NSU komisyonun nihai raporu ele alındı

Alman Federal Meclisi, özel bir oturumda Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı Neonazi terör hücresinin suçlarını, emniyet birimleri ve devlet makamlarının hatalarını araştıran komisyonun nihai raporunu ele aldı.

Başbakan Angela Merkel (CDU) ve kabine üyelerinin hazır bulunduğu oturumu Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ile NSU terör örgütü kurbanlarının yakınları, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi Çağatay Kılıç, hükümet tarafından ölenlerin yakınlarıyla ilgilenmesi için görevlendirilen Barbara John da izledi.

Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, “Dini, ırkı ve kültürel farklılığına bakmaksızın bu ülkede herkesin güvenini sağlamak hukuki temelin şartıdır” dedi. Geçen sene 26 Ocak’ta tüm partilerin onayı ile kurulan ve zedelenmiş güvenin yeniden inşası için büyük katkı yapan NSU Araştırma Komisyonu üyelerine teşekkür eden Lammert, “Nihai raporun sunulmasıyla işin sona ermediğinin bilincindeyiz. Önerilerin yerine getirilmesinin takipçisi olmalıyız” diye konuştu.

Federal Meclis NSU Araştırma Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy (SPD), devletin vatandaşlarını korumak, bunu sağlayamadıysa suçu tüm yönleriyle araştırmak gibi iki ana görevinin yerine getirilmediğini vurguladı. Bunun çok utanç verici olduğunu belirten Edathy, “Ancak bizim demokratik düzenimiz hataları tespit ederek, onları değerlendirerek ve ders çıkarabilecek kadar güçlüdür” dedi.

Federal Meclis’in NSU raporunu ele aldığı oturumda ayrıca diğer partili üyeler de konuşma yaptı.

Bilindiği gibi, Federal Meclis NSU Araştırma Komisyonu’nun 19 aylık sürede 107 sanık ve bilirkişinin ifadesine başvurarak yaklaşık 12 bin dosyayı inceledi ve 1357 sayfalık nihai bir rapor hazırladı. Parlamentodaki Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP), Sol Parti ve Yeşiller/Birlik 90’nın oy birliğiyle kabul edilen nihai raporun yanında SPD, Sol ve Yeşiller kendi önergelerini de sundu.

NSU kurban yakınlarının avukatları ise raporu asıl soruna yer verilmediği için ‘tutarsız’ olarak değerlendirmişti. Toplam 17 avukatın imzasını taşıyan bildiride Alman emniyet birimlerindeki ‘kurumsal ırkçılık’ sorununa raporda yer verilmemesini eleştirilmişti.

Nihai rapor tamamlandı diye bu işin bitmediğinin altını çizen avukatlar, “Yarı gerçek, gerçek değildir” diyerek, bu konuda araştırma ve soruşturmaların devam etmesi gerektiğini, aşırı sağcılık sorununun tüm toplum tarafından tartışılması gerektiğini vurgulamıştı.