Açık 14.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
20.07.2012 00:03

Bağış'tan AB İçin "Diyetisyen" Benzetmesi

Başmüzakereci Bağış, Türkiye-AB ilişkilerine değindi.

Bağış'tan AB İçin "Diyetisyen" Benzetmesi

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin diyetisyeni olduğunu belirterek, ''Diyetisyenin kendisinin bugünlerde biraz kilo almış olması, reçeteyi kötü yapmaz'' dedi. 

ABD'nin AB Desteğine Vurgu Yaptı

İstanbul'da katıldığı bir toplantıda konuşan Bağış, ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğine her zaman destek verdiğini belirtti.

Bağış, Türkiye'nin AB perspektifinin ABD için, gerek demokrat, gerekse cumhuriyetçi yönetimler açısından, siyaset dışı bir mesele olageldiğini ifade ederek, tarihi boyunca ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini anlattı. Bağış, ''Bunu,Türkiye'nin, ABD'nin ve Batı dünyasının güvenilir bir müttefiki olarak kalması için bir emniyet ağı olarak görmüşlerdir'' dedi.

ABD'nin, Türkiye'nin AB'ye katkı yapabileceğini savunageldiğini belirten Bağış, ''AB, siyasi veya ekonomik bir proje değildir, bir barış projesidir. Üye ülkelerin tarihlerine bakarsanız, kanlı savaşlarla dolu olduğunu görürsünüz. Kıtada sürdürülebilir barışı güvenceye alan, AB projesi olmuştur. AB, o nedenle insanlık tarihinin en büyük barış projesidir. Ancak henüz sadece kıtasal bir projedir'' diye konuştu.

"AB Projesi Uluslararası Bir Fenomendir"

''AB projesi, Türkiye'den de, Avrupa'dan da büyük bir projedir, uluslararası bir fenomendir'' diyen Bağış, sözü Başbakan Erdoğan'ın Ortadoğu'daki etkisine dikkat çekti.

"Başbakan Erdoğan Mısır'da Libya'da Binlerce Kişiye Hitap Ediyor"

Bağış, şunları kaydetti:

''Mısır'a, Libya'ya veya Tunus'a gidip, yerel halkla birlikte namaz kılabilecek bir sürü Müslüman lider var. Bu ülkelere gidip, halka demokrasinin, sekülarizmin, insan haklarının faziletlerini anlatabilecek bir sürü Batılı lider de var, Başkan Obama dahil. Ancak bunların her ikisini de yapabilecek çok kimse yok. Başbakan Erdoğan ise Kahire'de 20 bin insana, Libya'da cuma namazından sonra 30 bin insana hitap edebiliyor ve onlara seküler demokrasinin önemini anlatabiliyor. İşte bu Türkiye'nin Batı'nın en doğu ucu ve Doğu'nun en batı ucu olduğunu kanıtlıyor. Bu güzel İstanbul şehri de Asya'nın en Avrupalı şehri ve Avrupa'nın en Asyalı şehridir.''

Türkiye'nin Barışı İnşa Etmedeki Rolü

Türkiye'nin yüzyıllar içinde bu değerleri birleştirdiğine işaret eden Bağış, ''Türkiye barış inşa etme sürecinde çok önemli bir rol oynayabilir'' dedi.

Türkiye'nin Mısır'da Mübarek'in, Libya'da Kaddafi'nin, Suriye'de Esed'in gitmesi gerektiğini söyleyen ilk önemli Müslüman ülke olduğunu hatırlatan Bağış, kendi şehirlerini bombalayan, kendi halkını katleden hiçbir liderin yerinde kalamayacağını dile getirdi. 

"Şer Ekseni" Hatırlatması

Başkan George W. Bush döneminde Suriye'nin, ABD'nin ''şer ekseni'' tabiriyle nitelediği ülkeler arasında yer aldığını, o dönemde ABD'nin Suriye'de büyükelçilik açması için bu ülkeyi ikna edenin Türkiye olduğunu hatırlatan Bağış, şöyle devam etti:

''Biz her zaman ilişki halinde kalmanın, yalıtmaktan daha iyi olduğuna inandık. Komşumuz Suriye'ye reform yapması, demokratik değerleri benimsemesi için elimizden gelen her yardımı yaptık.''

Türkiye'nin Suriye'ye önerdiği şeyleri, AB süreci içinde kendisinin de gerçekleştirdiğini anlatan Bağış, bugün Türkiye'de 24 saat yayın yapan Kürtçe televizyon varsa, azınlıklar ibadethaneler açabiliyorsa, bazı Avrupa yönetimleri Roman nüfuslarını sınır dışı etmeye çalışırken Türkiye Roman vatandaşlarını kucaklıyorsa, Atatürk'ten bu yana bir Cumhurbaşkanı ilk defa cemevine gittiyse, bütün bunların Türkiye'nin Avrupalılaştığını gösterdiğini kaydetti.

Türkiye'nin, hijyenden çevreye kadar birçok alanda yüksek standartları yakalamasının AB süreci sayesinde olduğuna işaret eden Bağış, ''AB Türkiye'nin diyetisyenidir. Diyetisyenin reçetesini uyguladığınızda fit, dinamik ve sağlıklı olursunuz. 27 ülke de AB reçetesiyle daha demokratik, daha müreffeh, daha istikrarlı, daha öz güvenli oldu. Diyetisyenin kendisinin bugünlerde biraz kilo almış olması, reçeteyi kötü yapmaz. Reçete hala elimizdekilerin en iyisi. Biz de bu reçeteyi uygulamakta kararlıyız'' dedi.

Winston Churchill'in, ''Amerikalılar her zaman doğru şeyi yapar, bütün diğer alternatifleri denedikten sonra'' sözünü de anımsatan Bağış, ''Avrupalılar da bugün bunu yapıyor. AB, Türkiye'yi eninde sonunda tam üye yapacak. Bugün ise bütün diğer alternatifleri deniyorlar. Biz de onların uzağı görme yetilerindeki bu kusura saygı göstermek zorundayız'' şeklinde konuştu.

Türk parlamentosunun Avrupa'daki en hızlı ve üretken parlamento olduğuna da dikkati çeken Bağış, bütün Avrupa ülkelerinden çok daha fazla reform gerçekleştirdiklerini, yapacak çok işleri olduğunu ve yaptıklarını ifade etti.

"Türkiye de Norveç Gibi Üye Olmamayı Seçebilir Ama..."

AB'ye üyelik sürecinin sonunda Türkiye'nin birliğe üye olabileceğini ama Norveç gibi üye olmamayı da tercih edebileceğini belirten Bağış, "Ancak bugün bunu düşünmek için doğru zaman değil. Bugün süreç üzerinde yoğunlaşmalıyız. Süreç, sonuçtan çok daha önemli" diye konuştu. (AA)

Sıradaki Haber
Kılıçdaroğlu Listeyi Delenler İçin Ne Dedi?
Yükleniyor lütfen bekleyiniz