Çok Bulutlu 19.9ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem

"Danıştay'da bir tiyatro seyrettik"

Başbakan Erdoğan, partisinin 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısında konuştu

"Danıştay'da bir tiyatro seyrettik"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bugün de biz bir tiyatroyu Danıştay'da seyrettik. Danıştay Başkanı gayet dört dörtlük bir konuşma yaptı" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Baralor Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na yönelik, "Danıştayın Başkanı 25 dakika konuşuyor, ev sahibi. Bu beyefendi, orada bir saat konuşma yapıyor ve Danıştayın kuruluş yıl dönümünde konuyla ilgili değil tamamıyla baştan aşağıya bir siyasi konuşma yapmak suretiyle orada kendine göre bir tatmin. Çıkar cübbeni sen de birilerinin yaptığı gibi. Söylüyoruz, siyaseti çok seviyorsan çık bu siyaset meydanına orada kendini ispat et" dedi.

Afyonkarahisar NG Güral Termal Otel'de gerçekleştirilen, AK Parti 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla başladı.

Başbakan Erdoğan, toplantı vesilesiyle partisinin her kademesine 30 Mart seçimlerinde elde edilen büyük başarıdan dolayı şükranlarını iletti. Toplantının bu yıl mekan darlığından dolayı ailelerle yapılamadığını belirten Erdoğan, uygun bir otel bulunması halinde gelecek toplantıların yine ailelerle yapılabileceğini söyledi.

"Türkiye’nin ne büyük bir badireyi atlattığını göreceğiz"

Türkiye demokrasi tarihinin en zorlu seçimlerinden birini yaşadıklarını ve tüm zorluklara rağmen seçimden zaferle çıktıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Burada şu noktaya, hem sizlerin hem de ekranları başında bizleri dinleyen aziz vatandaşlarımın özellikle dikkatlerini çekiyorum. 17 ve 25 Aralık tarihlerinde yapılan operasyonlar, Türkiye’ye bugünkünden çok farklı bir istikamet çizmeyi hedefliyordu. Bakın, üzerinden zaman geçtikçe bazı çarpıcı gerçeklerin ortaya çıktığını, Türkiye’nin 17 ve 25 Aralık operasyonlarında ne büyük bir tehdide maruz kaldığını, ne büyük bir badireyi atlattığını inşallah hepimiz göreceğiz ve tarih bunları tek tek kaydedecek. Eğer bu operasyonlar başarıya ulaşsaydı, inanın şu anda, başta şahsım, bakan arkadaşlarım, çalışma arkadaşlarım, partimizin yöneticileri, mensupları; hatta gazeteciler, işadamları, Yassıada benzeri mahkemelerde yargılanıyor olacaktık. Bütün planlar buna göre yapılmıştı. Senaryo, bu doğrultuda yazılmıştı.

Şahsımla ilgili söyleneni biliyor musunuz, ele geçen belgeler de şahsımın 'dönemin başbakanı' olarak anıldığı iddianameler dahi hazırlanmıştı, bunlar elimize geçti. Seçilmiş hükümet, bir yargı darbesiyle görevden uzaklaştırılacak; CHP’nin, MHP’nin, AK Parti’ye sızmış tuzlukların katılımıyla yeni bir koalisyon hükümeti kurulacaktı, bunlar hazırlandı. MHP’nin, merhum Alparslan Türkeş’in kemiklerini sızlatacak biçimde, millet ve milliyet mefkuresini ayaklar altına alarak, hainlere vagon olması, işte böyle bir beklentinin neticesiydi. Aramıza sızmış tuzlukların, en zor zamanda çekip gitmeleri, işte böyle bir ikbal beklentisinin sonucuydu. Hamdolsun, Rabbim, bunlara fırsat tanımadı. Millet, bu apaçık darbe girişimine imkan vermedi."

"Gençler, hemen her müdahalede piyon olarak kullanılmıştır"

Gençlerin geçmişte yaşanan darbeleri araştırırlarsa Türkiye'nin 17 ve 25 Aralık’ta nasıl bir uçurumun kenarından döndüğünü de göreceklerine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu darbeci zihniyet o kadar tembel, o kadar uyuşuktur ki darbe planlarken dahi yenilik yapma zahmetine girişmez. 27 Mayıs’ın darbe planları neyse gidin araştırın, 12 Eylül’ün, 28 Şubat’ın, diğer darbe girişimlerinin, 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin planları da bire bir, tıpa tıp aynıdır. Darbeleri sadece askerler yapmaz. İnanın, yaşadığımız her darbe ve darbe girişiminde, silahlı güçlerin rolü, asgari düzeyde kalmıştır. Demokrasimize yönelik müdahaleleri, silahlı güçlerden daha ziyade bazı yargı mensupları yapmışlardır, bazı medya kuruluşları, bazı sermaye çevreleri, bugüne kadarki her müdahalede ve müdahale girişiminde bunlar baş rol oynamışlardır. Sokağa dökülen, tahrik edilen, hatta eline silah verilen gençler, hemen her müdahalede piyon olarak kullanılmıştır.

Cumhuriyet Halk Partisi, her darbe girişiminde, perde arkasında darbe mimarlığı görevini üstlenmiştir, hepsinde vardır, istisnasız. Partimizin kapatılma operasyonun arkasında yine CHP vardır, o dönemin genel başkanın 'Ankara'da da demek ki dürüst savcılar varmış' diye açıklaması olmuştur. Uluslararası malum çevreler, ajanları vasıtasıyla, maşalar vasıtasıyla, iplerini ellerinde tuttukları kuklalar vasıtasıyla demokrasiye yönelik müdahaleye destek vermişlerdir."

"CHP Genel Müdürü’nün bahsettiği isim"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceki haftaki grup toplantısında Anayasa Profesörü Hüseyin Nail Kubalı'nın ismini zikrettiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, "CHP Genel Müdürü’nün, tarihten böyle bir ismi örnek vermesi, bu isme sahip çıkması, aslında çok acı bir itiraftır ve CHP'nin bulunduğu konumunu çok açık, net ortaya koymaktadır. Bu itiraf, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının, 27 Mayıs benzeri bir darbe girişimi olduğunun da itirafıdır. 28 Şubatta rol oynayan zat aynı değil miydi? Şahsımla ilgili operasyonları yapanlar aynı kişilerdir, isimlerini vermeyeceğim çünkü isimlerini vermek taltif olur" diye konuştu.

Erdoğan, "CHP Genel Müdürü’nün övgüyle söz ettiği, örnek bir hukuk insanı olarak gösterdiği zat, hem demokrasinin hem de merhum Menderes ve 2 bakanının katillerinden olan, bunu da itiraf etmiş olan bir zattır. Daha Yassıada’da mahkemeler devam ederken, İmralı’da darağaçları kuruluyordu. Karar verilmişti. Yassıada mahkemeleri tiyatrodan başka bir şey değildi. Hüküm verilmişti, karar belliydi, hatta Celal Bayar’ı idam edebilmek için yasa değiştirilmiş, 65 yaş üstünde olanların da idam edilebileceği hükmü getirilmişti. Hukuk, adalet olmaktan çıkarılmış, cinayetin aracı yapılmıştı" dedi.

"Güya bugün bir tane hukukçuyu dinledik"

Başbakan Erdoğan, Danıştayın kuruluş yıldönümü dolayısıyla sabah saatlerinde kutlama törenine katıldığını hatırlatarak, "Güya bugün bir tane hukukçuyu dinledik" dedi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına ilişkin değerlendirmeyi yarınki kapanış konuşmasında yapacağını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bunlar, bu tür ne yazık ki hukuk mensubu. Anayasa profesörüymüş, ne olursan ol. Eğer sen bunu sindirememişsen, eğer sen doğru, dürüst konuşmuyorsan, bütün ifadelerini dürüstlük üzerine değil de maalesef dürüst olmayan ifadeler üzerine inşa ediyorsan, senden bir şey olmaz, istediğin kadar profesör ol, kusura bakmayın. Bunlarda saygı denen bir şey yok. Bir yere davetlisiniz, yasal olarak konuşma hakkınız yok ve Danıştay Başkanı 25 dakika konuşuyor, ev sahibi. Bu beyefendi orada 1 saat konuşma yapıyor ve Danıştayın kuruluş yıl dönümünde konuyla ilgili değil tamamıyla baştan aşağıya bir siyasi konuşma yapmak suretiyle orada kendine göre bir tatmin... Çıkar cübbeni sen de birilerinin yaptığı gibi. Siyaseti çok seviyorsan çık siyaset meydanına orada kendini ispat et.

Orada devletin üst ricali, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı herkes orada, yargı orada bir kısım da şakşacılar var malum... Onlar da alkışlıyor bir kısmı, hepsi değil, onlarla da tatmin oluyor. Artık tahammül tahammül tahammül... 25 dakika Başkan konuşacak, sen orada 1 saat konuşacaksın. Bu millet seni dinlemeye mecbur mu?"

"Depremden bugüne kadar 5 katrilyon Van'a destek verdik"

Başbakan Erdoğan, Metin Feyzioğlu'nun konuşmasında Van ile ilgili tamamen yalan ve yanlış ifadeler kullandığını vurgulayarak, Van'a yapılan yatırımlar, hizmetler ve eserlerle ilgili konuyu bilmediğini söyledi.
Van'da kiracılara ev vermediklerini, orada 18 bin konut yaptıklarını ve bunların öncelikle deprem de evlerine kaybeden evsahiplerine verdiklerini, kalan konutları da kiracılara kura ile sattıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Orada kiracılardan konut sahibi olmak isteyen olursa TOKİ konut yapmaya devam edecektir, TOKİ konutlarından gider alırlar. Bunlar orada konut sahibi değildi ki sen nasıl hukukçusuz. Zaten kirada oturuyordu, şimdi de bir başka yerde kirada oturur, olayın aslı bu. Ama bunun nakledişi farklı. Biz kimseyi açıkda bırakmadık, devamlı aş, sürekli yağdırdık. Orada depremden bugüne kadar 5 katrilyon Van'a destek verdik. Bundan zerre kadar bahsetmiyorsun, orada kalkıp Hükümetimizi, utanmadan, sıkılmadan yargılamaya yöneliyorsun, sen nasıl yargı mensubusun? Çünkü müracaat ettiği kapı belli, kendi zihniyetinde, kendi kafa yapısında kişiler. Bir sor bakalım, oraya neler yapıldı. Gitmiş konteynere gezmiş, o konteynerlerin oraya gelmesi bile önemlidir. Bunlar hiçbir zaman dertli olmamışlar ki duygu sömürüsüyle işi farklı yere çekiyor."

Tiyatroyu biz Danıştay'da seyrettik

"Anayasa profesörleri, hukuk hocaları, hatta hakimler, savcılar, yüksek mahkeme üyeleri, hem 27 Mayıs darbesinin oluşumunu hazırlamış hem de milletin seçtiği hükümeti tiyatrovari bir mahkemede yargılayıp Başbakan'ı idam etmişlerdi. Şimdi bugün de bir tiyatroyu biz Danıştay'da seyrettik."

"Bu ülkede öyle medya kuruluşları var ki öyle yazarlar var ki öyle sermaye sahipleri öyle siyasetçiler var ki onlar için en iyi genç, ölü gençtir. Onlar gençlerin dirisini değil ölüsünü severler. Çünkü ölüm üzerinden istismar üretmeyi çok iyi bilirler."

"27 Mayıs'ta nasıl bir senaryo varsa 17 Aralık sürecinde de aynı senaryo vardı. O gün hukuk, bazı hukuk adamları tarafından nasıl çiğnendiyse 17 Aralık sürecinde de aynen öyle çiğnendi. O gün nasıl manşetler atıldıysa bu yaşadığımız süreçte de aynı manşetler atıldı, o gün gençlik nasıl sokağa döküldüyse bugün de gençlik aynı şekilde sokağa döküldü."

Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır

"Bu ülkenin tarihinde tek bir diktatör vardır, o da CHP'nin milli şefidir. Ama aynı CHP, merhum Menderes'e de merhum Özal'a da bize de diktatör diyecek kadar yüzsüz olmuştur."

"İşte Mısır'ın durumu ortada, Ukrayna'nın durumu ortada, özgürlük diyerek sokaklara dökülen, sosyal medyanın kuralsız ve sınırsız tahriklerine maruz kalan gençler, hem Mısır'da hem Ukrayna'da yüzlerce kişinin ölmesine, bu ülkelerin karartılmasına sebep oldular."

"Benim ümidim ve arzum şudur; İnşallah ilk darbenin yüzüncü yılında yapılmak istenen 17 Aralık darbesi tarihimizdeki son darbe girişimidir. 30 Mart seçimleri inşallah yüz yıllık darbeler tarihini artık kapatmıştır. 30 Mart, CHP'nin sembolü haline geldiği, yani ihtilal ruhunun adeta cenaze namazının kılındığı tarihtir."

Cumhurbaşkanlığı seçimi

"10 Ağustos 2014'te, yani tam 3 ay sonra cumhurbaşkanı milli irade tarafından belirlenecek, böylece Türkiye'de yeni bir süreç başlamış olacak. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilecek olması hiç kimsede kaygıya, endişeye sebep olmasın."

"Adayımız kim olursa olsun politikalarımız, çizgimiz, yolculuğumuz hız kesmeden devam edecek, ilkelerimiz taviz verilmeksizin muhafaza edilecek, Türkiye ekonomide 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerleyecek, adayımız kim olursa olsun çözüm süreci asla sekteye uğramayacak. Kanı durdurmak, göz yaşını dindirmek, kardeşliği en güçlü şekilde tesis etmek için verdiğimiz mücadele asla yavaşlamayacak."

"Aday tespiti için yoğun istişarelere başladık. Bugün ve yarın burada değişik konularda da istişarelerimiz devam edecek. En geç bu ayın sonu veya haziran ayının ilk yarısı gibi artık bu işi bitirip adayımızı kamuoyuna açıklayacağız."

Cumhurbaşkanlığı seçimine değil de LYS imtihanına hazırlanıyorlar

"Şimdi cebirden ümidi kestiler, kendilerini geometriye vermişler. Üçgenler çiziyorlar, iç açılarını, dış açılarını topluyorlar, cetvel, pergel, gönye sanki cumhurbaşkanlığı seçimine değil de LYS imtihanına hazırlanıyorlar. Böyle bir durumun içindeler. Zaten geometriden anlasalardı paralelle iş tutmazlardı, ondan da anlamıyorlar, çünkü iki paralel çizgi sonsuza kadar birbirine değmez. Bunu görmeleri gerekir. Paralelle iş tutanın da yolu milletle, devletle, iktidarla hele hele Çankaya ile hiç kesişmez."
 

Sıradaki Haber
"Tribünlere yönelik konuşmalar huzura katkı sağlamıyor"
Yükleniyor lütfen bekleyiniz