Çok Bulutlu 14.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
24.05.2014 20:10

“Tüm ihmal edilmişler için mücadele verdik”

Başbakan, Avrupalı Türk Demokratlar Birliğinin 10. Yılı buluşmasında konuştu.

“Tüm ihmal edilmişler için mücadele verdik”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) kuruluşunun 10. yılı dolayısıyla düzenlenen etkinlikte Avrupa'da yaşayan Türklere hitap etti. Erdoğan, konuşmasına gurbetçileri en kalbi duygularıyla, hasretle, muhabbetle selamladığını belirterek başladı. 

"HESABINI MUTLAKA SORACAĞIZ" 

Geçen hafta Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasına da değinen Başbakan Erdoğan, 301 madencinin, o elim kazada Hakk'a uğurlandığını anımsattı. Erdoğan, Türkiye'deki acıyı, gurbetçilerin de hissettiğini, Türkiye'nin yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerinin bu acıyı paylaştığını vurguladı. Gurbetçilere, Soma faciasının ardından verdikleri maddi destekler, özellikle de duaları için teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimize, taziyeleri, temennileri, duaları için teşekkür ediyorum. Soma'dan 10 kişilik bir heyet ziyaretime gelmişti. Onlarla oturduk, dertleştik, durum nedir ne değildir, onlar da madenciydi, baretleriyle geldiler. UETD, bu organizasyonla hem kendi 10. kuruluş yıl dönümü kutlarken, bir diğer yandan da burada bizim değerler silsilemiz içinden gelen anlayışla bir yaklaşım sergiledi ve burada hatmi şerifler indirildi, Kur'an-ı Kerim okundu, dualar edildi, ezan-ı Muhammed'i okundu. Rabbim, inşallah bunları kabul buyursun, 301 şehidimizin ruhunu muazzez etsin. Sizlere şu sözü vermek istiyorum. Bu elim kazadaki ihmalleri mutlaka ortaya çıkaracak, hangi kademede olursa olsun bunun hesabını mutlaka soracağız. Şu anda hem idari hem adli soruşturmalar devam ediyor. Şehitlerimizin bizlere emaneti olan yetimlerine, ailelerine devlet olarak sahip çıkacak, acılarını hafifletmek adına ne gerekiyorsa yapacağız ve yapıyoruz." 

"FARKLI YERLERE OY DEVŞİREMEZSİN" 

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) Soma'daki işlerle ilgili merkez olarak görevlendirildiğini, bu tür kazaların, elim hadiselerin yaşanmaması için de her türlü tedbiri aldıklarını ve çok daha yoğun tedbirler alacaklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi: 

"Bu elim faciayı yaşarken ülkemizin içerisinde bu ıstırabı duyamayanlar da oldu. Bunlar Türkiye’nin büyük bir yekunu değildi aslında, bunlar azınlık olan, ama buradan nemalanmaya çalışan kesimlerdi, bunlar illegal örgütlerdi. Maalesef baktık ki ana muhalefetin bazı milletvekilleri de bunlarla beraber bu eylemlere ortak oluyorlar, bununla da kalmadılar, şurada İstanbul Beyoğlu Okmeydanı'nda, Şişli Okmeydanı'nda burada birçok illegal eylemlere girdiler ve bir gencimiz orada maalesef öldü, ardından bir gencimiz daha öldü. Bakıyorsun hemen buraya yansıması olmuş ve burada bazı bu tür örgütler ve buradaki bir kısım medya ne yazık ki, Soma faciasını kendilerini için ranta dönüştürmek üzere Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına farklı şekilde hakaretler ediyorlar. Hele bir tane kendini bilmez derginin attığı başlık manidardı. Şahsımı cehenneme gönderiyordu, nasıl biliyorsa cehennemin yolunu onu da anlamak mümkün değildi. Tabi iş sadece bu değil. İşin manidar olan yanı şu, ülkemdeki bazı medya ile bunların anında koordine olması çok anlamlıydı. Şunu tabi gönül rahatlığıyla, huzur içinde söyleyebilirim. Yarın Almanya'da Avrupa Parlamentosuyla ilgili seçimler var, Tayyip Erdoğan'a saldırmakla buradan farklı yerlere oy devşiremezsin, böyle bir şey olmaz. Veyahut da Türkiye'deki Gezi olaylarında hopladınız oturdunuz, 17 Aralık'ta hopladınız oturdunuz, 25 Aralık'ta hopladınız oturdunuz. Benim milletim size en güzel dersi 30 Mart'ta verdi."

