Hafif Sağanak Yağışlı 14.4ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
01.12.2014 18:03

“Referandumda ‘hayır’ diyenler düşünsün”

Arınç, AYM Başkanlığı’ndan bugün yapılan açıklama dikkate alınmalı” dedi.

“Referandumda ‘hayır’ diyenler düşünsün”

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

“BUNA İTİBAR ETMEMİZ LAZIM”

Bir gazetecinin, seçim barajının kaldırılmasına ilişkin Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruyu hatırlatarak, "Anayasa Mahkemesi hak ihlali var derse ne olur? Hak ihlali var ve bu ivedilikle uygulanmalı derse ne olur? 2015 seçimlerini etkiler mi" sorusu üzerine Arınç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a atfedilen bazı konuşmaların gazetelerde yer alması üzerine tartışmanın başlatıldığını belirtti.

Anayasa Mahkemesinin, tüm üyelerini içine alan bir açıklama yapıldığını söyleyen Arınç, şöyle devam etti:

"Bence, gazetelerde Haşim Kılıç'a atfen yayımlanan haberlerden ziyade Anayasa Mahkemesi Başkanlığından yapılan açıklamayı dikkate almamız lazım. Gerçekten hukuk onu gerektirir. Anayasa Mahkemesinin kuruluş ve yapısıyla ilgili kanun onu gerektirir ki bu konuda ihsası reyde bulunmak bir, önlerine gelen bir konuda kamuoyuna önceden herhangi bir bilgiyi sunmak imkanı yoktur, iki. Açıklama bunu istihdaf ediyor. Dolayısıyla buna itibar etmemiz lazım”

Arınç, bireysel başvuru hakkını 2010 referandumunda, Türkiye için çok önemli bir demokratikleşme olarak gördüklerini ve buna "evet" oyu verdiklerini belirterek, "(Hayır) diyenler düşünsünler, bu sözlerinizin, bu sorularınızın cevabını. Onlar vicdanlarında nasıl verirler, bilemem" diye konutu.

“BU BARAJI BİZ GETİRMEDİK”

Anayasa Mahkemesinin, yurttaşlara AİHM'e gitmeden yurttaşlara başvuru hakkı verdiğini hatırlatan Arınç, "son zamanlarda aldıkları bazı kararlar eleştirilmiş olsa bile Anayasa Mahkemesinin, özgürlükleri ve demokrasiyi önceleyen kararlar aldığını" söyledi.

Yüksek mahkemenin, milletvekillerinin tutukluluk hallerinin devam etmemesi, adil yargılanma, uzun tutukluluk süreleri, hak ihlalleriyle ilgili, her zaman takdir edilen önemli kararlar verdiğini belirten Arınç, şöyle konuştu:

"Şimdi, önlerindeki bu konu da çok hayati bir konudur. Çünkü biz, hamdolsun, barajları hiç kendisi için dert etmeyen bir iktidarız. 13 yılda 9 tane imtihandan geçtik, hepsinde birinci olduk. 13 yıldan beri tek başına iktidarda bulunan bir siyasi partiyiz. Baraj Türkiye'de her zaman tartışılmıştır. Bu barajı biz getirmedik. Henüz 15 aylık bir partiydik ve önümüzde yüzde 10 barajı vardı. Biraz yaşı bana yakın olanlar hatırlar ki geçmişte seçim bölgelerinin de ayrıca barajları vardı. 4 milletvekili ve daha çok çıkaran bölgelerde yüzde 10'u aştığınız zaman bir de ayrıca yüzde 25'i aşmanız lazımdı. 3 milletvekilli bölgelerde yüzde 33'lük seçim barajı vardı. Biz o günlerden geliyoruz. Yani, 15 aylık bir partiyken seçime giderken, 'Bu baraj çok antidemokratik, önümüzü kesiyor' diye şikayet etmedik. 'Biz bu barajları düşünerek değil, iktidar olmak için kurulduk' dedik. Dolayısıyla millet isterse, partileri iktidar yapabilir, isterse barajın altında koyabilir. Örnekleri çok.

Ancak Anayasamızın çok önemli bir maddesi var, temsilde adalet, onun kadar önemli olan da yönetimde istikrar. Bu sihirli cümleyi bağdaştıracak bir seçim sistemi elbette bulunabilir, eğer bugünkünden şikayet ediliyorsa. Ama geçmişte parçalı siyasetten ve yönetimde istikrardan uzun yıllar uzak kalmış olan Türkiye'nin neler kaybettiğini de bilmemiz lazım. Türkiye 13 yıl boyunca ne kazandıysa yönetimdeki istikrardan, siyasi istikrardan kazandı. Bunu, sadece Anayasa Mahkemesi üyelerinin değil, hepimizin bilmesi gerekir."

Arınç, seçim barajıyla ilgili olarak Türkiye'de Anayasa Mahkemesine 1990'larda başvurular yapıldığını ifade ederek, bugünkü noktaya o başvuruların reddedilmesiyle gelindiğini kaydetti.

Bülent Arınç, bu konuda yapılan başvuru üzerine AİHM'nin 2008'de, yüzde 10 barajın bütün partiler için geçerli olduğu, hatta bağımsız adayların da bunu bilerek seçime katıldığı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olmadığı kararı verdiğini anlattı.

