Parçalı Bulutlu 25.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
06.03.2017 22:38

'Bahçeli'nin açıklaması çok anlamlı ve bir dayanışma örneği'

Başbakan Yıldırım, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Avrupa'daki toplantılara yönelik ifadelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

'Bahçeli'nin açıklaması çok anlamlı ve bir dayanışma örneği'

Başbakan Binali Yıldırım, özel bir televizyonun canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.

Avrupa Birliği ülkelerinin bazılarının Türk siyasilere ilişkin yasaklamaları hatırlatılarak, "bu yasaklamaların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kendisinin olası Avrupa ziyaretleri için bir ön mesaj olup olmadığının, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuya ilişkin Erdoğan'a desteğiyle ilgili değerlendirmelerinin" sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, Bahçeli'nin açıklamasının çok anlamlı olduğunu ve bir dayanışma örneği gösterdiğini ifade etti.

Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kendilerinin konuyla ilgili açıklamaları üzerine, Bahçeli'nin Avrupa'ya güzel bir mesaj verdiğini ve daha önce bunu CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın da yaptığını belirterek, "Teşekkür ediyorum, çünkü mesele memleket meselesi olunca diğer şeyler teferruat oluyor. Biz zor durumlarda, sıkıntılı durumlarda ne kadar ayrı düşünsek de birlikte hareket edebiliyoruz." diye konuştu.

Benzer bir durumun 15 Temmuz sonrası Yeni Kapı ruhuyla ortaya konulduğunu dile getiren Yıldırım, "Bugün Avrupa'nın ülkemizdeki halk oylamasını yönlendirmeye yönelik bu maksatlı çıkışlarına karşı da böyle bir tutum güzel bir mesaj oldu. Avrupa'ya da güzel bir mesaj oldu ve Türkiye'nin milli meselelerde nasıl bir araya geldiğini göstermesi bakımından önemli diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"Rahatsızlığımızı açık şekilde dile getirdik"

Almanya Başbakanı Merkel ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Demokrasi demek özgürlük demektir, demokrasi demek düşüncelerin hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan halkla paylaşılması demek. Bunu Almanya yaparsa, demokrasi konusunda Türkiye için söyledikleri anlamsız hale geliyor. Bir yandan Türkiye'ye ders vermeye çalışıyorsunuz, 'OHAL var, kısıtlamalar var, şu var, bu var' diyeceksiniz bir yandan da oradaki 1 milyonu aşkın oy kullanacak, bu halk oylamasında vatandaşımızla buluşup, onlarla görüşmemize engeller çıkaracaksınız. Bu bir çifte standarttır ve bunun açıkça doğru olmadığını ve bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini söyledim. Kendisinin de dışişleri bakanlarımızın bir araya gelmesi ve bu konuyu bir çözüme ulaştırması yönünde talimatı oldu. Biz de Dışişleri Bakanımıza aynı şeyi söyledik. Zannediyorum yarın bir araya gelecekler ve bu konuda daha makul, çözüme yönelik ne tedbirler alınır bunun kararını verecekler."

"Alman Federal Hükümeti bu kadar çaresiz mi?"

Yasaklara ilişkin "Bu yerel makamların işidir, eyalet yönetimlerinin işidir, biz bir şey yapamayız." şeklinde bir savunma yapıldığını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben de dedim 'Bu hiç ikna edici değil, böyle bir şey olmaz.' Şimdi Alman Federal Hükümeti bu kadar çaresiz mi yani? Herhangi bir yerde bir toplantı olacağı zaman onlar, oradaki yerel makamlar, polis, belediyeler, yahut yerel yönetimler karar verecek, size rağmen bunu yaptırmayacak. Bunu çok inandırıcı bulmadığımızı ifade ettik. Şimdi nitekim bizim programlarımız onlara verilecek, Dışişleri Bakanlığına. Bizim Dışişleri Bakanlığı tarafından önceden programın yeri, kimlerin katılacağı ifade edilecek, ona göre tedbirlerini alıp, bu şekilde uygulayacaklar. Eğer bir aksilik olmazsa son geldiğimiz nokta bu."

"Görüşmeler yapılıyor"

Mevcut şartlarda Türkiye tarafından Menbiç'e bir operasyonun yapılıp yapılmayacağı sorulan Başbakan Yıldırım, "Oradaki Rusya ile ABD ile bir koordinasyon sağlamadan bir operasyon yapmanın anlamı yok, sonuç çıkmaz, olaylar daha karmaşık hale gelebilir. Onun için şu anda askeri, teknik düzeyde görüşmeler yapılıyor" yanıtını verdi.

Irak'ın Şengal ilçesinde (Sincar) terör örgütü PKK ile Peşmerge arasında çatışmaların yaşandığı belirtilip, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani ile yaptığı görüşmeler hatırlatılarak, ortak bir operasyonun gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, söz konusu bölgenin Türkiye için önemli olduğunu vurguladı.

Terör örgütü PKK'nın bölgede ikinci bir Kandil'i oluşturmaya çalıştığını ifade eden Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"Buna izin vermeyeceğimizi ve buradan teröristleri temizlemek ve uzaklaştırmak bizim gündemimizde olduğunu zaten söyledik ancak Peşmerge ve Bağdat yönetimi bize, 'O işi Peşmerge ile ve Irak güvenlik güçleriyle birlikte halledeceğiz' dediler. Şu anda biz onun gerçekleşmesini bekliyoruz. Eğer burada bir adım atılırsa ne ala, atılmazsa biz kendi başımıza gereğini yapacağız."

Düşen Suriye savaş uçağı

Suriye'ye ait savaş uçağının Türkiye topraklarına düştüğü, uçağın pilotunun hastanede tedavi altında olduğu belirtilerek, pilotun durumunun ne olacağı, iade edilip edilmeyeceğinin sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, pilotun tedavisinin sürdüğünü belirtti. Şu anda pilotun iadesi veya tutulmasına yönelik bir işlemin söz konusu olmadığını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Şu anda herhangi bir iadesiyle veya tutulmasıyla ilgili bir işlem söz konusu değil. Hayati, insani bir meseledir. Tedavisi tamamlanır şimdi de kaza kırım heyeti kuruluyor yarından itibaren çalışmalara başlayacak. Oradan çıkan rapora göre düşme nedeni nedir, ne değildir, sonuçları ortaya çıkınca ona göre işlem yapılacak. Hatta zannediyorum bugün ailesinin ziyaret talebi olmuş. Bu insani bir meseledir."

"İzin verecek misiniz" denilmesi üzerine Başbakan Yıldırım, "Vereceğiz. Buna izin vermek lazım, izin verilmesi uygundur diye düşünüyorum. Bu konuda bizim Suriye rejimiyle ilgili tutumuz bellidir ama biz 3 milyon mülteciye kucak açmışız, ev sahipliği yapmışız, ülkemize 'el aman' demiş, düşmüş insanlara da esir diye, onlara da insani muamele yapmak bizim geleneğimizde var" diye konuştu.

"Kemal Bey dağıtmış vaziyette"

Anayasa değişikliğine ilişkin yapılan "Tek adam" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:

