Az Bulutlu 14.3ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Sağlık
20.11.2011 11:10

Önünden Dahi Geçmek İstemiyorlar!

Psikiyatri bölümüne gelen hasta yakınlarının bir kısmı, görüşmeye çağrıldığı zaman “Deli miyim ben de psikiyatriye gideceğim, asla olmaz” tepkisini veriyor. Bu ön yargı yüzünden pek çok ruhsal sorunun tedavisi gecikiyor.

Önünden Dahi Geçmek İstemiyorlar!

Psikiyatri bölümüne gelen hasta yakınlarının bir kısmının görüşmeye çağrıldıkları zaman çeşitli bahanelerle olumsuz yanıt verdiklere, görüşmeye gelenlerin ise ''Aslında psikiyatrik desteğe benim daha çok ihtiyacım var'' dedikleri bildirildi.

Konuyla ilgili bilgi veren Selçuk Üniversitesi (SÜ) Selçuklu Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Uzmanı Psikolog Esra İlgün, bölüme gelen hasta yakınlarının bir kısmının görüşmeye çağrıldığı zaman ''Deli miyim ben de psikiyatriye gideceğim, asla olmaz'' tepkisi verdiklerini kaydetti. İlgün, böyle düşünen insanların yakınına yardımcı olmak için bile psikiyatri servisinin kapısının önünden dahi geçmek istemediklerini söyledi.

"Tepkiyle Karşılanıyoruz"

Psikolog olarak kendisine gelen danışanlarının yakınlarını görüşmeye çağırdığı zaman tepkiyle karşılaştığını belirten İlgün, ''Oysaki bir kısmının yoğun çabalar sonucu bize geldiklerinde 'Ya aslında psikiyatrik desteğe benim daha çok ihtiyacım var' dediklerine de çoğu kez şahit olmuşumdur'' diye konuştu. 

Ön Yargılar Engelliyor

Toplumda hafif ya da ağır şiddette ruhsal sorunlar bulunduğunu, bunların hemen hemen tamamının tedavi edilebilir özelliğine rağmen ön yargıların bu süreci geciktirdiği belirten İlgün, günümüzde en ciddi psikiyatrik hastalıklarda bile erken tanının tedavide önemli rol oynadığına dikkati çekti.

''Uykusuz geceler, anlamsız gelmeye başlayan ama bir türlü kendinizi alıkoyamadığınız kaygı ve korkular, başarısızlıklar, sonu gelmeyen tartışmalar, gereksiz öfke patlamaları ve ardından gelen pişmanlıklar ve düşünmekten artık kırk ton ağırlığa ulaştığını hissetmeye başladığınız bir kafayla dolaşmayı kim ister? Halbuki; sorunlardan kaçmaktan ya da onlarla yaşamaya alışmaktan ziyade (ki genelde alışamazsınız, yalnızca bir süre alıştığınıza kendinizi inandırır sonra da kendinizi daha dipte bulursunuz), başa çıkmak için bir şeyler yapmak daha doğru bir yaklaşım değil midir?'' diyen Psikolog Esra İlgün, bir psikiyatri biriminde farmakoterapi (hastalığın belirti ve bulgularını ilaçla kontrol altına almak ya da tedavi etmek), psikoterapi, grup terapisi gibi farklı tedavi yolları kullanıldığını anımsattı.

"Oldukça İnsancıl ve Eğitici Bir Süreçtir" 

Ruhsal sorunun tespitinin ardından tedaviye yönelik çalışmaların başladığını aktaran İlgün, sözlerine şöyle devam etti:

''Nasıl daha iyi bir sonuç elde edeceğinize bağlı olarak, bazı durumlarda yalnızca ilaç tedavisi, bazı durumlarda yalnızca psikoterapi, bazı durumlarda ise her ikisi birlikte, hekiminizin uygun göreceği şekilde planlanarak tedavi ekibi tarafından uygulanır. Psikoterapi, danışan kişinin yaşamında karşılaştığı zorluğa karşı, terapist ve danışanın birlikte çözüm üretmelerini içeren bir işbirliği sürecidir. Bu süreç çoğu kişinin düşündüğü gibi terapistin 'Senin sorunun şu ve düzeltmek için şunları yapman gerekir' dediği mekanik bir süreç değildir. Aksine oldukça insancıl ve eğitici bir süreçtir. Danışanlar bu süreç sayesinde kendi düşünce, duygu ve davranışlarının farkına varır ve sorunun üstesinden gelmek için aslında daha fazla seçeneklerinin olduğunu fark ederler. Sorunlarımız için başkalarını, kendimizi ya da içinde bulunduğumuz şartları suçlamak oldukça kolaydır ancak bu tür bir tutum sorunlarımıza çözüm getirmez.''

“Zorluklara Kendinizi Mahkum Edecek Kadar Deli Olmayın!”

Psikiyatri birimlerinde, depresyon, bipolar ve panik bozukluk, sosyal fobi, şizofreni ve birçok farklı rahatsızlıktan, anne-baba tutumları, ergenlik sorunları, evlilik ve ilişki sorunları, okul sorunları, sınav kaygısı, öfke kontrolü, özgüven, uyum, uykusuzluk sorunları, bir yakının kaybına uyum sağlama gibi daha birçok sorun hakkında yardım almanın mümkün olduğunu kaydeden İlgün, sözlerini şöyle tamamladı:

''Siz siz olun, yaşamınızda karşılaştığınız zorluklara kendinizi mahkum edecek kadar deli olmayın! Yetkin bir psikiyatri birimine başvurup işbirliğinden faydalanarak içinden çıkamadığınız sorunlara çözüm bulun. Kim bilir belki de sorunlarınızla etkili bir şekilde baş etmeye başladığınızda hanım/bey, 'ben sorunumla yıllardır boşuna yaşamışım, 10 yıldır nerelerdeydiniz!' diyen birçok insandan biri olabilirsiniz.''

Sıradaki Haber
“Bebeklere Bal Yedirmeyin” Uyarısı Etikete Taşınıyor
Yükleniyor lütfen bekleyiniz