Az Bulutlu 22ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
18.04.2015 22:43

''Peygamberimizin izinde bir nesil istiyoruz''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Molotofkokteyliyle dolaşan gençlik istemiyoruz. Biz, saygıyı, sevgiyi, özellikle de sevgili Peygamberimizin izinde bulan bir nesil istiyoruz" dedi.

''Peygamberimizin izinde bir nesil istiyoruz''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, elinde döner bıçaklarıyla dolaşan bir gençlik istemiyoruz. Molotofkokteyliyle dolaşan gençlik istemiyoruz. Demir bilyeler atacak sapanlarla dolaşan gençlik istemiyoruz. Biz, saygıyı, sevgiyi, özellikle de sevgili Peygamberimizin izinde bulan bir nesil istiyoruz" dedi.

Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Siyer-i Nebi Yarışması Ödül Töreni'nde konuşan Erdoğan, doğumunun seneidevriyesinde Hz. Muhammed'i rahmetle, minnetle, özlemle andıklarını, kendisine bağlılıklarını bir kez de bu toplantı vesilesiyle ifade ettiklerini söyledi.

Erdoğan, yüce Allah'tan, Resulünün şefaatine, rızasına nail olmayı kendilerine nasip etmesini dileyerek, bu vesileyle Hz. Peygamber'in Ehlibeyti ile Ashabını da hürmetle yad ettiklerini kaydetti.

Bu organizasyonu düzenleyen Çekmeköy Belediye Başkanı ile Marmara Üniversitesi Rektörü ve İlahiyat Fakültesi Dekanlığı ekiplerini ayrı ayrı tebrik eden Erdoğan, "Bu yarışmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Siyer-i Nebi Yarışması'na katılarak o eşsiz insanı, Peygamberimizi anlatan, o aşkı, ruhu, azmi içtenlikle yüreklerinde hisseden tüm eser sahiplerini kutluyorum, tebrik ediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mühim olanın bu yarışmayı kazanmak olmadığını dile getirerek, iki cihan saadetinin kapılarını açan Hz. Peygamberi anlamayı, anlatmayı kendine dert edinmenin dertlerin, sıkıntıların en güzeli olduğunu vurguladı.

"Biz işte böyle bir gençlik istiyoruz"

"Ellerine kalemi alarak, Nur Peygamberini, Güllerin Elçisini kağıda aktaran bu gençliği gördükçe ülkem adına, milletim adına ne kadar gururlandım bilemezsiniz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz işte böyle bir gençlik istiyoruz. Elinde döner bıçaklarıyla dolaşan bir gençlik istemiyoruz. Molotofkokteyliyle dolaşan gençlik istemiyoruz. Demir bilyeler atacak sapanlarla dolaşan gençlik istemiyoruz. Biz saygıyı, sevgiyi, özellikle de sevgili Peygamberimizin izinde bulan bir nesil istiyoruz. Kitabını, peygamberini bilen, inancını yaşayan, tarihine, kültürüne özellikle de vukufiyeti olan bir gençlik, bu ülkenin bekasının teminatıdır. Var olma sorumluluğunu, Allah'ın yeryüzündeki halifesi olma bilincini iliklerine kadar hisseden bu gençliği gördükçe gelecek için daha çok umutlanıyorum. Gençler, siz bizim gururumuzsunuz. Siz bu ülkenin, bu milletin, ümmetin göz bebeğisiniz. Allah gayretinizi mübarek kılsın. Niyetinizi menziline ulaştırsın."

"Onu tarif etmeye mısralar kafi gelmez"

Erdoğan, medeniyetlerinde, ilim geleneklerinde zengin bir siyer kültürü, geniş bir Siyer-i Nebi birikimi olduğunu anlatarak, 1400 yıllık İslam tarihi boyunca pek çok ilim adamı, sanatçı ve edebiyatçının dili döndüğünce Hz. Peygamberi çağına anlatmaya, dönemine tanıtmaya çalıştığını söyledi.

Bu siyer geleneğine, zengin birikime rağmen hala ideal bir siyer kitabı üzerinde ittifak edilmiş bir çalışmanın bulunmadığına işaret eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Her dönemin kendine özgü siyer külliyatı yazılmış, yazılmaya da devam ediyor. Bakıyorsunuz bu kitaplardan bazıları çok fazla malumata boğulmuş, tamamen ilmi saiklerle yazılmış eserler. Dolayısıyla gençlere, okuyucuya hitap etmiyorlar. Bazı siyer kitapları da çok okunmasına, dili, üslubu nedeniyle tercih edilmesine rağmen içeriği bakımından, bilgilerin doğruluğu açısından güvenilir bulunmuyor. Burada bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Dünyadaki kağıtların tümünü doldursak, mürekkebin hepsini kullansak bile o Rahmet Peygamberini anlatamayız. Onu tarif etmeye mısralar kafi gelmez. Onun yüceliğini dile getirecek kelimeler bulamayız."

"Hiçbir kitap Hz. Peygamberi Kur'an-ı Kerim kadar güzel ve doğru anlatamaz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir kitabın Hz. Peygamberi Kur'an-ı Kerim kadar güzel ve doğru anlatamadığını ve anlatamayacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Kur'an'da Cenabı Zülcelal Hazretleri, Peygamberimize 'Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik' diyor. Bu ifadenin üstünde bir ifade olabilir mi? Bir kutsi hadiste, Allah'ın Peygamber için 'Sen olmasaydın, eğer sen olmasaydın alemleri yaratmazdım' dediği ifade ediliyor. Alemlere rahmet olarak gönderilen, alemlerin hürmetine yaratıldığı Hz. Muhammed'i yazmak, aslında onu yaşamak, yolundan gitmek demektir. Peygamberimiz ilmin, hikmetin, irfanın kaynağıydı. Dünyayı aşkla, insanlığı ilahi kitapla buluşturdu. Peygamberimizin gönüllerde yol açtığı coşkuyu tarif edebilmek gerçekten çok zordur. Siyer yazmak adeta İslam'ı yazmak, Kur'an-ı Kerim'i açıklamak, tefsir etmek demektir."

Erdoğan, kendilerinin de okuduğu, itibar ettiği ve tanıma fırsatı bulduğu Muhammed Hamidullah hocanın çok farklı ve muhteşem bir insan olduğunu vurgulayarak, "O, İngiltere gibi, o topraklarda, gerçekten Allah Resulünü, onun kaleme alması, İslam Peygamberini yazması çok çok anlamlıydı, farklıydı. Onun büyük eseri 'İslam Peygamberi'ni anmadan geçemeyiz" ifadelerini kullandı.

"Milletimiz gereken dersi vakti geldiğinde gerekli yerde verecektir"
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birilerinin Kur'an'a, Peygamberin yoluna ve sünnetine meydan okuduğunu belirterek, "Bunlar bunu yaparken ne yazık ki demokrasiden, özgürlükten bahsediyor. Herhalde bunlara milletimiz gereken dersi vakti geldiğinde gerekli yerde verecektir" dedi.
 
Erdoğan, Siyer-i Nebi Yarışması Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, Necip Fazıl Kısakürek'in "Çöle İnen Nur" kitabında güzel üslubuyla ruhları hareketlendiren, gözleri yaşartan cümleleriyle insanları Peygamberle buluşturduğunu söyledi.
 
Bu alanda yazılan çok eser olduğunu ifade eden Erdoğan, imam hatip okulundaki Siyer-i Nebi kitabının yazarını da anmadan geçemeyeceğini, Zekai Konrapa hocanın yazdığı eserin de muhteşem olduğunu söyledi.
 
Bunun adeta özetin özeti niteliğinde bir eser olduğunu dile getiren Erdoğan, "Üstadın cümleleriyle söylersek 'Gaye insan, ufuk Peygamber' idi. O geldiği dünyayı, kararmış ruhları, kirlenmiş kalpleri sözleriyle, yaşantısıyla, güzel ahlakıyla aydınlattı. İnsanlığa rehber, önder oldu. Hakk'ı tebliğ ettikten sonra da her fani gibi bu dünyadan dar-ül bekaya, ebedi aleme geçti" diye konuştu.
 
