Açık 6.7ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
24.03.2017 16:09

'Partim beni aday yaparsa o zaman beraber yürürüz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan,2019'un Kasım ayında yapılacak seçimle ilgili,"O zaman eğer partim beni kalkar da aday yaparsa milletim de teveccüh gösterirse o zaman beraber yürürüz" dedi.

'Partim beni aday yaparsa o zaman beraber yürürüz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak, vatandaşlara hitap etti.

Denizli'nin son 1,5 yılda sınır içinde, dışında yürütülen terörle mücadele operasyonlarında ve 15 Temmuz darbe girişimi sırasında toplam 16 şehit verdiğini anımsatan Erdoğan, tüm şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

'Türkiye 16 Nisan'da tarihi bir tercihte bulunacak'

Bu sırada vatandaşların "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" şeklinde tezahürat yapması üzerine Erdoğan, "Evet, Rabbim öyle buyuruyor, 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz'. Türkiye 16 Nisan'da tarihi bir tercihte bulunacak. Yapacağımız iş gayet basit, ülkemizin eski yönetim sistemiyle mi devam edeceğinin yoksa yeni bir yönetim sistemine mi geçeceğinin tercihini yapacağız, mesele bu. Eski mi, yeni mi?" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böyle 9 ayda, 16 ayda hükümetlerin kurulup, indiği bir ülkede istikrar olur mu? Güven olur mu?" diye sordu.

'Biz yerli, milli bir başkanlıktan bahsediyoruz'

Yeni sisteme göre, seçimlerin Kasım 2019'da yapılacağını anımsatan Erdoğan, "O zaman milletim, eğer partim beni kalkar da aday yaparsa, milletim de teveccüh gösterirse, o zaman beraber yürürüz. Başka birine teveccüh gösterirse, o kişi gelir ülkeyi yönetir. Bu sistemin işleyişi konusunda en büyük güvencem nedir biliyor musunuz? En büyük güvencem sizsiniz, millettir millet. Çünkü bu milletin yarısından fazlasının teveccühünü kazanmak öyle kolay bir iş değil. Bunun için değerlerinizle, birikiminizle, samimiyetinizle, projenizle, programınızla milletle bütünleşmeniz gerekiyor. Aksi takdirde o sandıktan çıkamazsınız." sözlerini kullandı.

Erdoğan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı çıkanların asıl itirazının sistemin kendisine olmadığını, onların, bu sistemde milletin kendilerine teveccüh etmeyeceğini bildiklerini belirterek, "Onun için meseleyi başka taraflara çekmeye çalışıyorlar." dedi.

'Yenilikten, değişimden korkmuyoruz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokraside, ekonomide, yatırımlarda, büyük projelerde daha güçlü bir Türkiye için yönetim sistemimizi yeniliyoruz. Yenilikten, değişimden korkmuyoruz. Türk milleti tarihi boyunca iyi, güzel, faydalı olan ne varsa almaktan kaçınmamış, değişime öncülük etmiş bir millettir. İnanıyorum ki bugün de tercihini değişimden yana kullanacaktır." ifadelerini kullandı.

'Herkes uzaya giderken meşgul oldukları şey, Gezi Parkı'nda oynamaktı'

Cumhurbaşkanın bir tarafa çektiği Başbakan'ın bir başka tarafa çektiği Türkiye'nin "siyasi ve ekonomik krizlerden başını kaldıramadığını" dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hani ana muhalefetin başındaki zat soruyor ya; 'Herkes uzaya giderken Türkiye ne yapıyordu?' diye. İşte o dönemlerde Türkiye koalisyonlarla, Cumhurbaşkanı-Başbakan kavgalarıyla uğraşıyordu ey Kılıçdaroğlu. Bak, Türkiye 15 senedir nasıl kalkınıyor. Çünkü artık koalisyon diye bir şey olmadı. Bizler ülkemizi sıçrattık. Soruyorum; Denizli 15 yıl önce neydi bugün ne oldu? Ben Başbakan değildim, Sayın Gül Başbakandı, Aydın'a geldim. Aydın-Denizli arası 105 kilometrelik bir bölünmüş yol meselesi vardı. 14 sene öncesinden bahsediyorum. Orada söz verdim: 'Burayı süratle yapacağız.' Aydın-Denizli arası bölünmüş yol yaptık mı? Biz, buyuz. Biz 'yol medeniyettir' dedik, yolları yaptık. 'Havaalanı' dedik, Çardak'ı yaptık mı? Bunların, herkes uzaya giderken meşgul oldukları şey, Gezi Parkı'nda oynamaktı. Onlar, onlarla meşgul oluyordu. Biz ise acaba eğitim sisteminde, üretimde ne yaptık...