"SİZİN BU OYUNLARINIZ TUTMAZ" 

Başbakan Erdoğan, demokrasiye, sandığa inanılıyorsa, sandıktan çıkan neticeye inanç varsa Türk milletinin verdiği karara da saygının olması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Benim ülkemin halkının verdiği kararı bir yerlerin onaylamasına ihtiyacımız yok, sadece milletimizin onayıdır aslolan. Biz, herhangi bir ülkedeki seçim sebebiyle oralara müdahale noktasına gidiyor muyuz? Biz ne yapıyoruz? Dışarıdan izliyoruz, telefon açıp tebrik ediyoruz. Yapmanız gereken Türk milletinin o sandıklarda çıkardığı neticeye saygı duymanızdır. Birileri kalkıp Soma’daki 301 şehidimizi suiistimal etmeye kalkıyor, sizin bu oyunlarınız tutmaz. Bunlar benim o kömür ocaklarına giren kardeşlerime 'bidon kafalı' dediler, 'göbeğini kaşıyan adam' dediler, 'bunlar bir şey bilmez' dediler."

"Ben masada oturarak kömür ocağını tanımadım, kömür ocağına indim" diyen Başbakan Erdoğan, ocağa 4-5 kilometre girerek, oradan kömür çıkardığını, işçilerle oturup, yemek yediğini söyledi. Başbakan Erdoğan, "Ama bunlar Boğaz'ın o güzel sularına bakarak demlenenlerden, benim bakanım Soma’da bu ocaklara girdi. O da orada çalışanlarla beraber iftar sofrasına oturdu. Ülkemdekiler ne yazarsa yazsın, ne çizerse çizsin 30 Mart'ta zaten cevaplarını aldılar, bundan sonra da alacaklar." dedi.

İstanbul'da yaşanan olaylarda göstericilerin "Şortland" diye tabir edilen polis aracının camı kırılarak içine molotofkokteyli attıklarını, 2 polis memurunu yaraladıklarını ve bu memurların tedavilerinin sürdüğünü, Güneydoğu'daki olaylarda da yaralanan bir polis memurunun şuurunun bir ara kapandığını anlatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bütün bu terör eylemlerine karşı ne yapacaktı bizim polisimiz? 'Gel bizi yakın' mı diyecekti, emniyet amirini nasıl dövüyorlar, televizyonlarda izlediniz. Bunlar illegal örgütler, bunlar toplumu terörize etmeye çalışanlar, ortada herhangi bir şey yok ama bunların görevi sürekli terör estirmek. Başaramayacaklar, bu iş de çözülecek ama öyle ama böyle."

“İHMAL EDİLMİŞ KESİMLER İÇİN MÜCADELE VERDİK”  

"Ne zaman ki Anadolu'nun, ne zaman ki milletin sesi yükseldiyse, darbe yaptılar, o sesleri susturmak istediler" diyen Erdoğan, "İktidarları sınırladılar, milli iradeye sınır çizdiler, ne dediler, 'sandık her şey değildir' diyerek milletin tercihleri önüne engeller koydular." ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan, 3 Kasım 2002'de, milletin bir kez daha sesini yükseltmesiyle göreve geldiklerini, 12 yıl boyunca, demokrasi, hukuk, milli irade için yoğun mücadele verdiklerini vurguladı. Tüm garipler, yoksullar, ihmal, inkar edilmiş tüm kesimler için samimi mücadele verdiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle dedi:

"Güzel ülkemizde darbe senaryoları hazırladılar, hepsini alt üst ettik. Çetelerle tehdit ettiler, boyun eğmedik. Tahrikler, provokasyonlar yaptılar, terörle üzerimize geldiler, geri adım atmadık. 'Size Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz' dediler, bildirilerle tehdit ettiler, millete gittik, milletten güç aldık ve milli iradeyi Abdullah Gül kardeşimizi seçtirmek suretiyle tecelli ettirdik. Yetmedi, işte geçen yıl, 'Gezi olayları' dediler, ağacı, çevreyi, yeşili bahane ederek, Türkiye'nin istiklaline, Türkiye’nin büyüyen ekonomisine, Türkiye'nin birliğine, kardeşliğine kastettiler, onlara da 'eyvallah' demedik. Çünkü cumhuriyet tarihinin yeşile önem veren bizim gibi bir iktidarı ne geldi ne gelecek. 3 milyarı bulan fidan ve ağaç dikimiyle rekor üstüne rekorlar kıran bir çevreci iktidar var. 17 Aralık'ta, yolsuzluk kılıfı altında, seçilmiş hükümete darbe yapmak istediler. Geri adım atmadık, boynumuzu eğmedik, Türkiye'yi 30 Mart'ta sağ salim seçime götürdük ve orada da darbe heveslilerine gereken cevabı milletim verdi. Bu arada biliyorsunuz bir de karşımıza bir şey çıktı, Pensilvanya. Pensilvanya'da, uluslararası çevrelerin maşası olanlar, benim ülkemin istiklaline kastetti, kendi ülkesine ihanet etti, onlara fırsat tanımadık."

