"Sahura kalkmıyoruz, çünkü..."

Libya'nın Ankara Büyükelçisi Abdurezzak Muhtar, çoğu İslam ülkesinde olduğu gibi Libya'da da iftara kadar hayatın durduğunu ve akşam ezanıyla büyük bir coşku yaşandığını söyledi. Muhtar, "Libya'da sahura kalkmıyoruz, çünkü uyumuyoruz" dedi.

Bir yılı aşkın süredir Ankara'da görevli bulunan Büyükelçi Muhtar, ülkesinde Ramazan ayının nasıl ihya edildiğini ve yüzyıllardır devam eden hafızlık geleneğini anlattı.

Libya'nın muhafazakar bir ülke olduğunu, oruç vaktinde kimsenin dışarıda su bile içmediğini ifade eden Muhtar, bunun büyük bir ayıp olarak karşılandığını, hatta restoran ve kafelerin de iftar saatine kadar kapalı tutulduğunu belirtti. Bu anlamda Türkiye'nin demokratik bir çizgide durduğunu kaydeden Muhtar, şöyle konuştu:

"Türkiye'de oruç tutan da var, tutamayan da... Herkes birbirinin yaşamına saygı duyuyor. Ama Libya'da herkes oruç tutar, en azından tutuyormuş gibi görünmeye dikkat eder. Sokaklarda kimseyi birşeyler yiyip içerken göremezsiniz. Bu elbette yazılı bir kanun değil ama ramazanda oruç vaktinde yemek yemek Libya toplumunda çok büyük bir ayıp olarak karşılanır."

"OSMANLI GELENEKLERİ HALA SÜRÜYOR"

Libya'da Osmanlı geleneklerinin hala sürdüğünü, yemek kültürünün de Türkiye'yle benzerlik gösterdiğini dile getiren Muhtar, Türklerin daha çok et ağırlıklı beslendiğini, Libya'da ise daha ziyade hamur işi ve bakliyatın tercih edildiğini kaydetti.

"SAHURA KALKMIYORUZ ÇÜNKÜ İFTARDAN SONRA UYUMUYORUZ"

Osmanlı geleneklerinden biri olan ramazan davulcularının eskiden Libya'da da olduğunun ancak artık ihtiyaç olmadığı için bunların kalmadığını anlatan Muhtar, Libya'da hayatın iftar sonrasında sahura kadar kesintisiz devam ettiğini söyledi. Muhtar, "Davulculara bugün kimse ihtiyaç duymuyor. Sahura kalkmıyoruz, çünkü zaten iftardan sonra uyumuyoruz" dedi.

 "6 MİLYON NÜFUSUMUZ, 1 MİLYOR HAFIZIMIZ VAR"

Libya'da hafızlığın bir gelenek olduğunu ifade eden Muhtar, Kur'an-ı Kerim eğitiminin ülkesinde çok küçük yaşlarda başladığını söyledi.

"Libya'nın nüfusu Ankara'dan bile az. 6 milyon nüfusumuz, 1 milyon hafızımız var" diyen Muhtar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hafızlık bizde çok eski bir gelenek. Aileler çocuklarını küçük yaştan itibaren buna hazırlıyor. Gündüz okula giden çocuklar öğleden sonra Kur'an-ı Kerim dersi alıyor. Tabii isteğe bağlı bir tercih bu, zorunlu değil. Çizgi filmlerimiz de bile Kur'an eğitimi veriliyor. Libya'da güzel Kur'an okuma yarışmalarına da sıklıkla rastlarsınız. Tecvid konusunda da çok iddialı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü çocuklar 5 yaşından itibaren hem hafızlık hem de güzel Kur'an okuma konusunda özel bir eğitime tabi tutuluyor. Her anne baba çocuğunun hafız olmasını istiyor. Zira bu eğitimin, okuldaki derslere de büyük faydası oluyor. Kuran dersi almış bir öğrenci okulda da çok büyük başarı elde ediyor. El yazısı, ezber yeteneği ve dilbilgisi diğer öğrencilere göre çok daha iyi gelişiyor."

"EN GÜZEL RAMAZANI ABD'DE YAŞADIM"

Türkiye'ye gelmeden önce de birçok farklı ülkede görev yaptığını ifade eden Muhtar, en güzel ramazanı ABD'de geçirdiğini, orucun farklı kültür ve renklerdeki insanları aynı sofrada birleştirdiğini görmenin çok güzel bir duygu olduğunu söyledi.

Müslüman bir ülkede oruç tutmanın elbette daha kolay olduğunu belirten Muhtar, ABD'de geçirdiği ramazanı şöyle anlattı:

"Aslına bakarsanız herkesin oruç tuttuğu bir yerde ramazanı daha kolay geçirebilirsiniz ama oruç sadece aç kalmak değil, bir nefis mücadelesidir. Mesela ben en güzel ramazanı ABD'de yaşadım. Her renk ve kültüreden Müslümanın aynı sofrada ezanı beklemesinden çok etkilenmiştim. Ramazan ayı, Malezyalı'yı da Iraklı'yı da aynı masada buluşturabiliyor. Oradaki birlik ve beraberlik duygusu gerçekten muazzamdı." (AA)