4 temel direk dedik: Eğitim, sağlık, adalet, emniyet. 75 üniversitemiz varken sayısını 181'e çıkarttık. Şu anda üniversitesi olmayan il yok. Bununla kalmadık, üniversitelerdeki öğrencilerimizi dilenci durumuna düşürüyorlardı. Onlara ciddi rakamlarla burslar vermeye başladık. Burs ve kredi olarak kim müracaat ederse eli boş dönmez ama bazı gençler 'illa da burs' diyor. 'İlla burs' deme. Burs burs, kredi kredi. Çünkü krediyi, iş bulduğun zaman ödemeye başlıyorsun. Üstelik faizsiz. Böyle bir imkan kaçırılır mı?

Türkiye'de bütün dersliklerin sayısını artırdık. 270 bin derslik ilave ettik, ilk ve orta öğretimde. Çünkü yetmiyordu. 70-80 kişilik sınıflarda tahsil yapıyorduk. Bunun ortalaması 30 olacak, aşağısı olur ama 60-70, o devir kapandı. Milli bütçeden en fazla payı milli eğitime ayırdık, öğretmen sayısını arttıralım diye. Şimdi yoğun şekilde öğretmen alıyoruz, yetiştiriyoruz. Derdimiz başka, derdimiz insan. Her şey insan için, her şey Türkiye için, diğerleri boş. Benim yaşımda olanlar iyi bilirler, kitap bulamazdık. Şimdi biz sıraların üzerine kitapları koyuyoruz. Okullarımız açıldığı gün yavrularımız kitaplarını sıraların üzerinde buluyor. Artık bilgisayar tabletleriyle, akılı tahtalarla sınıfları donatılıyor."

'Bunlarda demokrasi yok'

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin ekonomide nereden nereye gelindiğini anlattığını belirten Erdoğan, "Bundan öncekiler neredeydi, biz nerdeyiz? Şu ana muhalefetin bu ülkede terör estirdiği zamanı biliriz. Bunlar Menderes idama götürüldüğü zaman alkışlayanlardır. İki arkadaşını idama götürüldüğü zaman alkışlayanlardandır. Bunlarda demokrasi yok." dedi.

'Milletimizin birliğine zarar gelirse, o zaman kıyamet kopmuş demektir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim ne içeride ne dışarıda kimseyle kavga etmek, kimseyle aramızı bozmak gibi bir niyetimiz asla yok. Ama bizim milletimize karşı sorumluluğumuz var. Biz 81 vilayetiyle bu ülkenin, 80 milyon vatandaşımızla bu milletin, yurt dışındaki kardeşlerimizin, umudunu bize bağlamış tüm dostlarımızın, soydaşlarımızın hakkını, hukukunu savunmak mecburiyetindeyiz. Çünkü biliyoruz ki bu ülke ve bu millet varsa hep birlikte biz de varız. Şayet ülkemizin bütünlüğüne halel gelirse, milletimizin birliğine, dirliğine zarar gelirse, o zaman kıyamet hepimiz için kopmuş demektir.

Nasreddin Hoca'nın kıyamet hikayesini biliyorsunuz değil mi? Hoca'ya, 'Kıyamet ne zaman kopacak?" diye sormuşlar. O da 'Karım öldüğünde küçük kıyamet, ben öldüğümde büyük kıyamet kopacak.' demiş. Biz de diyoruz ki 'Ülkemizin ve milletimizin başına kötü bir şey geldiği zaman, hep birlikte kıyameti yaşarız.' İşte yakın çevremizde yaşananları görüyorsunuz. Suriye'deki yakılmış ve yıkılmış şehirlerin fotoğraflarına bakıyorsunuz değil mi? Irak'ta yaşanan acıları takip ediyorsunuz değil mi? Türkiye'yi de işte bu duruma düşürmek isteyenlere karşı en büyük gücümüz birliğimizdir, beraberliğimizdir."

'Biz eski köhne sistemi bir kenara koyalım'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Bugüne kadar ülkemizin, milletimizin, herhangi bir şehrimizin veya vatandaşımızın aleyhine bir adımımız, kötülüğüne yol açacak bir tasarrufumuz olmamıştır. Yaptığımız hizmetlerden, hayata geçirdiğimiz projelerden hangi bölgeden, hangi kökenden, hangi mezhepten, meşrepten, görüşten olursa olsun herkes yararlanmıyor mu? Yüreğimiz milletimizin tamamı için atmıyor mu? Alın terimiz herkes için dökülmüyor mu? Bu anayasa değişikliğinde farklı olması için herhangi bir sebep mi var?

