Açık 16.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
30.12.2015 16:46

Mehmet Müezzinoğlu TRT Haber'in konuğu oldu

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör'ün sorularını cevapladı.

Mehmet Müezzinoğlu TRT Haber'in konuğu oldu
TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün TRT Haber’de “Özel Röportaj” konuğu olan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, terör operasyonlarının sürdüğü bölgelerle ilgili olarak, “Sağlık hizmeti sunucularımızın hastaya ulaşmasında ciddi sıkıntılar yaşıyoruz” dedi.
 
Bakan Müezzinoğlu’nun açıklamaları şöyle:
 
- Güneydoğu’daki operasyonlar ve sağlık hizmetleri
 
Temmuz ayından beri, Güneydoğu’da terör eylemlerinin artması nedeniyle iki yönlü sıkıntı yaşanıyor. Birincisi, vatandaşımızın sağlık hizmetine ulaşmasında sorunlar var. İkincisi sağlık hizmeti sunucusu olarak bizler. Vatandaşımızın sağlık sorunlarına çözüm üretmek gibi sorumluluğumuz var. Ambulans hizmetlerinin hastaya ulaşması veya acil hastanın sağlık kuruluşuna ulaşmasında ciddi sorunlar yaşanıyor. Bölge insanı sağlık hizmetine ulaşırken sıkıntı yaşıyor. Bu zorlukları aşmak için uğraşırken, doktorumuz katlediliyor, ambulans şoförümüz katlediliyor, görevinden çıkıp mahallesinde evine geçerken arabasında şehit edilen sağlık görevlilerimiz oluyor. Buna benzer, hem hizmet sunumunda hem hizmet sunucularının mağduriyetleri söz konusu. 
 
Bu süreçlerde çok sabırla, soğuk kanlılıkla, insanımıza olan sevgimiz ve sorumluluklarımız, bizim için bu ülke vatandaşlarımızın tamamı, en iyi sağlık hizmetlerini hak ediyor.
 
- Terör olayları
 
Bir hak mücadelesiyse, bu insanların canına sağlığına kastederek bir hak mücadelesi olmaz. Hiçbir değeri olmayan bir yapıda, sağlık gibi bir hizmeti sunmakta da zorlanıyoruz. Terör eylemlerine talimat verenler, özellikle Kürt kökenli vatandaşlarımıza bedel ödetiyor.
 
Bölgedeki sağlık çalışanları arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Türkiye’nin bugün sağlık hizmetinde yakaladığı başarı, sağlık çalışanlarımızın başarısıdır. Ama katlamalı teşekkürü, Güneydoğu’da silah seslerinin arasında hizmet verenlere iletiyorum. 
 
Yarın hava koşullarında bir aksilik olmazsa Şırnak ve Hakkari’ye program yapıp, yarın ve öbür günü orada geçirmeyi planlıyorum.
 
Onların can güvenliği konusunda da alınabilecek en ileri tedbirleri almayı planlıyoruz. Zırhlı ambulans konusunda da çalışmalarını yaptığımız, siparişlerini verdiğimiz bir süreç.
 
- Hedefler
 
Üst üste gelen seçimler, seçim atmosferi öncesi farklı tuzaklarda geliyor. Sağlık Bakanı olarak, bir ülkede sağlıklı bir demokrasi, milli irade ve milli iradenin hukukunu koruyan sağlıklı bir yapı yoksa, bu ülke, geleceğe ait planları sağlıklı yapsa bile, hiç beklemediğiniz anda farklı tuzaklar geliyor. Türkiye’nin cumhuriyet döneminde en ağır bedelleri ödediği süreç, sağlıklı bir demokrasiye sahip olamamasından ödemiştir. Belirli güçleri, anayasal güvenceye alan, onların emrine de milleti alan bir anayasa bizi sağlıklı bir geleceğe taşımaz. 
 
Bu ülkenin sağlıklı geleceğinin sağlıklı anayasadan geçtiğine inanıyorum. Bizim 8 Haziran’da şunu şunu yapacak dediklerimiz 1 Kasım sonrasına kaldı. Burada beş ay kaybeden millet oldu. Milletin hak ve hukukunu koruyan sağlıklı bir sisteme ihtiyacımız var.
 
Kanser enstitüsü gibi kronik hastalıklar enstitüsü gibi, Türkiye’nin dünyayla tıp alanında da yarışabileceği… Tıp, kanser alanında dünyanın ürettiklerini tüketen olursak bir gün yine tünele gireriz. Önümüzdeki dönemin, kayıp dönemini geride bıraktır. Kanser alanında, sağlık endürstrisinde, ilaç AR-GE’sinde, Türkiye’nin yakalaması gereken önemli mesafeler var.
 
Önümüzdeki üç dört yıl içerisinde son derece modern hastaneler yapıyoruz. Modern cihazlar kullanıyoruz. Bunları dünyadan alarak mesafe katedemeyiz. 
 
Bazen bir kutu kanser ilacına 30 bin euro veriyoruz. Hastamızın hakkı anlamında onur ve gurur duyuyoruz. Ama yarınlarda niye 20 bin euroluk ilacı, kendi insanımıza sunabilen, dünyaya pazarlayan bir ülke olmayalım. Dünyadan aldıklarımızı hem üretebilen hem dünyaya pazarlayabilen bir ülke boyutuna gelmeliyiz. 
 
Dünya alın terimizi sömürüyor, akıl terini pazarlıyor. Bizim de akıl terimizi devreye sokmamız lazım. Bu ülke insanın aklı, üretkenliği, bir Alman’dan İngiliz’den çok daha geri değil. Önemli olan bizim ona değer veriyor olmamız. Alın teri kutsaldır ama ondan daha kutsal olan akıl teridir. Biz akletmezsek, bizim adımıza başkaları aklediyor. Aklederek, düşünerek üretebiliriz.
 
