Açık 14.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
AA 06.10.2015 10:10

"Ergenekon" davası temyiz duruşması başladı

Yargıtay 16. Ceza Dairesince, 274 sanıklı Ergenekon davasının temyiz incelemesinin ilk duruşması başladı.

"Ergenekon" davası temyiz duruşması başladı

Yargıtay 16. Ceza Dairesince, 274 sanıklı Ergenekon davasının temyiz incelemesinin ilk duruşması başladı.

Duruşmaya, İlker Başbuğ, Hikmet Çiçek, Yalçın Küçük, Dursun Çiçek, Sinan Aygün, Doğu Perinçek, Mustafa Balbay, Levent Ersöz, Nusret Senem'in aralarında bulunduğu bazı sanıklar, sanık yakınları, avukatlar katıldı.

Kalabalık nedeniyle Yargıtay Konferans Salonu'nda yapılan duruşmada önce sanıklar, avukatlar ve ardından sanık yakınları salona alındı.

Fotoğraf ve ses kaydı alınmaması yönünde uyarılar yapılırken, Başkan Eyüp Yeşil, savunmanın kayıt altına alınacağını belirterek, yoklamaya geçti.

Yoklamanın yapılmasının ardından duruşmanın icrasıyla ilgili bilgi veren Yeşil, duruşmanın Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümleri gereğince yürütüleceğini ifade etti. Yeşil, "Adil yargılama ilkelerini gözeterek, mümkün olduğu kadar savunma hakkınıza sonsuz saygı göstererek, istediğiniz oranda savunma için imkan sağlayacağız. Ancak sizden istirhamımız duruşmanın hızlı yürümesi, erken sonuçlanması açısından mümkün olduğunca tekrardan kaçınmanız" diye konuştu.

Başkan Yeşil, sanık ve müdafi sayısı fazla olduğu için alfabetik sıraya göre savunma hakkı tanınacağını, duruşmaların haftada 4 gün, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe günleri yapılacağını bildirdi.

Adil yargılanma ve silahların eşitliği ilkesi gereği savunmaların kesilmeyeceğini tekrarlayan Yeşil, isteyenlerin kürsüde, isteyenlerin ön sırada oturarak savunma yapabileceklerini de söyledi.

Başkan Yeşil, "Şimdiden yargı camiası ve ülkemiz için hayırlı olsun" dedi.

Sanık ve müdafi yoklamasının ardından raportör üyenin hazırladığı rapor ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi okundu.

İlk olarak Perinçek dinlenildi

Duruşmada daha sonra alfabetik sıralamaya göre savunmalara geçildi.

Yurtdışına gideceği için mazeret bildiren sanık Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e savunma için ilk söz verildi.

Sanık Doğu Perinçek, savunmasında, "Davadaki tüm delileler uydurmadır, ABD'nin, devletimizin içine yerleştirdiği, adı da 'F suç örgütü' diye konan örgüt tarafından uydurulmuştur. Bugün Mehmetçik vuruluyor, yollar kesiliyor, mayınlar patlatılıyor, haraç toplanıyor. Bu suçların işlenmesi için Ergenekon, Balyoz gibi davalar tertiplenmiştir. Mehmetçik şu anda sizden adil bir karar beklemektedir" dedi.

Sanık Mustafa Balbay da "Dinamit lokumu ile Afyon lokumu ikisi de lokumdur, ikisi de lokum olarak değerlendirilip aynı pakete konulabilir. Bu mantıkla açılan bir davaydı. Bugün mahkeme heyeti adil bir yargılama yapacağını söyledi. Biz de onu bekliyoruz." diye konuştu.

Sanık Dursun Çiçek ise Ergenekon davasının hukuk yoluna gireceğini ifade ederek, "Bu kumpası kuranların Silivri'de yargılandığını göreceğiz. Duruşmalarda salondaki görevlilere, 'bu salonlara sahip çıkın, gerçek darbeci örgütü burada yargılayacağız' diyorduk. Bugünler yakındır. Bunun müjdesini milletimize vermek isterim" dedi.
 

Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yapılan Ergenekon davasının temyiz incelemesinin ilk duruşmasında sanıklar ve müdafilerinin savunmaları devam ediyor.

Yargıtay konferans salonundaki duruşmaya verilen öğlen arasının ardından sanık emekli Orgeneral Hurşit Tolon, savunmasını yaptı.

Tolon, sözlerine "bu davada ilk kez Türk milleti adına karar vereceğine inandığı tarafsız ve bağımsız, gerçek bir mahkeme huzuruna çıkabilmenin buruk sevinci içerisinde olduğunu" belirterek başladı.

"Kumpas" davaları nedeniyle yaşamlarını yitiren suçsuz insanları rahmetle andığını belirten Tolon, sağlığını kaybeden, sakat kalan "masumlara" da şifa dileklerini iletti.

Tolon, "5 yıla yakın süreyle kumpasın yargı ayağı ile emniyetteki işbirlikçilerinin hukuku vasıta kılarak, topladıkları düzmece deliller, müfteri gizli tanıklarla Silivri'de yaşatılan ağır zulmü ve kurgulanan komplonun her aşamasında yaşanan hukuk katliamını ilk ağızdan Yüksek Mahkemeye arz etmek" istediğini söyledi.

Hurşit Tolon, şöyle devam etti:

"Elbette ki yüce mahkemenizden beklentim bizlere düzmece deliller ve yalancı tanıklarla kurulan hukuk suikastinin sorumlularının adli makamlar önünde derhal hesap vermesinin sağlanmasıdır. Bizler ömrümüz boyunca hesabını veremeyeceğimiz hukuka aykırı hiçbir eylemde bulunmadığımız için yaşadığımız onca zulme rağmen adaletin bir gün tecelli edeceğine hep inandık. Bu nedenle adli makamlardan hiçbir zaman kaçmadık, hiçbir zaman da kaçmayız. Çünkü adaletin topal da olsa mutlaka tecelli edeceğine gönülden inandık."

Tolon, yaşadıkları zulme rağmen gerçeklerin ortaya çıkmasını tek teselli olarak gördüklerini dile getirdi.

- "Gerçekte Türk Silahlı Kuvvetleri hedef alınmıştır"

Hurşit Tolon, "Devlete ortak olmak isteyenlerin yurt dışındaki organizatörleriyle yurt içinde devleti hedef alan örgütün kurduğu kumpasın, kendileri de yargı mensubu olmasına rağmen bugün adalete güvenmeyip yurt dışına kaçmayı tercih edenlerin takdirini yüksek mahkemenize ve kamuoyuna sunuyorum" ifadesini kullandı.

Davanın düzmece deliller, yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymiş, şaibeli, terörist olduğu yargı kararlarıyla kesinleşmiş sözde tanıkların iftiralarına dayandığını ifade eden Tolon, "Ömrünü ülkesine, milletine adamış ve ordu komutanlığı dahil Türk Silahlı Kuvvetlerinde son derece önemli görevler icra etmiş ben ve benim gibi vatanseverler, terörist ya da darbeci gibi gösterilerek gerçekte Türk Silahlı Kuvvetleri hedef alınmış, bazı özel yetkili hakim ve savcılar aracılığıyla yargısız infaz başlatılmıştır" diye konuştu.