Erdoğan, Peygamber 63 yaşında bu dünyayı terk edince Müslümanların inanamadığını, inanmak istemediğini dile getirerek, çünkü onunla birlikte yaşamanın, onun kelamını dinlemenin, sohbetinde bulunmanın, onun ashabı olmanın, teneffüs ettiği havayı ciğerlerine çekmenin, ashabı için saadetlerin en büyüğü olduğunu kaydetti.
 
Sahabenin büyüklerinden Hazreti Ömer'in, Peygamberin vefatını kabullenemeyerek, "Kim 'Hazreti Muhammed öldü' derse, kılıcımla onu parçalarım" dediğini anlatan Erdoğan, fakat sahabenin en olgunu ve itidallisi Hazreti Ebubekir'in Müslümanlara o esnada büyük bir ders vererek, "Kim ki Hazreti Muhammed'e tapıyorsa, bilsin ki o ölmüştür. Kim ki Allah'a ibadet ve kulluk ediyorsa bilsin ki Allah ölümsüzdür" dediğini vurguladı.
 
Gençlere seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"İşte ubudiyet budur, kulluk budur. Ama bugün kula kulluk edenlerin ne yazık ki acı dramlarını yaşıyoruz. Bugün o sıkıntıları yaşıyoruz. Farkında değiller. Kula kulluk ediyorlar. Bizler bugün Müslümanlar olarak Hazreti Ömer'deki sevgiyi, aşkı, bağlılığı yüreğimizde taşırken, aynı şekilde Hazreti Ebubekir'deki itidali de muhafaza etmek, yaşatmak mecburiyetindeyiz. Bir gün tüm faniler bu dünyadan çıkıp gidecek. Ebedi alemde bizi iki şey yalnız bırakmayacak. Biri imanımız, ikincisi dünyada yaptığımız ameller, hizmetler. Biz işte bu anlayışla hareket ederek Kur'an-ı Kerim derslerini, Siyer-i Nebi derslerini okullarda tüm çocuklarımızın öğrenebilmelerine imkan sağladık. Bunlar yasaklanmış mıydı? Yasaklanmıştı. Şimdi imam hatip okullarımızda böyle bir sıkıntı var mı? Yok. Orta, lise, hepsinde. Düz okullarda da yine aynı şekilde seçmeli olarak bu derslere girme imkanımız var mı? Var. Biz, siz gençlere güzel bir gelecek bırakmak, ülkemizi dünyada müstesna bir yere taşımak, milletimizin rızasını kazanmak için çabalıyoruz. Ama hepsinden öte Allah'ın rızasını kazanmaktır."
 
"Gereken dersin verileceği yer sandık"
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençler başta olmak üzere milletin desteğinin her zaman yanlarında olduğunu da gördüklerini ve bildiklerini belirtti.
 
Erdoğan, "Ama birileri çıkıyor Kur'an'a meydan okuyor, birileri çıkıyor sevgili Peygamberimizin o yoluna, sünnetine meydan okuyor. Bunlar bunu yaparken ne yazık ki demokrasiden, özgürlükten bahsediyor. Herhalde bunlara milletimiz gereken dersi vakti geldiğinde, gerekli yerde verecektir. Bu ülkede kimse kalkıp da 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli' ifadelerine yasak getiremez, asla yasak koyamaz. Bu tür çevreler var mı? Var. 'Ezan seslerinden rahatsız oluyoruz' diyenler var mı? Var. Ben o zaman diyorum ki işte bunlara en güzel dersin verileceği mahal demokrasilerde sandıktır. Burada gereken dersin verilmesi lazım" diye konuştu.
 
Hazreti Muhammed'in veda hutbesinde "Ey müminler, size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir" dediğini hatırlattı.
 
"Müslüman Müslümanı öldürüyor"
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam ülkeleri, Müslümanlar olarak bugünkü sıkıntıların, sorunların temelinde bu emanetlere sahip çıkamayışın olduğunu vurgulayarak, "Bizler eğer rehberimizin izinden hakkıyla gidiyor olsaydık, coğrafyamızda bunca zulüm yaşanmaz, bunca kan akmaz, bunca gözyaşı dökülmezdi" dedi.
 
