Açık 1.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Çocuk
TRT Haber 13.10.2025 13:37

Çocukların dikkati sessizce pazarlanıyor

Çocukların dikkatini dağıtan şey yalnızca oyunlar değil. Algoritmalar, onların zamanını, kararlarını ve üretkenliğini etkileyen görünmez bir sisteme dönüşmüş durumda. Peki çocukların dikkati nasıl ekonomik bir değere çevrildi?

okuma süresi
Okuma süresi
Çocukların dikkati sessizce pazarlanıyor

Bir genç, kitabın ilk sayfasını açar ama bir türlü devam edemez. Ders çalışan bir çocuk her iki dakikada bir telefona uzanır. Gün sonunda neyin “vakit kaybı” olduğu bile artık net değildir. Çünkü dijital çağda dikkat, yalnızca bireysel bir beceri değil, sistemli biçimde tüketilen bir kaynak.

Dikkat, teknoloji devlerinin yeni para birimi. Sosyal medya, video platformları ve oyun uygulamaları, özellikle çocukların sınırlı dikkat süresini hedef alıyor. Bu sistemde dikkat, ne kadar çok elde tutulursa o kadar değerli. Ancak asıl sorun, bunun çoğu zaman çocuklar ve ebeveynler fark etmeden gerçekleşmesi.

Dikkat neden hedefte?

Çocuklar artık yalnızca ekran karşısında vakit geçirmiyor; aynı anda birden fazla dijital işle uğraşıyor. Hem video izliyor, hem mesaj yazıyor, hem de sosyal medya akışına göz atıyorlar. Araştırmalar, bu çoklu görev halinin beyinde dikkatle ilgili merkezleri yorduğunu gösteriyor. Bu yorgunluk kısa vadede öğrenme zorluğu, uzun vadede ise kalıcı odaklanma sorunlarına dönüşebiliyor.

Bu sınırlı dikkat süresi, dijital platformlar için altın değerinde. Çünkü çocukların içerikte ne kadar kaldığı, hangi görsele tıkladığı, hangi sesi tercih ettiği gibi her hareketi takip ediliyor. Toplanan veriler, çocukların ilgi alanlarını tanımlamak için kullanılıyor.

Sonuçta çocuklar, algoritmaların önerdiği içeriklerle kendi ilgi döngüsüne sıkışıyor. Dikkatini verdiği her içerik, daha fazlasını karşısına getiriyor. Böylece dikkat, kişisel bir beceri olmaktan çıkıyor; yönlendirilen, ölçülen ve pazarlanan bir veriye dönüşüyor.

Süre değil, dikkat ölçülüyor

Eskiden dijital bağımlılık denince, çocukların ekran karşısında geçirdiği süreye bakılırdı. Şimdi ise odakta bambaşka bir ölçüm var: Dikkat. Çocuk bir videoyu ne kadar izliyor, bir içerikte kaç saniye kalıyor, hangi uygulamaya ne zaman geçiyor? Artık ölçülen ekran süresi değil, dikkat süresi.

2025 Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) medya raporuna göre, 8–16 yaş arası çocukların %74’ü günde en az 4 saat ekran başında vakit geçiriyor. Ancak bu sürenin nasıl kullanıldığı daha önemli: Aynı rapor, bu çocukların %61’inin içerik tüketirken bir yandan başka bir uygulamaya geçtiğini, yani dikkatlerinin bölündüğünü gösteriyor.

UNESCO’nun 2024 Dijital Okuryazarlık Raporu ise başka bir soruna işaret ediyor: Çocukların yalnızca %18’i, dijital içeriklerin manipülatif yönlerini ayırt etmeye yönelik bir farkındalık eğitimi almış durumda. Ekran süresi artsa da, eleştirel dijital okuma becerisi aynı oranda gelişmiyor. Bu da çocukları manipülasyona daha açık hale getiriyor.

Peki neden bu kadar kolay etkileniyorlar?

Çocuk beyni hala gelişim sürecinde. Özellikle 10–17 yaş arasında beynin ön bölgesi (prefrontal korteks), karar alma, plan yapma ve dikkat yönetimiyle ilgili. Bu bölge, yetişkinlere kıyasla daha kırılgan. O nedenle algoritmaların önerdiği içeriklere direnç daha az.

Ayrıca dopamin sistemi, hızlı uyarıcılarla kolayca tetikleniyor. Bu da “beğeni” almak, “bildirim” görmek, “video akışı” izlemek gibi eylemleri bağımlılığa yakınlaştırıyor. Bu sistem bir kez harekete geçtiğinde, çocuklar sıkıcı buldukları her etkinlikten daha hızlı uzaklaşıyor.

Dikkat artık kişisel bir alan değil

Bir zamanlar dikkat, bireyin kendi kontrolünde olan, kişisel bir zihinsel beceriydi. Ancak dijital çağda bu alan kişisel olmaktan çıktı. Artık ne izlediğimiz, neye tıkladığımız, hangi içeriğe ne kadar süreyle odaklandığımız sistemli biçimde kaydediliyor. Bu veriler analiz edilerek dev bir pazarlama ekonomisine dönüştürülüyor.

Harvard Üniversitesi’nin 2024 Medya Ekonomisi Raporu’na göre, dijital reklam sektörünün 2025’te 875 milyar doları aşması bekleniyor. Bu devasa ekonomik büyümenin temelinde, dikkatini uzun süre ekran başında tutan kullanıcılar yer alıyor. Bu kullanıcıların önemli bir bölümü, henüz 18 yaşını bile doldurmamış çocuklar ve gençler. Ekran süresi, reklam değeri; reklam değeri ise dikkat verisiyle şekilleniyor. Kısacası, çocukların dikkati artık sadece bilişsel bir yeti değil; ekonomik bir değere dönüşmüş durumda.

Peki ne yapılabilir?

Uzmanlar, çözümün yalnızca ekran süresi sınırlandırmasında olmadığını vurguluyor. En önemli adım: Dikkatin nasıl işlediğini çocuklara öğretmek. Yani “dijital dikkat okuryazarlığı” kazandırmak. Bu; algoritmaların nasıl çalıştığını, içeriklerin nasıl manipüle ettiğini ve zihinsel yorgunluğun nasıl fark edileceğini anlatan bir eğitim yaklaşımı.

Bunun yanında, ailelerin “dijital sessizlik” alanları oluşturması öneriliyor. Örneğin, yemek sırasında telefon kullanımını yasaklamak ya da haftada bir gün “ekransız gün” belirlemek gibi küçük adımlar, çocuklarda içsel odaklanmayı yeniden inşa edebilir.

Sıradaki Haber
"İlk Öğretmenim Ailem" uygulaması yeni içeriklerle zenginleştiriliyor
Yükleniyor lütfen bekleyiniz