Çok Bulutlu 21.4ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Spor
13.04.2012 15:33

Trabzonspor'dan Devletin Zirvesine Mektup

''Camianın asıl isteği, TBMM'nin kendi yaptığı kanunu sahiplenmesidir"

Trabzonspor'dan Devletin Zirvesine Mektup

Trabzonspor Divan Başkanlık Kurulu, ''şike'' süreciyle ilgili aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu 67 siyaset ve spor adamına mektup gönderdi.

Trabzonspor'un internet sitesinden yayımlanan mektupta, Trabzonspor'un gerek geçtiğimiz, gerekse önceki sezonlarda uğradığı haksızlıklar, elinden alınan şampiyonluklar olduğu ileri sürülerek, 3 Temmuz sonrası gelinen süreçte bazı çevrelerin ''hukukun gücü yerine, gücün hukukunu'' geçerli saymaya çalıştıkları iddia edildi.

Mektupta, Trabzonspor'un lige 17. sezonda (1974-75 sezonu) dahil olduğu ve 38 sezondur onuruyla mücadele verdiği belirtilerek, şunlar belirtildi:

''Trabzonspor onuruyla mücadele vermektedir, vermeye de devam edecektir. Trabzonspor alın teri ve emeğiyle bu yarışmanın ilk on yılında altı şampiyonluk kazanmıştır. 28 yıldan beri şampiyon olamamış Trabzonspor'u yorumlarken 'beceriksizliğinden' söz etmek kolaycılıktır. Şer güçlerle mücadelede beceriksiz kaldığı ise doğru bir tespit olur. Her yıl sezona şampiyonluk iddiasıyla başlayan kulübümüzün 28 yılını irdelersek bir çok yılda haksızlıklarla, saha dışı oyunlarla şampiyonlukları engellenmiştir.

1981–1982 sezonu Eskişehir–Beşiktaş müsabakası ve şampiyonluk gidiyor. 1994–1995 sezonu Galatasaray–Trabzonspor müsabakasının son dakikalarında oyuncumuz Soner Boz'un adeta tırpanlanmasına göz yuman 'hakem' sayesinde karşı atağa geçen Galatasaray, Hakan Şükür ile golü atıyor. Kazanacağımız maçı hakem marifetiyle 2–1 kaybedip şampiyonluğumuz elimizden alınıyor. 1995–1996 sezonu Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sadece Ali Şen'in Aygün'ün başını yalan yere sararak 'bir taşla şampiyonluğu aldım' demesine bakmayın, o taşın dışında başka faaliyetle şampiyonluğu aldığını biliyoruz. Kaybedilen o şampiyonluk yüzünden intihar eden genç taraftarımızın acısı, kaybedilen şampiyonluğun acısını ikinci plana itmiştir. 2004–2005 sezonunun İstanbul Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda Cem Papila vakası, emsali görülmemiş bir idareyle şampiyonluk elimizden alınmıştır. 

2010–2011 sezonu için yapılan teknik takipten ortaya konan delillerle olay yargıya taşınmıştır. Ancak Futbol Federasyonu bu deliller ışığında suç işlendiği kanaatine varmış olmasına rağmen, suçlulara verilmesi gereken cezaları verememiş, olayları sulandırmış, ötelemiş, 'yukarıda Allah var' diyerek istifa ederek kaçmıştır. Suçlulara ceza veremeyeceğini deklare eden federasyon işbaşına getirilmiş.''

 -''Güçlü olan için bazı suçlar mubah''-

 ''Kurulları değiştirmeyeceği ifadesine rağmen değiştirmiş Tahkim Kurulu Başkanı, cezalar önüne gelmeden tavrını belli ederek cezalarını onaylamayacağını beyan etmiştir'' denilen mektupta, şu görüşlere yer verildi:

''3 Temmuz'da ortaya dökülen kirlilikleri ört bas etmek için ortaya konan plan kusursuzca uygulanarak bugünlere gelinmiştir. Fotoğrafın tümüne baktığımız zaman, güçlü olan için bazı suçlar mubah. Hukukun gücü değil, gücün hukuku geçerli. Hukuka intikal eden meselelerde sessiz kalıyoruz. Mahkeme salonlarında kendilerini savunması beklenenler Trabzonspor'a saldırıyor, taraftarımızı tahrik ediyor ve olaylara sebep oluyor. Peki, bu aşamaya nasıl gelindi? Şüphesiz ki gelinen noktanın temeli 2004'te yürürlüğe giren TBMM'nin '5149 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi' kanunu ile başlatılmıştır. Ancak zamanla bu kanunun içerik bakımından yetersiz olduğu görüldü. Bundan dolayı 14 Nisan 2011'de yürürlüğe giren 6222 sayılı kanun, geçerli kanunun yerini aldı. Ardından son yapılan düzenlemeyle yerini 6250 sayılı kanuna bıraktı. Tüm bunları iş sahibi TBMM, hem de ittifakla yaptı. 

Trabzonspor camiasının asıl isteği, TBMM'nin kendi yaptığı kanunu sahiplenmesidir. Eğer, TBMM yürürlüğe taşıdığı bir yasayı sahiplenmezse, onu niçin yasalaştırdığını sormamız kadar doğal bir şey olabilir mi?''

 -''Gizemli kalan yanlar adalet duygusunu zayıflatır hale getirmiştir''-

 Trabzonspor'un, yüce Meclis'in sporda düzensizliği önleme adına çıkardığı yasa sayesinde başlatılan teknik takip sonucunda ortaya çıkan iddianame ve Etik Kurulu raporuna dayalı olarak UEFA Şampiyonlar Ligi'nde oynama hakkını elde ettiği hatırlatılan  mektupta, şunlar vurgulandı:

''Bizler, bunun bilincindeyiz. Bundan ötürü yüce Meclisimize minnet ve şükran duygularımızı bir kez daha tekrarlıyoruz. Daha da önemlisi iktidar grubu bu işin olmazsa olmazlığı nedeniyle başta sayın Başbakanımız olmak üzere, onun başında bulunduğu iktidar grubuna, tartışmasız bir zeminin oluşmasına katkı veren anamuhalefet ve diğer grubu bulunan partilerimize de teşekkürlerimizi tekrarlıyoruz. Ancak bugün geldiğimiz noktanın gizemli kalan yanları maalesef bizlerdeki adalet duygusunu zayıflatır hale getirmiştir.

Camiamızın gerilimini artıran da budur. Özellikle spor medyasında bu noktanın yorumcular tarafından göz ardı edilmesi, bizleri derinden yaralamaktadır. 3 Temmuz süreciyle UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katıldığımızda haklı olarak bunun uzantısı olan kupayla da buluşacağımız beklentisindeydik. Ülke futbolu adına kusurun faturasını, kural dışı uygulamalarda bulunmuş kişilerin temsil ettiği kurum da ödemekle yükümlü olmalıdır. Bu kurum Trabzonspor olsa da bizim için durum değişmez. Birilerinin çıkar sağlama amaçlı işlediği suçun bedelini, ülke tümüyle ödememelidir diye düşünüyoruz. 

Eğer, 'suç kuruma değil, kişiye verilmelidir' söylemi doğruysa, 1 Nisan 2012 tarihinde Trabzon Avni Aker Stadyumu'nda, Trabzonspor–Fenerbahçe arasında oynanan ve 1–1 sonuçlanan maç sonrası Trabzonspor Kulübü niçin cezalandırılmıştır? Bu camia yaşadığı haksızlıkları anlatacak bir yetkiliyi bugüne dek maalesef bulamadı ya da bulmayı beceremedi. Eğer varlığını statükoculuktan uzak, hukukun üstünlüğüne dayandıran sayın Başbakanına da 'eşitlik, hakkaniyet ve adalet' aradığını anlatamaz ise acaba kime anlatacak? Olayın asıl özeti budur.''

Sıradaki Haber
2 ''Formula 1'' Aracı Yakıldı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz