Çok Bulutlu 4.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
TRT Haber 30.12.2025 11:07

Filistin'in sesi: Ebu Ubeyde

Gazze direnişinin en tanınan ama en az görünen figürlerinden biri olan Ebu Ubeyde, yıllar boyunca işgalci İsrail’e karşı yürütülen psikolojik ve siyasi mücadelenin en etkili sesi oldu. Hamas, Huzeyfe Kahlut olarak bilinen Ebu Ubeyde’nin şehadetini duyurdu.

okuma süresi
Okuma süresi
Filistin'in sesi: Ebu Ubeyde

Hamas, İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın sözcüsü Ebu Ubeyde’nin de katil İsrail saldırılarında şehit olduğu duyurdu. Aynı açıklamada, yıllardır gizli tutulan gerçek kimliği de ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı: Huzeyfe Samir Abdullah el-Kahlut.

Kassam Tugayları açısından bu duyuru hem önemli bir sembolü hem de yirmi yılı aşan bir dönemin kapanışını da ifade ediyordu.

Ebu Ubeyde, Gazze’deki savaşın en sıcak anlarında yaptığı açıklamalarla tanındı. Ancak onun hikâyesi, son yıllarla sınırlı değildi. 2000’li yılların başından itibaren, Kassam Tugayları’nın medya ve söylem hattında şekillenen uzun bir yolculuğun parçasıydı. Maskesi, yüzünü gizlemekten çok, sözü öne çıkaran bir tercih haline gelmişti. Bu nedenle Ebu Ubeyde, zamanla bir kişi olmaktan çıkıp bir çizgiyi temsil eder oldu.

"Ben Gazze'de geçici süre ikamet ediyorum. Ben çoğu mücahit gibi 1948'de işgal edilen Filistin topraklarındanım. Burada geçici olarak yaşıyoruz ve topraklarımıza Allah'ın izniyle döneceğiz"
Ebu Ubeyde, 2005.

Kamuoyunda çoğunlukla 7 Ekim 2023 sonrasında görünür hale gelse de Ebu Ubeyde’nin etkisi bu tarihten çok önce başlamıştı. 2000'li yıllardaki ilk açıklamalarından itibaren, dili sakin ama netti. Abartıdan uzak, ölçülü ve bağlamına oturan cümleler kurdu. Bu üslup, onu sadece bir askeri sözcü değil, savaşın psikolojik boyutunu da şekillendiren bir aktör haline getirdi.

 

Uzun Bir Yolculuk: Sözcülüğün inşası

Ebu Ubeyde’nin gerçek adı Huzeyfe Samir Abdullah el-Kahlut. 1985’te Cibaliye’de doğduğu, ailesinin kökeninin işgal altındaki el-Mecdel/Askalan hattına dayandığı biliniyor. Dini ilimler ve tefsir alanında yine Gazze'de eğitim aldı. Onu yakından tanıyanların ortaklaştığı nokta, kelimelerle kurduğu ilişkinin rastlantı olmadığı. Sözcülük görevini üstlendiği andan itibaren kullandığı dil, uzun süreli bir birikimin ürünüydü.

İkinci İntidafa sırasında, 2000’li yılların başında İzzeddin el-Kassam Tugayları içinde görev almaya başladı. Bu süreçte sahada yer alan bir isimden çok, örgütün medya ve söylem hattında konumlandı. İsrail’in hedef listeleri genişledikçe, kimliğin gizlenmesi kaçınılmaz hale geldi. “Ebu Ubeyde” ismi bu şartlar altında ortaya çıktı. Maske, zamanla bir güvenlik tedbirinin ötesine geçti; yüzü değil mesajı merkeze alan bir temsil biçimini simgeledi.

2004 yılında yaptığı ilk açıklamalar, Ebu Ubeyde’nin dilini erken dönemde ortaya koydu. Sert ama ölçülü. Tehditkâr değil ama net. O dönemden itibaren kullandığı üslup büyük ölçüde değişmedi. 2006’da bir İsrail askerinin esir alındığını duyurduğu açıklama ise, onun kamuoyundaki görünürlüğünü belirleyen ilk büyük kırılma oldu. Bu duyurunun ardından Ebu Ubeyde, yalnızca Gazze’de değil, İsrail tarafında da dikkatle izlenen bir isim haline geldi.

