Parçalı Bulutlu 14.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Spor
19.08.2011 13:37

GS: "Hepimiz Aynı Gemideyiz ve Geminin Adı Türk Futboludur"

Galatasaray Kulübü, Türk futbolunda son günlerde yaşanan olaylarla ilgili açıklamal yaptı.

GS: "Hepimiz Aynı Gemideyiz ve Geminin Adı Türk Futboludur"

Sarı-kırmızılı kulüp, Türkiye Futbol Federasyonu'nun son kararından sonra Türk futbolunun gelecegi açısından ciddi endişe duyduğunu ifade etti ve bu endişenin nedenlerini açıkladı.

"Futbol, dünyada bir çok ülkenin en önemli imaj unsurlarından biri haline gelmiştir. Globallesen dünyada,oyunun tek bir kuralı vardır: Rekabet. Bu rekabet tabii ki uluslararası kurallar çerçevesinde yapılır. Aksi halde futbolun marka gücü, degerı ve evrensellıgınden söz edilemez. Herkes , kendi kurallarını uygulayacak olursa, başarının evrensel ölçüsü kalmaz.

Dünya çapında sıfır hata toleranslı bu rekabetin ardındaki neden sadece imaj meselesi değildir. Bu rekabetin ekonomisi de son derece ciddi boyutlara ulaşmıştır.

UEFA Kupası ve Süper Kupa almıs kulübe, Dünya üçüncüsü ve Avrupa dördüncüsü olmus bir Milli Takıma sahip ve nüfusunun yarısından fazlası 24 yaşın altında olan Türkiye'ye yakın bır zamana kadar futbolun geleceğe damgasını vuracak yeni yıldızı olarak bakılmaktaydı. Son dönemde yaşadıklarımızdan sonra bu noktadan ne kadar uzaklaştığımız ortadadır.

Üstelik oluşan kararsızlık ortamı, daha geçtiğimiz günlerde Olimpiyatlara yeniden ve büyük bir şevkle aday olan, gun geçtikçe uluslararası organızasyon kabiliyeti ve kredibilitesi artan ülkemizin, tüm spor dünyasındaki imajı açısından da büyük bir olumsuzluk yarattığı ortadadır.

Türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.

Gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: Hiç kimsenin üzüntüsü, acısı, bizim sevincimiz olamaz. Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu'dur. Gerçek şudur ki, gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. Ancak alınan bu yara,her gün biraz daha büyürken,hiç bir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji olusturma gunudur.

Bu strateji "zaman kazanma"ya dayandırılamaz. Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. Geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. En kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluslar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. "Biz yapamadık, onlar yaptı" diyemeyiz. Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak,öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.

Türk Futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. Futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmiştir. Böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur. Ancak, onun görevidir. Bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. Bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.

Futbolumuzdakı bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyin, her an başına gelebilir. Bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmış olabilir. Ancak, dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması istenemez.

Yapmamız gereken, FIFA ve UEFA'nın tum kuralları, uluslarası futbol camiasının örf ve adetlerini eksiksiz yerine getirmektir. Ne eksik ne fazla. Böyle bir uygulama, hata yapan futbol yöneticilerimizi, spor insanlarımızı hapisten kurtaracagı gibi, Türk futbolunun kaderini kendimizin çizmesi demek olacaktır. Bu uygulamayı başkasına bırakmak yapacağımız en büyük hata olur.

110 yıllık geçmişi olan,artık kulturumuzun bır parcası olmus futbolumuzun kaderini,başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur,olamaz.Aksi takdirde tarıh, hepımızden hesap sorar."

Sıradaki Haber
AS Roma'nın Yeni Sahibi: Di Benedetto
Yükleniyor lütfen bekleyiniz