Çok Bulutlu 20.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
17.07.2018 10:40

Adnan Oktar örgütünün karanlık yapısı aydınlanıyor

Geçen hafta düzenlenen Adnan Oktar örgütü operasyonunda gözaltı sayısı 187'ye yükseldi. Örgütten kaçmayı başaranlar yaşadıklarını TRT Haber'e anlattı.

Geçtiğimiz hafta Adnan Oktar grubuna yapılan operasyonun yankıları hala devam ediyor. Örgüte düzenlenen operasyonlarda gözaltı sayısı 187 oldu. Operasyonlar örgütün yapısına dair ayrıntıları da yavaş yavaş ortaya çıkarıyor.

Örgütten kaçmayı başaran ve dosyada müşteki olarak yer alan bazı isimler TRT Haber’e örgütün karanlık yapısını anlattı. 

Kapalı ve geleneksel yapısıyla dikkat çekti

Geçtiğimiz hafta Dragos kod adlı Vaniköy'deki eve operasyon düzenlendi.

Daha önce örgüt içinde bulunan ve soruşturma dosyasına müdahil olanların anlattıkları Adnan Oktar'ın kurduğu şebekenin karanlık yönlerini ortaya çıkarıyor. Şu ana kadar 50'ye yakın kişi dosyada müşteki olarak yer alıyor. 

Örgütün kirli ve karanlık geçmişi 70’li yıllara kadar dayanıyor. Kuruluş yıllarında daha kapalı ve geleneksel biçimde örgütlenen şebeke, ilerleyen yıllarda sözde modern bir görünüme büründü. Aslında değişim sadece kılık, kıyafet ve dış görünüşle sınırlıydı.

Adnan Oktar örgütünün karanlık yapısı aydınlanıyor

Önce örgütün ağına düşenlerin giyim tarzları değiştirildi, tüm kadınlara estetik operasyon yaptırma zorunluluğu getirildi. 

Adnan Oktar'ın başlangıçta hedefi zengin aile çocuklarıydı. Onları ailelerinden koparmayı amaçlıyordu. Ancak örgüt zamanla boyut değiştirdi ve gelir seviyesine bakmaksızın, aralarında reşit olmayan çocukların bile bulunduğu çok sayıda insanı tuzağa düşürmeye başladı. 

Örgütün vazgeçilmez stratejisi: Şantaj

Örgütten kaçabilen kadınların anlattıklarına göre, örgüt içerisinde çok yakışıklı, zeki, kariyer sahibi bir grup oluşturuluyor ve bu grubun hedefinde bir kız oluyor.  Kızın örgüte katılması için her yolu deniyorlar. Tutuncaya kadar bırakmıyorlar o kadar ki, yıllar geçse de peşini bırakmıyorlar. 

Bu noktada örgütün en bilindik stratejisi "şantaj" devreye giriyor. 

Gizli kameraların varlığının bile çok bilinmediği dönemlerde Adnan Oktar örgütü; kravat, yaka ve kalem gibi anlaşılmayacak eşyaların içine gizlenmiş kameralarla pek çok kişiyi tuzağa düşürdü.

Adnan Oktar örgütünün karanlık yapısı aydınlanıyor

Oktar, tuzağa düşenlerin yapının dışına çıkmaması için sahte belgelere ve fotomontajlara da başvuruyordu. Oktar, o dönem internet yaygın olmadığı için, şantaj fotoğraflarını faks yoluyla gönderiyordu. 

"Mehdi" olduğuna inandığı için istediği gibi fetva veriyordu

Kendini mehdi, mesih ve moşi olarak tanıtarak, her kesimin ilglisini çekmeye çalışan Oktar bu yolla dini, örgütün çıkarlarına alet ediyordu. Oktar'ın dinle uzaktan yakından ilgisi olmadığını ortaya koyan önemli başlıklar var. Örneğin, namazın 2 vakit olduğunu söylemesi gibi... 

27 sene örgütte yer alan ve daha sonra ayrılan bir isim de Emin Koç. Koç’un polise verdiği 75 sayfalık sunumda önemli detaylar yer alıyor.

Dini her noktada kullanan Adnan Oktar’ın yapı içindeki dini kuralları şu maddelerle yer alıyor: Namaz 2 vakit, cuma namazı yok, örgüt dışında yalan serbest, örgüt dışındakileri dolandırmak serbest...

Adnan Oktar örgütünün karanlık yapısı aydınlanıyor

Herkesin misyonu örgüte kadın getirmek 

Örgütün aile yapısını bozmaya yönelik hedefleri de dikkat çekici. Kan bağı diye bir şeyin olmadığını iddia eden Adnan Oktar, aileyi kalpten sevmenin Allah'a düşmanlık anlamı taşıdığını öne sürüyor. Amaç, örgüte katılanların aileleriyle bağlarını koparıp, o kişiler üzerinde hakimiyet kurmak. 

Adnan Oktar'ın yer aldığı görüntü ve fotoğraflarda genellikle zenginlik ve eğlence vurgusu yapılsa da, örgüt içinde özellikle kadınlar için acımasız bir kölelik sistemi işliyordu.

Emin Koç'un raporunda da kadınların yaşadığı kölelik şu şekilde anlatılıyor:

"Erkek, kız herkesin cemaate kız getirme ve Adnan Oktar'a teslim etme misyonu vardır. Örgütün ana konusu budur. Hep bu konu konuşulur."

Örgüt içinde bir sürü grup var

Müştekilerin anlatımları şebekenin yapısını belirginleştiriyor.

Adnan Oktar örgüt içinde "mehdi" olarak biliniyor. "Bacılar" terimi; doğrudan Adnan Oktar'dan emir alan kadınları anlatıyor. "Kardeşler" ise para kazanan ve diğer işleri yapan erkekler için kullanılıyor. "Kız kardeşler" deyince de cinsel sömürüye maruz kalan kızlar kastediliyor. Cemaatin iç yüzünü bilmeyen ama destek olanlar ise "sempatizan" olarak sınıflandırılıyor.

Adnan Oktar örgütünün karanlık yapısı aydınlanıyor

Örgütten ayrılmak isteyenler ise Adnan Oktar tarafından “münafık” ilan edilerek cezalandırılıyor.

Örgütten ayrılanlar hakkında karalama kampanyası 

Adnan Oktar ve yakınındakiler gelişen teknolojiyle birlikte yeni şantaj yollarına başvurmaya başladı. Örgütten ayrıldıktan sonra hakkında karalama kampanyası başlatılan isimlerden biri de Fırat Develioğlu. İddialara göre örgüt, Develioğlu kendilerinden ayrıldıktan sonra hakkında çocuk ticareti yaptığı iddialarında bulundu. 

Adnan Oktar örgütüyle ilgili dikkat çeken daha pek çok başlık var. Bunlardan biri de teknik takibe yakalanmamak için kullanılan kod isimler. "Seraci" ve "toro" örgüt üyelerine verilen kod isimlerden sadece bazıları...

Adnan Oktar örgütünün karanlık yapısı aydınlanıyor

Daha önce 9 ay cezaevinde kaldı 

Temasta olduğu gençleri alıkoyduğunu iddia eden ailelerin şikayeti üzerine 2 Haziran 1986’da gözaltına alındıktan sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanan Oktar 9 ay Sağmalcılar Cezaevi’ne hapis yattı.

Cezaevi sonrasında ise "şizofreni" teşhisi ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 10 ay tedavi gördü. 

Kaynak: TRT Haber

Sıradaki Haber
Dolandırıcılar birbirlerini de dolandırdı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz