Esed: "Bölgenin istikrarı, Suriye'deki duruma bağlıdır"

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Le Figaro'ya verdiği röportajda, ''Eğer biz ülkemizde terörü yok etmede başarılı olamazsak doğal olarak terör diğer ülkelere yayılacak'' ifadelerini kullandı. Suriye'deki iç savaşta Türkiye ve Ürdün'ün rolüyle ilgili Esed, ''Biz defalarca söyledik. Doğrudan ve dolaylı mesajlar gönderdik. Ürdün, teröristlerin geçiş yeri olmaması gerektiğinin bilincinde. Erdoğan'a gelince ben onun yaptıklarının bilincinde oluğunu kesinlikle düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.

İran ve Hizbullah'ın Suriye'ye olası müdahaleye vereceği tepkiyle ilgili konuşmaktan çekinen Esed, Suriye'nin İran ve Hizbullah'la ortak çıkarlarının bulunduğuna vurgu yaparak, ''Bölgenin istikrarı Suriye'deki duruma bağlıdır.'' diye konuştu.

Şam'ın doğu Guta banliyösünde gerçekleştirilen kimyasal saldırının da kendileri tarafından gerçekleştirilmediğini savunan Esed, ''Bu saldırı ile ilgili mantıklı düşünmek gerekir, geçen seneye göre daha iyi durumdayken böyle bir kimyasal saldırının bize ne gibi faydası olabilir. Hangi ordu geleneksel silahlarla ilerlemesini sürdürürken kitle imha silahlarına başvurabilir'' ifadelerini kullandı.

Şam'ın banliyösünde onbinlerce insanı öldürmeden kimyasal silah kullanımının da mümkün olamayacağını savunan Suriye Devlet Başkanı, tüm suçlamaların teröristlerin iddialarına ve internet üzerinde yayınlanan keyfi videolara dayandığını iddia etti. Ayrıca Beşşar Esed, Amerika, Fransa ve İngiltere'nin kimyasal silahın kendileri tarafından kullandığına yönelik tek kanıtları olması halinde bunu ilk günden açıklayacaklarını belirtti.

"Kimyasal saldırı kararı merkezîdir"

Kendisinden izin almadan bazı komutanların kimyasal silaha başvurmuş olabilecekleri iddialarıyla ilgili de Esed, ''Biz hiçbir zaman kimyasal silaha sahip olduğumuzu söylemedik. Devlet olarak bunu ne doğruladık ne de inkar ettik. Ama normalde bu tarz silahlara sahip olan ülkelerde karar, merkezidir'' dedi.

Barack Obama'nın Suriye'ye askeri müdahale yapılacağı yönündeki son açıklamalarını da değerlendiren Beşşar Esed, ''Bazıları onu, Suriye'ye karşı savaş tehdidinde bulunduğu için büyük bir ülkenin güçlü bir lideri olarak gördü. Ama biz güçlü liderin savaş ilan eden değil, savaşı engelleyen lider olduğunu düşünüyoruz'' diye kaydetti. Obama'nın güçü olması halinde kamuoyuna Suriye devleti tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik elimizde delil yok açıklamasını yapabileceğini söyleyen Esed, ''Tek yolun BM tarafından yapılan inceleme olduğunu belirtebilirdi. Ama Obama zayıf, çünkü ABD içerisindeki baskıya karşı çıkamadı'' şeklinde konuştu.

Suriye'ye askeri müdahalenin oylanacağı Amerikan Kongresi üyelerine de seslenen Esed, oylamaya katılacak üyelerin son dönemde gerçekleşen savaşların Amerika ve Avrupa'ya ne getidiğini sorgulaması gerektiğini söyledi.

"Fransız çıkarlarına yönelik olumsuz yansımalar olacak"

Esed, Fransa'nın Suriye tutumunun Fransız çıkarlarına yönelik olumsuz yansımalarının olacağını öne sürdü.

Paris yönetimi ile hiçbir zaman dost olmadıklarını kaydeden Beşşar Esed, Fransa'nın Suriye politkasının 2008'den beri Amerika ve Katar'ın etkisinde olduğunu iddia etti. Esed, çarşamba günü toplanacak Fransız parlamenterlerin Fransa'nın faydasına karar vermelerini umduğunu belirterek, parlamenterlere ''Aşırı uçları ve terörizmi destekleyebilir misiniz? Masum insanları öldüren Muhammed Merah gibilerin yanında yer alabilir misinız?'' sorusunu yöneltti.

"Fransa Mali'de teröristlerle savaşırken Suriye'de terörizmi nasıl destekleyecek?" diye soran Esed, ''Fransız parlamenterler Fransa'nın laik bir ülke olup da aynı zamanda mezhepçiliği desteklediğini nasıl seçmenlerine açıklayacak? Fransa, demokrasi çağrısında bulunan bir ülke olacak ama en büyük müttefiki Suudi Arabistan gibi orta çağdan kalma bir devlet olacak'' ifadelerini kullandı.

Suriye'de yüzde 80-90 El Kaide militanlarına karşı mücadele ettiklerini söyleyen Beşşar Esed, kanın durması için teröristlerin Suriye'ye gelmesinin engellenmesi gerektiğini, Suudi Arabistan başta olmak üzere Türkiye, Amerika, Fransa, İngiltere ve Ürdün'ün muhaliflere silah ve finansal destek sağlamayı bırakması gerektiğini sözlerine ekledi.