“BAZI PARTİLER YÜZDE 2 DE ALSAM, PARLAMENTOYA GİRELİM DERDİNDE”

İktidar partisi olarak, bir yıl kadar önce, bütün muhalefet partilerine barajın kalıp kalmaması, kalırsa kaç olması gerektiği, dar bölge, daraltılmış bölge ve benzeri konulardaki görüşlerini sorduklarını ifade eden Arınç, şöyle konuştu:

"Hiçbirisinden incir çekirdeğini dolduracak bir şey gelmedi. Bazı partiler baraj kalsın ki ben bütün oyları toplayayım derdinde. Bazı partiler baraj kalksın ki yüzde 2 de alsam, parlamentoya girelim derdinde. Biz ayrıca, 450'nin 450 olarak, 100'ün de Türkiye milletvekilliği veya başka bir isimle olup olmayacağını da sormuştuk. Dolayısıyla onları beklemekten sıkıldık. Onlar da esasen, 'Bu baraj kalsa daha iyi olacak' dediler. CHP'nin bir iki teklif verdiğini biliyorum ama çok dikkate alınacak şeyler değildi. Bugünkü sistemin devam etmesi konusunda, muhalefetin de bir şey söylememesine bakarak, biz karar verdik.

Şimdi Anayasa Mahkemesi önündeki konuları mutlaka en iyi şekilde tartışacaktır. Bizim böyle bir derdimiz, sıkıntı yok. Bu kriz anlamına da gelmez. Mahkeme ne karar verirse versin bunun gerekleri demokrasi içinde yerine getirilir. Hiçbirimiz bir endişe veya yarın ne olacak kaygısı içinde değiliz."

“ÇÖZÜM SÜRECİ, DÜRÜST BİR ZEMİNDE VE İYİ NİYETLE SÜRMELİ”

Arınç'a, Çözüm Süreci'nde "İmralı'dan gelen mesajlarda dikkat çekilen müzakere taslağında ne olduğu, taleplerin ve yasal güvencelerin ne olduğu", ayrıca "Leyla Zana'nın İmralı heyetine katılacağı yönünde bir talep gelip gelmediği" soruldu. Bir gazeteci ayrıca "müzakere süreci ifadesinin maksatlı kullanılıp kullanılmadığı" sorusunu yöneltti.

Bülent Arınç, bu sorular üzerine "Siz benim Bakanlar Kurulundan sonra yaptığım konuşmalara herhalde çok iyi kulak vermiyorsunuz veya kamuoyu bunu yeteri kadar değerlendirmiyor" karşılığını verdi.

"Çözüm Süreci denilen konunun dürüst bir zeminde ve iyi niyetle gitmesi gerektiğini" vurgulayan Arınç, Çözüm Süreci'nin "bu konuyla kendisini ilgili gören herkesin katılımda bulunacağı bir süreç olması gerektiğini" söyledi.

Bülent Arınç şöyle konuştu:

"Arkadaşlar gittiler, HDP heyeti bildiğim kadarıyla dört kişi gitti ve döndükten sonra bu mesajların ne olduğu konusunda bir açıklama yaptılar. Biz bu konuşulanları ilgili kurumlarımız değerlendirecek ve biz de muhtemelen her çarşamba yaptığımız gibi Çözüm Süreci'yle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Her çarşamba, yani 15 günde bir denk geliyor ayrıca güvenlikle ilgili bir çalışmamız oluyor. Dolayısıyla yarından sonra ilgili kurumlarımızın önümüze getirdiği analizlere bakarak bunların ne anlama geldiğini, ne beklendiğini, ne istendiğini elbette söyleyeceğiz."

"'Öcalan başmüzakerecidir' diyen bir arkadaşımıza sert çıkmıştım da beni kınamıştınız. Yani tekrar soruyorsunuz, müzakere süreci midir, şu mudur?" ifadesini kullanan Arınç, "Bunların hepsi, adım adım ve herkes üzerine düşeni yaptığında konuşacağımız konulardır. Bu ülkenin başbakanı üç aydan beri bir tek şey söylüyor: Kamu düzeni esastır. Kamu düzenine, kamu güvenliğine zarar verecek hiçbir şeyi mazur göremeyiz diyor. Peki, karşı taraf bu konuda evet diyor mu açıkça? Biz de gayret sarf edeceğiz diyor mu?" dedi.

"Bu konuda bir adım atılıyorsa sizin sorduğunuz o müzakere miydi, değil miydi, bunların hepsi sırasıyla gelir" diye konuşan Arınç şunları söyledi:

"Her maraton ilk adımla başlar. Biz çok adımlar attık bugüne kadar ama 6-7 Ekim'den sonra atacağımız adımlar, birilerinin ciddi ve dürüst olarak bir şey yapmasına bağlı, onun beklentisi içindeyiz"

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU YUNANİSTAN VE POLONYA’YA GİDECEK

Yunanistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos'un da Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Arınç, "Bu hafta sonu cuma ve cumartesi günleri, Sayın Başbakanımız beraberinde 10'a yakın bakanla yüksek düzeyli stratejik ilişki kapsamında Yunanistan'ı ziyaret edecekler. Bu ziyaretlerde de önemli konuların ele alınacağını hepimiz çok iyi biliyoruz" ifadesini kullandı. Başbakan Davutoğlu'nun 8-9 Aralık'ta ise Polonya'ya gideceğini bildiren Arınç, Polonya ile diplomatik ilişkilerin 600. yıl dönümünde bir yıl boyunca süren etkinliklerin yapıldığını hatırlattı.
 

Sıradaki Haber
Bakanlar Kurulu sona erdi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz