Çok Bulutlu 24.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Ekonomi
06.04.2012 05:59

"Çok Açık Söylüyorum Bu Haliyle Olmasın"

Bülent Arınç katıldığı bir televizyon programında gündemi değerlendirdi.

"Çok Açık Söylüyorum Bu Haliyle Olmasın"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kamuoyunda ''izdivaç programı'' olarak adlandırılan programlarla ilgili, ''Bu haliyle olmasa daha iyi olur, çok açık söylüyorum. RTÜK benim sözümle bunları ortadan kaldıracak değil, bu, benim kişisel düşüncemdir'' dedi.

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün KHK ile yeni ve dinamik bir yapıya kavuştuğunu dile getiren Arınç, şöyle devam etti:

''Tabii Basın Kanunu'nu çıkarmak itibarıyla Basın Yayın Enformasyon, 2004 yılında bir iletişim şurası yapmış ve kanunu çıkarmıştı. Benim sorumluluk alanımda olan RTÜK de geçtiğimiz yıl 16 yıllık kanunu tamamen değiştirdi ve yeniledi. Bir taraftan TRT, bir taraftan yeni bir atak içinde olan Anadolu Ajansı, bu kuruluşların her birini dinamik hale getirmek istiyoruz. Bütün bunların hepsini zaman zaman bir araya getiriyoruz, onların tecrübelerinden, birikimlerinden yararlanmak istiyoruz.''

-''Haberin mutfağında çalışan kadın sayısı çok daha fazla''-

''Medyada kadının rolü'' konusundaki kişisel fikrinin sorulması üzerine Arınç, ''Bu rol olumlu, pozitif anlamda artarak devam ediyor. Bu, çok güzel bir şey. Rakamlar belli, araştırma sonuçları da ortaya koyuyor. Mesela medyada yönetici bazındaki kadın sayısında artış var'' dedi.

Arınç, medyada, haberin mutfağında çalışanların sayısı ile üst düzeyde yöneticilik yapanlar arasında ters orantı bulunduğuna da işaret ederek, ''Yani mutfakta çalışan kadın personel sayısı çok daha fazla'' dedi.

-İzdivaç programları-

Bülent Arınç, kamuoyunda ''İzdivaç programı'' olarak adlandırılan programlarla ilgili soru üzerine, basının sorumluluk alanına girmesi dolayısıyla bu tür programları da izlediğini dile getirerek, şöyle konuştu:

''Ben kadınlarımız adına üzülüyorum. Belki yanlış düşünüyorum, eleştirilebilir. Orada kadınlar ve erkekler, bir de talipli var karşısında...Sorulan sorular, o kadınların mahcubiyeti, orada onu yargılama noktasında olan kişiler, genelde bunlar taşımalı eğitimle oradan oraya taşınanlardır. İnsanlar bir mahcubiyet duyuyorlar, bir eziklik duyuyorlar, bir beğenilmeme kaygısıyla hareket ediyorlar. Bizim de eşlerimiz var, annelerimiz var, kızlarımız var, toplumun hemen hemen tamamı biz erkekler, onlar kadınlar. Toplumu doğuran insanlar onlar ve onları bir nesne olarak kabul etmemek gerekir. Burada en çok kaydedilen konu kadının içi boşaltılmış bir nesne haline getirilmesidir. Dizilerde de böyle, gazetelerdeki haberlerde de böyle. Fotoğraflarıyla, içerikleriyle kadın objesinin veriliş tarzıyla, maalesef vahamet arz eden bazı noktalar var. Bunlar sayısal olarak da ortaya konuldu. Bunların giderilmesi konusunda gerek eğitim bazında gerek algılama konusunda neler yapmamız gerektiğini de örnekleriyle ifade ettiler.''

Arınç, ''İzdivaç programlarıyla ilgili bir rahatsızlığınız var mı? Televizyonlarda bunlar olmasa, daha iyi olur gibi bir görüşünüz var mı?'' sorusuna, ''Bu haliyle olmasa daha iyi olur, çok açık söylüyorum. RTÜK benim sözümle bunları ortadan kaldıracak değil, bu, benim kişisel düşüncemdir'' ifadesini kullandı.

Söylediklerinin kişisel görüşleri olduğunun altını çizen Arınç, ''Burada paylaşıldığı kadarıyla bu adeta ortak kanaat haline gelmiş. Ama bunu gidermek için ne yapılabilir o konuda değilim. Mesela yine tarihten kaynaklanan bir diziyle ilgili kanaatlerimi ifade etmiştim ama sonunda RTÜK dedi ki 'bu tarihi belgesel değildir' ve mutlaka tarihle her noktada mutabık olması da gerekmez. Benim sorumlu olduğum kurum, benden çok daha farklı bir karara vardı, o karara da saygı duymak mecburiyetindeyiz'' dedi.

Süreç içinde söz konusu diziyle ilgili kanaatinin değişip değişmediği sorusuna karşılık Arınç, aynı kanaati sürdürdüğünü söyledi.

Arınç, ''Ama onun senaristi bana bir mektup gönderdi hanımefendi, onunla eşimin bir yakınlığı da var, ben mektubunu da okudum, cevap vermedim gerçi ama ona da saygı duyuyorum'' diye konuştu.

-''Hem şikayet eder hem izler''-

Diziye gösterilen ilgiye işaret edilerek, ''Çoğunluk sizin gibi düşünmüyor mu, yoksa fazla ayrıntılar üzerinde durmuyor mu?'' sorusuna Arınç, şu yanıtı verdi:

''Bu Türk toplumunun paradoksal durumudur, hem şikayet eder hem izler. Mesela seçim yaklaştı sokağa çıkarsınız, herkese mikrofon uzatırsınız, herkes şikayet eder ama her şeyden şikayet eder, sonra giderler, şikayet ettikleri partiye oy verirler. Bunun gibi paradoksal bir çelişki var, yani çok şikayet ettiklerini çok izliyorlar, bunu merakla mı izah etmek lazım, cinsellikle mi izah etmek lazım veyahut da işte birtakım çelişkilerle mi izah etmek lazım bilemiyorum. Bir kısmı da belki beğendiği için izliyordur. Ama bu aynen şuna benziyor; bir kitap piyasaya çıkar 10 tane satmaz. Kitabı toplarsınız ondan sonra bir günde tükenir. Biraz böyle, yasaklarla, eleştirilerle, şunlarla, bunlarla daha çok merak, daha çok dikkati çekilebiliyor. Ben bu konuda yapılan araştırma sonuçlarını kayd-ı ihtiyatla karşılarım. Çünkü bize düşen, çok şikayet ettikleri konular varsa bireysel olarak bu konuda başvurabilirler.

Zaten bizim vazifemiz RTÜK olarak bunları izlemek. Ama bir şikayet üzerine geldiğinde bunun için bir rapor tanzim edilir, üyelere dağıtılır, üzerinde münakaşa olur, herkes fikrini söyler ve ona göre karar alınır. Böyle bir mekanizmanın varlığını bildiklerine göre neye ne açıdan şikayet ediyorsa bir vatandaşın yurttaşlık hakkı olarak bunu bir yazıya dökmesinde fayda var.''

Sıradaki Haber
Krize "Sosyal Demokrat" Çözüm Önerisi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz