Parçalı Bulutlu 15ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
07.04.2012 09:15

Öcalan-Derin Devlet Bağlantısını Anlattı

Öcalan’ın rakibi olduğu için öldürülen Haki Karer’in kardeşi konuştu.

Öcalan-Derin Devlet Bağlantısını Anlattı

 

Adı sürekli PKK’nın öldürdüğü örgüt mensupları arasında geçen Baki Karer konuştu. İsveç’te yaşayan ve kimliğini değiştiren Karer, Abdullah Öcalan’dan iç infazların hesabının sorulmasını istedi.

PKK’nın kuruluşunda bulunup Merkez Komite üyeliğine kadar yükselmiş bir isim Baki Karer. Adı Kürt aydınlarının Meclis’e sunduğu örgüt içi infaz listelerinde dahi ‘öldürüldü’ olarak geçiyor. Ama kuruluşuna şahit olduğu PKK’nın iç yüzünü anladıktan yaklaşık 10 yıl sonra “Silah kullanmanın bir felaketle sonuçlanacağı daha o günden belliydi” diyerek ayrıldığını söylüyor. Bugün Gazetesine konuşan Karer,Öcalan’ın örgüt içerisinde nasıl sivrildiğini anlatırken örgütün derin kanadı olarak bilinen Kesire Öcalan ve Pilot Necati’nin (Necati Kaya) rolünü açıklıyor. İşte Baki Karer’in çarpıcı ifadeleri:

Çatışmalardaki Rolü Gizlendi

1980 darbesine kadar Kürt toplumunda en geniş tabana sahip örgüt PKK değildi.Daha çok Özgürlük Yolu ve DDKD egemendi.O dönem koşullarında örgütler arası çatışmalarda Öcalan’ın da dahil olduğu Gladyo’nun payı vardır. Örneğin KUK’la başlatılan çatışmaları,Öcalan’ın bizzat yürüttüğü hasır altı ediliyor. O dönem ülke içinde Çetin Güngör’ün ve dışarıda Kemal Pir’in çabalarıyla çatışmalar durdurulmuştu. Çok daha sonraları açığa çıktı ki,Öcalan, 1978’in ortasından itibaren devraldığı Mardin-Urfa bölge sekreterliğini kullanarak, Suriye Muhaberatı koruması altında sınıra gelerek çatışmaları yeniden başlatmıştır.  Aslında Kemal Pir’i PKK’dan ayrılma noktasına getiren olay da budur. Tüm bunlara rağmen, bir dizi entrikalarla çatışma sorumluluğu Kemal Pir’in üzerine atılmaya çalışılmıştır.

15 Bin Faili Meçhul

Örgüt içinde veya dışında katlettikleri insanlar için hiçbir gerekçe sunamazlar. Katletmenin hiç bir haklı gerekçesi olamaz. Muhalefet eden her insanı katlettiler. Birçoğunu Bekaa’da ve Lolan’da katlettiler, katletme fırsatını bulamadıklarını da ya Güneydoğu Anadolu’ya gönderip ihbar ederek ya da derin devletle kurdukları direkt telefon bağlantılarıyla öldürttüler. Bu yöntemlerle 15 bin ‘faili meçhul’ cinayet işlediklerini söylüyorlar. PKK’da kitlesel işkencelerin ve infazların en fazla yoğunlaştığı dönemi anlamak için, Yalçın Küçük’ün PKK’daki faaliyetleri irdelenmeli ve 2000’e Doğru dergisinin yayın politikasına bakılmalı.

Milyarları Ceplerine Attılar

Bugün Diyarbakır sokaklarında kuru kalabalığı yönlendirmeye çalışanların banka hesaplarına, ikinci ve üçüncü dereceden akrabalarının ihalelerden elde ettikleri kazançlara bakılırsa, bahsettiğimiz derinlik daha iyi anlaşılır. ‘Silah emniyettir’ diyenlerin ‘ticaret’ ilişkilerine bakılması gerekir. Olayları yönlendiriciler içinde öyleleri var ki, sırf Avrupa- ’ya yapılan insan kaçakçılığından milyarları cebine indiriyor. ‘Muhatap Öcalan’dır’, ‘Önderimiz Öcalan’dır’ diye durmaksızın konuşanların ve havayı bulandırmaya çalışanların, aşiret ve yakın akrabalarının yaşam tarzlarına bakılmalı. Kürtçü geçinen belediyelerin ihaleleri takip edilirse, ilişkiler ağının derinliği kendiliğinden açığa çıkar. Derin devlet ve ilişki ağları bitirildiği noktada, PKK kalmayacaktır.

