N.Ş. ile N.B.Ş. yıllarca birlikte yaşadı. Çocuk sahibi olmak isteyen çift, aldıkları iki haberle yıkıldı. Doğurganlığında bir sorun olduğu tespit edilen genç kadına bir de kanser teşhisi konuldu.
Bunun üzerine çift, tüp bebek yapmaya karar verdi. Prosedür gereği evlenen N.Ş. ile N.B.Ş., Maslak'taki Acıbadem Hastenesi Tüp Bebek Merkezi'ne gitti. Çiftten alınan "embriyolar" (yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesiyle oluşan döllenmiş yumurta), hastanenin Embriyo Dondurma Çözdürme İşlemi Merkezi'nde donduruldu. Tüm bunlar yaşanırken, genç kadının kanser hastalığı da ilerledi.
'EVLADIMIZ YOK' DEDİ
Kurtulma şansı yok" denilen kadın, kemoterapi tedavisi görürken bir de felç geçirdi.
Genç kadın, yaşadığı ağır hastalığı bahane ederek, 2010 yılında boşanma davası açtı. Takvim gazetesinin haberine göre; mahkemeye sunduğu dilekçede müşterek çocuklarının olmadığını belirtti ve eşinden tazminat ya da nafaka talep etmedi.
Dava normal bir şekilde devam ederken, 20 Eylül'de İstanbul Aile Mahkemesi'nde görülen duruşmada, davalı kocanın avukatı, ilginç bir çıkış yaparak "Çiftin Embriyo Dondurma Çözdürme İşlemi Merkezi'nde tüp bebeği var" dedi. Bunun üzerine duruşma ertelendi.
Bir ilk ile karşılaşan mahkemenin, tüp bebeğin kimde kalacağı konusunda ne karar vereceği ise merak konusu.
"DÖLLENMİŞ YUMURTA ÇOCUK SAYILMAZ"
Dondurulan yumurta krizini, hukukçular değerlendirdi.
Yumurtanın döllenmiş olmasının "çocuğun doğması" anlamına gelmeyeceğini söyleyen avukat Saniye Ülgen, "Embriyonun çocuk olarak sayılması tıbben doğru değil. Ancak bu davada çocuk doğurma konusunda kadının iradesine bakılmalı. Anne hayati fonksiyonlarını yitirmeyecekse ileride kadının çocuk sahibi olma iradesi olup olmadığı ortaya konulmalı. Mahkeme kadın 'Çocuk sahibi olmak istiyorum' derse, kararını bu yönde alabilir" dedi.
Time Türk
19ºC
Ankara
