Türkiye’de ilk koronavirüs vakası 11 Mart 2020 tarihinde görüldü. Koronavirüs kaynaklı ilk ölüm ise 15 Mart 2020’de gerçekleşti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 1 Nisan 2020'de yaptığı açıklamada koronavirüs vakalarının tüm Türkiye'ye yayıldığını duyurdu.
İşte bu sürecin ardından sağlık çalışanlarının koronavirüse karşı nefes kesen mücadelesi başladı.
Yaklaşık 11 aydır yoğun bir şekilde süren mücadelenin ulaşım ayağını ambulans şoförleri oluşturuyor. Tüm sağlık çalışanları gibi onların da bu süreçte iş yükü arttı.
O şoförlerden biri de İbrahim Tok… Tok, yaklaşık 8 yıldır ambulans şoförlüğü yapıyor.
“Koronavirüslü vakaya çıkarken tulumumuzu giyiyoruz”
Bahçelievler 2 No’lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunda görev yapan Tok, koronavirüs sürecinde ambulans şoförlerinin verdiği mücadeleyi anlattı.
Mesaiye sabahın erken saatlerinde başladığını söyleyen Tok, yoğun çalışma tempolarını şöyle anlattı:
“Sabah saat 08.00’de nöbeti teslim alıyoruz, ertesi sabah 08.00’de teslim ediyoruz. Koronavirüs döneminde yoğunluk oluştu. Bu yoğunluk iş yükümüzü ikiye katladı. Vakalara giderken önlem alıyoruz. Vaka eğer COVID-19’sa çıkarken tulumumuzu giyiyoruz. Vakayla ister istemez temasımız oluyor. Sonra hastaneye teslim ediyoruz. Kendimizi hem tulumla hem de dezenfektanla koruyoruz. Vaka COVID-19 değilse bunu merkez bize bildiriyor. Biz de o zaman tulum giymiyoruz. Koronavirüslü hasta olmuş veya olmamış en kısa zamanda vakaya ulaşmaya çalışıyoruz.”
“Sürücüler ambulanslara karşı daha duyarlı”
Koronavirüs sürecinde sürücülerin ambulanslara karşı duyarlılığının arttığını belirten Tok, “Bazen vakaya giderken trafikte sıkıntı yaşıyoruz. Vakaya giderken yaşadığımız en büyük zorluk trafiğin yoğun olması. Bazen sürücüler yol verecek, nasıl yol vereceğini bilmiyor. Trafikteki diğer sürücüler siren sesini duyunca heyecanlanıyor. İster istemez bize yol verirken kazaya sebebiyet verme durumu olabiliyor. Onlara sağa yanaşmalarını anons ediyoruz. Genelde bize karşı sağduyulular. Koronavirüsten dolayı bizim daha çok çalıştığımızın ve bize daha çok ihtiyaç duyulduğunun herkes bilincinde. Bize karşı daha hassaslar. Bir arrest vakaya (Kalp durması) gittiğimizde arkadaşlarımız müdahale ediyor. Biz de yardımcı oluyoruz. O hasta geri dönerse bu bize gurur veriyor. Başkasının seni tebrik etmesine gerek kalmıyor, ister istemez insani olarak gururlanıyorsun” diyor.
“Bu dönemde stresimiz ikiye katlandı”
Tok, bazı vakalarda psikolojik açıdan zorlandıklarını da söylüyor:
“Bu dönemde stresimiz ikiye katlandı. Yoğun çalıştığımız için bazen vakalarda ve trafikte sıkıntı yaşıyoruz. Vakaya gittiğimizde tepki çekebiliyoruz. Bunun için vakalarda ve trafikte insanların bize karşı daha sağduyulu olmasını istiyorum.”
Tok’un mesaisi arkadaşları: Tuğçe ve Mehtap
Ambulans acil bakım teknikeri Tuğçe Canlı ve ambulans acil bakım teknisyeni Mehtap Ceran, İbrahim Tok’un en yakın mesai arkadaşları.
İbrahim Tok, hızlı ve güvenli şekilde vakalara giderken, yanında Canlı ve Ceran bulunuyor.
Vakaya ulaşıldığı zaman İbrahim Tok’un görevi bitiyor. Canlı ve Ceran’ın görevi başlıyor.
İlk müdahalesi yapılan hasta ambulansa alınıyor ve İbrahim Tok’un görevi yeniden başlıyor.
Bu sefer ambulansa alınan ve müdahalesi süren hastanın hastaneye ulaştırılması için tekrar bir mücadele içine giriliyor.
Her ne kadar İstanbul trafiğinde seyretmek zor olsa da bu süreçte sürücülerin ambulanslara karşı duyarlılığı daha da arttı. Sürücülerin trafikte öncelik vermesinin ardından hasta en yakın hastaneye ulaştırılıyor.
“İster istemez can korkumuz da vardı”
Tuğçe Canlı, bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Vakanın COVID-19 olduğu kesinse tulum, 3M maske ve gözlüğümüzü takarak gidiyoruz. COVID-19 olduğu belirsizse ve ihtimali varsa yine 3M maske ve gözlüğümüzü takarak gidiyoruz. Bu süreçte psikolojik olarak da bir yorgunluğumuz oldu. İster istemez kendi can korkumuz da vardı. Zamanla alıştık buna da. Alınan tedbirler sonuç verdi. Vaka sayıları bizi eskisi kadar etkilemiyor. Trafikte ambulansı görünce duyarlı davranan vatandaşlarımız var. Bizi gördüğünde yol veren vatandaşlarımız da var bunun yanında peşimize takılan insanlar da var. Ama son dönemle insanlar daha duyarlı.”
Muhabir: Emrah Kuş
Kameraman: Serhan Sevin
Kurgu: Ünsel Ayhan Aybek
19.7ºC
Ankara
