Çok Bulutlu 21.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
28.02.2018 11:27

Selimiye Kışlası'ndaki darbe faaliyetleri ve Üsküdar Çevik Kuvvet'in işgal girişimi davası

1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 128 sanıklı davanın 16. duruşması başladı.

Selimiye Kışlası'ndaki darbe faaliyetleri ve Üsküdar Çevik Kuvvet'in işgal girişimi davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Selimiye'deki 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin davada, 40’ı tutuklu 128 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.

İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan 16'ncı duruşmaya, 33 tutuklu sanık ile taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.

Duruşmada beyanda bulunan tanık Yarbay Ferhat Tepe, 1. Ordu Komutanlığı karargahında kara havacılık subayı olarak görevini sürdürdüğünü söyledi.

Görevinin, orduda gerçekleşen uçuşları kontrol etmek olduğunu anlatan Tepe, "Arkadaşlarımın bulunduğu WhatsApp grubundan Ankara'da uçuşlar olduğu yazıldı, cuma akşamı uçuşların yoğun olmaması lazımdı. Sosyal medyada 'hava sahasında belirlenemeyen uçak', 'Genelkurmaya saldırı' şeklinde paylaşımlar gördüm. Amirim olan Şenol Onuralp Albayı aradım, 'Birliğe gelmemize gerek var mı?' diye sordum. 'Gerekli yerleri ararım varsa bir şey, ona göre seni ararım' dedi. Şenol Albay aradı ve terör sebebiyle birliğe gitmemiz gerektiğini söyledi." diye konuştu.

Kendisinin kışlaya doğru hareket ettiğini belirten Tepe, kapıda kendisini silahlı bir vaziyette karşılayan sanıklardan eski Binbaşı Nurullah Kalebaşı'nın, "TSK yönetime el koydu, tanklar çıkacak" dediğini aktardı.

"Sözde sıkıyönetim direktifinin okunacağı önceden belliydi"

Amiri olan Albay Şenol Onuralp ile görüşmek için kışlaya girdiğini anlatan Tepe, şöyle devam etti:

"Harekat merkezine ilerlerken koridorda bir yoğunluk gördüm. Eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler (ana darbe sanığı) ve birçok topluluk vardı. Ekibin yarısı kamuflajlıydı, içlerinde tek tanıdığım Şenol Albaydı. Saat 00:00'a doğru televizyondan açıklamalar olduğu, oradan çıkmam gerektiğini arkadaşlarım söylediler. Bunun üzerine aşağı indim hala sivil kıyafetliyim. Tam dönmeye çalışırken, harekat merkezinde tanımadığım albay rütbesinde bir şahıs içeri doğru beni çekti. 'Sıkıyönetim bildirisi okunacak' dedi. Ben de nereden biliyor acaba dedim. Televizyonların hepsi kapalıydı, bir tek TRT 1 açıktı. Sözde sıkıyönetim direktifinin önceden okunacağı belliydi."

Tepe, kıyafetlerini değiştirmeyi bahane ederek oradan çıktığını dile getirerek, ana darbe sanığı eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler'in Albay Şenol Onuralp'le tartıştığını gördüğünü söyledi.

Hasta taklidi yaparak darbe girişimine katılmadılar

Onurlap'e olayın terörle alakası olmadığını aktardığını, kendisinin de durumu teyit ettiğini belirten Yarbay Tepe, beyanlarında şu ifadeleri kullandı:

"Albay Şenol Onuralp ile birlikte kışladan çıkmamız gerekiyordu. Kendisi daha önce beyin kanaması geçirmişti, bana 'Ben rahatsızlanmış gibi yapayım, sen de beni hastaneye götür' dedi. Aşağı doğru indiğimizde eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler oradaydı. Ona Şenol Albayımızın durumunun çok kötü olduğunu, onu hastaneye götürmem gerektiğini söyledim. Şenol Albay da Gürler'e kötü olduğunu her yerinin uyuştuğunu söyledi. Nizamiyeye gittiğimizde bariyerler açılmadı, ben de komutanın hasta olduğunu söyledim. Eyüp Gürler'i aradılar ve kapıyı sonra açtılar. Bu şekilde kışladan ayrıldık ve lojmanlara geçtik."

"Darbecilerin polislere teslim edilmesinde yardımcı oldum"

Duruşmada tanık olarak dinlenilen emekli Albay Selçuk Yazçayır da darbe girişimi sırasında Eğitim Şube Müdürü olarak görev yaptığını kaydetti.

