Çok Bulutlu 22.4ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Koronavirüs
TRT Haber 03.04.2020 12:52

Koronavirüs aile ilişkilerinize zarar vermesin

Koronavirüs salgını, evde uzun süre birlikte vakit geçiren aile üyelerinin arasındaki ilişkiyi de etkiliyor. Eşiniz, çocuğunuz ya da başka bir aile ferdi ile evde geçirilen uzun zaman, olumsuz etkilerin yanı sıra olumlu sonuçlar da doğurabilir.

Koronavirüs aile ilişkilerinize zarar vermesin

Koronavirüs önlemleri nedeniyle aile üyelerinin evde çok daha uzun süre bir arada yaşamasının aile içi ilişkilerde oluşturabileceği olumlu ve olumsuz etkileri, sağlıklı ilişkiler için neler yapılabileceğini İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü Gelişim Psikolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şerife Sema Karakelle ile konuştuk.

“İnsanların bu süreçte eşlerinin, çocuklarının ve hatta kendilerinin gerçekten ve tam olarak nasıl biri olduğuyla ilgili farkındalık edinmeleri, birbirlerini yeniden keşfetmeleri mümkün. Bu durum iki yönlüdür, olumlu ve harika özellikler keşfedebileceğimiz gibi, son derece irkiltici özellikler de görebiliriz. Bu süreçte ilişkinin temelinde üzeri örtülmüş, görmezden gelinen çatlaklar var ise bunların açığa çıkması mümkün. Eğer temelde uyumlu ve tutkulu bir bağ var ise bu bağı yeniden fark edip, keyfini sürmek de mümkün.”

Virüs gibi duygular da bulaşıcı

Tüm dünyanın salgın ile mücadele ettiği bu süreçte insandan insana bulaşabilen tek şey virüs değil. Birlikte aynı ortamda uzun süreler geçiren bireyler farkında olmadan birbirlerine duygularını bulaştırabiliyor. Bu durumu Karakelle şu sözlerle ifade ediyor:

“Aynı evde yaşayan insanların birbirlerine, hissettikleri duyguları bulaştırması mümkündür. Birisi şen kahkahalar attığında bizim de gülümsemeye başlamamız ya da ağlayan, mutsuz birini gördüğümüzde üzülmemiz gibi örneklendirilebilir bu durum. Bunun içine sanal alemi de ve telefon sohbetlerini de katabiliriz. İster istemez hissettiğimiz tüm duygular evimizin içindedir. Bütün bu duyguları birbirimize bulaştırmamız mümkündür.”

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

Kriz anlarında ne yapılmalı?

Yaşanabilecek olumsuz senaryolardan biri; evin içinde gergin ve hırçın bir atmosfer hakimken, bireylerin hiçbir şeyden hoşnut kalmama durumu olabilir. Bu durumun önüne nasıl geçinilebilir sorusunun cevabını Doç. Dr. Şerife Sema Karakelle şöyle veriyor:

“Bu kaygı dolu zor günlerde yapabileceğimiz en iyi şey yaşadıklarımızın zorluğunun farkında olmak, her birimizin bir diğerine tahammül güçlüğü olabileceğini anlayıp kabullenmek. Bunu açıkça aranızda konuşup paylaşabilmek. Bilinçli olarak dostça, samimi ve sıcak davranmaya çaba sarf etmek. Kanaatimce, ilişkilerin ana noktası, karşılıklı gönül hoşluğunu sağlamak ve korumaktır. Her ilişkinin geçmişi ve dinamiği farklıdır. Gönülleri kırmaktan kaçınmayı bilinçli olarak hedefleyerek kendi ilişkilerimizi onarmanın yolunu arayalım.”

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

Bireylerin kendileri için yaratabilecekleri boşlukların da altını çizen Karakelle, “Birbirimizi bu kadar çok görmenin elbette bunaltıcı etkileri de olacaktır. Bunu da kabul etmemiz gerekir. Her birimizin tek başına meşgul olacağı aralıklar olması iyidir. Bu eşler için geçerli olduğu gibi, eğer varsa çocuklarınız için de geçerlidir. Bireylerin tek başına meşgul olduğu, belki hiç konuşmadığı aralıklar yaratmaya önem verin” dedi.

Doyurucu vakit geçirerek krizi fırsata çevirin

Karakelle’ye göre bu süreci fırsata çevirmek ve kazanımlar çıkarmak mümkün. İlk adım bu süreç içinde bilinçsizce sürüklenmek yerine, farklı neler yapılabileceğinin, kendinize ya da ailenize neler katabileceğinizin üzerine düşünüp çalışmaktan geçiyor. 

Fotoğraf: Getty[Fotoğraf: Getty]

Belki nadir yapılan zahmetli bir yemeği ya da tatlıyı yapmak, belki hep merak ettiğiniz bir konuyu ailecek okuyup araştırmak. Bu süreçten verim almanın en önemli kriteri her ne yapılıyorsa birlikte yaparak doyurucu zaman geçirmek.
Özellikle çocuklu ailelerin düşebilecekleri hataların daha büyük kaygı ve stres oluşturabileceğini altını çizen Karakelle, şöyle devam etti:


“Öncelikle düşebileceğimiz bir hata, evde olduğumuz bugünlerde bütün zamanımızı çocuğumuza ayırmamız gerektiği, verimli zaman geçirmek için sürekli bir şey yapmamız gerektiği sanısına kapılmaktadır. Bu fazladan kaygı yaratan bir durum. Rahat olun. Bir ilişkide birlikte doyurucu zaman geçirmek istiyorsak, bu yalnızca keyif alınan, eğlendirici şeyleri paylaşmak anlamına gelmez. Siz her ne yapıyorsanız, onu birlikte yapmak da bir paylaşım yoludur. Her türlü ev işi çocuklarla birlikte yapılabilir mesela. Ortalık mı pislenir, pislensin. Temizlemek için hem bir ortak hem de zaman var. İster birlikte film izleyin ya da kitap okuyun, ister resim yapın ya da kutu oyunu oynayın; yaptığınız her şeyi yaparken çocuğunuzla sohbet edin, duygu ve düşüncelerinizi paylaşın ve onunkileri dinleyin. Onun kendini anlatmasına izin verin. Hatta geçmiş günler ve gelecek günler üzerine konuşun, hayallerinizi, umutlarınızı paylaşın. Doyurucu bir ilişki, hayatın paylaşıldığı, duyguların karşılıklı hissedilebildiği, gönül hoşluğunun korunabildiği ilişkidir.”
 

Sıradaki Haber
ABD'den koronavirüs kan testine onay
Yükleniyor lütfen bekleyiniz