Parçalı Bulutlu 21.4ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
AA 10.11.2015 12:08

Türkiye için "güvenli kaynak ülke" hazırlığı

Avrupa Komisyonu, Türkiye'yi, gelişmiş demokrasisini dikkate alarak "güvenli kaynak ülkeler" arasına almaya hazırlanıyor.

Türkiye için "güvenli kaynak ülke" hazırlığı

Avrupa Komisyonu, Türkiye'yi "güvenli kaynak ülke" listesine almaya hazırlanırken, uygulamaya geçmesi halinde Avrupa Birliği (AB), Türk vatandaşlarının iltica için ileri sürdükleri siyasi gerekçelere daha mesafeli yaklaşacak.

Komisyon, bir ülkenin vatandaşlarının, siyasi gerekçelerle AB'ye yapacakları uluslararası koruma başvuruları için geçerli olan "ortak güvenli kaynak ülke" listesine, Türkiye ile Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Kosova'yı eklemeyi planlıyor.

Bu kapsamda, eylül ayında üye ülkelere sunulan "ortak güvenli kaynak ülke listesi", Türkiye'nin AB sürecine de olumlu katkılar sağlayabilir.

Kabul edilmesi halinde, "güvenli kaynak ülkeler"deki vatandaşların herhangi bir uluslararası koruma başvurusu, diğer ülkelerden gelen taleplere göre daha hızlı işleme girecek. Bu başvurular, halihazırda insan haklarına riayet eden bir ülkeden geldiği öngörüsüyle diğerlerinden farklı prosedürlere tabi olacak.

Bu noktada, "insan hakları ihlallerinin yaşanmadığı ve Kopenhag Kriterleri'ne uyulan" bir ülke kabul edildiği ve AB adayı statüsünde bulunduğu için listedeki ülkelerin vatandaşlarının başvurularının reddedilme olasılığı artacak.

Nitekim, adı geçen ülkelerden AB'ye yapılan uluslararası koruma başvurularının kabul oranının halihazırda çok düşük olması, bu başvuruların temel nedeninin siyasi sorunlardan çok ekonomik gerekçeler olduğunu gösteriyor.

-AB iltica başvurularının kötüye kullanılmasını önlemek istiyor

Avrupa Komisyonu, böyle bir listenin, Avrupa iltica başvuru sisteminin kötü niyetle kullanılmasının önüne geçeceğini ve AB'ye üye ülkelerin gerçekten koruma ihtiyacı olan kişilere yardım etme imkanı artıracağını belirtiyor. Komisyon, uygulamayla, üye devletlere iltica başvurusu sürecinin AB ülkeleri lehine kulanımının kolaylaştırılmasını da amaçlıyor. Böylelikle Avrupa'da yaşanan mülteci yükünün azaltılabileceği kaydediliyor.

Listeyle, özellikle Batı Balkan ülkelerine vizelerin kaldırılmasından sonra, bu ülkelerden AB ülkelerine yapılan uluslararası koruma başvurularının önüne geçilmesi hedefleniyor. Böylelikle, son günlerde zirveye çıkan göçmen kriziyle zaten tıkanan sistemin de rahatlaması öngörülüyor. Ancak, ilgili ülkelerde demokratik sistemin işlemediği durumlarda komisyon, o ülkenin "güvenli kaynak ülke" olma durumunu askıya alabiliyor ya da o ülkeyi listeden çıkarabiliyor.

Avrupa Konseyi, 1993'te yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, AB'nin genişlemesinin merkezi doğu avrupa ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri belirlemişti.

Aday ülkenin demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, azınlıklara saygı gösterilmesi ve azınlıkların korunmasını güvence altına alan bu kriterleri yerine getirip getiremediğini kontrol eden AB'nin içindeki ülkeler, kriterlerin karşılanması halinde o ülkeyi bireysel olarak da "güvenli" kabul edebiliyor. Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Fransa, İrlanda, Lüksemburg, Letonya, Malta, Slovakya ve İngiltere'nin halihazırda ulusal "güvenli kaynak ülkesi" listesi bulunuyor. Ancak Avrupa Komisyonu, ortak ve tek bir liste oluşmasını öneriyor.

-AB'ye başvuruların yüzde 17'si önerilen listeden

Komisyonun verilerine göre, geçen yıl AB ülkelerine, bazısı mükerrer toplam 627 bin iltica başvurusu yapıldı. Bunların 203 bini Almanya'ya olurken, bu ülke, yüzde 35 taleple, AB içinde iltica taleplerinin en fazla geldiği ülke konumunda.

Bu başvuruların yüzde 17'si "güvenli kaynak ülke" listesinde yer alan ülkelerden geliyor.

Türkiye'den AB'ye üye 28 ülkeye geçen yıl uluslararası koruma başvurusunda bulunan kişi sayısı ise 5 bin 175'di.

-Türkiye'den başvuruların sadece yüzde 23'ü "gerçekçi"

Diplomatik kaynaklar, bir aday ülkenin "güvenli kaynak ülke" listesine alınmamasının, o ülkenin, vatandaşlarının temel haklarına ilişkin koşulları yerine getiremediği anlamına gelebileceğini ve dolayısıyla Türkiye'nin bu listeye alınmasının, müzakere sürecinde olumlu katkı yapacağı belirtiyor.

