Yeşilay da ''ayranı'' tavsiye etti

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı İhsan Karaman, "Yeşilay başkanı olmamın yanında, bir tıp profesörü olarak da, ayranın ve yoğurdun insan sağlığına ne kadar faydalı olduğunu, hekimler tarafından sağlık için her yönüyle teşvik ve tavsiye edildiğini biliyorum" dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Karaman, Yeşilay ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) işbirliğinde geçen ay düzenlenen Global Alkol Politikaları Sempozyumu'na ilişkin bilgi verirken, 10'a yakın ülkenin sağlık bakanlığı temsilcileri ile 60 civarında ülkenin DSÖ temsilcilerinin katıldığı toplantıda, bin 200 katılımcının, alkol tüketiminin bedensel, toplumsal sağlığa etkileri, çevreye zararları, alkol kullanımının sınırlandırılmasına dair geliştirilen politikaların tartışıldığını anlattı.

Karaman, son 8-10 yılda Türkiye'nin, dünyada tütün mücadelesi konusunda en büyük başarılardan birini gösterdiğini ve DSÖ tarafından ödüllendirildiğini hatırlatarak, "Türkiye, tütün mücadelesinde en iyi ülke örneklerinden biriydi. Ancak alkole gelince iş değişti. Ülkemizde alkolle alakalı yeterince farkındalık olmadığını biliyoruz" dedi.

Dünyada alkolün zararları konusundaki bilinç düzeyinin, son yıllarda geliştiğine, ABD ve Avrupa ülkelerinde DSÖ'nün teşvikleri ve yönetimiyle alkol politikaları geliştirildiğine değinen Karaman, "Başta Avrupa ve ABD olmak üzere, Batı dünyası, alkolün getirdiği zararlı etkilerden çok çekti. Avrupa ile kıyaslandığında alkol tüketimi az olduğundan ve bu konuda bir bilinç oluşmadığından Türkiye'nin alkolle ilgili mücadelede, iyi ülke olması söz konusu değil" diye konuştu.

Karaman, bir halk sağlığı kurumu olan Yeşilay'ın, alkol, başta sigara ve nargile olmak üzere tütün ve tütün ürünleri, uyuşturucu ve madde bağımlılıkları, teknoloji bağımlılığı konusunda çalışma ve çabaları bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Yeni Yeşilay yönetimi olarak son 6 aydır çabalarımızın büyük çoğunluğunu gençlere odakladık. Asıl hedef kitlemiz, kötü alışkanlıklardan ve bağımlılıklardan korumak için mücadele ettiğimiz kitle, yetişmekte olan çocuklarımız, ergenlerimiz ve gençlerimizdir. Eğer biz, onları zararlı alışkanlıklardan ve bir şeylerin bağımlısı olmaktan uzaklaştırmazsak, geleceğimiz karanlık olacak. Bağımlılıklara karşı mücadelede gençlerin enerjisini, aktivizmini, onların içlerindeki kaynayan kanı, isyan duygusunu da yanımıza alarak, bu duyguları bağımlılık mücadelesinde kullanıyoruz."

YENİ KAMPANYALAR

İhsan Karaman, yakında, ülke çapında nargile karşıtı ve alkol farkındalığıyla ilgili kampanyalar başlatacaklarını, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile işbirliği çerçevesinde de teknoloji bağımlılığının önlenmesine yönelik çalışmaları yapacaklarını belirterek, İstanbul Kalkınma Ajansı'nın sağladığı fonla, İstanbul'un 39 ilçesindeki ilköğretim okullarında yürütülen "Gençlik, Liderlerini Arıyor Projesi"ni, gelecek aylarda ülke çapına yayacaklarını söyledi.

Her ilde, okullardan seçilen genç liderlere, Yeşilay tarafından liderlik, sigara, teknoloji konularında bağımlılık eğitimi verileceğini, gençlerin de kendi okullarında ve çevrelerinde akran eğitimi yoluyla bu bilgileri aktaracaklarını anlatan Karaman, "Milyonlarca Türk genci bağımlılıklar konusunda bilgilendirilmiş olacak" dedi.

Karaman, İstanbul'daki bazı kamu hastanelerinde ve üniversitelerde yürütülen "Dumansız ve Sigarasız Hastane Bahçesi", "Dumansız ve Sigarasız Kampüs" projesinin, ülke çapında ilgiyle karşılandığını ifade ederek, üniversitelerden, öğrenci konseylerinden, rektörlüklerden, hastane yönetimlerinden projenin kendi kurumlarında da uygulaması konusuna talepler aldıklarını dile getirdi.

