Çok Bulutlu 25.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Sağlık
AA 17.06.2014 10:39

Reflü kalp kriziyle karıştırılıyor

Doç. Dr. Atıl Çakmak reflünün tedavisine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Reflü kalp kriziyle karıştırılıyor

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atıl Çakmak, reflü ağrısının çoğu zaman kalp kriziyle karıştırıldığını belirterek, "Yatağın baş kısmını belden itibaren 10-15 santim yükseltmek, obez hastaların kilo vermesi, yatmadan önce yemek yenmemesi veya yemek yedikten sonra hemen uzanılmaması, büyük öğünlerden, özellikle çikolata, yağlı gıdalar, kızartmalar ve acıdan kaçınmak önemlidir" dedi.

Doç. Dr. Çakmak, mide içeriğinin, yemek borusuna doğru geriye kaçması olarak adlandırılan gastro ösefageal reflü hastalığının (GÖRH), dünya çapında önemli bir sorun olduğunu, hastalığın basit bir göğüs yanmasından daha ciddi boyuttaki yemek borusu kanserine kadar değişen geniş alanda etkileri olduğunu belirtti.

Normalde bütün insanlarda özellikle ağır yemeklerden sonra veya mide doluyken yatıldığında reflü görülebildiğini ancak vücudun engelleyici mekanizmalarıyla geriye kaçan bu içerik temizlendiği için belirti veya sıkıntıların ortaya çıkmadığını anlatan Çakmak, "Ne zaman sıkıntı verici belirtiler veya komplikasyonlar ortaya çıkarsa o zaman reflüden şüphelenmek gerekir" dedi.

RİSK FAKTÖRLERİ

Doç. Dr. Çakmak, ülkede reflü görülme sıklığının yüzde 20 civarında olduğunu ancak hastalığın kronik olduğu düşünüldüğünde bu oranların zaman içinde artmasının beklendiğini ifade ederek, risk faktörleriyle ilgili şu bilgileri verdi:

"Hastalıkta en önemli risk faktörleri obezite ve ileri yaştır. Diğer risk faktörleri ise mide fıtıkları, gebelik, sigara, astım, Zollinger-Ellison sendromu, ilaçlar, karın içi basıncını artıracak asit veya kitleler sayılabilir. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Şikayetler tipik ve atipik olarak iki grupta sınıflandırılır. Tipik şikayetler, karın üst bölgesinde ya da göğüs arkasında yanma hissi ve ağrıdır. Reflüye ekşime, yutulan yiyecek ve içeceklerin istem dışı ağıza geri gelmesi de eşlik edebilir. Çoğu kez pozisyonla ilişkili olup tanıda önemli bir bulgudur. Atipik şikayetler ise reflünün komplikasyonu sonucu oluşan darlığa bağlı yutma zorluğu veya ağrılı yutmadır. Bu şikayetler özellikle alkol, sıcak ya da soğuk sıvıların alımında, baharatlı yiyecekler yenildiğinde tanımlanır."

KALP KRİZİ ŞÜPHESİ

Hastalığa bağlı spazmın çoğu zaman kalp kriziyle karıştırıldığına dikkati çeken Çakmak, " Reflü ağrısı kalp krizini bile taklit ettiği için hastalar çoğunlukla acilekalp krizi geçiriyorum şüphesiyle başvurur" dedi.

Çakmak, reflüde, yaşam tarzı değişiklikleriyle medikal, endoskopik ve cerrahi tedavilerin birlikte veya tek başına devreye sokulabileceğini belirterek, tedavi yöntemleriyle ilgili şunları kaydetti:

"Yatağın baş kısmını belden itibaren 10-15 santim yükseltmek, obez hastaların kilo vermesi, yatmadan önce yemek yenmemesi veya yemek yedikten sonra hemen uzanılmaması, büyük öğünlerden, özellikle çikolata, yağlı gıdalar, kızartmalar ve acıdan kaçınmak önemlidir. Ayrıca yemek borusunun alt kısmını gevşetecek kahve, sigara ve alkol kullanımından uzak durmak önemlidir. Reflüyü ortadan kaldırma şansı düşük olduğundan medikal tedavide amaç, şikayetlerin ortadan kaldırılması, ösefajitin iyileştirilmesi ve komplikasyonlardan korunma olmalıdır. Endoskopik tedavi yönteminin kullanım alanı ise oldukça dardır ve uzun dönem sonuçları henüz bilgi verici seviyede değildir."
 

Sıradaki Haber
Süper vitaminli, süper muz
Yükleniyor lütfen bekleyiniz