Kendi kendine üreyebilen ilk canlı robot: Xenobot

Xenobotlar 2020 yılında ABD’li bilim insanları tarafından üretildi.

Üretimi içinse çark dişlileri veya yapay zeka yazılımı kullanmak yerine “Afrika Pençeli Kurbağa”nın hücreleri tercih edildi. Hücreler laboratuvar ortamında takip edildi, yumurta zarından ayırılınca da yaşayan bir forma dönüştüler.

Peki Xenobot’ların özellikleri neler?

- Xenobotlar serbest bırakıldığında kendi çevrelerinde daireler çiziyor,

- Toplu bir ortamdayken birlikte hareket edebiliyor,

- Dışarıdan bir darbe aldıklarında kendi kendilerini onarabiliyor,

- Tecrübe sahibi olabiliyor ve tecrübe edindikçe renk değiştiriyor,

- Oluşturulan bir labirenti çözüp, o şekil içinde hareket edebiliyorlar.

Xenobot 2.0 sürecine kadar ulaşılan nokta burasıydı.

Bir adım ileriye: Kendi kendine üreyebilen Xenobot 3.0

Bilim insanları bir adım daha ileriye gitti ve Xenobotların kendi kendine üreyebilmesini sağladı. Böylece Xenobot 3.0 geliştirilmiş oldu.

Üreme kombinasyonunu, The University of Vermont’taki bir süper bilgisayarda bulunan yapay zeka keşfetti. Bilim insanları bu yöntemi uyguladığında Xenobotların üreyebildiğini gözlemledi.

Nasıl ürüyorlar?

Yemeklerine eklenen rastgele bir kurbağa hücresi, ebeveyn Xenobot’lara üreyebilmesi için hammadde veriyor. Bunun sonucunda ise kendi tabirleriyle “Xeno bebekler” ortaya çıkıyor.

Üstelik bu Xeno bebekler gelişimini tamamladıktan sonra her biri birer ebeveyne dönüşüyor ve böylelikle üreme, nesillerboyu devam edebiliyor.

Üreme esnasında çekilen görüntü Pac-Man oyununu andırıyor

Süper bilgisayarın yakaladığı bu kare ise gerçekten enteresan. Üreme esnasında çekilen bu görüntü 1980’lerin popüler oyunu Pac-Man’i andırıyor.

Xenobotlar henüz bir zekaya sahip değil. Bilgisayar bilimcileri onları “programlanmış mühendislik organizmaları” olarak tanımlıyor. Bu yaşayan biyorobotların sağlık sektörü, radyoaktif çöp veya okyanusların temizlenmesi gibi birçok alanda kullanılması hedefleniyor.

Ancak Xenobot 4.0 veya daha sonrasındaki gelişmelerin neler olacağı büyük bir merak konusu. İnsanlık için bir tehdit olup olmayacakları da akıllardaki soruların ilk sırasında…