Türkiye için, Türk milleti için, tüm kardeşlerimiz için iyi olacağına, güzel olacağına, faydalı olacağına inanmasak böyle bir reformun arkasında niye duralım? 14 yıldır ülkeyi yöneten, halen de Meclisiyle, hükümetiyle, Başbakanıyla uyum içinde çalışmalarını yürüten bir Cumhurbaşkanı olarak, kendim için bir şey istiyor olabilir miyim? Bizler faniyiz, 16 Nisan'a çıkmaya elimizde senet var mı? Yok. Bazıları diyor ki 'Tayyip Erdoğan iyi de Tayyip Erdoğan'dan sonra ne olacak?' Bu, Tayyip Erdoğan için yapılan bir sistem değil ki, bu farklı bir şey. Biz eski köhne sistemi bir kenara koyalım, ortaya yeni bir sistem getirelim. Rejim 1923, orada. Ama biz şimdi yeni bir yönetim sistemiyle bir adım atıyoruz. Çünkü, Tayyip Erdoğan fani, bugün var yarın yok. Allahım böyle emrediyor. Değil mi? Ne bir an ileri ne bir geri. Öyle ise yapmamız gereken, öyle bir sistem kuralım ki kim gelirse gelsin bu sistemle ülkemizi çok daha ilerilere taşıyacak bir yapıyı elinde bulsun. Bizim derdimiz bu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek amacının ülkeye ve millete, gelecekteki hedeflere ulaşmayı sağlayacak, birliği, beraberliği ve kardeşliği güçlendirecek bir yönetim sistemini kazandırmak olduğunu ifade etti.

Sabah Gazetesi'nin Avrupa baskısı Daily Sabah'ın Avrupa Parlamentosu'na girmesinin yasaklandığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Hani sizde medya özgürlüğü vardı, hani basın özgürlüğü vardı. Niye yasakladınız? Hesabını vereceksiniz. Tayyip Erdoğan'a 'diktatör' de, Tayyip Erdoğan 'faşist' dediği zaman, 'nazi' dediği zaman rahatla. Size rahat olmayacak. Niye olmayacak? Siz Tayyip Erdoğan'a 'diktatör' dediğiniz sürece bilesiniz ki Tayyip Erdoğan da sizlere 'faşist de diyecek, nazi de'. Niye mi söyleyeyim: Bizim Avrupa'daki mabetlerimizin duvarlarına bunlar gamalı haç yapıyor mu? Ey devlet sen neredesin? Niye bu gamalı haçların yapılmasına müsaade ediyorsun? Bizim camilerimizin camları, çerçeveleri indiriliyor mu? Peki neden siz bunları takip etmiyorsunuz, neden? Birçok vatandaşımız Avrupa'da öldürüldü, daha neticesi yok."

'Daha neler olacak neler'

Yurt genelinde 25 havalimanının olduğunu, bu sayıyı 59'a çıkardıklarına vurgu yapan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu hayırcılar var ya çok enteresan. Herkes oyunda serbesttir, bunlar ayrı mesele ama bunlar bir garip. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapılırken bunlar 'hayır' diyordu, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapılırken, bunlar 'hayır' diyordu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün temelini atıyoruz buna da 'hayır' dediler. Bu köprüler şimdi şakır şakır hizmeti veriyor. Kendileri de üzerinden rahatlıkla geçiyor. Çünkü bunlar 'hayır' derken niye dediklerini bilmiyorlar. Şimdi de 'hayır' derken niye dediklerinin farkında değiller.

Osman Gazi Köprüsü'nü yapıyoruz yine 'hayır' dediler. 'Ne olacak ya körfezi dolaşsınlar' dediler. Bizim derdimiz başka. İstanbul-İzmir arasını 3 saat 15 dakikaya indirelim istiyoruz. Aynı şekilde şimdi 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini attık. İnşallah 2023'de açılışını yapacağız. Dünyanın bir numaralı köprüsü olacak bu. İki kule arasındaki açıklık itibarıyla bir numara. Türkiye yapar, çünkü iman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır. Onun için azmedip yapacağız. 'Ekonomi çöktü' dediler. Ekonomi bitse... 11 milyar Türk lirası bu köprünün maliyeti. Bunun yarısı Kore'den geliyor yarısı Türk sermayesi. Bu köprünün temeli atıldı, daha neler olacak neler."

'Kişi sevdikleriyle beraberdir'

Kandil'deki PKK terör örgütünün başındaki kişinin "Hayır" dediğini, İmralı'dakinin "Hayır" dediğini, Pensilvanya'daki FETÖ'cünün "Hayır" dediğini hatırlatan Erdoğan, "Şimdi 'Hayır' diyenlerin iyi düşünmesi lazım. 'Ben hayır derken acaba kimlerle beraberim.' diye düşünmesi lazım öyle mi? Kişi sevdikleriyle beraberdir. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Mesele bu." dedi. 

Sıradaki Haber
'Etrafımızdaki coğrafyanın da bize ihtiyacı var'
Yükleniyor lütfen bekleyiniz