Açık 18.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
21.03.2015 15:08

"Yeni anayasa ve başkanlık sistemine ihtiyaç var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan , "7 Haziran seçimlerinin gündemi Yeni Türkiye olmalıdır. Bunun inşası için yeni anayasa ve başkanlık sistemine ihtiyaç var" dedi.

"Yeni anayasa ve başkanlık sistemine ihtiyaç var"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çınar Meydanı'nda düzenlenen Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, 975 milyon lira tutarındaki 41 kalem yatırım ve hizmetin, toplu açılışını resmen gerçekleştirdiklerini söyledi.

Türkiye'nin doğrudan halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak bu görevi devralışının üzerinden 7 ay geçtiğini anımsatan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı için teklif edildiğinde, görevi aldığında farklı bir cumhurbaşkanı olacağını, sürekli milletin içinde, çalışan, koşan, terleyen bir Cumhurbaşkanı olacağını söylediğini hatırlattı.

Bu taahhütle milletten destek istediğini belirten Erdoğan, Denizli'nin, 7 ayda ziyaret ettiği 14'üncü il olduğunu, bunun ayda 2 ili ziyaret ettiği anlamına geldiğini ifade etti.

Esnaflarla bir araya geldiklerini, milletin her kesimini davet ederek onlarla buluştuklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ülkemizin ve milletimizin ne kadar meselesi varsa hepsini yakından takip ediyor, hükümetimizle, bakanlarımızla, diğer yetkililerimizle istişare halinde bu çalışmaları yürütüyoruz. Küresel ve bölgesel düzeydeki tüm önemli gelişmeler de aynı şekilde yakın takibimiz altında. Kardeşlerim, 'Aşkınan çalışan yorulmaz' Neşet usta böyle diyor. Milletimiz için, ülkemiz için, kardeşlerimiz için yaptığımız çalışmalar bizi yormuyor. Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece. Daha çok çalışacağız, daha çok gayret göstereceğiz. Hamdolsun bugüne kadar bu gayretlerin neticelerini de aldık ama katetmemiz gereken daha çok mesafe var."

"Yepyeni bir dönem açıldı"

"Eğer Çanakkale önlerine gelen düşman ordularının büyüklüğüne, azametine bakıp da onların kibrine, gururuna bakıp da 'Biz bu savaşı kazanamayız' deseydik, bugün halimiz ne olurdu? Düşünmek bile istemiyorum" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle dedi:

"Deposundaki son mayına, son top mermisine, silahındaki son kurşuna kadar mücadele ettiler. Bunların yetmediği yerde süngüsünü taktı, onunla devam etti. Onun da kafi gelmediği yerde eliyle, koluyla, gövdesiyle savaşmayı sürdürdü. Sonuçta milletimizin 200 yıllık makus talihi Çanakkale'de kırıldı ve kuruldu. Önümüzde yepyeni bir dönem açıldı. Bu vesileyle Balkan Harbi'nde, Çanakkale'de Birinci Dünya Savaşı'nın diğer cephelerinde, Kurtuluş Savaşı'nda şehit olan, gazi olan tüm Denizlili kardeşlerimi rahmetle minnetle yad ediyorum. Allah onlardan razı olsun, mekanlarını cennet eylesin. Biz bugün bu ülkede özgürce yaşıyorsak, şanlı bayrağımızı gururla dalgalandırıyorsak, bunu önce Allah'ın yardımına, sonra da onların fedakarlığına borçluyuz. Çalışmadan, mücadele etmeden sonuç alınmaz, zafer elde edilemez. Düşünün, iptidai dokuma tezgahlarıyla çıktığı yolda ülkemizin en önemli tekstil merkezlerinden biri haline gelerek yoluna devam eden Denizli, bunu çok iyi bilir. Ticarette, turizmde, tüm ülkeye örnek olacak başarılar ortaya koyan Denizli bunu çok iyi bilir."

"Rahmetli Özay Gönlüm bunları görse..."

Erdoğan, millet yanlarında oldukça çok daha iyi günlerin geleceğinin altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Seçimlere kalmış şurada 2,5 ay. Ortada ne bir projeleri var ne bir gayretleri var ne bir çabaları var. Varsa yoksa, 'Cumhurbaşkanı şunu dedi, hükümet bunu yaptı'. Tamam da siz ne diyorsunuz? Siz ne yapacaksınız? Hele onu bir söyleyin. İş oraya gelince, işi hemen o meşhur Denizli türküsüne çeviriyorlar. 'Asmam yıkıldı, suyu sıkıldı. Bugün goca gızı görmedim canım sıkıldı. Amanın canım sıkıldı. Rahmetli Özay Gönlüm bunları görse, bu türküyü şöyle söylerdi: 'Gündem yıkıldı, muhalefet sıkıldı. Bugün cumhurbaşkanını görmediler, canları sıkıldı. Amanın canları sıkıldı'. Siz benim ne dediğimle uğraşacağınıza, siz millete ne diyeceksiniz, onu söyleyin bir hele. Denizli'ye ne yatırım yapacaksınız, onu söyleyin. Denizli'nin hangi meselesine, nasıl bir çözüm bulacaksınız onu söyleyin. Muhalefete bunlar sorulduğunda, verdikleri cevap enteresan. Ne diyorlar biliyor musunuz? 'Hele bir bunlar gitsin, gerisi kolay.' Hep bu. Proje bu, gerisi yok zaten. Gerisi hakaret, iftira, yalan dolan."

"Milletim adına üzülüyorum"

Milletin de bunu çok iyi bildiği için onlara itibar etmediğini bildiren Erdoğan, "Ama ben üzülüyorum. Ülkem adına üzülüyorum, milletim adına üzülüyorum. Türkiye bu kadarını hak etmiyor" şeklindeki görüşünü paylaştı.

Erdoğan, Denizli'ye geldiğini de dillerine dolayacaklarını, onun da lafını edeceklerini aktararak, "Biliyorsunuz bir muhalefet partisi genel başkanı, bir ara ne dedi biliyor musunuz? 'Cumhurbaşkanı nereye giderse ben de oraya gideceğim.' Hatta bir yere de gitmiştim. Ben onun üzerine yedi ile daha gittim ama dönüp bakıyorum arkamda o şehirlerimize gelip giden yok" ifadelerine yer verdi.

"Kendi nefesleri çabuk kesildi anlaşılan"

Erdoğan, "Bize 'Çankaya yokuşunu çıkamaz, nefesi kesilir' diyenlerin, kendi nefesleri çabuk kesildi anlaşılan. Herhalde bunların motorları su kaynattı, su. Biz ülkemizi boydan boya, her yere kolaylıkla gidebilsinler diye bölünmüş yollarla, hızlı tren hatlarıyla, hava limanlarıyla donattık, gene gidemiyorlar" diye konuştu.

Erdoğan, 26 olan havalimanı sayısını da 52'ye çıkardıklarını ifade ederek, "Aynı şekilde hızlı tren, bizimle, Türkiye'de milletimizle buluştu. Bizden önce var mıydı böyle bir hızlı tren? Yok. Bütün bunlar bir ufuk meselesidir, ufkunuz varsa bunu yaparsınız, bir heyecanınız varsa bunu yaparsınız. Bu noktada akıl gerek, bilgi gerek, tecrübe gerek, aşk gerek, aşk" dedi.

"Bundan sonra bir başka muhalefet partisinin milletvekilleri de ne dediler, ne dediler? 'Marmaray'ı kullanmayacağız' dediler" şeklinde konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kullanırsın, kullanmazsın. Biz bunu milletimiz için yaptık. Ama biz bunu yaparken, neyi düşündük biliyor musunuz? Benim ecdadım Fatih, gemileri karadan yürüttü. Biz onun torunlarıyız, öyleyse bir şeyler yapmamız lazım. Onların hazırladıkları proje hayata geçmemişti. Biz de denizin altından Avrupa'yı Asya'ya, Asya'yı Avrupa'ya bağladık."

"Bitmedi, dedik ki denizin altından bir şey daha yapalım, nedir, oradan da otomobiller geçsin" ifadesini kullanan Erdoğan, şimdi de Avrasya Tüneli'nin yapıldığını, gelecek yıl onu da açacaklarını dile getirdi.

"Gündem Yeni Türkiye olmalı"

"7 Haziran seçimlerinin gündemi yeni Türkiye olmalıdır, yeni Türkiye olacaktır" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yeni Türkiye'nin inşası için de yeni anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyacımız var. Anayasa konusu benim çok uzun zamandır üzerinde durduğum, hayata geçirmek için teşebbüslerde bulunduğum bir meseledir"

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi yeni bir seçimin arifesinde Türkiye yine bu ihtiyacı konuşuyor, bu ihtiyacı hissediyor. Benim milletime teklifim gayet açık, ben şu parti, bu parti için demiyorum gelin 400 milletvekili verin, bu dönem, bu işi parlamento bitirsin diyorum. Görüldüğü gibi bu mesele başka türlü hallolmayacak. Yeni anayasa konusunda zaten her partinin hazırlığı mevcut. Üniversitelerimizden meslek kuruluşlarımıza, sivil toplum örgütlerimize kadar toplumun her kesiminin bu konuda ciddi bir birikimi oluştu. Dolayısıyla bu meseleyi çok süratli bir şekilde çözüme kavuşturacak altyapıya sahibiz. Şimdi sadece Meclis'te bu işi kararlılıkla hayata geçirecek bir çoğunluğa ihtiyaç var. Nedir o? 400 milletvekili. 7 Haziran'da bu mesele de çözüldü mü Türkiye yeni anayasasına kavuşacak demektir.  

Yeni anayasa ile birlikte başkanlık sisteminin de gündeme gelmesi gerekiyor. Mevcut sistem, eski Türkiye'ye göre kurulmuş. Eski Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış bir sistem. Bugünkü Türkiye demokrasiden ekonomiye kadar her alanda çok farklı bir yere geldi. Artık bu gömlek, bu bedene dar geliyor. Bedeni küçültemeyeceğimize göre ne yapacağız, gömleği yenileyeceğiz. Darbelerle, muhtıralarla, vesayet rejimleriyle iyice hırpalanmış, iyice yıpranmış olan artık Türkiye'nin ihtiyacını karşılayamayan bu sistemi bir kenara bırakıp yeni bir sisteme, başkanlık sistemine geçmeliyiz.

Ben büyükşehir belediye başkanıyken bile başkanlık sistemi deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyordu. Bugün de öyle. Hemen başlıyorlar 'diktatörlük' demeye, 'tek adamlık' demeye, 'padişahlık' demeye. Ya siz hangi devirde yaşıyorsunuz? Bu ülkede diktatörlüğe benim milletim müsaade eder mi? Darbecilere geçit vermemiş, vesayet rejimlerini yerle yeksan etmiş bu millet diktatörlük heveslilerine eyvallah mı diyecek? Bizde tek adamlık olmaz, onu geçmişte Anamuhalefetin öncüleri yaptılar. O, 'Milli Şef' olarak onların kültüründe var. Biz her işimizi istişare ile yürütürüz. Aslında onların derdi başka, başkanlık sisteminden diktatörlük çıkmayacağını onlar da gayet iyi biliyor. Amerika'da, Meksika'da, Brezilya'da, Fransa'da diktatörlük mü var? Bunların derdi, korkusu bu.

Onların endişesi, başkanlık sisteminin doğrudan milletin iradesine dayalı yapısıyla vesayete, koalisyona, azınlığın çoğunluğa tahakkümüne izin vermiyor olmasıdır. Şu anda çünkü onu yapıyorlar işte Meclis'te gördünüz, haftalardır azınlık çoğunluk olan iktidara tahakküm etmek istiyor. Yeri geldi kavga ettiler ve yasa çıkarması gereken Meclis, kavga çıkardı, kavga, bunu yaptılar. Çünkü onlar mevcut sistemin bu zaafları içinde hayat buluyorlar. Kendilerine orada bir gelecek görüyorlar. Güçlü bir başkanın, bakınız altını çizerek söylüyorum, güçlü bir Meclisin olduğu yerde bugün yaptıkları gibi sistem kilitlenmeyecek. Bunu çok iyi biliyorlar. Onun için meseleyi çarpıtıyor, ipe un seriyorlar."