Bugün artık devletin en üst yetkili birimlerince de dile getirildiği üzere orduya kumpas kurulduğunun inkar edilemeyecek bir gerçek olduğunu ifade eden Tolon, "Ancak bu kumpasla bizler boğazlanmaya çalışılırken aslen ülkemiz boğazlanmıştır. Kısaca bu dosya Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasıyla ilgili bir dosyadır" dedi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 31 Temmuz 1920'de Afyonkarahisar'da kolordu dairesinde subaylara hitaben sarf ettiği "Orduyu imha etmek için mutlaka subayını mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz ve taarruza başladılar" sözlerini paylaşan Tolon, yaşananların, Atatürk'ün bu sözlerinin bugün de geçerliliğini koruduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

- "35 ay boyunca esir tutuldum"

"Ergenekon" davasının, bir köşe yazarının ifadesiyle "Türklerin olmadığı yeni bir Türkiye'nin formatlanması"nı hedeflediğini dile getiren Tolon, "Anlaşılan o ki Türkiye'nin bölünmesine, emperyalist güçler tarafından yağmalanmasına karşıysanız, Kurtuluş Savaşı'nın ulusumuza armağan ettiği Cumhuriyet ve anayasaya bağlıysanız, hele Atatürk'ü seviyorsanız o zaman siz artık tescilli Ergenekoncusunuz demektir. O zaman elbette yeriniz Silivri'dir. Ben de işte Silivri cezaevinde 35 ay boyunca esir tutuldum" diye konuştu.

Soruşturma ve kovuşturma sürecinde yaşadıkları "hukuka aykırılıklara" ilişkin örnekler veren Tolon, oğlunun şahsi konutunun kilidi kırılarak, kendisi, yakınları ve avukatı olmadan yapılan aramada ele geçirildiği ileri sürülen 2 adet CD'nin hem iddianamede hem de gerekçeli kararda tarafına yapılan suçlamaların temel delili olarak gösterildiğini anlattı.

CD'lerin imajlarına 7 yıl sonra ulaştıklarını belirten Tolon, bu CD'lerin yeminli adli bilirkişi mütalaasında bilimsel açıdan hiçbir geçerliliğinin olmadığının, dolayısıyla delil olarak itibar edilemeyeceğinin ortaya konduğunu ifade etti.

Tolon, "Eğer eski yasa yürürlükte olsaydı bu 2 düzmece CD ile idam mahkumu olarak karşınızda bulunacaktım" dedi.

İddianame ve gerekçeli kararda "fişleme faaliyetleri" başlığı altında oğlunun evinde 266 sayfa doküman ele geçirildiğinin belirtilmesine karşın, sadece 26 adet belgeye el konulduğunu anlatan Tolon, bunların iddianameye ve dosyaya nasıl girdiğinin izah edilemediğini kaydetti.

- "İşlemediğim bir suçu huzurlarınızda savunmak durumunda bırakıldım"

Davayla ilgili Silivri'de kurulan mahkemedeki yargılama sürecini aktaran Tolon, tutukluluk haline yapılan itirazların, bugün meslekten el çektirilen veya meslekten ihraç edilen hakimlerce hukuksuz nedenlerle reddedildiğini, savcının mütalaasına karşı savunma hakkını kullanamadığını, avukatlarıyla görüşmesinin kısıtlandığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini anlattı.

Mahkeme heyetinin tarafsızlığını yitirdiği açıkça belli olmasına rağmen hakimin ve heyetin reddine ilişkin taleplerinin de gerekçesiz ve hukuksuz reddedildiğini söyleyen Tolon, davada maruz bırakıldığı pek çok hukuksuz yargılama ile Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olduğu ilkesinin açıkça ihlal edildiğini belirtti.

Hurşit Tolon, savunmasını şöyle bitirdi:

"73 yıllık yaşantımda geriye doğru baktığım zaman, açıkça söylemek gerekirse yapmaktan utandığım, çekindiğim, hukuka aykırı hiç bir fiilim, işlediğim hiç bir suç olmadı. Ergenkon davasında atılı suçu da işlemedim. İşlemediğim bir suçu huzurunuzda savunmak durumunda bırakıldım. Ülkem, milletim ve devletim için inandığım değerlere uygun hareket ettiğim için suçlu addedilip cezalandırılmayı asla hak etmedim. Tarafsızlığına ve adaletine inandığım mahkemenizin şahsımı bu iftiralardan arındırıp, kişilik haklarımın, gasbedilen hürriyetimin iadesi için mahkumiyet kararlarını bozmasını ve düzmece suç delillerini üreten ve kullanan tüm sorumluların ivedilikle tespit edilerek, haklarında suç duyurusunda bulunulmasını arz ve talep ediyorum."

- "Umarız ki hak tecelli eder"

Tolon'un avukatı İlkay Sezer de "Hukuk tarihine kara bir leke olarak düşmüş bu davada umarız ki hak tecelli eder ve bu haksızlığı önleriz" dedi.

Sezer, tebliğnamede bozmaya ilişkin hususlara katıldıklarını ancak davanın esas yönünden bozulmasını istediklerini belirtti.

Yüksek Mahkeme heyetine Silivri'deki duruşma salonunda yaşadıkları, dışarıdan duyulduğunda inanılmayacak olayları anlatmak istediğini söyleyen Sezer, soruşturma evresinde usul yönünden yaşadıkları hukuksuzlukları dile getireceğini kaydetti.

Tolon ve oğlunun evinde hukuka aykırı aramalar yapıldığını, hukuka aykırı yapılan aramalarda elde edilen delillere hiç bir zaman erişemediklerini, müvekkilinin lehine delillerin hiç ele alınmadığını anlatan Sezer, delil sayılan CD'lerin düzmece olduğunun raporlarla tespit edildiğini bildirdi.

Sezer, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, 6 ay kesintisiz her iş günü yalnızca iddia makamının tanıklarının dinlendiğini de belirtti.

Tolon'un diğer avukatı Dilek Helvacı da hukuka aykırı düzmece CD'ler dışında Tolon hakkında hiç bir delil bulunmadığını belirterek, bu delillerin de düzmece olduğunun tespit edildiğini, Tolon'a ait olduğu ileri sürülen telefon tapelerinin de teknik oynamalarla düzenlendiğini anlattı.

- "2. Dünya Harbindeki esirler gibi"

Avukat Köksal Bayraktar ise heyete "Siz hiç sabaha karşı saat 04.00'te yargılama yapıldığını duydunuz mu?" diye sorarak, müvekkili ve diğer kişilerin bu koşullar içinde yargılandıklarını söyledi.

Bayraktar, "Nice generaller, nice yazarlar, nice üniversite rektörleri, bilim adamları, 2. Dünya Harbindeki esirler gibi, biz saat 02.00'de, 03.00'te savunmalarını yapmaya çalıştığımız sırada ikişerli sıra halinde zorla cezaevine götürülüyordu" dedi.

Yerel mahkemedeki duruşmaları "Yassıada duruşmalarına" benzettiğini belirten Bayraktar, 280 kişiden örgüt olamayacağını, örgütü meydana getirecek hiçbir kriterin burada bulunmadığını ifade etti.

Tolon'un, orduda çeşitli rütbelerde görev aldığını, 17 Ağustos depreminde depremzedelere yardım eden askerlerin başında bulunduğunu anlatan Bayraktar, "Müvekkilim TSK üstün cesaret ve feragat madalyasını, başarı madalyasını, üstün hizmet madalyasını almış seçkin bir insandır. Böyle bir insanı hayatının sonlarında müebbet ağır hapis cezası gibi ağır bir cezayla mahkum etmek, hukuka, usule, kanuna ve vicdana aykırıdır" dedi.

Köksal Bayraktar, yerel mahkeme kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesince esasa girilerek bozulmasını ve beraat kararı verilmesini istedi.

Bu arada, söz alan sanık Fatih Hilmioğlu, Başkent Üniversitesinde bakması gereken hastaları bulunduğunu, bu nedenle 12 Ekim Pazartesi günü savunma yapmak istediğini iletti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, savunmaların pazartesi gününe kadar devam etmesi halinde, kendisine süre verebileceklerini söyledi.

AA

Sıradaki Haber
Hava destekli uyuşturucu operasyonu
Yükleniyor lütfen bekleyiniz