Televizyonda köprülerin askerler tarafından kapatıldığı haberini gördüğünü, tankların köprüde bulunmasını garipsediğini anlatan Yazçayır, Albay Şenol Onuralp'i aramasının ardından birliğe doğru yola çıktığını söyledi.

Yolda giderken harekat merkezinde nöbetçi olan sanık eski Yarbay Ümit Ertuğrul'u aradığını ifade eden Yazçayır, Ertuğrul'un kendisine "Önemli gelişmeler var" diyerek telefonu kapattığını aktardı.

Yazçayır, kışlanın nizamiyesine geldiğinde bir bağırma olduğunu belirterek, "Mesaiden tanıdığım eski Binbaşı Nurullah Kalebaşı (sanık) çelik başlıklı ve silahlı olarak duruyordu. Bana giremeyeceğimizi söyledi. 'Darbe oldu', 'mutlak itaat' , 'emir komuta zinciri' şeklinde ifadelerde bulundu. Kendisi eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler'i aradı ve ondan sonra beni içeri aldı. Ben ifadeleri duyduktan sonra binaya hiç girmeden kışladan çıkmaya karar verdim." ifadelerini kullandı.

Orduevinin bulunduğu nizamiyeden çıkış yaptığını kaydeden Yazçayır, "Mesaiye çağırdıklarımı geri aradım. Kesinlikle kışlaya gelmeyin, benden başkası emir verirse de gelmeyin dedim. Yolda bazı televizyon kanallarında konuşmaların olduğunu ve bunun bir kalkışma olduğunu duydum." dedi.

Yazçayır, 16 Temmuz sabah saatlerinde Fenerbahçe Orduevinden Albay Cem Gültekin'in aradığını belirterek, "Gültekin bana, güvenilir insanlara ihtiyacı olduğunu söyledi. Darbecilerin polislere teslim edilmesinde yardımcı oldum. Pazartesi günü dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar beni çağırdı ve 65. Mekanize Tugayı'nın emir komutasını almamı emretti. Ben de oraya gittim" diye konuştu.

Duruşma ertelendi

Tanıkların ifadelerinin tamamlanmasının ardından mahkeme heyeti gelen evrakları okudu.

Başka illerde talimatla alınan tanık ifadeleri de mahkeme heyetince duruşmada avukat ve sanıklara iletildi.

Duruşmada, İstanbul'daki ana darbe davasının tutuklu sanıklarından eski Tuğgenaral Özkan Aydoğdu ile eski Kurmay Yarbay Fatih Karakaya da tanık olarak dinlenildi.

Tanıkların beyanlarının ardından görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye talebinin reddine karar vererek, duruşmayı 5 Mart Pazartesi gününe erteledi.

Gazi Sabri Ünal'ın da bulunduğu 28 kişi müşteki-mağdur 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar ile Üsküdar'da art arda geçen 2 tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan Sabri Ünal'ın da aralarında bulunduğu 28 kişi, "müşteki-mağdur" sıfatıyla yer alıyor.

128 sanık yargılanıyor

Albay, yarbay ve yüzbaşı rütbelerindeki 55 subay, astsubaylar ve bir sivil olmak üzere 128 kişinin "sanık" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, tüm sanıklar hakkında "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altı aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Davanın tek sivil şüphelisine 3 kez ağırlaştırılmış müebbet istemi

İddianamenin tek sivil şüphelisi olan ve terör örgütünün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı belirtilen öğretmen Feyzullah Şahan hakkında da aynı suçlardan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İddianamede, ayrıca sanıklar Ali Demirci, Mehmet Kanbur, Tuğrul Kekeç, Gökhan Arıkan, Servet Demir, Emre Ersan, Bekir Karadayı, Semih Özdemir, Gökhan Türe, Gökhan Atavcı, Mithat Aydın, Sergen Güçlü, Bilal Dursun, İsmail Küçükmadan, Gökhan Yıldız, Cüneyt Ölmez, Ömer Faruk Kıcırlı, Kadir Güven, Fatih Cantürk, Arda Can Yarar, Yasin Ay, Ali Güngör, Eyüp Akkaya ve Ertan Gümüştaş hakkında da ''kasten öldürmeye teşebbüs'', ''kasten yaralamak'', ''mala zarar vermek'' ve ''kamu malına zarar vermek'' suçlarından ayrı ayrı 6 yıl ile 141 yıl arasında değişen hapis cezaları öngörülüyor.

Kaynak: AA

Sıradaki Haber
Eskişehir'de 42 sanığın yargılandığı FETÖ davası
Yükleniyor lütfen bekleyiniz