İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu, 270 sanıklı davada savunma yapan tutuklu sanık eski Albay Alican Özcan, FETÖ tarafından mağdur edildiğini ileri sürdü.
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu ve 270 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada tutuklu sanık Özcan, tutuklanmadan önce Foça Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığında görev yaptığını, tayininin Çanakkale Merkez Komutanlığına çıktığını söyledi.
15 Temmuz'un son mesai günü olduğunu belirten Özcan, "Darbe teşebbüsü 16 Temmuz saat 03.00 ya da 22 Temmuz'da yapılmış olsaydı bugün burada olmayacaktım." diye konuştu.
Tutuklu sanık Özcan, tutuklu sanık eski Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız'ın emirleri doğrultusunda Tümamiral Hasan Nihat Doğan'ın derdest edilerek Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'na götürülmesine ilişkin suçlamaları ise reddetti.
Yıldız'ın, Tümamiraller Aydın Şirin ile Hasan Nihat Doğan'ın emniyetli bir şekilde Çiğli'ye bırakılmasını, bunun Genelkurmay Başkanlığının direktifi olduğunu söylediğini iddia eden Özcan, televizyonda eski Boğaziçi Köprüsü'ndeki askeri hareketliliğe ilişkin haberleri izledikten sonra bunun sıkıntılı bir durum olduğunu anladığını öne sürdü.
"Halil İbrahim Yıldız, gece çok telaşlıydı"
O ana kadar darbe teşebbüsüne dair bilgi sahibi olmadığını, olanları terörle bağdaştırdığını savunan Özcan, "Halil İbrahim Yıldız, gece çok telaşlıydı." dedi.
Sanık Özcan, şunları dile getirdi:
"Şirin ve Doğan'ın bir an önce Çiğli'ye götürülmesi için acele ediyordu. Amirallerin Deveboylu Tesisleri'ndeki konutlarında olduğunu söyledi. Konuta vardığımızda Doğan'ın durumdan haberdar olduğunu düşündüğümden, davetime olumlu cevap verdi, bize direnmedi. Ortada direnmeyle ilgili husus olmadı. Bununla ilgili tanık beyanlarını reddediyorum. Eğer direnme olsaydı oradaki herkes tepki gösterirdi. Ciddi bir terör saldırısı var, Genelkurmay durup dururken böyle bir emir vermez, düşüncesiyle hareket ettim. O andaki tek düşümcem, amiralin emniyetini sağlamaktı."
"Ağrıma gidiyor"
Tümamiral Doğan'ı derdest etmediğini, kendisine verilen emri art niyetsiz şekilde yerine getirdiğini öne süren Özcan, "Derdest etme gibi bir niyetimiz olsaydı, hareket ve tavırlarımızla bunu belli ederdik." şeklinde konuştu.
Halil İbrahim Yıldız ile eski İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya'nın konuşmasının ardından teslim olduklarını savunan Özcan, hiçbir kasıt ve gizli görevle hareket etmediğini öne sürdü.
O gece olacaklardan bilgisinin bulunmadığını savunan Özcan, "O gün son mesaim günüydü. Bazı komutanlar ve askerlerle vedalaşmıştım. Sıkıyönetim direktifindeki atama ve emirleri 16 Temmuz saat 05.00'te gördüm. Adımı o listede görünce, 'At izi it izine karışsın.' diye yazıldığını düşünüyorum. FETÖ ile bağlantım yok, böyle bir iddia zorlamadır, ağrıma gidiyor. Mahkeme heyetinin de böyle görmesini istiyorum. FETÖ tarafından mağdur edildiğimi düşünüyorum." beyanında bulundu.
Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmesini kararlaştırdı.