Açık 13ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
04.09.2018 11:00

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: Çocuklar icra daireleri aracılığıyla alınmayacak

TRT Haber'e konuk olan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, anne ve babaların icraya para ödeyerek çocuğu görme sisteminden vazgeçileceğini söyledi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: Çocuklar icra daireleri aracılığıyla alınmayacak

TRT Haber'de özel röportaj konuğu olan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç'un gündeme dair sorularını cevaplandırdı.

Çocuklar icra daireleri aracılığı ile alınmayacak

Boşanmış ailelerde, çocuk tesliminin icra daireleri aracılığıyla yapılmasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Gül, bu konuda Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı ile bir çalışmaları bulunduğunu ancak araya seçimlerin girdiğini belirterek, "Çocuk, baba ya da anne, mahkeme kararıyla diyelim haftanın bir günü görmesi gerekiyor hakkı var. Bu hakkı karşı taraf vermeyince elbette bir şekilde bir otorite çocukla teması sağlayacak." ifadesini kullandı.

"Şu anki uygulamada anne ya da baba karşı taraf göstermeyince 600-700 lira yaklaşık bir meblağ yatırıyor, icraya parayı ödüyor, kendi çocuğunu görmeye gidiyor. Biz diyoruz ki 'baba ya da anne bir ücret karşılığı değil, gösterilmemesi halinde bu ücreti almayalım.' Maliye Bakanlığımızla da görüştük. Bu konuda yıllardır, 1930'lardan beri uygulanan bu sisteme son verecek şekilde bir para ödeyerek çocuğunu görme usulünden vazgeçtik. Elbette nasıl daha insani sistem olacak, Aile Bakanlığı ile de çalışıyoruz. Ama her halükarda anne ya da baba göstermeyince bir otorite bu, alıp anne ya da babaya verecek. Ama en azından biz bir mal gibi bir eşyayı icradan alır gibi bir para ödeyerek alma usulüne son vereceğiz. Bu konuda çalışmalarımızı yapıyoruz.

 


 

15 bin personel alımı yapılacak

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Adalet Bakanlığı'na alınacak yeni kadrolara ilişkin de bilgi verdi. Gül, adalet teşkilatı ve cezaevi personelinin yükünü azaltmak için 15 bin personel için müracaatların başlayacağını vurgulayarak, 1000 adli hakim ve savcı için de aralık ayında müracaatların alınacağını bildirdi.

Gül, "100'de idari yargı hakimlerimizi alacağız. Bunu ilk defa burada söylüyorum. İdari yargı özellikle çok uzun yıllardır bekleniyordu. 1000 adli hakim ve savcı alacağız. 100 idari yargı hakimi, 15 bin de personel alacağız. 4 bin civarında hakim ve savcı FETÖ'den ihraç olmuştu, bu sayıyı tamamladık." diye konuştu.

 


 

Hakim yardımcıları geliyor

Yargı sistemine dönük yeni çalışmaları olduğunu aktaran Gül, hakim yardımcılığı gibi eğitim süresini uzatacak 3 yıllık bir eğitim süresinin planlandığını bildirdi.

Olağanüstü dönemin geride kaldığını ve artık normal sürecin işlediğini belirten Gül, hukukun daha tecrübeli, öngörülebilir haline ulaşacaklarını ifade etti.

"Bu çerçevede kürsüye çıktığında artık 3 yıl bir hakim nezaretinde belli işlemleri yapmış, bir anlamda stajını, eğitimini hem teori, hem pratiğini artırmış ondan sonra kürsüye gelecek bir sistemi planlıyoruz. Bu da yargıya güveni artıracak önemli bir konu. Bir diğer çalışmamız da hukuki yeterlilik sınavı masamızda. Bu reform belgemizde bunu çalışacağız. Hukuk mezunları bir sınava girecek, o sınavdan sonra, avukatlar dahil, noterler dahil, bu sınavdan sonra mesleki yeterliliklerine göre hukuk hizmetini verecekler." 

Yargıda hedef süre uygulaması

Yargıda hedef süre uygulamasında temel yaklaşımımız yargılamanın öngörülebilir olmasını sağlamak. Hedef süre uygulaması pazartesi başladı. Yargıda öngörülebilirliği sağlamak istiyoruz. Çalışma yapılırken bir dava türünde standart bir süre belirlendi. Yargılamayı uzatılan ve hedef süreyi uzatılan unsurlar tespit edilecek. Hem yargılama hem de ceza aşamasında süre belirlendi. Belirlenen süre aşılırsa sistem bizi uyaracak. Dava açıldıktan sonra ne zaman sonuçlanacağı bilinecek. Yargı sitemimiz üzerine analiz yapılacak. Vatandaşlarımızda davasının ne zaman biteceğini bilecek, şeffaf bir sistem olacak.