Öcalan’ın Derin Devlet Desteği

Ben ve birçok arkadaşım, 73- 74’lerden itibaren bu mücadelenin içinde yer aldık, 1983’te ayrıldım. Muhalefet edeni katlettiler. Haki Karar, Öcalan’ı eleştiren mektubu yazdıktan sonra öldürüldü. Öcalan, derin devletten aldığı destekle bu kavgada üstün geldi. Özellikle 80’li ve 90’lı yıllarda egemen kılınan sis perdesi yeni yeni aralanmaya başlamıştır. Gladyo örgütlenmesinin İstanbul ayağına bitişik Kürt ayağı, yani Apoculuk bitirildiği oranda bu sis perdesi ortadan kalkacak. Son günlerde bu yönde yürütülen gayretler, sonuçta bahsettiğim sisli ortamı sonlandıracaktır.

Kuzey Irak’ta Ayrıldık

Ben, PKK’dan 1983’te ayrıldım. Eğer Mehmet Karasungur, Öcalan’ın isteği ile derin devlet tarafından öldürülmeseydi, Mehmet Karasungur, Resul Altınok, Çetin Güngör ve ben bir grup olarak ortaya çıkacaktık. Çıkış bildirimizi hazırlamış, Mehmet Karasungur’un Celal Talabani’nin yanından dönmesini bekliyorduk. Ayrılma İsveç’te değil, Kuzey Irak’ta olmuştu.

Kamyonlarla Kırıkkale Yapımı Silah

Kırıkkale yapımı silahların numaraları silinerek PKK’ya teslim edildiğini belirten Karer, bunun herkes tarafından bilindiğini söyledi.

Özellikle iç infazlar, faili meçhuller, Öcalan’ın derin devletle belgelenmiş ilişkileri halka iyi anlatılabilinirse, bunların arkasına takılmış kitle ikna edilir. Bu halk kaybolan çocuklarının hesabını soracak düzeye gelecektir. ‘Şikeli savaş’ diyenleri haklı çıkartacak o kadar neden var ki ortada, hangi birini anlatayım ya da nereden başlayayım bilmiyorum. Mesela numaraları silinmiş Kırıkkale yapımı kamyonlar dolusu silahın PKK’ya aktarılmasını kim inkâr edebilir? Dinamitlerin kaçakçılar aracılığıyla Kandil’e aktarılması keşfedilen yeni bir şey değil.

Telefonla İnfaz

Özellikle 90’lı yıllarda Kürt halkına karşı baskıların yoğunlaştırılmasının tek nedeni, PKK’- ya güç kazandırmaktı. Öcalan’ın imha etmek istediği bazı grupların yerini telefonla veya telsizle bildirip imha ettirdiğini herkes bilir.Öcalan, derin devletten aldığı destekle bu kavgada üstün konuma gelmiştir. Şu anda ‘Bizim paraya ihtiyacımız yok, muazzam meblağlara ulaşan bir servetin sahipleriyiz’ diyen bir Öcalan ve ekibi mevcuttur. Halk adına mücadele yürüten hiçbir gücün, gönüllülerden toplanan paralarla ‘muazzam meblağlara’ ulaştığı görülmemiştir.

İnfazcılarla Çözülmez

Birkaç tetikçinin yargılanması ve cezalandırılmasının bizi sonuç almaya götüreceğinden kuşkuluyum. Nasıl ki JİTEM olayı, görevlendirilmiş tetikçilerin yargılanması ile çözümlenemezse, Apoculuk olayı da salt birkaç infazcının yargılanmasıyla çözümlenemez. Bu nedenle derin devlet yargılamalarına Abdullah Öcalan dahil edilmeli. Bu tür bir yargılanma süreci başlatıldığında, JİTEM ve Hizbullah’ın da Apoculuk atına bindirildiği görülecektir.

Sıradaki Haber
'Kayıp Kaçak' Bedelini Tüketici Ödemeyecek
Yükleniyor lütfen bekleyiniz