Türkiye'ye özgü başkanlık sistemi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin başkanlık sistemini başka ülkeden almak yerine kendi ihtiyaçlarına göre oluşturabileceğini söyledi.

Erdoğan, şunları vurguladı:

"Şimdi de birileri çıkıyor 'Türkiye'ye has başkanlık sistemi olmaz' diye tutturmuşlar. Niye olmasın? Bu millet kendine has bir yönetim modeli oluşturamaz mı?  Soruyorum biz kendi kültürümüzle güçlendirilmiş bir başkanlık sistemini oluşturamaz mıyız? Bu milletin ferasetine, kabiliyetine güveniniz o kadar mı az? Başkanlık sistemi bizim tarihimize, kültürümüze asla yabancı değil. Esasen dünyada doğrudan model alınabilecek bir başkanlık sistemi uygulaması da yok. Her ülkede farklı. Herkes bu sistemi kendi ihtiyaçlarına, geleneğine, kültürüne uygun şekilde uyarlayarak alıyor, hayata geçiriyor. Bizim de yapmamız gereken budur.

ABD'deki veya bir başka ülkedeki başkanlık sistemi uygulamasını niye aynen kopyalayalım? Oradan da alacaklarımız olabilir, diğerlerinden de alacaklarımız olabilir. Fransa'daki yarı başkanlık veya diğer ülkelerdeki benzer uygulamalardan herhangi birini niye olduğu gibi tercüme edip kullanalım? Geçmişte bu hazırcılık, bu tercüme ile kanun çıkarma, sistem kurma işini defalarca yaptık ve sancılarını da uzun süre çektik. Halen çekiyoruz. İşte Medeni Kanun'u İsviçre'den tercüme yoluyla alıp uygulamaya kalktık. Ceza kanununu, ceza hukukunu Roma'dan almışız aynen uygulamaya koymuşuz. Açık konuşmak lazım bizim milletimiz uzun süre medeni kanuna göre değil kendi örfüne, kendi kültürüne, kendi anneannesine göre günlük hayatını yürüttü, bu kanunu zamanla değiştire değiştire bir parça kendimize uydurabildik. Halbuki en başından kendi şartlarımıza uygun bir kanun yapsaydık bu sancıların çoğunu çekmeyecektik. Diğer pek çok konuda da aynı sorunu yaşamışız.

Müslümana aynı delikten iki defa ısırılmak yakışmaz

Müslümana aynı delikten iki defa ısırılmak yakışmaz. Aynı sistemi maalesef bir daha aynı şekilde almaya gerek yok. Başkanlık sistemi  konusunda şimdi soruyorum aynı yanlışı bir daha yapalım mı? Mecburiyetimiz mi var? Öyleyse bu tür kompleks ürünü, kendine güvensizlik ürünü tartışmaları bir kenara bırakıp asıl işimize odaklanmalıyız."

Nevruz barışın miladı olsun

Baharın ve ümidin müjdecisi Nevruz Bayramı'nın kutlandığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Nevruzun ülkemizdeki tüm vatandaşlarımız, bölgemizdeki tüm kardeşlerimiz için huzurun, barışın, uhuvvetin vesilesi olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Nevruz inşallah ağlayan annelerin son gözyaşı olsun, nevruz inşallah barışın, dayanışmanın bir miladı olsun. Ama bizde geçmiş yıllarda olduğu gibi değil, unutmayın havai fişekleriyle, molotofkokteyleriyle, sapan taşlarıyla her tarafın yakılıp yıkıldığı bir nevruz değil, aşkın, heyecanın, birbiriyle hakikaten bütünleştiği bir milat olsun. Bunun için tekrar nevruzunuz, nevruzumuz mübarek olsun diyorum. Barış için, kardeşlik için hayırlı olsun diyorum."

Konuşmaların ardından Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Adalet Bakanı Kenan İpek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Denizli Valisi Şükrü Kocatepe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve diğer protokol üyeleriyle temsili kurdele keserek toplu açılışı gerçekleştirdi.

(AA)

.

Sıradaki Haber
Dışişleri'nden Yemen'deki cami saldırılarına kınama
Yükleniyor lütfen bekleyiniz