1 Ocak itibari ile de vatandaş dava açtığında bin 457 ayrı dava türü ve 220 soruşturma türü için vatandaşımız Ankara İzmir İstanbul adliyesine davasını açtı. Adliyeden çıkarken açtığı dava boşanma, tazminat davası, hakaret, ceza davası bu elinde belge ile çıkacak. Adliye merdivenlerden çıkarken devlet davanın 200 gün 300 gün sonra biteceğini taahhüt ediyor. Bu konuda yargıya güveni artırıcı bir özellik olarak hedefliyoruz. Sistemdeki eksiklikleri görmemizi sağlayacak.

Gül, Türkiye'de geçen yıl itibariyle bakıldığında, yaklaşık 6 milyon dava dosyası olduğunu vurgulayarak, bu konuda İstinaf Mahkemelerinin önemine değindi. Yargıtay'ın ve Danıştay'ın bir içtihat, temyiz mahkemesi olacağı bir sürece geçileceğini aktaran Gül, Sakarya ve Konya'da da İstinaf Mahkemelerinin çalışmaya başladığını, bunun sayılarının artırılacağını hatırlattı.

"AB perspektifi çerçevesinde neler yapacağımızı konuşacağız"

Reform Eylem Grubu (REG) Toplantısı'nın hatırlatılması üzerine Gül, "AB'nin reformcu yaklaşımından öte bizim vatandaşımıza duymuş olduğumuz güven. Vatandaşımızın insan hakları ve daha fazla özgürlüğe ihtiyacı var. Bizim de bunu verme vizyonumuz, misyonumuz var. AB sürecinden bağımsız olarak zaten bu bizim önceliğimiz." yanıtını verdi.

Avrupa Birliği süreci, diyaloglardan geri kalınsa bile hükümet olarak reformlardan asla vazgeçmediklerini vurgulayan Gül, "Dört bakan tüm masadaki konularımızı tekrar yatırdık. 23. ve 24. fasıl ile ilgili, temel başlıklarda yargı ve insan hakları özelindeki konular, bu husustaki irademizi yineledik. 11 Aralık'ta tekrar bir araya geleceğiz. AB perspektifi çerçevesinde neler yapacağımızı konuşacağız." diye konuştu.

"Yargı reformu stratejimizi güncelleyeceğiz"

İnsan Hakları Eylem Planına işaret eden Gül, Türkiye'de insan haklarını daha da genişletmek için hangi eylem planı yapılması, hangi adımların atılması gerekir şeklinde bir rotalarının olduğunu aktardı. 

Gül, bu hedefin tekrar güncelleneceğini belirterek, "İnsan Hakları Eylem Planımızı güncelledik. Yargı reformu stratejimizi güncelleyeceğiz. Bu konuda da hem AB hem sivil toplum kuruluşları hem barolarla gerçekten yargıya güveni artırıcı bir yargı reformu stratejisini oluşturacağız." bilgisini verdi.

"2019'dan itibaren trendin daha da artmasını bekliyoruz"

OHAL hukukunda anayasa ve uluslararası hukuktan kaynaklı meşru haklar kullandıklarını anımsatan Gül, OHAL sona erdikten sonra bu delegasyonları, çekinceleri kaldırdıklarını söyledi.

Gül,  nnsan haklarını temel merkeze aldıklarına dikkati çekti.

"Bundan sonraki yaklaşımda elbette başlıklar, yargının bağımsız, tarafsızlığı, mesleki eğitimin niteliğinin artırılması, temel insan haklarına yönelik paradigma ve uygulamalarla ilgili teknik çalışmalar olacak. Ama burada başlık olarak 'şunlar şunlar' diye bir şey söyleyemeyiz. Çünkü bunları oturup paydaşlarımızla reform stratejisiyle beraber konuşacağız. 10 başlık desem benim aklımdaki 10 başlıktır. Ama oturduğumuzda yeni başlıklar yeni reform adımları, çıtayı daha da yükseltici kişisel verileri korumaktan, mülkiyet hakkının daha güçlenmesine, yatırım ortamının teminat altına alınmasından, iletişim hakkı vesaire tüm bunların hepsinin başlıklarının artırma mümkün. Şimdiden şu başlıklar diye sınırlandırmak yerine bu yargı reformuna yönelik irademizi ortaya koyuyoruz. Paydaşlarımızla çok öz güven içerisinde masaya oturup bunu netleştirmeyi düşünüyoruz. Başlıkları da bu süreci netleştireceğiz. Aralık'ta biraz daha netleşecek. 2019'dan itibaren hem FETÖ yargılamalarının hem OHAL hukukunun normalleşmesiyle 2019'dan sonra yargıya güvenin, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının artık vatandaşlarımız ve tüm paydaşlarımızda daha güvenilir hale gelecektir. 2019'dan itibaren trendin daha da artmasını bekliyoruz."