Ebu Ubeyde, zamanla İsrail'e karşı yürütülen mücadelenin önemli bir figürü haline geldi. Fotoğraf: AA[Ebu Ubeyde, zamanla İsrail'e karşı yürütülen mücadelenin önemli bir figürü haline geldi. Fotoğraf: AA]

Sözün gücü: Psikolojik üstünlük

2008 ile 2009 yıllarından barbar İsrail'in Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun saldırıları sırasında Ebu Ubeyde’nin açıklamaları farklı bir işlev kazandı. Kent yoğun bombardıman altındayken, yaptığı konuşmalar askeri ayrıntılardan çok moral dengelere odaklandı. Yenilgi duygusunu besleyen bir dil kurmaktan özellikle kaçındı. Bu tavır, onu sahadaki gelişmelerin ötesinde, savaşın psikolojik boyutunu da etkileyen bir figüre dönüştürdü.

2014 savaşı, Ebu Ubeyde’nin sözcülüğünün sembolik yönünü daha da belirginleştirdi. Bir İsrail askerinin ele geçirildiğini duyurduğu açıklama, çatışmanın askeri seyrinden çok algısını etkiledi. Gazze’de “denge hâlâ kurulabilir” hissini güçlendiren bu açıklama, İsrail kamuoyunda da uzun süre tartışıldı.

Yıllar içinde savaşlar değişti, aktörler değişti. Ebu Ubeyde’nin dili ise büyük ölçüde sabit kaldı. Kısa konuştu. Abartıya kaçmadı. Ne söylediği kadar neyi söylemediği de dikkat çekti. Seneler geçtikçe baskı artıyordu. Gazze hem vahşi saldırılarla sarsılıyor hem de abluka dayanılmaz bir hal alıyordu. 

Ancak bu dönemlerde dünyada iyice yaygınlaşan ve etkili bir kitle iletişim aracı olan sosyal medyada sansür baş göstermeye başladı. İsrail'in baskısıyla Ebu Ubeyde'nin hesabı dönemin Twitter yönetimi tarafından kapatıldı. 

“Silahımız, Twitter’da bir hesabı kapatmaktan daha keskindir…”
Ebu Ubeyde, 2016.

Büyük bir hafıza: Ebu Ubeyde

2021 sonrasında Ebu Ubeyde’nin açıklamaları Gazze sınırlarını daha belirgin biçimde aşmaya başladı. Konuşmaları kısa sürede yayılıyor, farklı dillere çevriliyor, farklı bağlamlarda tartışılıyordu. Bu görünürlük, onu sadece Kassam Tugayları’nın değil, Filistin direnişinin en tanınan seslerinden biri haline getirdi.

7 Ekim 2023 sonrasında başlayan süreçte Ebu Ubeyde, savaşın en görünür figürlerinden biri oldu. Aylar boyunca yaptığı açıklamalar, Gazze’de yaşayanlar için bir referans noktası işlevi gördü. Enkazın ortasında beklenen, çoğu zaman onun sesiydi.

“Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir. Aksa’da yaşanan saldırılar karşılıksız kalmayacak. İşgalciye, güçlerini Mescid-i Aksa’dan ve Şeyh Cerrah’tan çekmesi için süre tanıdık. Bu çağrıya uymazsa bedelini ödeyecek.”
Ebu Ubeyde, 2021.

Bu süreçte Ebu Ubeyde Gazze’yi terk etmedi. Ailesiyle birlikte aynı bombardımanın altında yaşamayı sürdürdü. Söylediği her cümlenin, kendi hayatında bir karşılığı vardı.

Filistin'in sesi: Ebu Ubeyde

Aylar sonra Hamas, Ebu Ubeyde’nin şehit olduğunu duyurdu. Aynı saldırıda Kassam Tugayları’nın üst düzey isimlerinden Muhammed Sinvar, Muhammed Şebbane, Hakem el-İsa ve Raid Saad da hayatını kaybetti. Açıklamayla birlikte, yıllardır gizli tutulan kimliği de kamuoyuna yansıdı: Huzeyfe Samir Abdullah el-Kahlout.

Ebu Ubeyde’nin ardından geriye kalan, yalnızca bir sözcünün hatırası değil. Yirmi yılı aşan bir süreklilik. Ölçülü bir dil. Kısa ama etkili cümleler. Gazze’de, yüzü görünmeyen ama sesi hatırlanan bir dönem.

Sıradaki Haber
Avustralya Ulusal İmamlar Konseyi, Sydney saldırısı sonrası Müslüman karşıtı vakaların arttığını belirtti
Yükleniyor lütfen bekleyiniz