Türkiye'de, kendi tercihlerini, yaşam tarzlarını milletin tercih ve yaşam tarzlarının üzerinde gören, elit, seçkinci bir zümre olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Alışmışlar millete tepeden bakmaya. Alışmışlar millete kibirle bakmaya. Sandık yoluyla değil, demokrasi dışı yollarla millete hükmetmeye alışmışlar. Türkiye'ye, millete rağmen istedikleri gibi rota çizmeye alışmışlar. Biz, işte bu mütekebbirlere, bu kibir abidelerine, millete tepeden bakan bu elitlere 'dur' dedik. Ne dedik, 'Bu ülkede biz de varız' dedik. 'Biz milletiz' dedik. '77 milyon, bu ülkenin sahipleriyiz' dedik. Samimiyetle 'demokrasi' dedik, 'hukuk' dedik, 'özgürlük' dedik, en önemlisi de 'kardeşlik' dedik. 12 yıl boyunca tarihi nitelikte reformlar yaptık. 30 yıl boyunca nice canları aramızdan alan, nice şehitler verdiğimiz terör meselesini hamdolsun çözüm yoluna koyduk. Özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırdık. Başörtüsünü, sadece üniversitelerde değil, kamuda dahi özgürlüğüne kavuşturduk. 77 milyonun kardeşliği için, birliği için, refahı ve huzuru için çok cesur adımlar attık. Artık benim başörtülü kızım okuluna gidebiliyor, Devlet dairelerinde çalışabiliyor. Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle, bu adımları atmaya devam edeceğiz."

"BU COĞRAFYADA BİZ DE VARIZ"

İçeride, kendilerini milletten üstün gören, millete kibirle tepeden bakanlar olduğu gibi, zaman zaman dışarıda da böyle kibir abidelerinin olduğunu gördüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye'ye tepeden bakmayı alışkanlık haline getirmiş olanlar var. Türkiye'ye parmak sallamayı, Türkiye'yi kendince tehdit etmeyi, terbiye etmeyi kendisine hak görenler var. Çıkarları zedeleniyor diye, Türkiye'nin büyümesini, güçlenmesini, ilerlemesini farklı şekillerde engellemeye, yavaşlatmaya, durdurmaya çalışanlar var. İçeridekilere söylediğimizin aynısını, dışarıdaki bu kibir abidelerine de söylüyorum. Türkiye, artık eski Türkiye değil. Türkiye, o sizin bildiğiniz Türkiye değil artık. Köprünün altından çok sular geçti. Bu bölgede biz de varız. Bu coğrafyada biz de varız."  

"AVRUPA'NIN HANGİ ÜLKESİNDE, MÜSAMAHA GÖSTERİLİR?"

Başbakan Erdoğan, Türkiye'de basın özgürlüğü yok diye kara propaganda yapıldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Köln'den soruyorum, polis öldürmek, basın özgürlüğü müdür? Bekçi öldürmek, basın özgürlüğü müdür? Askere kurşun sıkmak, basın özgürlüğü müdür? Evrakta sahtecilik yapmak, basın özgürlüğü müdür? Cinayet şebekesi terör örgütlerine üye olmak, basın özgürlüğü müdür? Yıllarca bizim terörle mücadelemize sessiz kalanlar, hatta terör örgütlerine sahip çıkanlar, şimdi de 'Türkiye'de basın özgür değil' söylemi üzerinden teröre katkı sağlıyorlar. Acaba Avrupa'nın hangi ülkesinde, polise, askere kurşun sıkanlara müsamaha gösterilir? Elimde hepsinin belgeleri var. Resimli belgeleri var, video ile tespitleri var, hepsi var. Vakti, saati geldiğinde onları da açıklarız, onları da gösteririz."

TOBB'un kongresinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Sen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına 'diktatör' diyeceksin ve bu ülkede bu konuşmalarını aynen bu şekilde devam ettireceksin ve bir de sıkılmadan 'özgürlük yok' diyeceksin" dediğini aktaran Erdoğan, "Ya, diktatörün ülkenin başında olduğu bir ülkede, sen böyle yürüyebilir misin, böyle konuşabilir misin? Mümkün mü?" diye sordu. Kılıçdaroğlu'nun Türkiye Barolar Birliği'ni ziyaret ettiğini anımsatan Erdoğan, "Aynı şeyi orada da söylemiş. Niye, al birini vur öbürüne. Aslında birbirlerinden hiç hoşlanmazlar. Niye gitmiş, 'Kimi cumhurbaşkanı adayı yapacağız', onu sormaya gitmiş" dedi.

"İKTİDARA MANŞETLERLE GELMEDİK"

"Almanya, belki de 'cehenneme git Erdoğan' tarzı, ahlaktan, edepten yoksun, ırkçı ve nefret dolu manşetleri yılda bir görüyor ama Türkiye'de her gün onlarca gazete bundan daha ağır manşetleri atarken, kim çıkıp da 'Türkiye'de medyaya baskı yapılıyor' diyebilir.” şeklinde konuşan Erdoğan şunları söyledi:  

“Recep Tayyip Erdoğan fanidir, her canlı gibi, vakti zamanı geldiğinde, bir an bile erken ya da geç değil, ölümü mutlaka tadacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti, kutlu yolculuğuna kesintisiz olarak devam edecek, hedefleriyle inşallah buluşacaktır. Benim şahsım üzerinden Türkiye'ye operasyon çekmeye çalışanlar, bilsinler ki milletin kararlı duruşunu, şu dik duruşunu, asil duruşunu karşılarında bulacaklardır. Biz, iktidara manşetlerle gelmedik. İçeride ya da dışarıda atılan manşetler de bilinsin ki bize istikamet çizemeyecek, Türkiye'ye rota belirleyemeyecektir."

"TÜRKİYE’SİZ AVRUPA EKSİKTİR"

Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinden vazgeçmeden, reformları yapmaya, Avrupa değerlerini Türkiye'ye taşımaya devam edeceklerini yineleyen Erdoğan, "Türkiye’siz Avrupa eksiktir. Avrupa içindeki 6 milyona ulaşan Türk varlığı, birçok Avrupa Birliği ülkesinin nüfusundan daha çoktur. Bugüne kadar Avrupa’ya katkı verdik, emeğimizle alın terimizle fikirlerimizle değerlerimizle katkı verdik, daha da çok katkı sunmaya devam edeceğiz. Avrupa içinde yükselen ırkçılığın, vicdanları yaralayan ırkçı cinayetlerin, nefretin, ayrımcılığın panzehiri inanın Türkiye olacaktır. Doğu ile Batı’nın kucaklaşmasının kilidi, medeniyetlerin buluşmasının zemini Türkiye olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ   

Başbakan Erdoğan, 10 Ağustos'ta ilk defa Türkiye'de halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçileceğini ve bu seçimde yine ilk kez Türkiye dışındaki vatandaşların bulundukları ülkelerde oy kullanacaklarını hatırlattı. Erdoğan, yurt dışında yaşayan Türkiye vatandaşlarına oy kullanma hakkını gecikmeyle de olsa verdiklerine değinerek, vatandaşlardan demokratik haklarını kullanmalarını söyledi.

Yurt dışındaki vatandaşların 31 Temmuz-3 Ağustos tarihlerinde oy kullanacaklarını belirten Erdoğan, vatandaşlardan yurt dışı seçmen kütüklerine kayıtlı olup olmadıklarını kontrol etmelerini, kayıtlı değillerse de en yakın konsolosluktan kayıt yaptırmalarını istedi.  

Başbakan Erdoğan, oy vermeye giderken mutlaka Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olan nüfus cüzdanı ya da pasaport bulundurulması gerektiğini anlatarak, yurt dışında yaşayan vatandaşların o tarihlerde Türkiye'de bulunmaları halinde gümrük kapılarında da oylarını kullanabileceklerini söyledi.  

Henüz cumhurbaşkanı adayını tespit etmediklerini, istişare ve araştırmaların sürdüğünü, en kısa sürede adaylarını açıklayacaklarını belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanının sizin oylarınızla seçilmesi, bir milat olacak, milli irade adına, demokrasi adına inşallah bir dönüm noktası olacak. Türkiye daha da güçlenecek, demokrasimiz güç kazanacak, göreceksiniz, ekonomi daha da şahlanacak" dedi.

AA

Sıradaki Haber
“Siyasi rant hesabı yaptılar”
Yükleniyor lütfen bekleyiniz