizi rahatlıkla kalkındıracağımızı, hizmet edeceksiniz diye düşündük ama bu hizmeti sunamadınız. Şimdi size Adalet ve Kalkınma Partisi diyebilmek için bu aldatma ve kandırmayı nasıl telafi edeceksiniz?"

"Y kuşağı"

"Vatandaşlarımız ve gençlerimiz, geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz, zeki, kabiliyetli ve yaratıcı özellikleriyle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kısaltılmışının AKP olduğunu biliyorlardı" ifadelerini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Daha sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AKP yerine 'Biz, AK Parti'yiz' dedi. 17 Aralık'a kadar hepimiz de inanmıştık, bunların adı 'AK Parti' diye ama 17 Aralık'tan sonra akı, karası kalmadı. Hala ısrar ediyor, 'Ben, AK Parti'yim' diyor. Birde bu durum karşısında gençlerimiz şöyle bir çevreye bakıyor, kendi beklentilerine bakıyor, ailesinin daha huzurlu ve güven içerisinde yaşayabileceği bir ortamı düşünüyor fakat 2013 yılına kadar bununla ilgili herhangi bir gelişmenin olmadığını fark ediyor. O zaman o yaratıcılık vasfıyla, zekasıyla 'siz, Adalet ve Kalkınma Partisi yani AKP değilsiniz, bundan böyle aldanma ve kandırma partisisiniz' diyor. Aradan bazı olaylar gelişiyor. Bir takım değerlendirmeleri dikkate aldığınız vakit, 17 Aralık 2013 günü geliyor. Sabahleyin, tapelerden veya başka yerlerden bir görüyor ki, Türkiye'de 187 milyon Türk lirası bir yolsuzluk ve rüşvetle ülkemiz karşı karşıya kalmış. 41 kişi tutuklanmış. İçinde belediye başkanları var, 4 tane bakan ve çocukları var, bir de İran'dan gelmiş, kim olduğu meçhul bir insan var. 4 tane bakanın çocuklarını avcunun içine almış, rüşvet ve yolsuzluğa alıştırmış sonra da o alışkanlıklarını devam ettirerek Türkiye'de kara para aklama, altın kaçakçılığı gibi bir çok yolsuzluk ve hırsızlığa adı karışmış. Şimdi bu gelişmeleri görünce bir bakmış ki genç, dün aldanıyorduk, kandırılıyorduk ama bugün çok farklı bir olayla karşı karşıyayız. Çok küçük yaşlardan bu yana, babamız bize ayakkabı alırdı, ayakkabıyı giyer alır eve gelirdik ama ilk gün giymezdik. Yastığın bir kenarına da bu yeni aldığımız bu ayakkabıyı koyardık. 'Kutusunu ne yapacağız' diye aklımıza gelmezdi ama kutusu daha çok makbulmüş. Çünkü, 4,5 milyon dolar para konuyor içine. Bu da bir genel müdür... O zaman bu genç kardeşlerim, özellikle bunları son yıllarda 'Y kuşağı' diyorlar. Şuraya da bakıyorum, Y kuşağından çok arkadaşımız var. Bunlar diyor ki 'aldanma ve kandırmaya tam düşmüşken, baktık ki gerçek bu, Türkiye'de Adalet ve Kalkınma Partisi'nin artık, adını değiştirmemiz lazım. Ne diyelim, 'Ayakkabı Kutusu Partisi diyelim'."

"Belli bir süre sonra muhtemelen 91 güne ulaşmıştır ama bunun 45-50 günü arasında topluma bir tape düşüyor, basında yer alıyor" diyen Bahçeli, şunları söyledi:

"Bu olay da çok büyük şaşırtıcı bir olay. Burayı iyi anlamak lazım. 17 Aralık saat 6.30 ile 7.30 buçuk arasında 41 kişinin tutuklanmasına sebep olan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, saat 8 sıralarında Sayın Başbakan'ın bilgisine sunuluyor. Başbakan'da bir panik başlıyor, devletin ilgili kurumlarını arayacağı yerde oğlu Bilal'i arıyor. Bilal ile beraber bir muhabbet başlıyor. 'Oğlum paraları sıfırla. Ne olup, ne olmayacağı belli değil. Şunu şuraya, bunu buraya, şunu şöyle yap' diye bir konuşma var. Bu konuşmayı artık, halk duymaya başlayınca, bizim genç kardeşlerimiz geleceğimizin teminatı olan o özel insanlar, 2023'ün lider ülkesinin yöneticisi olacak olan o değerli kardeşlerim diyor ki, 'Bu iş karma karışık hale geldi. Ayakkabı kutusundan çıktı, aileye doğru geliyor. Şimdi, acaba bu partiye ne diyebilir? Bir milyar dolar yazmayla adamın kolu yorulur, bu ne paradır' diyor. Arkasından da 'Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yeni ismi Aileyi Kalkındırma Partisi' olarak ifade ediyor. Bakalım gelecekte bu zeka dolu, kabiliyet dolu insanlarımız, Türk siyasi hayatının tarihini daha hangi isimleri düşürerek, bu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin geleceğini şekillendireceklerdir. Onu da zaman gösterecektir." 

Sıradaki Haber
Cumhurbaşkanı Gül'e F-16'lar refakat etti
Yükleniyor lütfen bekleyiniz