Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlham Sabuncu, parfümün doğrudan tene sıkılmaması gerektiğini ve içeriğindeki maddelerin iyi bilinmesi gerektiğini açıkladı.
Parfüm sıkılan cildin, güneşe maruz kalmaması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Sabuncu, şöyle devam etti:
''Parfümü güneş ışığı görmeyen, kulak arkası ile el bileklerinize veya giysilerinize sıkın. Yüz ve boyun bölgesi, güneşe maruz kalan alanlar olduğu için açık havaya çıkılacağı zaman asla bu bölgelere parfüm sıkmayın. Parfüm, doğru kullanılmadığı zaman ciltte deri döküntüsü, kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlara, bazı parfümler ise uzun zaman diliminde kahverengi lekelere neden olabilir. Parfüm yüze doğru sıkıldığı zaman solunması halinde ise hassas kişilerde astım krizi, solunum bozuklukları ve öksürüğe, gözlerde alerjiye zemin hazırlanmış olur. Özellikle astım, migren veya alerjisi olanlar, parfümden uzak durmalı.''
TAKLİT PARFÜMLERDE 'KANSER' TEHLİKESİ
Prof. Dr. Sabuncu, orijinal olmayan taklit parfümlerin kullanılmasının, olumsuz sonuçlara yol açabileceğini anlattı.
Orijinal parfümlerin piyasaya sürülmeden önce birçok testten geçirildiği ancak taklit parfümler için bunun geçerli olmadığı bilgisini veren Prof. Dr. Sabuncu, şunları kaydetti:
''Taklit parfümlere eklenen bazı maddeler, ciltte kalıcı hasarlara neden olabilir. En çok kullanılan kimyasallardan biri parabendir. Bu madde, parfümün kokusunun kalıcılığını sağlamaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde, parfümlerde paraben kullanılması yasaklanmıştır. Paraben, ciltte tahriş ve egzamaya neden olduğu gibi kanserojen etkisi bulunduğu da tartışılmaktadır. Bu yüzden taklit parfüme itibar edilmemeli, kullanılması halinde ise kesinlikle cilde değil, giysilere sıkılmalıdır.''
Prof. Dr. Sabuncu, parfümlerin son kullanma tarihlerine bakılması, eskiyen parfümlerin kesinlikle kullanılmaması, terli ve kirli vücuda parfüm sıkılmaması uyarılarında bulunarak, ''temiz vücut, az parfüm'' ilkesinin benimsenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
22ºC
Ankara