Irak'ta, Yemen'de, Suriye'de ve Libya'da Müslümanın Müslümanı öldürdüğünü belirten Erdoğan, tek farklarının mezhep olduğunu söyledi.
 
Bir süre önce bir ziyarette bir ülkenin en üst düzeyde yöneticisine, "Benim dinim Sünnilik değil, inanıyorum ki sizin dininiz de Şia değildir" dediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Bizim dinimiz İslamdır, İslam. Olaya buradan bakmamız lazım. Biz burada belirleyici olarak dinimiz İslamı aldığımız zaman bu sapkınlıklardan kurtuluruz. Ama alamazsak bu felaketler devam edecektir. Şu anda 2 milyon insan misafirimiz. Bize geliyor Batı ne diyor; 'Çok başarılısınız, tebrik ederiz, 2 milyon insanı burada ağırlıyorsunuz'. Gelen para da onlardan 250 milyon dolar. Harcadığımız para 5,5 milyar dolar. Biz açık kapı politikasıyla bu bombalardan kaçan insanları dışarı etmedik. Niye? Biz bu sevgili Peygamberin ümmetiyiz de onun için. İnsanlık onun yolunu suya hasret canlılar gibi gözledi. Dünya içinde bulunduğu karanlıktan çıkmak için o kutlu Nebi'yi aşkla, özlemle, hasretle bekledi. Ondan önce insanlık ne yapacağını bilemez hale düşmüştü. Adaletsizlik, acı, kan, gözyaşı, zulüm her yeri sarmıştı. Tüm yeryüzü huzur, bereket, güvenlik derdine düşmüş, beşeriyet sevgiye, şefkate, merhamete aç bir hale gelmişti. Alemlerin Efendisi dünyayı şereflendirdiğinde her anlamda insan sömürüsü tüm hızıyla sürüyordu."
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün dünyanın adeta yeniden Hazreti Muhammed'in risalet vazifesini aldığı dönemi yaşadığını belirterek, bugün yine büyük çıkmaza sürüklenen insanlığın, düştüğü o kör kuyudan kurtarılmayı beklediğini kaydetti.
 
Peygamberin, zulmün, adaletsizliğin kaynağı olan kula kulluğu kaldırıp attığını ifade eden Erdoğan, "Kabileciliği, ırkçılığı elinin tersiyle iterek, barış ve kardeşlik iklimini yeşertmişti. Ezenlerin, sömürenlerin, zulmedenlerin iktidarlarını ellerinden alarak, onların yerine merhameti, adaleti, şefkati, sevgiyi ikame etmişti" dedi.
 
"Tek örgülerle ayrılmış ruhlar İslam dünyasını sarmış durumda"
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam dünyasının bugün bir fetret dönemi yaşadığını belirterek, "Suni sınırlar, parçalanmış kalpler, tel örgülerle ayrılmış ruhlar İslam dünyasını sarmış durumda" dedi.
 
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'ndeki Siyer-i Nebi Yarışması Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, bugün petrol, doğal kaynaklar ve mezhep adına birilerinin fütursuzca mazlumların ahını aldığını, masumların kanını akıttığını söyledi.
 
Kula kulluğun, adı konulmamış bir kölelik halinde giderek güçlendiğini dile getiren Erdoğan, kan dökmeyi, zulmü, terörü, şiddeti kendilerine yöntem olarak belirleyenlerin iktidarının her geçen gün yaygınlaştığını kaydetti.
 
"İslam dünyası fetret dönemi yaşıyor"
 
Erdoğan, bu coğrafyada, hiçbir dönemde kavmiyetçiliğin, mezhepçiliğin, zalimliğin bugünkü kadar prim yapmadığını anlatarak, "Adını doğru koymak lazım, İslam dünyası bugün bir fetret dönemi yaşıyor. Suni sınırlar, parçalanmış kalpler, tel örgülerle ayrılmış ruhlar İslam dünyasını sarmış durumda" diye konuştu.
 