Nitekim, Avrupa Komisyonu verilerine göre de Türkiye'den yapılan uluslararası koruma başvurularının sadece yüzde 23,1'i "gerçekçi" bir nedene dayanıyor.

Türkiye'nin listeye dahil edilmesinin diğer bir olumlu tarafı da Türk vatandaşlarının uluslararası koruma taleplerinin kabul oranlarının düşmesine yol açacak olması. Bu durumun, AB ile yürütülen Vize Serbestisi Diyaloğu'na da pozitif katkı sağlaması bekleniyor.

Türkiye'yi şu anda sadece Bulgaristan güvenli kaynak ülke olarak görürken, bunun AB genelinde tanınması, Türk vatandaşlarının başka ülkelerde uluslararası koruma talep etmesini gerektirecek bir olumsuzluk olmadığı anlamını taşıyacak.

Ancak, Balkan ülkelerinden oluşan ortak "güvenli kaynak ülkeler" listesine Türkiye'nin de dahil edilmesi konusunda AB içinde tartışmalar da yaşanıyor.

Muhalefet eden ülkeler, Türkiye'de siyasi ortamın uygun olmadığını iddia ederek, bu ülkeden Avrupa'ya sığınacak insanların uluslararası koruma haklarının kısıtlanmış olacağını savunuyor.

Buna karşılık AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, üyelik için müzakeresi edilen bir ülkenin güvenli kaynak yapılmamasının müzakere sürecini anlamsızlaştırdığını dile getirdi. Juncker eylül ayında komisyonda yaptığı konuşmada da bu listede yer almayan devletlerin AB'ye üyelik şanslarını da kaybetmiş olacaklarına dikkati çekmişti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel de Türkiye'ye geçen ay yaptığı ziyaret öncesi bir Alman gazetesine verdiği mülakatta, AB'ye aday bir ülke olarak "güvenli ülke" statüsüne sahip olmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak, Türkiye'ye bu statünün verilmesinden yana olduğunu söylemişti. Merkel, "Doğal olarak, insan hakları ve Kürtlerin durumuna ilişkin kaygılarımızın bulunması, bizi dikkatli olmaya teşvik ediyor. Buna rağmen ben, Türkiye'nin bu statüyü almasına karşı durmayı ilkesel olarak yanlış buluyorum" demişti.

AB Komisyon Sözcüsü Natasha Bertaud da 12 Ekim'de düzenlediği günlük basın toplantısında konuyla ilgili soru üzerine, AB'ye üye 28 ülkenin onayıyla Türkiye ile üyelik müzakerelerini sürdürüldüğünü hatırlatmış ve bu yüzden de Türkiye'nin "güvenli kaynak ülkeler" listesinde yer alması yönündeki görüşlerinin, Ankara'da yaşanan bombalı saldırıyla değişmediğini ifade etmişti.

-"Güvenli üçüncü ülke" ile karıştırılıyor

"Güvenli kaynak ülke" kavramı, iki liste için de "güvenli ülke" terimi kullanılması nedeniyle sıkça "güvenli üçüncü ülke" kavramıyla karıştırılıyor.

Ancak, "güvenli üçüncü ülke" kavramı, AB dışında mülteci ve sığınmacı kaynağı olan ülkeleri tanımlıyor. 6548 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nda yer verilen "güvenli üçüncü ülke" kavramı, bir devletin başka bir ülkenin topraklarından gelerek kendisinde uluslararası koruma başvurusu yapan bir üçüncü ülke vatandaşını, geldiği geçiş ülkesine iade edebilmesini sağlıyor.

Bu kapsamdaki ülkelerden gelen kişilerin uluslararası koruma başvuruları, AB müktesebatında da Türk hukukunda da "kabul edilemez başvuru" olarak değerlendiriliyor ve kişinin talebi işleme alınmayarak, geldiği ülkeye gönderilebilmesi ihtimali bulunuyor.

Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin "güvenli üçüncü ülke" olarak belirlenmesinin, özellikle Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması'nın üçüncü ülke vatandaşları için uygulanmaya başlamasıyla büyük sorunlar doğurabileceğine dikkati çekiyor. Zira bu durumda, Türkiye üzerinden geçerek AB ülkelerine giden Suriye, Afganistan, Irak gibi ülkelerin vatandaşlarının bu ülkelerde uluslararası koruma başvurusu "kabul edilemez başvuru" olarak nitelenerek, Türkiye'ye iadeleri yapılabilir.

Ancak, mültecilerin hukuki statüsünü düzenleyen 1951 Cenevre Sözleşmesini "Coğrafi Sınırlama" ile uygulayan ülkeler güvenli ülke ilan edilemiyor. Türkiye de bu sözleşmeyi coğrafi sınırlama seçeneğiyle uyguladığı için böyle bir talepte, AB'nin bu direktifte değişiklik yapması gerekiyor.

AA

Sıradaki Haber
Fetullah Gülen hakkında yakalama emri çıkarıldı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz