Bosna Hersek'in orta kesimlerinde Laşva kasabasındaki tren istasyonunda 52 yıl önce "tesadüfen" tanışan Cemal ve Munira Bilal çiftinin "yarım asırlık" aşkı film senaryolarını aratmıyor.
Mutlu bir ömrü birlikte geçiren çift, ilk günkü gibi ''taze'' olan aşklarının nasıl başladığını, mutlu evliliğin sırlarını anlattı.
Birbirlerine "ilk görüşte" aşık olduklarını söyleyen çift, 50 yıldır birlikte yaşadıkları her anıyı da daha dün gibi hatırlıyor.
Cemal Bilal (72), kendisinde üç yaş küçük olan Munira ile tanıştıkları o güne dair her şeyin hala dün gibi aklında olduğunu belirterek, "İkimiz de tren bekliyorduk. O Turbe'de (Travnik yakınlarda bir kasaba) yaşıyordu. Tren beklerken tanıştık. O dönemlerde erkekler kızların evinin pencerelerine gider, sohbet ederdi. Bugünkü gibi kafeler, partiler yoktu" diye konuştu.
Munira ile tanıştıktan kısa bir süre sonra "sevdiğinin onu bekleyeceği" umuduyla askere gittiğini anlatan Cemal, askerliği boyunca Munira ile mektuplaştığını, ona aşk şiirleri yazdığını söyledi.
"O beni hep bekledi" diyen Cemal, askerlik döneminde BM bünyesinde görev yapmak üzere Sina'ya gittiğini, oradan dahi sevdiğine mektuplar gönderdiğini ifade etti.
Cemal, askerliğini 20 Haziran 1964 tarihinde bitirdiğini ve aynı gün memleketine döner dönmez Munira'yı görmeye gittiğini belirterek, hemen bir iş bulduğunu ve aynı yıl 9 Ağustos'ta evlendiklerini söyledi.
Lüks bir yaşam sürmediklerini anlatan Cemal, "Bence aşk için hiçbir zaman belli bir zenginlik gerekmiyor. Zengin değildik, köyde yaşıyorduk. Sadece evim vardı ama her şeye rağmen Munira benimle evlenmeyi kabul etti" dedi.
Cemal, eskiden şimdiki gibi görkemli düğünler yapmanın çok da önemli olmadığını kaydederek, "Ekip biçebileceğiniz bir tarlanız ve sizi seven bir kadının olması mutlu olmanız için yeterli. Biz de hanımla birlikte belediyeye gidip imzalarımızı attık, evlendik. Düğün yapmadık. Doğru evimize gittik" diye konuştu.
"Saygı, sevgi ve çocuklar"
Cemal, yarım asırlık evliliklerinin sırrını ise ''saygı, sevgi ve çocuklar'' olarak açıkladı.
Dört çocuğu, altı torunu ve bir de torununun çocuğu olduğunu anlatan Cemal, evliliğin erkek ile kadının eşit olduğu bir müessese olduğunu ve bu müessesenin içerisinde inada, saygısızlığa yer olmadığını vurguladı.
Bosna'daki savaşta evlerinin yandığını hatırlatan Cemal, "Evimizle birlikte, içerisindeki fotoğraflar da yanmıştı. Anılarımızın şahidi olan bu fotoğrafları bir daha göremeyecek olmaktan dolayı çok üzüldük. O fotoğraflarda birlikte gittiğimiz piknikler, çocuklarımızın doğumları, ilk adımları vardı. Her şeyimizi kaybetmiştik. Hayatımıza bir kez daha sıfırdan başladık. Yeniden bir evimiz oldu" şeklinde konuştu.
Cemal, eşinin birkaç yıl önce ciddi bir rahatsızlık geçirdiğini ancak şimdi daha iyi olduğunu belirterek, "Hastalandığı dönem benim için çok zordu. Elimden geldiği kadar hep yardımcı olmaya çalıştım. Evin temizlenmesinden, yemek yapmasına kadar tüm ev işlerini ben yaptım" dedi.
Günümüzdeki kısa süren evliliklere de değinen Cemal, "Evlenen insanların değişmesi, eşine alışması gerek. Ben çok değiştim, daha doğrusu değişmemin sebebi eşim oldu. O beni değiştirdi, ben de onu. Hiç bir zaman birbirimize küstüğümüz zaman olmadı. Karşılıklı saygı ve sevgi olduktan sonra her şey olur" ifadesini kullandı.
Evin hanımı Munira ise yarım asrı geçen evlilikleri boyunca hep mutlu olduğunu ve Cemal ile evlenmekten hiçbir zaman pişmanlık duymadığını söyledi.
Mutlu bir evliliğin çaba, sevgi ve saygı ile mümkün olabileceğini vurgulayan Munira, "Hayatımız çalışmakla geçti. Çocuklarımız oldu, okula gittiler. Hep onlar için çalıştık. Güzel bir hayatımız vardı. Eşimden çok memnunum" diye konuştu.
(AA)
17.6ºC
Ankara