"Zannetmeyin ki zulüm payidar olur, bu fetret dönemi ilanihaye devam eder" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Müslümanlar elbet Rahmet Peygamberinin yolunu, izini yeniden bulacak. Bu konuda hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Unutmayın, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Gençler, bu hadisi şerifi sindirmiş bir millet olarak, bir insanın ölümünü, bütün insanlığın ölümü olarak kabul ediyoruz. Hangi ad altında olursa olsun, bizleri bilinmeze, kaosa itmek isteyenlere karşı yekvücut olacak, buna dimdik karşı duracağız."
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hadiste, "Kim Müslüman kardeşinin onurunu savunursa, Allah da kıyamet günü onun yüzünden cehennem ateşini salar" dendiğini belirterek, şunları aktardı:
 
"Kardeşlerimizin onurunu, kendi onurumuz olarak görüyoruz. Yüce Peygamberimizin emanetini hakkıyla taşıyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Elbette onu sevmek, onun ümmeti olmak, kutlamalara sıkıştırılamayacak kadar büyüktür. Hazreti Muhammed'i sevmek, mirasını üstlenmek, sünnetini yaşamak demektir. Mahallemizde yetim olan mı var? Karnı aç olarak uykuya dalan mı var? Eşinden zulüm gören bir kadın mı var? Buna rağmen biz hayatımızı hiçbir şey yokmuş gibi sürdürüyor muyuz? Öyleyse biz o nebinin emanetini hakkıyla yerine getiremiyoruz demektir. Gazze'de, Suriye'de, Irak'ta, İslam adına, din adına kelleler, başlar kesiliyorsa, Müslümanın itibarına, şerefine her gün lekeler sürülüyorsa, onun mirasına layık olamamışız, ilkelerini sürdüremiyoruz demektir."
 
"Hak yolundan sapmadan bu davayı sürdürmeliyiz"
 
Dünya yaratıldıktan sonra nice devletlerin kurulduğunu, medeniyetlerin inşa edildiğini, sayısız orduların memleketleri işgal ettiğini aktaran Erdoğan, "Nice millet, nice şahsiyet geldi geçti. Dünyada batıl olduğu gibi hak da kıyamete kadar devam edecek. Bizler istikametimizi bozmadan, hak yolundan ayrılmadan, zalimlerin metotlarını benimsemeden, bu davayı sürdürmek zorundayız" şeklinde konuştu.
 
Erdoğan, merhameti, şefkati, ahlakı ve vicdanı bir an bile elden bırakmadan, her ne olursa olsun adaletten bir an olsun şaşmadan mücadelelerini devam ettireceklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Umut bizde yeşermeli. Sevgi ve kardeşlik bağları bizde filizlenmeli. Üstat Necip Fazıl'ın dediği gibi; Ey insan, sana son sığınak, son peygamberin hırkasında. El emin olan, sadelikten, mütevazı yaşamaktan bir nebze uzaklaşmayan, cesareti, vefayı, tevazu ve cömertliği hiçbir durumda terk etmeyen Peygamberimizin yolu, bizim de yolumuz olacaktır. Varlığıyla tüm beşerin hayranlığına mazhar olan Hazreti Peygamber Efendimizin güzel ahlakı, sağlam karakteri, güçlü imanı, gün geçtikçe daha çok hayatımızın merkezine yerleşecektir."
 
Bunun bilincinde olan gençlerin varlığının giderek çoğaldığını gördükçe, gözlerinin arkada kalmayacağını dile getiren Erdoğan, "Rabbim bizleri, Peygamberimize layık hayırlı ümmetlerden eylesin. Yüce Mevla'dan Peygamberimizin şefkatine nail olmak, mahşerde ona mahcup olmamak için dua ediyorum. Rabbim, cümlemizi Peygamberimize layık olanlardan eylesin" ifadelerini kullandı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarışmaya katılanlara ve emeği geçenlere teşekkür etti.
(AA)
Sıradaki Haber
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş İsviçre'de
Yükleniyor lütfen bekleyiniz