FETÖ davaları

FETÖ yargılamalarına yönelik soru üzerine Gül, FETÖ yargılamalarını "darbe" ve "terör örgütü üyeliği" yargılamaları olarak ikiye ayrıldığını anlattı.

FETÖ darbecilerinin yargılanmasıyla ilgili adili, hızlı yargılanmalar yapılıyor. 86 dosya devam ediyor. 203 dosyada darbeciler hakkında karar karar verildi. Tüm mahkemeler fedakarlıkla bu davaları sürdürüyor. Milli iradeye, Cumhurbaşkanlığı külliyesine, meclise yapılan bu hain saldırılara karşı hukuktan hiçbir şekilde taviz verilmeden, anayasadan hiçbir şekilde vazgeçilmeden davalar görülüyor. Suçluyla suçsuz ayırt edilerek hakkaniyet çerçevesinde yargılamalar yapılıyor. Yılsonu itibariyle sanık sayısı fazla olan davalar hariç darbe yargılamaları sona erecek.

"Terör örgütü mensuplarının iadesiyle ilgili batıdan destek alamıyoruz"

FETÖ’nün, terör örgütü mensuplarının iadesiyle ilgili dünyada özellikle batıda çok olumlu bir destek alamıyoruz. Bu konuyla ilgili özellikle, insanın aklına bu konuda acaba farklı bir şekilde örgütleri korur mu sorusu hep geliyor. Esasen uluslararası hukuka göre, sözleşmelere göre, bir ülkenin bağımsız yargısı, mahkemesi, savcısı, bir suçluyu iade için talep ederse, o ülkeye düşen bu mahkemenin kararını yerine getirmektir. 

Uluslararası hukukun gereği budur. Türkiye olarak bu konuda bir mahkemenin talebi olması halinde, hangi ülke olursa olsun bize ulaştırılan bir talep varsa biz o suçluyu iade ederiz. Bazı ülkelerden biz bu desteği göremiyoruz. Interpol’e İçişleri Bakanlığı’nın talepleri olmasına rağmen, Interpol de bu talepleri yayınlamıyor. Yine de bu mücadeleyi sürdürüyoruz.

Ermenistan’da yakalanan FETÖ’cü firari Kemal Öksüz’ün durumu

Kemal Öksüz hakkında Giresun’da mahkememizin bu konuda bir arama ve yakalama talebi söz konusu. Arkadaşlarımız da takip ediyor. Interpol zaten taleplerimize olumlu yaklaşmıyor. Ama biz yine o kişi ve diğer terör örgütü mensupları ile ilgili yine taleplerimizi yinelemeye devam edeceğiz.

FETÖ elebaşının iadesi

Bu konuda bir adım atılmadı. Tüm delililer, belgeler verildi. Başta sayın cumhurbaşkanımızın bire bir görüşmeleri, temaslarında da hep gündem FETÖ elebaşının iadesiydi. Bu konuda tüm deliller verildi. Son zamanlarda çok önemli delillerle, önceki delillerimizle teyit eder mahiyette bir takım belgeler de verildi. Çok açık bir şekilde darbeyi FETÖ’nün yaptığı, lideri olduğu, örgütün terör örgütü olduğu hem bizim yüksek mahkemenin verdiği kararlar ve sunduğumuz delillerle aslında her şey açık.

Bu konuyla ilgili Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı’nın olduğu bir çalışma grubu oluşturuldu. Arkadaşlarımız hem Amerika’ya gitti hem de Amerikalı yetkililer buraya geldi. Arkadaşlarımız hukuki olarak süreçle ilgili o kanalları sürdürüyor. Ama şuan itibariyle maalesef bu konuda bildiğiniz gibi Amerika’nın tutumu terör örgütü elebaşının verilmesi yönünde olmadı.