"GÜNÜMÜZDE NÖTR BİR YAKLAŞIM VAR"

DSÖ ve Avrupa Birliği verilerine göre, dünya üzerinde insanların, yüzde 4'ünün alkol nedeniyle öldüğünü ve ölenlerinin yüzde 9'unun 15-30 yaş aralığında bulunduğunu, aile içi şiddete uğrayan çocukların yüzde 16'sının alkol nedeniyle şiddet gördüğünü, AB ülkelerinde bir yıl içerisinde alkol ve alkolün doğurduğu zararlara harcanan paranın 70 milyar avro olduğunu aktaran Karaman, Türkiye'ye ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Türkiye'de yürütülen çalışmalar sonrasında, tütün kullanım oranının, yüzde 13 oranında düştüğü açıklandı. Alkolde böyle bir mücadele yok, aksine reklamlarla, teşvik bile söz konusu. Hatta bu, eskiden daha fazlaymış. Cumhuriyetin ilk yıllarına baktığımızda, bazı alkollü içeceklerin gerçekten reklamlarla tavsiye ve teşvik edildiğini bile görüyoruz. Günümüzde nötr bir yaklaşım var.

Alkollü içki tüketimi Avrupa'ya göre az bile olsa, kullanımda artış trendi olduğunu ve kullanım yaşının giderek düştüğünü görüyoruz. Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi'nin 2011 yılında yaptığı alan araştırmasında, alkol kullanma oranının 15-64 yaş arasındaki genel nüfusta yaklaşık yüzde 30, 15-19 yaş arasında yüzde 20 civarında olduğu görüldü. TÜİK'in 2008 ve 2010 yılında yaptığı araştırmaya göre 10 yaş altı çocukların yüzde 1,2'si, 10-14 yaş arasındaki çocukların yüzde 6,9'u alkolü denemiş. Bu rakamlar, ülkemizde alkol kullanma yaşının aşağılara düştüğü ve Avrupa'da yıllar önce görülen eğilimi taklit eder şekilde ülkemizde artabileceği endişesi yaratıyor."

ALKOL REKLAMLARI

Karaman, alkol reklamları konusunda, "Dünya, alkol reklamlarının her mecrada yasaklanması gerektiğini savunuyor. Özellikle Avrupa Alkol Politikaları Birliği, alkol reklamlarının yasaklanmasıyla gençlerin alkole bağlanması arasında ters bir ilişki bulmuş. Şu anda ülkemizde bu konuda çelişkiler var. Görsel basında alkol reklamı yasak ama yazılı basında serbest. Eğer zararlıysa bir yerde yasaklamışsanız, toplum sağlığı menfaatine diğer tarafta nasıl serbest olabilir? Bu çelişkilerin kaldırılması lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de alkol nedeniyle meydana gelen trafik kazalarının, karayolları güvenliğini tehdit eden en önemli unsur olduğuna işaret ederek, "Karayollarında seyrederken bir benzin istasyonunda durup markete bir su almaya girdiğinizde dolaplar dolusu alkollü içki görüyorsunuz. İnsanlar bunu alıyor ve yolda içiyor. Kendi elimizle, kendi insanımızın alkollü olarak araç kullanmasını ve kaza yapıp ölmesini teşvik etmiş oluyoruz. Bu ciddi çelişkidir, derhal yasaklanması gerekir. Buna, halk sağlığı koruma tedbirleri diyebiliriz" şeklinde konuştu.

"YOĞURDU VE AYRANI BÜTÜN İNSANLIĞA TAVSİTE EDİYORUZ"

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Karaman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Milli içki, ayrandır" açıklaması konusunda ise şu görüşleri dile getirdi:

"Yeşilay başkanlığımın yanında, tıp profesörü olarak da ayranın ve yoğurdun, insan sağlığına ne kadar faydalı olduğunu, hekimler tarafından sağlık için her yönüyle teşvik ve tavsiye edildiğini biliyorum. Olayı alkol bağlamının dışında da düşünürsek, yoğurdu ve ayranı bütün halkımıza bütün insanlığa zaten tavsiye ediyoruz. Böyle bakıldığında, zannediyorum Sayın Başbakanımız da insan sağlığına zarar veren, bağımlılık, kanser, kalp damar hastalığı yapan, şiddete, suça, kazaya yol açan toksin, zehir olan bir içecek yerine, son derece sağlıklı ve insan sağlığına faydalı olduğu ispat edilmiş bir başka içeceği önermiş oldu ki bizim buna bir hekim olarak katılmamamız mümkün değildir."