“Her anıyla ruhumuz Gazze'de”

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ramazanın bir muhasebe ayı olduğunu, dünyanın her köşesindeki kardeş acılarının, ızdıraplarının yüreklerde hissedilmesi gerektiğini söyledi. Son 4 yıldaki ramazanlardan bir tablo sunmak istediğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Arap Baharı bir dönemi, gençleri haklı taleplerle sokağa çıkarmış. Bingazi'deydik o zaman. Libya gençliği ayaktaydı. Büyük ümitlerle, heyecanlarla Bingazi Meydanı'nı doldurmuşlardı. Onlara 'Selam olsun size, Ömer Muhtar'ın, İslam'ın gür ve hiddetli sesli torunları' dediğimde o meydanın nasıl ayağa kalktığını hatırlarım. Yine 2011 ramazanı... Suriye'ye hasretle, özlemle hala andığım Şam şehrine gittiğimde Hama ve Humus top ateşleri altındaydı. Teravih namazından çıkan Müslümanlar katlediliyordu."

Aynı yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra sanatçı ve düşünürlerle bir ramazan gününde Türkiye'yi temsilen "açlıkla mücadele eden" Mogadişu'ya indiklerini belirten Davutoğlu, daha sonra Somali Devlet Başkanı'nın kendisine ziyaretle ilgili duygularını "Ümidimizi kesmiştik. 'Dünya bizi unuttu' demiştik. Evlatlarımız gözümüzün önünde ölüyordu. Tam her şey bitti derken Somali semalarında, 20 yıldır hiçbir uçağın inmediği Mogadişu Havalimanı'nda ay yıldızlı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın uçağı belirdi" şeklinde ifade ettiğini anlattı.

"10 BİNLERCESİ ANADOLU İNSANINA SELAM GÖNDERDİ"

Bakan Davutoğlu, 2012 yılının ramazan ayında Myanmar'ın Arakan bölgesine, 60 yıl sonra ülke dışından gelenlerin Türkiyeliler olduğunu söyleyerek, Arakanlı Müslümanların geldiklerini duyunca yollara düştüklerini belirtti. Davutoğlu, meydanda toplanan 10 binlerce insana Türkiye adına "selamun aleyküm" dediğinde bu kişilerin tek bir ağızdan "ve aleyküm selam" diyerek Anadolu insanına selam gönderdiğini kaydetti.  

Rabia Meydanı'nda toplanan gençlerin, 2013 ramazanında dualar ederek ayakta ve başları dik durduklarını ifade eden Davutoğlu, "Bu ramazan gönlümüzün bir yarısı Suriye'de, bir yarısı Irak'ta ama bütünüyle, her anıyla iliklerimize kadar ulaşan benliğimizle ruhumuz Gazze'de" dedi.  

"MEDENİYET MEŞALESİNİ AYAĞA KALDIRACAĞIZ"

Davutoğlu, "Hiçbir yerde Gazze, Filistin davasını yalnız bırakmayacağız. Belki birileri 'tarafsız olalım' diyecek. Belki birileri 'Ortadoğu bataklığına bulaşmayalım' diyecek. Ama biz, o bataklık dedikleri Şam'ı, Şam-ı Şerif bilmişiz. O bataklık dedikleri Ortadoğu'daki Mekke'yi, Medine'yi Kabe bilmişiz. O bataklık dedikleri Ortadoğu'daki Bağdat'ı kardeş bilmişiz. O bataklık dedikleri Ortadoğu'daki Kerkük'ü aziz bilmişiz. Ana muhalefet partisi lideri ve birileri 'bataklık' diyor. İnsanlığı aydınlatan Hira Mağarası'nın olduğu Ortadoğu'ya bataklık dedirtmeyeceğiz. Ortadoğu'nun üzerindeki sömürgecileri bu bölgeden uzaklaştırana kadar gece-gündüz çalışacağız. Ortadoğu'dan büyük bir medeniyet meşalesini ayağa kaldıracağız." dedi.  

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

"Gezi ve 17 Aralık komploları"nın arkasındaki hedefin yerel, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin olduğuna işaret eden Davutoğlu, milletin komplolara izin vermediğini, cumhurbaşkanlığını aziz milletin takdir edeceğini kaydetti. Davutoğlu, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu eleştirerek şu ifadeleri kullandı:  

"Kendi çıktığı coğrafyaya 'tarafsız kalalım' diye o coğrafyadan kopan bir aday. Önce 'Filistin'de tarafsız olmamız lazım' dedi. Üzerine gidince 'Filistin'i kast etmedim. Araplar arasında tarafsız olalım' dedi. Şunu sorduğumda cevap veremedi: 'Suriye'deki mülteci kamplarında yetim kalmış çocukların gözlerinin içine baksın. Dul, sahipsiz kalmış ve Türkiye'yi anayurdu bellemiş o hanımların gözlerinin içine baksın. Bacakları kesilmiş genç kızların gözlerinin içine baksın. Ve desin ki; 'siz de Arapsınız, Beşşar Esad da Arap. Mazlumlar da onlar da Arap. Ben sizinle Beşşar Esad'ın arasına giremem. Tarafsız olmam lazım' desin. Her ikisi de Arap ya. Hani Arapların işine karışmamak gerekir ya. Eğer İhsanoğlu bunu diyebilirse, bunu dedikten sonra hesap gününde Rabbinin ve babasının huzuruna çıkabilirse işte o zaman sınavı geçer. Ama tutamaz. Mazlumla zalim arasında kararsız olmayı siyaset felsefesi gibi gören hiç kimse Rabbimizin ve milletimizin huzuruna çıkamaz."