Papaz Rahip Brunson davası

Hakimlerimiz, mahkemelerimiz anayasa gereği yargılama yaparlar. Duruşması Ekim ayında var. Elbette bu süreçte bağımsız mahkemelerin hakimlerin vereceği kararla yürüyen süreçtir ve herkese düşen de bu karara saygı duymaktır. Türk yargısı bağımsızdır bizler de süreci mahkemelerinin vermiş olduğu karar çerçevesinde mahkemeler de kendi delillerine göre karar verecektir. Bize düşen de bu süreci takip etmek ve verilen karar saygı duymaktır.

"2 bin kişi memuriyete döndü"

OHAL’le ilgili 2 bin civarında kişi memuriyete dönüşler mevcut. OHAL komisyonu çalışmalarını devam ettiriyor. Bundan sonra daha hızlı bir karar sürecine girildi.

"Af gündemimizde yok"

Gül, cezaevlerinde şu an itibarıyla 250 bin 712 tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu ifade etti. MHP'nin af çalışmasıyla ilgili soruya karşılık Gül, daha önce de açıklandığı gibi affın şu an gündemlerindeki bir konu olmadığını dile getirdi.

Cinsel istismar suçları

Cinsel istismar gibi suçlarda yargılamalar devam ederken kişinin o anda tutuklanmamış olması veya sosyal medyada oluşan tepkilerden sonra tutuklamaların yapılmasına yönelik değerlendirmesine ilişkin Bakan Gül, daha önce kanunda toplumda infial oluşturan olayların bir tutuklama sebebi olduğunu, AB reformları çerçevesinde "tutuklama istisna olsun" diye bunun ilgili kanundan kaldırıldığını belirtti.

Bakan Gül, bu konuda seçimden önce Bakanlar Kurulu'na gerçekten infial uyandıracak şekilde eylemlerin tutuklama sebebi olmasına yönelik çalışmayı sunduklarını anımsattı.

Hayvanlara yönelik şiddet

Hayvanlara yönelik şiddet görüntüleri ve bu konudaki çalışmaların sorulması üzerine ise Gül, bu konuda da bir çalışmaları olduğunu söyledi.

İşin hem TCK, hem de Tarım ve Orman Bakanlığı'nı ilgilendiren boyutu olduğuna değinen Gül, "TCK ile ilgili boyutu, Adalet Bakanlığı olarak biz suç oluşturmayan yani 'sahipli olmayan hayvanlara işkence yapmak, kötü muamele yapmak suç değildir.' Biz bunu suç haline getirdik." dedi.

"Sizin bir köpeğiniz var ona birisi zarar verirse bu suç. Ama sokakta bir köpek var, ona birisi zarar verirse suç değil." açıklamasında bulunan Gül, "Niye suç değil? O da can değil mi? O da bir can taşımıyor mu? Ama mal şeklinde bir paradigma var, biz bu yaklaşımı değiştirdik. Cezaları artırdık. Tarım ve Orman Bakanlığı ile yapılan çalışma nihayete erdikten sonra bu yasalaşacaktır ve bir an evvel yasalaşması gereken konulardan biridir." ifadesini kullandı.

Arabuluculuk uygulaması

Arabuluculuk uygulamasında gelinen noktanın sorulması üzerine ise Adalet Bakanı Gül, yargının hızlanmasına yönelik en önemli konuların başında alternatif çözüm yollarını artırmanın geldiğini bildirdi.

"İş mahkemeye düşünce, en kötü anlaşma, en iyi davadan iyidir." diyen Gül, kendilerinin de her türlü itilafta öncelikle uzlaşmayı önerdiklerini vurguladı.

Bu konuda arabuluculuğun çok önemli bir model olduğunu aktaran Gül, özellikle işçi ve işveren uyuşmazlıklarında önemli sonuçlar elde ettiklerini ifade etti.

Bakan Gül, uygulamanın 1 Ocak'ta yürürlüğe girdiğini hatırlattı.

"209 bin 690 dosya verilmiş. Bu dosyalardan 126 bin 27'si yaklaşık yüzde 70'i anlaşma ile sonuçlanmış. Bu davalara bakıldığında iş mahkemelerinin yüzde 70 oranında azaldığını görüyoruz. İş mahkemeleri bir yılda iki yılda karar veriyorsa artık bunu 3 ayda 5 ayda karar verebilecek ortama ulaşacağız. Biz bu arabuluculuğu farlı yerlerde geliştirmek istiyoruz." 

Kaynak: TRT Haber

Sıradaki Haber
Almanya Dışişleri Bakanı Maas Türkiye'ye geliyor
Yükleniyor lütfen bekleyiniz