Çok Bulutlu 12.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Sağlık
AA 20.10.2015 11:45

İleri evre Parkinson'da "beyin pili" yöntemi

Ayak sürüme, denge sağlayamama ya da hareket edememe ile kendini gösteren ileri evre Parkinson hastalarında, "beyin pili" yöntemiyle hareketler kontrol altına alınabiliyor.

İleri evre Parkinson'da "beyin pili" yöntemi

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Parkinson hastalığının, Alzheimer'dan sonra en sık görülen nörolojik bir sorun olduğunu, beyindeki işlev kaybı ve hücre ölümüne bağlı ortaya çıktığını söyledi.

Dünya nüfusunun yaşlanmaya başladığını, yeni tedavi seçenekleri başta olmak üzere tedaviye erişimin artması, sağlıklı beslenme gibi faktörlerle birlikte ortalama yaşam süresinin uzadığını anlatan Tokçaer, "Özellikle 65 yaş üzerinde, her 100 kişiden birinde ve 85 yaş üzerinde her 100 kişiden üçünde görülmektedir" dedi.

Tokçaer, dünya genelinde 5 milyonun üzerinde Parkinson hastası bulunduğunu dikkati çekerek, "Türkiye'de 65 yaş üzerindeki nüfus göz önüne alındığında, yaklaşık 110 bin Parkinson hastası olduğu tahmin edilmektedir. Ancak hastane ve ilaç kayıtlarında ancak 60 bin hastanın takip edildiği gözlemlenmektedir" diye konuştu.

Türkiye'de hastaların yarıya yakın bir bölümünün, hastalığı tanımadığı için hekime gitmediğini ve tedaviden yoksun kaldığını öne süren Tokçaer, 20 yılda yaşam süresinin uzaması ve buna bağlı olarak ileri yaş nüfusun artması sonucunda bu sayının iki kat artacağının beklendiğini bildirdi.

- "Beyinde hareket merkezlerini etkiliyor"

Beyin sapında bulunan siyah çekirdekteki dopamin maddesinin, vücudun düzgün ve koordineli hareket etmesini sağladığını vurgulayan Tokçaer, şu bilgileri verdi:

"Parkinson hastalığında, dopamin üreten beyin hücreleri ile vücut hareketlerini kontrol eden beyin bölgeleri arasında mesaj iletimi bozulur.

Titreme, hareketlerde yavaşlama, kaslarda katılık ve denge bozukluğu tipik Parkinson belirtileridir. Bu belirtiler, genellikle vücudun bir tarafından başlar. Başlangıçta en sık görülen belirtiler ya vücudun bir tarafında istirahat halinde ortaya çıkan titreme ya da hastanın sağ veya solunda hareketlerinin yavaşlaması şeklindedir.

Hasta ince işlerde zorlanır, yürürken bir kolunu sallamadığını ya da bir bacağını sürüdüğünü fark edebilir. Hastalar günlük yaşamlarında yazı yazma, çatal bıçak kullanma, düğme ilikleme, ayakkabı bağlama, yatakta dönme, kanepeye oturma, kalkma gibi basit işlerde zorlanmaya başlarlar. Zamanla bu aktiviteler daha da zorlaşır ve yardıma gereksinim olabilmektedir."

Tokçaer, hastalığı tam olarak iyileştirecek bir tedavi olmamasına karşın, hastalığın kontrol altına alınabildiğine işaret etti. Tokçaer, ilaçlarla eksilen dopaminin yerine konulduğunu ya da dopaminin beyinde bağlandığı bölgelere etki ederek hastalığa bağlı ortaya çıkan sorunların önemli ölçüde azaltılabildiğini dile getirdi. Tokçaer, ilaç tedavisinin yaşam boyu sürdüğünün altını çizerek, "Hastanın herhangi bir nedenle ilaçlarını ani olarak bırakması hayati tehlike yaratabilir" uyarısında bulundu.

- "Aşırı denge bozukluğu olanlara uygun değil"

Tokçaer, Parkinson hastalığının tedavisinde, ilaç tedavisinin yanı sıra halk arasında "beyin pili" olarak bilinen beyin uyarımı yönteminin de uygulandığını söyledi.

Beyinde özel hedeflere yerleştirilen elektrotlar aracılığı ile cilt altına yerleştirilmiş bataryadan uyarım yapıldığını anlatan Tokçaer, şöyle devam etti:

"Uyarım ile hastalığın titreme, kas sertliği ve hareket yavaşlığı gibi belirtileri kontrol edilir. Bu cerrahi yöntemde de yarar, ilaç tedavisi kadardır. Ancak ilaçların uzun sürede yol açtığı istemsiz hareketler ve kapalı (hareket edememe) durumlarını ortadan kaldırdığı için ileri evre hastalarda tercih edilir.

Bu tedavi erken evrede değil, hastalığın uzun yıllar ilaçla tedavisi sonrasında ilaca bağlı motor dalgalanmalar olduğunda uygulanmalıdır. Aşırı denge bozukluğu olanlar, derin beyin uyarımı ameliyatı için aday olamazlar."

- "Hastalar stresten uzak olmalı"

Tokçaer, başta titreme olmak üzere Parkinson hastalığının tüm belirtilerinin "stres ve heyecanla artış gösterdiğini" vurgulayarak, "Bu nedenle hastaların günlük hayatlarında stresten uzak olması ve pozitif bir yaklaşıma sahip olması, hastalığın seyri açısından büyük önem taşımaktadır. Hastalar bu nedenle rahat bir yaşama yönlendirilmektedir" diye konuştu.

Düzenli egzersizin de çok önemli olduğunu belirten Tokçaer, şunları kaydetti:

"Parkinson hastalığının ileri dönemlerinde sorun oluşturacak vücut duruş bozuklukları ve denge kusuru egzersiz ile ötelenebilir.

Eklem yumuşaklığını sağlamaya yönelik germe egzersizleri, karın ve sırt güçlendirme egzersizleri, kalp ve solunum sistemini desteklemek üzere aerobik egzersizleri, yürüyüş ve yüzme, hastalar için son derece faydalıdır. Egzersiz programı yorucu olmamalı, gerekirse kısa molalar alarak sürdürülmelidir."

AA

Sıradaki Haber
"Yumurta alerjisi" olanlara grip aşısı uyarısı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz