Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, dünyanın en büyük hizmet ihracatçılarından biri olan Türkiye'nin, yılın ilk yarısında ihracatını yüzde 20.4 artırdığını belirterek, "Bu çok büyük bir artış oranı. Diğer ülkelerin verileri henüz tam olarak açıklanmış değil ancak açıklananlar arasında Romanya'dan (ilk 5 ayda yüzde 25) sonra ihracatını en çok artıran ülkeyiz" açıklamasında bulundu.
Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada, haziran ayı ödemeler dengesi ve istihdam verilerini değerlendirdi.
Mal ticaretinden sonra hizmet ticaretinde de yılın ilk yarısına ait sonuçlara ulaşıldığını belirten Çağlayan, hizmet ihracatından sorumlu Bakan olarak dünyanın en büyük hizmet ihracatçılarından biri olan Türkiye'nin, yılın ilk yarısında ihracatını yüzde 20,4 artırdığını belirtmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti. Çağlayan, "Bu çok büyük bir artış oranı. Diğer ülkelerin verileri henüz tam olarak açıklanmış değil ancak açıklananlar arasında Romanya'dan (ilk 5 ayda yüzde 25) sonra ihracatını en çok artıran ülkeyiz. Ekonomi Bakanlığı olarak yılsonuna kadar bu performansı devam ettirip 48 milyar dolar hizmet ihracatını aşacağımızı tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Bu verinin, şimdiye kadar ilk 6 ayda ulaşılmış en üst düzey olması nedeniyle önemli olduğuna işaret eden Çağlayan, bunun bir rekor olduğunu ve Türkiye'nin yıl sonunda da rekor kıracağını belirtti. Çağlayan, hizmet ihracatında 8 ana kalem bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Kamuoyu özellikle turizmle ilgilenir ama ondan başka yedi kalem daha var. Biz, bugün bu 8 kalemin 57'sinde geçen yılların ilk yarısının üzerine çıktık. Dolayısıyla sadece turizm değil, taşımacılık, resmi hizmetler, sigorta hizmetleri, diğer ticari hizmetler gibi ihraç kalemlerinde de bir artış var ve bu sağlıklı bir gösterge. Bugün itibarıyla 6 aylık cari açık 35,9 milyar dolara ulaştı. Geçen yıla göre 6 milyar dolara yakın artış var. Yıl sonu OVP beklentisi, bildiğiniz gibi 60,7 milyar dolar. Şu anda bunun yarısını aşmış durumdayız. Yıl sonunda şimdiki OVP beklentisinin biraz üzerine çıkacağız gibi görünüyor."
Ekonomi Bakanı Çağlayan, atlanan bir noktaya dikkat çekilmesi gerektiğini de belirterek, "Geçen sene altın ihracatı sebebiyle kıyameti koparanların, bu seneki altın ithalatına hiç sesleri çıkmıyor. İlk 6 ayda 10 milyar dolara yakın altın ve kıymetli taş ithalatı yapıldı. 2012'nin ilk yarısında bu 4 milyar dolar civarındaydı. Yani cari açıktaki artışın 6 milyar doları bundan kaynaklanıyor. Bunlar gayet doğal şeyler. Geçen sene de doğaldı, bu sene de doğal. Ancak analiz ederken bu detayları da görmezden gelemeyiz" ifadelerini kullandı.
Çağlayan, doğrudan yabancı yatırım girişlerinde ilk yarıda 5 milyar dolara yakın bir düzey görüldüğünü, geçen yıla göre gerileme yaşandığını bildirerek, dünya ekonomisindeki durum dikkate alındığında bunun normal karşılanması gerektiğini vurguladı. Türkiye ekonomisinin dünyadaki çalkantılı ortama rağmen ilk yarıda gayet iyi bir performans gösterdiğini dile getiren Çağlayan, gerek mal gerek hizmet ihracat artışıyla dış ticarette, daralan AB pazarına rağmen başarılı bir ilk yarı geçirildiğini, özellikle diğer ülkelerle kıyaslandığında bunun net olarak görüldüğünü kaydetti.
Başarılardan birinin de istihdam alanında yaşandığına işaret eden Çağlayan, Avrupa'da ve dünyada işsizlik artmaya devam ederken Türkiye'de gerilediğini bildirdi. Ülkede son 12 ayda 850 bine yakın istihdam yaratan bir ekonomi bulunduğuna dikkati çeken Çağlayan, 2009 başından yani krizin en kötü günlerden bu yana toplamda 6 milyona yakın istihdam artışı görüldüğünü kaydetti. Avrupa'da işsiz sayısında 4 milyon artış varken, Türkiye'de bundan daha fazla istihdam artışı yaşandığının altını çizen Çağlayan, şöyle devam etti:
"Geçen ay istihdam rekoru kırmıştık. Bu ay da bunu geçerek çıtayı daha da yukarı taşıdık. Toplam istihdam 26,1 milyona ulaştı. Geçen ay istihdamda rekor kırmıştık, bu ay bu rekorun üzerine çıkıp bir yenisini kırdık. İşsizlik bugün itibarıyla yüzde 8,8'e gerilemiş durumda. Önümüzdeki aylarda biraz daha gerileme olacaktır.
Kriz döneminde İLO içinde en fazla istihdam artıran ülkelerin başında geldik, önümüzdeki yıllarda da öyle olacağız. Bu üretimle olacak, sanayiyle olacak. İşte o yüzden her fırsatta diyorum ki Türkiye ekonomisinin geleceği yatırımdır, üretimdir, sanayidir. Sanayi sektörüyle iş dünyasına giren yatırımcılar, iş adamları bunu terkedip hizmetlere geçerlerse ekonomimiz bundan faydadan çok zarar görür. Bizim sanayiciye ihtiyacımız var. Yatırım teşvik sistemi de bu amaçla tasarlandı ve çok pozitif sonuçlar veriyor. Orta ve uzun vadede bu işsizlik oranlarında daha sert düşüşler yakalamamız gerekiyor. Hem nüfus artışını hem de işgücüne katılım oranındaki artışı geçen bir hızla istihdamımızı artırmalı ve işsizlik oranını yüzde 6-7'lere indirmeliyiz. Bu zor bir hedef ama bu hedef bizim bir üst lige çıktığımızın resmi olacak kadar büyük bir başarının da göstergesi."
25.8ºC
Ankara