"Nasıl tek adam? Yani tek adam, eğer milletin oyuyla geliyorsa milletin oyuyla gidecek. Yani 'tek adam' dediğin kişi iki sandık arasında görev yapacak. Sandık kurulacak göreve gelecek, sandık kalkacak görevden alınacak veya devam edecek. En fazla iki dönem, padişahlık değil ki. Arkasında millet olan hiç kimse diktatör olamaz. Arkasından millet, milletin oyu varsa o milletin dediğini yapmak zorundadır. CHP'nin kafasındaki tek adam onların tek parti dönemindeki tek adam. Oradan bu tarafa daha gelemediler. Demokrasinin bu ülkeye neler kazandırdığının henüz farkında değil. Kemal Bey dağıtmış vaziyette. Bugün bir programda dedi ki 'Bu sistem değişirse başbakan ile cumhurbaşkanı anlaşamazsa ne olacak memleketin hali'. Yani bu ne demektir biliyorsunuz? Bu neresinden bakarsan bak bir fecaat. Bir kere değişiklikten haberi yok, unutmuş neyi değiştiriyor. İkincisi de aslında şuur altındaki gerçek su yüzüne çıkıyor. Tam da bizim dediğimizi diyor. Yani cumhurbaşkanı, başbakan mevcut sistem devam ederse mutlaka arıza çıkar, söylemek istediği bu ama unutuyor değişiklik yaptığımızı. Bizim söylediğimizi bir başka yönden doğruluyor, dediği bu aslında. Tek adam olacak tabii canım iki tane cumhurbaşkanı onun hatırı için seçmez ki bu millet bir tane seçecek. Yardımcıları, bakanları var, Meclis var ensesinde. Yani böyle bir şey yok."

"Bunlar deli saçması şeyler"

Mevcut sistemde, HSYK üyelerinin dördünün cumhurbaşkanınca diğer yedi üyenin de yargı bürokratları arasından seçildiğini hatırlatan Yıldırım, ilk defa anayasa değişikliğiyle Meclis'in HSYK'ya üye seçeceğini anlattı.

Yıldırım, Meclisin milli iradeyi temsil ettiğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Milli iradeyi temsil eden Meclis'e güvenmeyeceksiniz, bürokratların kendi aralarında seçtiklerine daha çok güveneceksiniz. Böyle bir şey olabilir mi? Bir insan, temsil ettiği siyaseti bu kadar aşağılayamaz. Kabul edilebilir bir şey değil. Şimdi doğrudan ya da dolaylı milli iradenin tam yansıması geliyor. Nasıl doğrudan? Cumhurbaşkanını millet seçtiği için milletin seçtiği cumhurbaşkanı da dört tane üye seçiyor. Meclis'i millet seçtiği için Meclis de yedi üyeyi millet adına seçiyor. Bu mu, yargının yürütmenin kontrolüne girmesi? Bunlar deli saçması şeyler."

"Manşet atarak iktidara ayar verme zamanı geçti"

Hürriyet gazetesinde 25 Şubat'ta yayımlanan ''Karargah rahatsız'' başlıklı haberin hatırlatılarak, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la yaptığı görüşmede konunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Yıldırım, bunun eski Türkiye alışkanlıklarının tekrarı olduğunu söyledi.

Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:

"28 Şubat'ta, 'Genç subaylar rahatsız', 'Silahlı Kuvvetler rahatsız', 'Asker rahatsız' gibi başlıkları ata ata Refah Yol hükümetini alaşağı ettiler. Ama bu AK Parti iktidarına sökmez. Bunu Balyoz, Ergenekon davasında gördük. Burada bize dayatma sökmez. Biz emri milletten alırız. Milletin dışında herkes milli iradenin temsilcisi hükümetin emrindedir. Silahlı Kuvvetler de bürokrasi de hepsi milletin işini görecek. Yönetim erki siyasettedir, bu erki, gücü de siyasete veren millettir. Onun için manşet atarak iktidara ayar verme zamanı artık geçti, çok eskide kaldı. Bunu yapanlar büyük bir yanlış içerisine düşmüştür. Bu konunun tabii Silahlı Kuvvetler boyutu da var, bunu da konuştuk. Buradaki yanlışları da anlattık ama onları kamuoyu ile paylaşmamıza ihtiyaç yok."

Halk oylamasına ilişkin anket sonuçlarının sorulması üzerine Yıldırım, anketi kendisi yaptığında buna inanacağını belirtti. 

Sıradaki Haber
'KOSGEB kredisinde bankalarla görüşme süreci başladı'
Yükleniyor lütfen bekleyiniz