 
- İstanbul’da organ bekleyen iki hasta ile ilgili haber
 
AK Parti dönemlerinde, organ bağışı konusunda özellikle canlı organ bağışında akrabalık duyguları nedeniyle katettiğimiz bir mesafe var. Ama ölüm sonrası bağış konusunda ciddi bir eksiklik var. 
 
25 binin üzerinde organ bağışı bekleyen insanımız var. Organ bağışçı sayımızın artması lazım. Sağlıklı bir yaşamı hep istiyoruz. Ama trafik kazalarını, olağanüstü sağlık sorunlarını sıfırlayabilmek mümkün değil. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra, organ bağışında bulunmuş bireyin yakınları bile duygusallıkla karaciğerini, böbreğini almayın diyor. Bir başkasının yaşamısının önünü kesmiş oluyor. Yardımseverlikteki duyarlılığımızı daha iyi bir noktaya taşımalıyız.
 
Duygusal boyutuna bakarsak, organ ticareti insani olarak kabul edebileceğimiz bir alan değildir. Bir sistem buna asla müsaade etmemeli. Psikiyatristin, uzmanın, sosyal destek hizmetinin olduğu bir komisyon var. Bir tereddüt var ise, o tereddütün önünü açmak kontrolü mümkün olmayan noktalara götürür. Dünyanın da sıkıntıları var. Türkiye bu anlamda kuralları olan bir ülke. Bizim kurullarımız yetkili kurumlarımızdır.
 
- Zorunlu aşı istemiyoruz diye AYM’ye başvuran aile ile ilgili konu
 
AYM diyor ki, bu anlamda bir yasal düzenleme olmadığı için anne babanın başvurusunu haklı buluyorum. Anayasa Mahkemesi, böyle bir boşluğun varolduğunu söylüyor. Aşılama konusu da, organ bağışındaki etik kurallar konusunda duyarlılığımızı kaybetmemeliyiz. 
 
Aşı yaptırmak istemeyen bir aile, hangi bilgi birikimiyle bunu istiyor? Onun sağlıklı bir hayat sürmesi ile ilgili sorumluluklarım var. Sağlığı bilmeyen birinin sağlık konusunda hüküm vermesi… Bu hastalık bulaşıcı. Çocuğun tetenoz aşısını yaptırmamış. O aşıyı yaptırmamış bir çocuğun sınıfa gelip, aşı yaptıran çocuklara bulaştırması. O çocuğun yaşamında karşılaşacağı sorunları hangi hukuk koruyacak?
 
Bunları yasal düzenlemeyle yapacağız. Burada yetkili kurum bakanlık değildir. Aşılama konusunda bilimin dışına çıkarsak o zaman ilmi de bilimi de reddeden bir noktaya geliriz.
 
- Milli aşı çalışmaları
 
Difteri ve tetanoz aşıları konusunda yerli üretim süreci başladı. Üçüncü yıldan sonra yerli üretim, 7 yıldan sonra dünyaya pazarlayan noktalara gidilmesi için süreçleri başlattık. Önümüzdeki bir ayın içinde, ilgili bakanlıklarla sağlık alanında bir çok alanda uzun alım süreçli, alım garantili yerli üretim şartını getirerek.
 
- TÜRKKÖK projesi
 
Türk Kızılayı’na teşekkür ediyorum. 100 binin üzerinde bağışçı var. 2 yıl içinde 250 bin rakamına ulaşırız inşallah. 500 bin rakamını yakaladığımızda sayılı ülkeler arasına gireceğiz.
 
- Şehir hastaneleri
 
Son bir yılda sıkıntılı süreçleri arkada bıraktık. Mersin Şehir Hastanesi ilk önce biten olacak. Haziran ayında açılmış ya da hizmet verme sürecine girmiş olacak. Yıl sonu Ankara Bilkent. Dev bir şehir hastanesi. 1 milyon 150 bin metrekare kapalı alanı olacak. Kavşak sorunları üzerinde çalışıyoruz. Bir de yönetim dinamiklerini de güçlü yapmalıyız. Belirli sürelerle yönetici arkadaşları oralara göndereceğiz. 
 
Şu anda 16 devam eden şehir hastanemiz var, ihalesi bitenler 19’u buldu. 
 
- Aile Hekimliği
 
İki temel sorunumuz var. Aile hekimimiz en uçtaki insanımıza dokunuyor. Sağlıklı beslenme, hareketli yaşam… Yalnız hastalıklarla değil sağlıklı bireyle ilgileniyor. Hekim sayımız azdı. İstiyoruz ki, ailelerin karşısında aile hekimimizi 12 saatlik dilimlerle hafta sonları da dahil muhattap edelim. Standardı olmayan aile sağlığı merkezleri var. 
 
Aile sağlığı merkezlerimizi o mahallenin sempatik, güven duyulan hizmet veren saygınlığı olan yerler yapmak. Aile hekimlerimizinde güven duyacağı, bir sistemi projelendiriyoruz. 
 
En önemli sorunumuz, hekim sayımız yetersiz. Sağlıklı bir bireyi merkeze almalıyız. Üç kelime var, kötü alışkanlıklardan uzak durmak, sağlıklı beslenmek, hareketli yaşam. Bunları aile hekimlerimizle yapacağız.
 
(trthaber.com)
Sıradaki Haber
İstanbul'da barajların doluluğu azaldı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz